Bizle ortak olmak isteyecek ülkeleri siralarsaniz hiçbirinin bizim sorunlarimiza çözüm olacak halinin olmadığını görürsunuz..çünkü hiçbirinin bağımsız bir teknolojik altyapısı yok...varolan değerli insan gücünün de derdi kendini (eğer çoktan yapmamissa) batıya atmak...ucuz işcilik derseniz savunma sanayinde hem nispeten ucuz hemde kalitesini en iyi biz yapiyoruz zaten orada da bir katkı olmaz..
Savaş ile bogusan Ukraynadan bile motor teknolojisi transfer edip edemedigimiz belli değil bunu da yazalim bir köşeye...adamların gelip burada motor fabrikasi kurmasi gerekirken biz orada IHA hattı kurmaya çalışıyoruz..
Olsa olsa Arap ülkeleri para verirler, bunun karışıklığinda da bizden üretimi oraya kaydirmamizi ya da teknoloji transferi isterler bende şahsen buna karisiyim...gobegimiz catlayacak birşey geliştirelim diye sonra yolda yururken bulmus gibi sirlarini önüne gelene vereceğiz..
ABD Almanya ne yapiyorsa bizimde onu yapmamız lazım.. parasiyla alırsın, vidasini sokmeye benden teknisyen gider,onun da parasini verirsin..nokta
.
Zaten bu saatten sonra projelerimize "ortak" değil olsa olsa "müşteri" olunabilir. Çünkü ortaklık dediğiniz şey ancak AR-GE safhasında olur. Böylece projede riskleri paylaşırsınız, maliyeti paylaşırsınız, taşın altına elinizi koyarsınız. Uçak ortaya çıkıp pistte yürümeye başladıktan sonra bir projeye ortak olunmaz. Bu saatten sonra olsa olsa o projeye "müşteri" olunur.
Diğer yandan savunma sanayii ticaretinde bu kadar sert olunmamalı. Çünkü geliştirdiğiniz savunma sanayii ürünlerini eğer ihraç edemezseniz idame ettirilebilir bir savunma sanayii kuramazsınız. Sisteme mutlaka dışarıdan para girişi olması gerekir. Böylece yeni AR-GE çalışmalarınızı finanse edebilirsiniz.
Bu nedenle müşteriyi küstürmemek ve ayağı alışsın babında müşteri ülkelere bazı avantajlar sunabilirsiniz. Örneğin bazı kritik olmayan parçalar müşteri ülkede üretilebilir veya montajlanabilir. Hatta herhangi bir platformunuzun daha yenisini ürettiyseniz, örneğin 7-8 yıl önceki eski bir teknolojinizin üretim hattını o ülkeye taşıyabilirsiniz. Bu tür ilişkiler stratejik olarak müşteri ülkeyi size bağlayacaktır.
Örneğin Amerika'nın F-16 montaj hattını 80'li yıllarda Türkiye'ye kurması, bizi müşteri olarak Amerika'ya öyle bağladı ki, bildiğimiz, gördüğümüz, aşina olduğumuz uçak diye nerdeyse 40 yıl sonra halen Amerika'dan F-16 almaya çalışıyoruz. Keza GE'nin bazı parçaları TEİ'ye ürettirmesi, montajına izin vermesi nedeniyle, bildiğimiz, gördüğümüz, aşina olduğumuz motor diye MMU'da bile aynı motoru tercih ediyoruz.
Yani sözün özü, sürdürülebilir bir savunma sanayii için müşteri ülkelere bazı avantajlar sunmak uzun vadede bizim çıkarımıza olacaktır.