Bu tezgahı , bizim içimizde zaten bunu arzulayan bir kitle olduğunu bilen ve onları kullanan dış mihraklarca sahneye kondu , ne zaman 2002'de başladı bu plan...
Şu cümleye istinaden sana ve Metin Bey'e soruyorum: Tabi ki diplomasiyi sonuna kadar sürdüreceğiz. Ancak son 50 yılda diplomasi ile çözdüğümüz sorunların % olarak oranı ne kadardır? Sonuna kadar dediğimiz "son" ne zaman?
Batı için şunu; yapmazsak bunu yaparlar, öyle yaparsak böyle yaparlar diyenlere de soruyorum: Özellikle son 20 senedir Batı tarafından çiğnenmeyen "kırmızı çizgimiz" kaldı mı?
Acik soylemek gerekirse bati dunyasi ile son 50 yil icerisinde hangi konulari diplomasi ile cozebildik veya cozemedigimizi bulabilmek icin once belirtilen sure dahilinde bizleri hangi basbakan ve hukumetlerin yonettigini arastirmam icin interneti yoklamam gerekti.
Paylasmakta oldugum link araciligi ile gunumuzden 1972 kadar geri gitmemiz ve kimlerin gelip gectigini hatirlamakta yarar vardir.
https://ipfs.io/ipfs/QmQP99yW82xNKPxXLroxj1rMYMGF6Grwjj2o4svsdmGh7S/out/A/T%C3%BCrkiye_h%C3%BCk%C3%BBmetleri_listesi.htmlDogrusunu soylemek gerekirse .Sormus oldugunuz soruya net cevap verebilmem icin gunumuzden 1972 yilina kadar gecmis sure icerisinde ulkemiz dahilinde ve bati dunyasindaki atmosfer /konjenkturu hatirlamamiz gerekiyor. " Benim bu kadar bilgi donanimim oldugunu sanmiyorum ". Bunun icin bu konunun arastirmam sonrasi ancak daha net cevap verebilirim .
Yanlis anlamayin, ancak yoneltmis oldugunuz soru "Batiya karsin yurutulen diplomasimizde Turkiye % olarak ne kadar basarili oldu " sorusunun da pek dogru bir soru olduguna emin degilim.
Niye sorunun icerigini pek dogru bulmadigimi kendimce aciklamaya calisayim.
Oncelikle % yuzdelik hesaplamasi toplamin genelleme yapilmasi sonrasi bulunur.
Halbuki diplomatik sorunlarin genellemesi olmaz.Her bir sorun ayri ayri ele alinip cozumu icin ugras verilmesi gerekir. "Torba Cozum yaklasimi dogru bir yaklasim degil" Diplomatik sorunlar her zaman kesin sonuclarla sonlanmaz . Yani bir baska degisle bir cok sorun aslinda net olarak cozumlenmemis olsa da askida birakilir yani kriz seviyesinden cikarilmis olur ki bu da bir sonuctur.
Batinin genlede ulkemize bakisinin ve yaklasimin dogru bir yaklasim modeli oldugunu dusunmuyorum.
Bunun nedenleri bir den cok olabilecegi gibi degiskendir. Kimi zaman tarihten gelen husumetler, inac farkliligi, kulturel farklilik, kendilerini bizlerden ustun gorme ,zenginlik , kendilerine muhtac oldugumuz dusuncesi, kaba oldugumuz ,insan haklarina saygisizlik, hukuksuzluk gibi uzatilabilecek bir liste.
Elbette ustte belirtigim sekilde bizi goren ve gormek isteyen bircok bati ulkesi mevcuttur . Bu ulkelerin bu sekilde bakisini temelden degisterebilmemiz bir cirpida beklenemez . Belki de hep bu sasi bakis hep orada kalacak.
Ancak bu sasi bakislarin oranini azaltabilmek imkansiz olmamali . Burada yapmamiz gereken sayet ongorulen bu iddia ve ithamlardan sayet dogru olan var ise onlari giderebilmemiz mumkun olmasi lazim. Bunu da batililarin bizlere sasi bakislarindan kurtulmak icin degil kendimiz icin yapmaliyiz.
Aslinda batili devletler ile yillardan beri kroniklesmis sorun sayimizin oyle pek yuksek sayida oldugunu animsamiyorum " Batililar arasina Yunanistan ve GKRY de kattim"
En eski ve en kronik sorunlarimiz genelde Yunanistan ile yasanmakta .
Adalar , kita sahanligi,Fir ,hatti, MEB , Adalarin silahsizlandirilmasi. Bu sorunlarin hemen hemen tumunde diplomasi net sonuc alamadigi icin sorunlar askida durmakta.
Ikinci kronik sorunumuz kibris ile ilgilidir.
Bu soruna da diplomasi yolu ile cozum olusturulamadigi icin askida yani statukonun korunmasi sekli ile kriz asilmis bulunuyor.
Ucuncu kronik sorun AB ile yasamakta oldugumuz sorunlar yumagi olarak siralanabilir.
Birde daha yeni sorunlarimiz vardir ki bunlar genlde dunyadaki degisimleri de goz onune alarak degerlendirmemiz gerekliligi vardir. "Soguk savasin bitisi ve dunyadaki yeni guc dengeleri ve emperyalist ulkelerin yeni yasam alanlari olusturma planlari"
ABD ile yasanmis ve yasanmakta olan sorunlar bu kataogoride liste basini cekmekte .
Irak ,Suriye bolunmesi ,PKK/PYD/SDG yapilandirilmasi ve destek. TC nin yipratilmasi parcalanmasi icin olusumlara destek FETO.Silah ambargolari yatirimlar vs...olarak siralanabilir.
ABD ile yasanmakta olan belirtmis oldugum konular esasinda bir birinden ayri gorulse de aslinda bir biri ile ilintili konulardir. Diplomasi bu sorunlar yumaginin tumunu cozmeye yetmemistir.Bunun ana nedeni dunyadaki genel degisimden dolayi ABD nin Ulkemizi artik eskisi kadar olazsa olmaz gormedigi yaninda , Ulkemizin yillar icerisinde gelismesinden dolayi daha ozgur sekilde hareket etmeye calismasi kaynaklidir.
Yani ABD icin su anda eskisi kadar degerli degiliz ancak gozden cikarilmamiz da su an icin dusunulmuyor. Bunun yerine kendi basina hareket edebilme sihamizi kisitlayici ve gucumuzu verimsiz sekilde harcamamiz icin gerekli her turlu altyapiya destek yaninda ABD kendi emperyal cikarlari icin yeni yasam alanlari ve onlari yonetebilecegi olusumlari yaratmak icin calismakta. Bu sartlar altinda ABD mutlak cozum mumkunati yoktur ancak krizlerin hafifletilmesi veya sorunlarin zaman icerisinde gecersiz kalmasini beklemek bir cozum olabilir.
AB ulkelerinin bazilari ile karsilasilmakta olan sorunlarin ana nedeni yukarda belirtmis oldugum bakis acisi yaninda AB uyesi olmayisimiz yatmakta. AB icerisindeki ulkelerin ortak hareket etme ongorusunu on plana cikarmalari yaninda ulkemizi ortaktan ziyade sadece buyuk bir pazar olarak gormekte olmasi temel sorunlarin kaynagini teskile etmekte. Bu gercekler nedeni ile bu pazarin surekliligi icin gerekli adimlari atmaktalar.
Peki diyeceksiniz bizim DIPLOMASIYE ne oldu?
Bu siralamis oldugum sorunlar yumagini sadece diplomasi ile cozulmesini beklemek tabii ki dogru bir yaklasim degil. Bu sorunlarin hepsini salt askeri gucle cozumleyebilme imkanimiz ve kabiliyetimiz de mevcut degil. Demek ki sorunlarimizi cozebilmek veya sorun onceliklerini ayarlayabilmek icin once diyalog ve diplomasiye ihtiyac vardir. Diplomasinin sadece diyalog ile degil su anda Isvec ve Finlandiya icin yapilmak istendigi gibi diplomotik kanallar ile pazarlik sekli olabilir. Bunu yaparken de karsimizdakilere ne istedigimizi anlasilir net sekilde ilgili organlarca onlari mumkun oldugunca alanen rencide etmeyecek sekilde yapmaliyiz ." Amacimiz ne bagciyi dovme ne de rayting olmali. Hedef uzumu yememiz olmali"
Ne ise herhalde bu en uzun yazmis oldugum yorum olmali