Ben eğer ülke yönetiminde olsaydım şu şekilde bir planlama yapardım.
S-400 sistemini geçici olarak askıya alır Amerika ile anlaşma yoluna giderdim.Bu anlaşmanın adıda Köprüden geçene kadar sevgili pandaya dayı deme adı altında yürütürdüm.
F-35 projesinden çekilir eğer anlaşma bedeli geri ödeniyorsa istenir ve konuyu kaybetmiş bir ülke edasında (ama aslında bazen kazanmak için geri çekilmek gerekir) sessiz sedasız işi bitirirdim.
Amerika'yı bu konuda ikna ettikten sonra ve sular durulduktan sonra elimdeki hava araçlarını olası bir ambargo noktasında ne şekilde yerine farklı alternatifler getirebileceğimi planlardım.
Mesela genel maksat helikopteri S-70 ler evet iyi performans düşük bakım maliyeti var ama bir noktada bağımlı olmanın bedeli bize bu şekilde dönüyorsa eğer ortak üretim ile (İtalya) motoru Amerika mşli olmayacak şekilde planlayarak S-70 türevi ve Naval versiyonlarını tedarik edip üretirdim.Zaten yerli deniz/kara mühimmatlarımızın entegresinde sorun yaşamayacağımızdan ötürü aviyonik sistemler dahil (Aselsan) T-129 modeli bir sistemi (tabi başta yapılan motor hatasından ders alarak) geliştirerek envantere alırdım.
Gökbey projesini hızlandırıp bu projede 2 farklı sınıfta üretimine ağırlık verirdim.Gökbey-A ve B modelleri bunları Sahil güvenlik,Jandarma ve Deniz kuvvetleri için yapılandırır bu şekilde kullanmalarını sağlardım.
Eğitim ve Jet eğitim uçağı alanında Hürkuş üretimini hızlandırır.Hürjet için muadili olmasada Çin veya Rusya'dan motor tedarik ederdim.Daha sonrasında zaten ilişkiler geliştiğinden ötürü yerli jet motoru noktasında kesenin ağzını açardım.
Hava savunma sistemlerinde ise Amerikayı kıllandırmadan EUROSAM ile projeyi hızlandırırdım.Hisar A ve O sistemlerinin yanında uzun menzilli bu sistem için hemen anlaşmayı devreye sokar bu noktada yakın çalışma yaparak sistemleri hızlı bir şekilde geliştirirdim.
CH-47 türevine gelince onun yerine şu anlık ağır nakliye sınıfı helikopteri hemen alamayacağımızı düşünür isek Amerika ile normale dönen süreçte yedek parça (en az 2 -3 sene yeticek şekilde tedarik ederdim.Eğer olası ambargo olacaksa da 2-3 sene bizi idare edicek ama alternatife yönlenebilicek zamanı kazandırıcak bir planlamamız olurdu.
Barış Kartalı HEİK noktasında ise Hava SOJ biliyorsunuz TAİ ve Aselsanın ortak projesi bu noktada 3-4 sene içerisinde 4 adet Airbus uçağı (A330-300) olabilir,Hava Soj için üretilmesi planlanan Radar sisteminin daha geniş bant izleme kapasitesine sahip olan versiyonunu üretir onu monte ederdim.Bu şekilde HEİK sistemlerinde sadece uçak dışında bir bağımlılık durumu olmazdı.
T129 B modeli için eğer olası bir ambargo tehtit hala devam ediyorsa Ukrayna-Rus veya Çin motorlarından bir tanesini tercih ederdim.Yerli motorun üretilmesi ve devreye alınması bu siklette biraz zor olucağından ötürü geçen süreç zarfında eğer bu ülkeler ile teknoloji transferi konularını halledersek en azından motor konusunda daha hızlı ilerleyip TUSAŞ ile beraber gökbey için nasıl projelendirme yapabiliyorsak bunuda T129 B modelleri için hayata geçirirdim.Performans olarak evet bir T800 olmazdı ama en azından 1 sene sonra yerde kalmasının önüne geçmiş olurduk.
Nakiye uçağı konusunda C-130 lar yerine Ukrayna ile bu konuda AN-188 serisi için görüşmelere başlardım.
Elimizi kolumuzu bağlayan F-16,F-4,F-5,CH-47 ve Cobralar içinde malesef bazı parçalarını tersine mühendislik ile bunları (İran gibi)uçar halde tutmaya çalışmamız gerekiyor.
TF-X ve Hürjet içinde motor en temel nokta olduğunu düşünürsek Klimov RD-93 türevi bir motor ile devam etmemiz gerekicektir.Tabi burda siyasi ilişkilerinde önemli büyük.
Zor olurdu bazı isterlerimizi karşılamayabilir ama mecbur böyle bir yola girmek zorundayız.Amerika askeri ekonomisi ile zaten bizim gibi ülkere dikte yolu ile istediğini yaptırabiliyor.Bu noktada bizim tedarik rotamızı Rusya-Avrupa-Çin olarak yavaş yavaş Amerikan kartalını ürkütmeden yapmamız lazım.O yüzden diyorum 2-3 proje bize yetmiyor.Sakın küçümsediğim anlamına gelmesin ama bazı konularda hala ciddi şekilde adamların ellerine bakıyoruz.