Gönderen Konu: Türkiye - ABD İlişkileri  (Okunma sayısı 221618 defa)

0 Üye ve 1 Ziyaretçi konuyu incelemekte.

Çevrimdışı Mermi

  • DefenceTurk
  • *
  • İleti: 1069
  • 28
  • DefenceTurk.com
Ynt: Türkiye - ABD İlişkileri
« Yanıtla #400 : 02 Nisan 2019, 14:14:47 »
Bu dediklerinde haklısın. Hepsi doğru. Işte bende bu nedenle karşı çıkıyorum S-400'lere. Bir anlık öfke ile alınmış bir karar bana göre. Bu iş sadece F-35 verilmemesi meselesi değil. S-400 isterse Balistik füzeyide vursun. Sisteme de enteğrede edelim. Her türlü zararlı bir tercih.
« Son Düzenleme: 02 Nisan 2019, 14:17:23 Gönderen: Mermi »

Çevrimdışı fırtına06

  • Site Yetkilisi
  • DefenceTurk
  • *****
  • İleti: 5040
  • 232
  • DefenceTurk.com
Ynt: Türkiye - ABD İlişkileri
« Yanıtla #401 : 02 Nisan 2019, 14:22:32 »
Ne yapabiliriz sizce? Her iki seçenektede tamamen zararlı çıkacağız bu işten S-400'lerin iptal olması demek verilen 2.5 milyar doların çöpe gitmesi demek, Suriye'nin tamamen kaybedilmesi demek, Rusya'nın kaybedilmesi demek, turizmle beraber ekonominin tamamen çökmesi demek. İtibarımızın tamamen yerlebir olmasını saymıyorum bile . Bir taraftada ABD var hangi seçenekten az zararla çıkarız sizce?
« Son Düzenleme: 02 Nisan 2019, 14:29:28 Gönderen: fırtına06 »

Çevrimdışı Master

  • YASAKLI
  • DefenceTurk
  • *
  • İleti: 75
  • -53
  • DefenceTurk.com
Ynt: Türkiye - ABD İlişkileri
« Yanıtla #402 : 02 Nisan 2019, 14:55:11 »
Ben eğer ülke yönetiminde olsaydım şu şekilde bir planlama yapardım.

S-400 sistemini geçici olarak askıya alır Amerika ile anlaşma yoluna giderdim.Bu anlaşmanın adıda Köprüden geçene kadar sevgili pandaya dayı deme adı altında yürütürdüm.
F-35 projesinden çekilir eğer anlaşma bedeli geri ödeniyorsa istenir ve konuyu kaybetmiş bir ülke edasında (ama aslında bazen kazanmak için geri çekilmek gerekir) sessiz sedasız işi bitirirdim.
Amerika'yı bu konuda ikna ettikten sonra ve sular durulduktan sonra elimdeki hava araçlarını olası bir ambargo noktasında ne şekilde yerine farklı alternatifler getirebileceğimi planlardım.
Mesela genel maksat helikopteri S-70 ler evet iyi performans düşük bakım maliyeti var ama bir noktada bağımlı olmanın bedeli bize bu şekilde dönüyorsa eğer ortak üretim ile (İtalya) motoru Amerika mşli olmayacak şekilde planlayarak S-70 türevi  ve Naval versiyonlarını tedarik edip üretirdim.Zaten yerli deniz/kara mühimmatlarımızın entegresinde sorun yaşamayacağımızdan ötürü aviyonik sistemler dahil (Aselsan) T-129 modeli bir sistemi (tabi başta yapılan motor hatasından ders alarak) geliştirerek envantere alırdım.
Gökbey projesini hızlandırıp bu projede 2 farklı sınıfta üretimine ağırlık verirdim.Gökbey-A ve B modelleri bunları Sahil güvenlik,Jandarma ve Deniz kuvvetleri için yapılandırır bu şekilde kullanmalarını sağlardım.
Eğitim ve Jet eğitim uçağı alanında Hürkuş üretimini hızlandırır.Hürjet için muadili olmasada Çin veya Rusya'dan motor tedarik ederdim.Daha sonrasında zaten ilişkiler geliştiğinden ötürü yerli jet motoru noktasında kesenin ağzını açardım.
Hava savunma sistemlerinde ise Amerikayı kıllandırmadan EUROSAM ile projeyi hızlandırırdım.Hisar A ve O sistemlerinin yanında uzun menzilli bu sistem için hemen anlaşmayı devreye sokar bu noktada yakın çalışma yaparak sistemleri hızlı bir şekilde geliştirirdim.

CH-47 türevine gelince onun yerine şu anlık ağır nakliye sınıfı helikopteri hemen alamayacağımızı düşünür isek Amerika ile normale dönen  süreçte yedek parça (en az 2 -3 sene yeticek şekilde tedarik ederdim.Eğer olası ambargo olacaksa da 2-3 sene bizi idare edicek ama alternatife yönlenebilicek zamanı kazandırıcak bir planlamamız olurdu.

Barış Kartalı HEİK noktasında ise Hava SOJ biliyorsunuz TAİ ve Aselsanın ortak projesi bu noktada 3-4 sene içerisinde 4 adet Airbus uçağı (A330-300) olabilir,Hava Soj için üretilmesi planlanan Radar sisteminin daha geniş bant izleme kapasitesine sahip olan versiyonunu üretir onu monte ederdim.Bu şekilde HEİK sistemlerinde sadece uçak dışında bir bağımlılık durumu olmazdı.

T129 B modeli için eğer olası bir ambargo tehtit hala devam ediyorsa  Ukrayna-Rus veya Çin motorlarından bir tanesini tercih ederdim.Yerli motorun üretilmesi ve devreye alınması bu siklette biraz zor olucağından ötürü geçen süreç zarfında eğer bu ülkeler ile teknoloji transferi konularını halledersek en azından motor konusunda daha hızlı ilerleyip TUSAŞ ile beraber gökbey için nasıl projelendirme yapabiliyorsak bunuda T129 B modelleri için hayata geçirirdim.Performans olarak evet bir T800 olmazdı ama en azından 1 sene sonra yerde kalmasının önüne geçmiş olurduk.

Nakiye uçağı konusunda C-130 lar yerine Ukrayna ile bu konuda AN-188 serisi için görüşmelere başlardım.

Elimizi kolumuzu bağlayan F-16,F-4,F-5,CH-47 ve Cobralar içinde malesef bazı parçalarını tersine mühendislik ile bunları (İran gibi)uçar halde tutmaya çalışmamız gerekiyor.

TF-X  ve Hürjet içinde motor en temel nokta olduğunu düşünürsek Klimov RD-93 türevi bir motor ile devam etmemiz gerekicektir.Tabi burda siyasi ilişkilerinde önemli büyük.

Zor olurdu bazı isterlerimizi karşılamayabilir ama mecbur böyle bir yola girmek zorundayız.Amerika askeri ekonomisi ile zaten bizim gibi ülkere dikte yolu ile istediğini yaptırabiliyor.Bu noktada bizim tedarik rotamızı Rusya-Avrupa-Çin olarak yavaş yavaş Amerikan kartalını ürkütmeden yapmamız lazım.O yüzden diyorum 2-3 proje bize yetmiyor.Sakın küçümsediğim anlamına gelmesin ama bazı konularda hala ciddi şekilde adamların ellerine bakıyoruz.





Çevrimdışı metin62

  • 2020 Yılın Üyesi
  • DefenceTurk
  • *****
  • İleti: 2341
  • 183
  • DefenceTurk.com
Ynt: Türkiye - ABD İlişkileri
« Yanıtla #403 : 02 Nisan 2019, 14:56:43 »
Şu aşamada kanımca yapılması gereken şey sakinliğimizi korumak , bizler ne kadar karşı tarfa strese girdiğimizi gösterirsek onların o kadar ekmeğine bal sürmüş oluruz.
Şu anda değerlendirme yapma zamanı değil , değerlendirme çıkış yolu bulunduktan sonra yapılmalı.
Şu anda yapılması gereken sakin olup tezlerimizi herkesin anlayacağı şekilde tekrar tekrar usanmadan  Nato ,AB sair ülkelere anlatmak.

Şayet ABD katıksız uzunca bir süre bizlere  Sn Masterin açıklamış olduğu şekilde bir ceza verme kararını uygulamaya koyacağını sanmamakle birlikte ,olur  da uzunca bir süre için uygulamaya koyar ise o zaman ABD nin bizi gözden çıkartmış olduğunun en net kanıtı olur. Böyle bir ilişkinin de sürmesine sanırım gerek yoktur ve inceldiği yerden ilişkinin  tümü veya uzunca bir süre için kopmasında zarar olmaz.  Ben halen her teknik ve siyasi sorunun mutlak bir çozüm yolu olduğuna inanmaktayım, ancak elbette  bir bedel ödenilecek !


 

Çevrimdışı Tigerfish

  • DefenceTurk
  • *
  • İleti: 2229
  • 196
Ynt: Türkiye - ABD İlişkileri
« Yanıtla #404 : 02 Nisan 2019, 15:11:49 »
Bu dediklerinde haklısın. Hepsi doğru. Işte bende bu nedenle karşı çıkıyorum S-400'lere. Bir anlık öfke ile alınmış bir karar bana göre. Bu iş sadece F-35 verilmemesi meselesi değil. S-400 isterse Balistik füzeyide vursun. Sisteme de enteğrede edelim. Her türlü zararlı bir tercih.



Tamamen doğru ve katılıyorum. 2012 senesinde Rus ve Türk askeri yetkililerin bir araya  gelerek bizimkilerin S400 Sistemleri için israr ettiklerini Rusların ciddi kaynaklarından öğrenmiştim. Rus askeri bu sistemin satışına önceleri  karşı çıkıyordu.

Ne olduysa 15 Temmuzdan sonra oldu ve Putin satışa sıcak bakmaya başladı. Batının Türkiye de darbe sırasında tutumu  bizimkilerde ciddi itibar kaybına sebep oldu. Bu güvensizlik ortamı ne yazık hala devam ediyor.

Çevrimdışı Mermi

  • DefenceTurk
  • *
  • İleti: 1069
  • 28
  • DefenceTurk.com
Ynt: Türkiye - ABD İlişkileri
« Yanıtla #405 : 02 Nisan 2019, 15:36:28 »
Tigerfish hocam; işte bu Putin'in stratejisi. Stratejik aklı. Yiğidi öldür hakkını yeme. Lakin bu kurnazlığı ( aslında kurnazlık değil. Kendi ülkesi için çok akıllı bir strateji ) beni ürkütüyor. Ukrayna ilede çok harika ilişkileri vardı. Bir anda ülkeyi folloşa çevirdi. Kurt gibi çok akıllı ama çok sinsi. Aynı zeka birgün bizide vurabilir.
« Son Düzenleme: 02 Nisan 2019, 15:38:26 Gönderen: Mermi »

Çevrimdışı th3

  • DefenceTurk
  • *
  • İleti: 57
  • 5
  • DefenceTurk.com
Ynt: Türkiye - ABD İlişkileri
« Yanıtla #406 : 02 Nisan 2019, 16:48:01 »
Hükümetin ambargoyu göze alacağını sanmıyorum. Bir şekilde s-400 sorunu halledilecektir. En ideal senaryo ne f-35 ne de s-400 almamak gibi görünüyor. Ekonomik durum ortadayken sürekli yeni sorunlara gebe, işlevselliği tartışmalı bir uçak için bu kadar büyük bir mali külfete katlanmak pek akıllıca değil. Potansiyel düşmanlar belli, bir miktar ikinci el f-16 veya Gripen ile yola devam edilebilir.

Çevrimdışı SKYWOLF

  • SKYWOLF
  • Genel Yetkili
  • DefenceTurk
  • *****
  • İleti: 44315
  • 615
Ynt: Türkiye - ABD İlişkileri
« Yanıtla #407 : 02 Nisan 2019, 18:10:07 »
Ben eğer ülke yönetiminde olsaydım şu şekilde bir planlama yapardım.

S-400 sistemini geçici olarak askıya alır Amerika ile anlaşma yoluna giderdim.Bu anlaşmanın adıda Köprüden geçene kadar sevgili pandaya dayı deme adı altında yürütürdüm.
F-35 projesinden çekilir eğer anlaşma bedeli geri ödeniyorsa istenir ve konuyu kaybetmiş bir ülke edasında (ama aslında bazen kazanmak için geri çekilmek gerekir) sessiz sedasız işi bitirirdim.
Amerika'yı bu konuda ikna ettikten sonra ve sular durulduktan sonra elimdeki hava araçlarını olası bir ambargo noktasında ne şekilde yerine farklı alternatifler getirebileceğimi planlardım.
Mesela genel maksat helikopteri S-70 ler evet iyi performans düşük bakım maliyeti var ama bir noktada bağımlı olmanın bedeli bize bu şekilde dönüyorsa eğer ortak üretim ile (İtalya) motoru Amerika mşli olmayacak şekilde planlayarak S-70 türevi  ve Naval versiyonlarını tedarik edip üretirdim.Zaten yerli deniz/kara mühimmatlarımızın entegresinde sorun yaşamayacağımızdan ötürü aviyonik sistemler dahil (Aselsan) T-129 modeli bir sistemi (tabi başta yapılan motor hatasından ders alarak) geliştirerek envantere alırdım.
Gökbey projesini hızlandırıp bu projede 2 farklı sınıfta üretimine ağırlık verirdim.Gökbey-A ve B modelleri bunları Sahil güvenlik,Jandarma ve Deniz kuvvetleri için yapılandırır bu şekilde kullanmalarını sağlardım.
Eğitim ve Jet eğitim uçağı alanında Hürkuş üretimini hızlandırır.Hürjet için muadili olmasada Çin veya Rusya'dan motor tedarik ederdim.Daha sonrasında zaten ilişkiler geliştiğinden ötürü yerli jet motoru noktasında kesenin ağzını açardım.
Hava savunma sistemlerinde ise Amerikayı kıllandırmadan EUROSAM ile projeyi hızlandırırdım.Hisar A ve O sistemlerinin yanında uzun menzilli bu sistem için hemen anlaşmayı devreye sokar bu noktada yakın çalışma yaparak sistemleri hızlı bir şekilde geliştirirdim.

CH-47 türevine gelince onun yerine şu anlık ağır nakliye sınıfı helikopteri hemen alamayacağımızı düşünür isek Amerika ile normale dönen  süreçte yedek parça (en az 2 -3 sene yeticek şekilde tedarik ederdim.Eğer olası ambargo olacaksa da 2-3 sene bizi idare edicek ama alternatife yönlenebilicek zamanı kazandırıcak bir planlamamız olurdu.

Barış Kartalı HEİK noktasında ise Hava SOJ biliyorsunuz TAİ ve Aselsanın ortak projesi bu noktada 3-4 sene içerisinde 4 adet Airbus uçağı (A330-300) olabilir,Hava Soj için üretilmesi planlanan Radar sisteminin daha geniş bant izleme kapasitesine sahip olan versiyonunu üretir onu monte ederdim.Bu şekilde HEİK sistemlerinde sadece uçak dışında bir bağımlılık durumu olmazdı.

T129 B modeli için eğer olası bir ambargo tehtit hala devam ediyorsa  Ukrayna-Rus veya Çin motorlarından bir tanesini tercih ederdim.Yerli motorun üretilmesi ve devreye alınması bu siklette biraz zor olucağından ötürü geçen süreç zarfında eğer bu ülkeler ile teknoloji transferi konularını halledersek en azından motor konusunda daha hızlı ilerleyip TUSAŞ ile beraber gökbey için nasıl projelendirme yapabiliyorsak bunuda T129 B modelleri için hayata geçirirdim.Performans olarak evet bir T800 olmazdı ama en azından 1 sene sonra yerde kalmasının önüne geçmiş olurduk.

Nakiye uçağı konusunda C-130 lar yerine Ukrayna ile bu konuda AN-188 serisi için görüşmelere başlardım.

Elimizi kolumuzu bağlayan F-16,F-4,F-5,CH-47 ve Cobralar içinde malesef bazı parçalarını tersine mühendislik ile bunları (İran gibi)uçar halde tutmaya çalışmamız gerekiyor.

TF-X  ve Hürjet içinde motor en temel nokta olduğunu düşünürsek Klimov RD-93 türevi bir motor ile devam etmemiz gerekicektir.Tabi burda siyasi ilişkilerinde önemli büyük.

Zor olurdu bazı isterlerimizi karşılamayabilir ama mecbur böyle bir yola girmek zorundayız.Amerika askeri ekonomisi ile zaten bizim gibi ülkere dikte yolu ile istediğini yaptırabiliyor.Bu noktada bizim tedarik rotamızı Rusya-Avrupa-Çin olarak yavaş yavaş Amerikan kartalını ürkütmeden yapmamız lazım.O yüzden diyorum 2-3 proje bize yetmiyor.Sakın küçümsediğim anlamına gelmesin ama bazı konularda hala ciddi şekilde adamların ellerine bakıyoruz.


Mantıklı da bunu fark ettirmeden nasıl yapacağız? F-35 bizim için acil ihtiyaç mesela! O prjeden sessiz sedasız çelikdiğimizi düşünürsek, ABD yerine ne koyacağımızı bizimkilerden önce sorgular!

Bütün bu yazdıklarını zaten olası bir ambargoda yapamaz mıyız? S400'ü aldıktan sonra...
ADALETİN OLMADIĞI YERDE NE SAYGI KALIR, NE DE DÜZEN! ADALETİN OLMADIĞI YER YIKILMAYA MAHKUMDUR! DÜRÜSTLÜK BENİM KARAKTERİMDİR! BEN ŞEREFİM İÇİN YAŞAR, ŞEREFİM İÇİN ÖLÜRÜM. MUHTAÇ OLDUĞUM KUDRET DAMARLARIMDAKİ ASİL KANDA MEVCUTTUR.
SKYWOLF...DefenceTurk.com

Çevrimdışı Tigerfish

  • DefenceTurk
  • *
  • İleti: 2229
  • 196
Ynt: Türkiye - ABD İlişkileri
« Yanıtla #408 : 02 Nisan 2019, 19:01:37 »
Ben eğer ülke yönetiminde olsaydım şu şekilde bir planlama yapardım.

S-400 sistemini geçici olarak askıya alır Amerika ile anlaşma yoluna giderdim.Bu anlaşmanın adıda Köprüden geçene kadar sevgili pandaya dayı deme adı altında yürütürdüm.
F-35 projesinden çekilir eğer anlaşma bedeli geri ödeniyorsa istenir ve konuyu kaybetmiş bir ülke edasında (ama aslında bazen kazanmak için geri çekilmek gerekir) sessiz sedasız işi bitirirdim.
Amerika'yı bu konuda ikna ettikten sonra ve sular durulduktan sonra elimdeki hava araçlarını olası bir ambargo noktasında ne şekilde yerine farklı alternatifler getirebileceğimi planlardım.
Mesela genel maksat helikopteri S-70 ler evet iyi performans düşük bakım maliyeti var ama bir noktada bağımlı olmanın bedeli bize bu şekilde dönüyorsa eğer ortak üretim ile (İtalya) motoru Amerika mşli olmayacak şekilde planlayarak S-70 türevi  ve Naval versiyonlarını tedarik edip üretirdim.Zaten yerli deniz/kara mühimmatlarımızın entegresinde sorun yaşamayacağımızdan ötürü aviyonik sistemler dahil (Aselsan) T-129 modeli bir sistemi (tabi başta yapılan motor hatasından ders alarak) geliştirerek envantere alırdım.
Gökbey projesini hızlandırıp bu projede 2 farklı sınıfta üretimine ağırlık verirdim.Gökbey-A ve B modelleri bunları Sahil güvenlik,Jandarma ve Deniz kuvvetleri için yapılandırır bu şekilde kullanmalarını sağlardım.
Eğitim ve Jet eğitim uçağı alanında Hürkuş üretimini hızlandırır.Hürjet için muadili olmasada Çin veya Rusya'dan motor tedarik ederdim.Daha sonrasında zaten ilişkiler geliştiğinden ötürü yerli jet motoru noktasında kesenin ağzını açardım.
Hava savunma sistemlerinde ise Amerikayı kıllandırmadan EUROSAM ile projeyi hızlandırırdım.Hisar A ve O sistemlerinin yanında uzun menzilli bu sistem için hemen anlaşmayı devreye sokar bu noktada yakın çalışma yaparak sistemleri hızlı bir şekilde geliştirirdim.

CH-47 türevine gelince onun yerine şu anlık ağır nakliye sınıfı helikopteri hemen alamayacağımızı düşünür isek Amerika ile normale dönen  süreçte yedek parça (en az 2 -3 sene yeticek şekilde tedarik ederdim.Eğer olası ambargo olacaksa da 2-3 sene bizi idare edicek ama alternatife yönlenebilicek zamanı kazandırıcak bir planlamamız olurdu.

Barış Kartalı HEİK noktasında ise Hava SOJ biliyorsunuz TAİ ve Aselsanın ortak projesi bu noktada 3-4 sene içerisinde 4 adet Airbus uçağı (A330-300) olabilir,Hava Soj için üretilmesi planlanan Radar sisteminin daha geniş bant izleme kapasitesine sahip olan versiyonunu üretir onu monte ederdim.Bu şekilde HEİK sistemlerinde sadece uçak dışında bir bağımlılık durumu olmazdı.

T129 B modeli için eğer olası bir ambargo tehtit hala devam ediyorsa  Ukrayna-Rus veya Çin motorlarından bir tanesini tercih ederdim.Yerli motorun üretilmesi ve devreye alınması bu siklette biraz zor olucağından ötürü geçen süreç zarfında eğer bu ülkeler ile teknoloji transferi konularını halledersek en azından motor konusunda daha hızlı ilerleyip TUSAŞ ile beraber gökbey için nasıl projelendirme yapabiliyorsak bunuda T129 B modelleri için hayata geçirirdim.Performans olarak evet bir T800 olmazdı ama en azından 1 sene sonra yerde kalmasının önüne geçmiş olurduk.

Nakiye uçağı konusunda C-130 lar yerine Ukrayna ile bu konuda AN-188 serisi için görüşmelere başlardım.

Elimizi kolumuzu bağlayan F-16,F-4,F-5,CH-47 ve Cobralar içinde malesef bazı parçalarını tersine mühendislik ile bunları (İran gibi)uçar halde tutmaya çalışmamız gerekiyor.

TF-X  ve Hürjet içinde motor en temel nokta olduğunu düşünürsek Klimov RD-93 türevi bir motor ile devam etmemiz gerekicektir.Tabi burda siyasi ilişkilerinde önemli büyük.

Zor olurdu bazı isterlerimizi karşılamayabilir ama mecbur böyle bir yola girmek zorundayız.Amerika askeri ekonomisi ile zaten bizim gibi ülkere dikte yolu ile istediğini yaptırabiliyor.Bu noktada bizim tedarik rotamızı Rusya-Avrupa-Çin olarak yavaş yavaş Amerikan kartalını ürkütmeden yapmamız lazım.O yüzden diyorum 2-3 proje bize yetmiyor.Sakın küçümsediğim anlamına gelmesin ama bazı konularda hala ciddi şekilde adamların ellerine bakıyoruz.


Mantıklı da bunu fark ettirmeden nasıl yapacağız? F-35 bizim için acil ihtiyaç mesela! O prjeden sessiz sedasız çelikdiğimizi düşünürsek, ABD yerine ne koyacağımızı bizimkilerden önce sorgular!

Bütün bu yazdıklarını zaten olası bir ambargoda yapamaz mıyız? S400'ü aldıktan sonra...

Bence buna biraz erken olur. Elimizdeki tayarelerin üzerinde modifikasyonlara giristigimizde Amerikayla iliskiler tamamen kopmus olacak. Yani Iran modeli.

Çevrimdışı ムゲン

  • DefenceTurk
  • *
  • İleti: 211
  • -46
  • DefenceTurk.com
Ynt: Türkiye - ABD İlişkileri
« Yanıtla #409 : 02 Nisan 2019, 19:13:51 »
Yalnız o bu değilde Rusların hakkını vermek lazım. S400 hakkında konuşmayan "bir rus yetkili" kalmadı. Öyle güzel okşadılarki bizi. Kedinin gıdısını okşarsın kafayı kaldırır ya öyle baktık. Az biraz anladımki "devlet aklı" bakımından Amerika ve Rusya farklı bir kulvarda...Buna İngiltereyide katabiliriz. Bu 3 ülkeyle devlet aklı kafasında yarışmak öyle kolay değil. Bu 3 ülkeyi ilgilendiren bir plan yaparken en ince ayrıntısına kadar düşünmezsen , bunlar o en ince ayrıntıyı bulur kendi fikrini sana karşı kullanır. Buna hayranlık mı duyuyorum ? Belki. Devletler böyle yönetilmeli...
ムゲン (mugen) - Japonca bir kelime olup ,  Türkçede "sonsuz" anlamına gelir.