Anket

Hükümetin "kürt açılımı" politikasını destekliyormusunuz?

Hayır desteklemiyorum,şiddetle karşıyım
61 (77.2%)
Evet destekliyorum, çok olumlu buluyorum
10 (12.7%)
Kararsızım, çünkü sonuçları hakkında emin olamıyorum
8 (10.1%)

Toplam Oy Verenler: 79

Gönderen Konu: PKK İle Mücadele  (Okunma sayısı 1432265 defa)

0 Üye ve 1 Ziyaretçi konuyu incelemekte.

Çevrimdışı Şahinbey

  • DefenceTurk
  • *
  • İleti: 514
  • 0
Ynt: PKK İle Mücadele
« Yanıtla #120 : 25 Ağustos 2009, 11:46:59 »
DTP yeni bir Anayasa için kolları sıvadı. Partinin önde gelen isimleri ve hukukçuları öncelikleri sıraladı..

Anayasada yapılacak değişiklikler için çalışmaları sürdüren DTP, ünlü yazar Yaşar Kemal başta olmak üzere aydınlar, hukukçular, barolar ve sivil toplum örgütlerinin yer alacağı çalıştayda konuyu değerlendirecek.

Sabah'tan Hazal Ateş'in haberine göre Yaşar Kemal'in de yer alacağı çalıştayda insan hakları ve demokrasi önünde engel olan maddeler tartışılacak

Partinin Anayasa komisyonunda görevli Batman Milletvekili Bengi Yıldız, "Oluşturacağımız 50 kişilik anayasa çalıştayında taslağa son şekli vereceğiz. Türkiye Cumhuriyeti vatandaşlığı olmazsa olmaz" dedi. Taslakta, Doğu ve Güneydoğu Anadolu'nun ekonomik kalkınmasının güvence altına alınması, yüzde 10 seçim barajı ile siyasi partilerin faaliyetini kısıtlayan yasal engellerin kaldırılması isteniyor.

Mitinge kimi çağırdılar

DTP, çalıştayda Genel Başkan Ahmet Türk'ün 1 Eyül'de Diyarbakır mitingine davet ettiği ünlü yazar Yaşar Kemal, AK Parti'nin anayasa çalışmaları sırasında görüş aldığı Anayasa hukukçusu Prof. Dr. Fazıl Hüsnü Erdem gibi isimlerin yer almasını istiyor. Yaşar Kemal, Diyarbakır davetine "Sağlık durumum iyi olursa geleceğim" sözü verdi.

DTP'nin öncelikleri ise şöyle :

-Kesinlikle ideolojisiz, demokratik bir anayasa olmalı. Üniter yapıda Kürt kimliği ve tüm kimlikler tanınmalı ve tüm kültürler anayasal güvence altına alınmalı.
-Vatandaşlık bağıyla bağlı herkes Türktür" ibaresi "Türkiye Cumhuriyeti vatandaşlığı" olarak değiştirilmeli.
-Kürtçe de Türk dili gibi devlet korumasında yer almalı. Devleti koruyan değil, vatandaşın özgürlüğünü esas almalı

kaynak:http://www.internethaber.com/news_detail.php?id=204823

Çevrimdışı Şahinbey

  • DefenceTurk
  • *
  • İleti: 514
  • 0
Ynt: PKK İle Mücadele
« Yanıtla #121 : 25 Ağustos 2009, 12:03:31 »
DTP DİYARBAKIR İL BAŞKANI: 1 EYLÜL'DE AÇIKLAYABİLİRİZ

DTP Diyarbakır İl Başkanı Fırat Anlı, terör örgütü PKK'nın İmralı'da cezaevinde bulunan lideri Abdullah Öcalan'ın Kürt sorununun çözümüne yönelik olarak hazırladığı yol haritasını 1 Eylül'de açıklayabileceklerini söyledi.

Diyarbakır'da 1 Eylül tarihinde DTP ve çeşitli sivil toplum örgütleri tarafından ''Onurlu bir barışa evet'' adı altında miting düzenlenecek.

1 Eylül tarihi dünyanın birçok yerinde 'Barış Günü' olarak kutlanıyor.

kaynak:http://www.haberturk.com/haber.asp?id=167992&cat=110&dt=2009/08/25



« Son Düzenleme: 25 Ağustos 2009, 14:46:10 Gönderen: SKYWOLF »

Çevrimdışı SKYWOLF

  • SKYWOLF
  • Genel Yetkili
  • DefenceTurk
  • *****
  • İleti: 44327
  • 617
Ynt: PKK İle Mücadele
« Yanıtla #122 : 25 Ağustos 2009, 14:26:16 »
Vay be! TBMM İnsan Hakları Komisyonu acaba ülkedeki diğer zor durumdaki insanlar için bu kadar çaba sarf ediyor mu?
ADALETİN OLMADIĞI YERDE NE SAYGI KALIR, NE DE DÜZEN! ADALETİN OLMADIĞI YER YIKILMAYA MAHKUMDUR! DÜRÜSTLÜK BENİM KARAKTERİMDİR! BEN ŞEREFİM İÇİN YAŞAR, ŞEREFİM İÇİN ÖLÜRÜM. MUHTAÇ OLDUĞUM KUDRET DAMARLARIMDAKİ ASİL KANDA MEVCUTTUR.
SKYWOLF...DefenceTurk.com

Çevrimdışı SKYWOLF

  • SKYWOLF
  • Genel Yetkili
  • DefenceTurk
  • *****
  • İleti: 44327
  • 617
Ynt: PKK İle Mücadele
« Yanıtla #123 : 25 Ağustos 2009, 14:45:50 »
Bir atasözü vardır; Bir şeyi kırk defa söylersen olur...

Olmayan bir şeyi, belki binlerce kez dile getirdikleri için artık bir kürt sorunumuz var. Psikilojik etki olarak insanların zihinlerine de bunu yerleştirdiler. Buna inanan insanlara sorsanız büyük çoğunluğu ne olduğu hakkında size açıklama yapamazlar. Çünkü sürü psikolojisiyle hareket ettikleri için bilmedikleri birşeyin ardından gitmektedirler. Koyun gibi, kim ne yöne çekerse o yöne doğru...

Birileri bu uydurdukları sorunun çözümünü de hazırlamışlar. Şimdi sürüyü bu yönde hareket ettirmeye çalışıyorlar. Başarılı oluyorlar da.

Medayaya bakıyoruz; ülkenin yönetiminde olanlar aynen Pkk sözcülerinin yıllardır kullandıkları kelimelerle, aynı ağızdan konuşuyorlar. Kürt sorunu, yol haritası, çözüm süreci... İktidar ve köşk her şekilde inkar etseler de uydurulan bu sorunun yine uydurulan çözümü için İmralı'daki bölücübaşının söylediklerinin gerçekleşeceği çok açık. Mevcut siyasi partinin iktidara ilk geldiği dönemden bu yana,  yok olma noktasına gelmiş olan bölücü terör örgütünün yeniden hortlayarak meclise kadar girmesine ve o zamandan bu yana hedefledikleri bütün siyasi adımları bir bir gerçekleştirmelerine bakarsak kimsenin bilinen bir şeyi inkar etmesine gerek yoktur.

Ve milletim koyunlaştırıldığı için uyuyor. Ancak uyumayanlar da var...

Bütün bunların tesadüf olması sizlere de imkansız gelmiyor mu? Osmanlı'nın son dönemlerine bakalım isterseniz. Osmanlı'ya bağlı olan milletler bir bir nasıl koparıldılar ve düşman edildiler? Özellikle en sadık olarak bilinen Ermeniler'e vurgu yapalım. Biraz tarihi kurcalarsanız, bugün yaşananların nasıl bir tekerrür olduğunu görebilirsiniz.

Özgürlük ve demokrasi gerçekten çok iyi kavramlar olmalarına karşın, bir o kadar da çok tehlikeli birer silahtırlar. Kardeşi kardeşe düşman eden, insanları birbirlerini katleden canavarlara dönüştüren birer silah...
ADALETİN OLMADIĞI YERDE NE SAYGI KALIR, NE DE DÜZEN! ADALETİN OLMADIĞI YER YIKILMAYA MAHKUMDUR! DÜRÜSTLÜK BENİM KARAKTERİMDİR! BEN ŞEREFİM İÇİN YAŞAR, ŞEREFİM İÇİN ÖLÜRÜM. MUHTAÇ OLDUĞUM KUDRET DAMARLARIMDAKİ ASİL KANDA MEVCUTTUR.
SKYWOLF...DefenceTurk.com

Çevrimdışı SKYWOLF

  • SKYWOLF
  • Genel Yetkili
  • DefenceTurk
  • *****
  • İleti: 44327
  • 617
Ynt: PKK İle Mücadele
« Yanıtla #124 : 25 Ağustos 2009, 14:47:48 »
Tarih tekerrür ediyor... >:( >:(
ADALETİN OLMADIĞI YERDE NE SAYGI KALIR, NE DE DÜZEN! ADALETİN OLMADIĞI YER YIKILMAYA MAHKUMDUR! DÜRÜSTLÜK BENİM KARAKTERİMDİR! BEN ŞEREFİM İÇİN YAŞAR, ŞEREFİM İÇİN ÖLÜRÜM. MUHTAÇ OLDUĞUM KUDRET DAMARLARIMDAKİ ASİL KANDA MEVCUTTUR.
SKYWOLF...DefenceTurk.com

Çevrimdışı dreamlistan61

  • DefenceTurk
  • *
  • İleti: 170
  • 0
Ynt: PKK İle Mücadele
« Yanıtla #125 : 25 Ağustos 2009, 20:06:08 »
Hava Kuvvetleri'nde yapılan devir teslim töreninde konuşan Hava Kuvvetleri Komutanı Org. Hasan Aksay'dan net mesaj:

Org. Aydoğan Babaoğlu, Hava Kuvvetleri Komutanlığı’nda düzenlenen törenle görevini Org. Hasan Aksay’a devretti. Hava Kuvvetleri’nin yeni komutanı Org. Hasan Aksay, devir teslim töreninde yaptığı konuşmada, “Son terörist ölene kadar mücadelemiz sürecektir” dedi.


Hava Kuvvetleri Komutanlığı devir-teslim töreninde konuşan yeni Hava Kuvvetleri Komutanı Hasan Aksay,”TSK, 1984 yılından bu yana yasaları hiçe sayarak dağa çıkan kanlı terör örgütüne karşı silahlı mücadelesini kararlılıkla, taviz vermeden, artan şiddetle devam ettirmektedir. Hava Kuvvetleri olarak, bu mücadeledeki başarılı hava operasyonlarımız eskiden olduğu gibi kararlılıkla, son terörist ortadan kaldırılıncaya kadar sürdürülecektir. Bölücülerin hayallerini bir an evvel söndürmek için güvenliğin yanında, ekonomik, sosyo-kültürel, psikolojik harekat ve uluslar arası alanlardaki çalışmaların bir an evvel sonuçlandırılması, sorunun en kısa sürede çözümü için, en uygun hareket tarzı olarak değerlendirilmektedir,” dedi.

Çevrimdışı SKYWOLF

  • SKYWOLF
  • Genel Yetkili
  • DefenceTurk
  • *****
  • İleti: 44327
  • 617
Ynt: PKK İle Mücadele
« Yanıtla #126 : 25 Ağustos 2009, 21:08:13 »
Şanlıurfa'da, aralarında DTP Milletvekili'nin de bulunduğu yaklaşık bin kişi, Öcalan'ın doğum yeri olan Ömerli Köyü'ne yürüdü.

Şanlıurfa'da, aralarında DTP Milletvekili'nin de bulunduğu yaklaşık bin kişi ‘Werin ru’ (Yola gelin) adını verdikleri etkinlik kapsamında bölücü örgütün ömürboyu tutuklu olan elebaşısı Abdullah Öcalan'ın doğum yeri olan Halfeti'nin Ömerli Köyü'ne yürüyüş düzenledi.

PKK ve Öcalan sloganları eşliğinde terörist başının kardeşleri Mehmet ve Fatma Öcalan tarafından karşılanan kalabalık, burada Kürt sorunun çözümü için teröristbaşı Öcalan'ın muhatap alınması çağrısında bulundu.

Kısa adı YDG-M olan Yurtsever Demokratik Gençlik Meclisi üyeleri tarafından ‘Werin rê’ adı verilen yürüyüş düzenlendi. Aralarında DTP Şanlıurfa Milletvekili İbrahim Binici, İl Başkanı İbrahim Ayhan, DTP'li Suruç Belediye Başkanı Ethem Şahin, Viranşehir Belediye Başkanı Leyla Güven, Yukarıgöklü Belde Belediye Başkanı Mustafa Bayrak, Onbirnisan Belde Belediye Başkanı İbrahim Halil Parıldar ile PKK elebaşlarından Murat Karayılan’ın kardeşi Bozan Karayılan'ın da bulunduğu yaklaşık bin kişi, yüzlerce araçlık konvoy eşliğinde Halfeti'nin Ömerli Köyü'ne gitti. Köy girişinde araçlarından inen ve ellerinde PKK’yı simgeleyen bez parçaları ile Kürtçe yazılı pankartlar taşıyan kalabalık, ‘Biji serok Apo’ (Yaşasın Başkan Apo), ‘Selam selam İmralı'ya bin selam’, ‘Savaşa da, barışa da hazırız’, ‘Barışın elçisi İmralı'dadır’ sloganları eşliğinde, PKK elebaşı Abdullah Öcalan'ın evine kadar yürüdü. Öcalan'ın doğduğu evin girişinde Mehmet ve Fatma Öcalan kardeşler tarafından karşılanan kalabalık, burada da slogan atmayı sürdürdü.

Burada kalabalık adına gazetecilere açıklama yapan YDG-M üyesi Delil Sönmez, Ortadoğu'da en büyük problemin Kürt sorunu olduğunu ve bunun da Kürt halkının yok sayılmasından kaynaklandığını ifade etti. Son zamanlarda Kürt sorununa yönelik tartışmalarla yeni bir sürece girildiğini vurgulayan Sönmez, şöyle konuştu:

“Sürecin taraflarından olan PKK, eylemsizlik kararını 1 Eylül'e kadar uzattığını açıkladı. Çözüm konusunda belirleyiciliği tartışmasız olan Abdullah Öcalan, tarihi bir rol ve sorumluluk üstlenerek süreçteki yerini almıştır. Kürt sorunun çözümünde önemli bir milat niteliği taşıyan yol haritası için bütün kesimlerin görüşlerini alacağını belirtmiştir. Tartışmalara Kürt tarafı bütün güçleriyle olumlu bir katılım sağlamış, müzakerelerin Abdullah Öcalan ile olması gerektiğini her fırsatta dile getirilmiştir. Ancak, ordu eylemsizlik kararını fırsat bilerek operasyonlarını geliştirmekte, yeni ölümlerin olmasına sebep olmaktadır. Kürt halkı üzerinde oynanan politikalar çeşitlendirilmekte ve saldırılar yoğunlaştırılmaktadır. Bunun için YDG-M olarak, tüm kesimlere ‘Werin ru’ yani ‘yola gelin’ diyoruz. Werin ru'yi süreci algılamamızın temel sloganı haline getiriyoruz. Gençler olarak herkesi, Kürt sorunun çözümünün tartışıldığı bu tarihsel süreçte aynı yolda buluşturuncaya dek aktif olarak Werin Rê kampanyasını sahiplenmeye çağırıyoruz.”

Basın açıklamasının ardından bir süre Mehmet ve Fatma Öcalan kardeşlerle sohbet eden kalabalık, daha sonra köyden olaysız şekilde ayrıldı.

http://www.internethaber.com/news_detail.php?id=204939
ADALETİN OLMADIĞI YERDE NE SAYGI KALIR, NE DE DÜZEN! ADALETİN OLMADIĞI YER YIKILMAYA MAHKUMDUR! DÜRÜSTLÜK BENİM KARAKTERİMDİR! BEN ŞEREFİM İÇİN YAŞAR, ŞEREFİM İÇİN ÖLÜRÜM. MUHTAÇ OLDUĞUM KUDRET DAMARLARIMDAKİ ASİL KANDA MEVCUTTUR.
SKYWOLF...DefenceTurk.com

Çevrimdışı SKYWOLF

  • SKYWOLF
  • Genel Yetkili
  • DefenceTurk
  • *****
  • İleti: 44327
  • 617
Ynt: PKK İle Mücadele
« Yanıtla #127 : 25 Ağustos 2009, 21:31:42 »
Van'ın Gürpınar ilçesi kırsalında bir mağarada çok sayıda silah ve mühimmat ele geçirildi.

Van'ın Gürpınar ilçesi kırsalında bir mağarada çok sayıda silah ve mühimmat ele geçirildi.

Alınan bilgiye göre, Osmaniye'de polis ekiplerince yakalanan terör örgütü PKK üyesinin verdiği ifade doğrultusunda, Gürpınar ilçesi kırsalında bir mağarada arama yapıldı.

Çalyan Deresi'ndeki mağarada, 24 adet RPG-7 mühimmatı, 24 adet RPG-7 roketatar sevk fişeği, 1 kalaşnikof piyade tüfeği, 11 kalaşnikof şarjörü, 3 bin kalaşnikof fişeği, 13 savunma tipi el bombası, 4 tüp ve 1 sırt çantası bulundu.

Ele geçirilen silah ve mühimmatın imha edildiği, olayla ilgili soruşturmanın çok yönlü sürdürüldüğü bildirildi.

http://www.internethaber.com/news_detail.php?id=204927
ADALETİN OLMADIĞI YERDE NE SAYGI KALIR, NE DE DÜZEN! ADALETİN OLMADIĞI YER YIKILMAYA MAHKUMDUR! DÜRÜSTLÜK BENİM KARAKTERİMDİR! BEN ŞEREFİM İÇİN YAŞAR, ŞEREFİM İÇİN ÖLÜRÜM. MUHTAÇ OLDUĞUM KUDRET DAMARLARIMDAKİ ASİL KANDA MEVCUTTUR.
SKYWOLF...DefenceTurk.com

Çevrimdışı caca

  • DefenceTurk
  • *
  • İleti: 57
  • 0
Ynt: PKK İle Mücadele
« Yanıtla #128 : 25 Ağustos 2009, 22:41:55 »
Yazıklar olsun dağda askerimize silah çekip kurşun sıkan teröriste yapılan muameleye bak. Acaba hangi şehit ya da gazi yakını böyle bir muamele görüyor. İnsanlıkmış geçin bunları ...

Çevrimdışı Felix

  • Özel Üye
  • DefenceTurk
  • *****
  • İleti: 633
  • 1
  • Beyniyle düşünmeyen bizden değildir.
Ynt: PKK İle Mücadele
« Yanıtla #129 : 26 Ağustos 2009, 01:31:28 »
- "....ilinde devriye görevini yerine getiren

.... aracına açılan ateş sonucu" güvenlik

görevlisi şehit oldu.

Ya da

- ".....ili kırsalında teröristlerce döşenen

mayının patlaması sonucu" asker yaralandı..

Bu nasıl başlar biliyor musunuz?

Hava o kadar sıcaktır ki beyninizdeki sıvının

buharlaşıp uçtuğunu düşünürsünüz.

Oluştuğu anda kuruyup giden ter damlacıklarından

geriye kalan tuzlar yüzünüzün ve hatta elbisenizin her

yanını kaplamıştır.

Avucunuzun içindeki ter, yüzünüzdeki gibi kolay

kurumadığı için elinizdeki tüfeğinizin metal kısmı

avucunuzun içinde vıcık, vıcık oynar. Ter ile ıslanan

çeliğin kokusu avucunuzun içine ve elinizi

sürdüğünüz her yere siner. Önünüzde yürüyen adamın,

ayağının kuru toprakla her temas edişinde çıkan toz,

ağzınızın kupkuru olmasına ve zor nefes almanıza sebep

olur.

Sırt çantanızın askı kayışları yüzünden

omuzlarınızı hissetmezsiniz. Kült ağrıları ancak

çantayı sırtınızdan çıkardığınızda fark edersiniz.

Bastığınız her taş parçası, her çalı ve bir

ayağınızın kaplayabildiği her yeryüzü parçasından

çıkan sesi duyarsınız.

Yürüdüğünüz yerdeki her Ağustos böceğinin

sesini, dallardaki kuşları, yüzünüzün etrafında

ürkütücü devriye uçuşları yapan arıların kanat

seslerini, ağzınıza ve yüzünüze ya da herhangi bir

yerinizdeki

küçük yaraların üzerine konmaya çalışan sineklerin

vızıltılarını, ayağınızı bastığınız yerden havalanan

yeşil çekirgenin küçücük cüssesine rağmen çıkardığı

tok kanat sesini en ince ayrıntısına kadar

duyarsınız.

Sonra, kendi teçhizatınızın ve önünüzdeki

arkadaşınızın ve arkanızdaki arkadaşınızın

teçhizatlarının çıkardığı düzensiz seslerin her birini

ayrı ayrı duyarsınız.

Ve aynı anda önünüzdeki arkadaşınızın nefes

alışlarını duyarsınız, öksürmesini ve hapşırmasını da

duyarsınız.

Telsizinizden çıkan seslerin ve cızırtıların her

biri ayrı ayrı katılır bu senfoniye.

Ter ve tozun birleşmesinden oluşan kaygan çamur,

postalın içindeki tüm ayağınızı kaplamıştır, çoraplar

önce su toplayıp sonra patlayan yerlere adeta bir deri

gibi yapışmıştır.

En çok yapmak istediğiniz şey ayaklarınızı

yıkayıp, çoraplarınızı değiştirmektir. Ama bu çok

büyük bir lükstür o anda. Çünkü...

Çünkü hangi çalının dibinde, hangi kayanın

arkasında sizi beklediğini bilmediğiniz ihaneti arayıp

bulmanız ve yok etmeniz gerekmektedir.

Bütün masumların hayatı ve huzuru size emanet

diye, öğretmenler bayrak direğine asılmasın diye,

kundaktaki bebekler kurşunlanmasın diye, binlerce

yıllık emanete halel gelmesin diye kahpeliği ve

ihaneti yok etmeniz gerekmektedir.

Çünkü bunun için bayrağın, silahın, namusun ve

şerefin üzerine yemin etmişsinizdir.

Çünkü önemli olan ayağınız değil, ülkeniz,

bayrağınız ve onurunuzdur.

İşte bu yüzden lükstür ayak yıkamak, çorap

değiştirmek. İşte bu yüzden senfoniye dönüşmüştür

bütün o düzensiz sesler güruhu.

Sonra!..

Sonra birden tüm sesler kesilir, bıçağın dalı

kestiği gibi, makasın kâğıdı, pensenin bir hoparlör

kablosunu kestiği gibi... Bir anda... Kuşların

sesleri, arıların ve sineklerin vızıltıları,

çekirgenin kanat sesleri; hepsi bir anda biter.

Gözlerinizi açtığınızda önünüzdeki arkadaşınızı

değil, gökyüzünü görürsünüz, yere düşmüş olduğunuzu

anlamanız birkaç saniye sürer.

Tek hissettiğiniz kesif bir barut ve yanık et

kokusudur, yüzünüzün toprak parçalarıyla kaplandığını

fark edersiniz, temizlemek için çalışmazsınız.

Arkadaşlarınızın bağırarak koşuşturduğunu görür

ama kulağınızdaki çınlama ve uğultudan seslerini

duyamazsınız. Sesleri yavaş yavaş duymaya

başladığınızda ayağa kalkmaya çalışırsınız ama

başaramazsınız.

Yine birkaç saniye sonra arkadaşlarınızın

sesleri arasında "mayın" kelimesini ayırt

eder ve kalkmaya çalıştığınızda ayağınızdaki yoğun

ağrıyı fark edersiniz.

Ayağınız yoktur ama yine de ağrıdığını

hissedersiniz.

Ne olduğunu anlamak için baktığınızda ise

parçalanmış pantolonunuzun ve kopmuş ayağınızın

farkına varırsınız. İşte her şey o anda başlar.

Avazınız çıktığı kadar bağırırsınız. Sonra,

nefesiniz biter. Sonra, yeniden nefes alırsınız ve

yeniden bağırmaya başlarsınız. Sonra yine nefesiniz

biter ve yeniden, yeniden ve yine...

Yanınıza ilk gelen arkadaşınız size,

"fazla bir şey yok, sadece küçük bir yara"

gibi telkinlerde bulunur. Ama siz arkadaşınız

konuşurken de, helikopterle hastaneye götürülürken de

artık bir ayağınızın olmadığını biliyorsunuzdur. Hep

bir soru çınlar kafanızın içinde "neden ben,

neden ben, neden ben ?"

Hastanede geçen aylar, tedavi ve terapilerde

geçen yıllar sonunda, dizkapağınızın on iki santim

altından takılı olan ve her akşam yatarken veya

banyoya girerken çıkarıp kenara koyduğunuz takma bacak

artık bir uzvunuz olmuştur.

Ama bunun önemi yoktur çünkü bu fedakârlığınız

sayesinde vatan var olacaktır. Sizin bir bacağınızın

ne önemi vardır ki!

Artık koşamayacak olmanızın, yazın herkes gibi

havuza, denize giremeyecek olmanızın da hiç önemi

yoktur. Vatan sağ olsun yeter.

Sonra birilerinin, sizin ödediğiniz vergilerle

Fransız televizyonlarında, uğruna yarım kaldığınız

vatan hudutlarını hiçe sayan programlara finans

sağladığını okursunuz. Aynı dillerin bundan pişmanlık

duymadıklarını söylediklerini de okursunuz.

Pamuk'ları, Dink'leri, okursunuz,

Bizans çocuğuyum diyenleri duyar, Ali Kemallere tanık

olursunuz, "koçlar gibi satanları"

görürsünüz.. Türk Bayraklarının yakıldığını,

görürsünüz. Başlarına çuvallar geçirilip aşağılanarak

elleri arkalarından bağlanan Türk askerlerini

görürsünüz.

Bu aşağılanmaya cevap verecek tankların motor

seslerini, helikopterlerin kanat seslerini,

piyadelerin intikam yeminlerini duymayı beklersiniz

ama duyamazsınız.

Onun yerine hainlerin cesetlerinin üstüne

örtülen çaputlara "bayrak" diyenleri

görürsünüz, "uçaklarını çek",

"valiyi çek" diyen başkanları ve

karşılarında kekeleyen riyaseti görürsünüz.

Bu da yetmez Türk askerlerinin kendi mahkemeleriniz

tarafından,"çete" diye suçlandığını,

yargılandığını görürsünüz.

Yok, yok bu da yetmez. Askere, polise, öğretmene

ateş eden, yol kesip soygun yapan, köy yakan, okul

yıkan, mayın döşeyen teröristlerin sadece "ben

bir şey yapmadım" demelerinin esas kabul edilip,

"suçsuz"

sıfatıyla serbest bırakıldığını görürsünüz.

Susanları, konuşması gerektiği halde susanları

görürsünüz, konuşanlar her konuştuğunda, kekeleyenler

her kekelediğinde ve susanlar her sustuğunda siz

yeniden vurulursunuz, yeniden ölürsünüz her

defasında.

Gövdenizden o toprağa akan kan, bu defa içinize

akar, inandıklarınıza, uğrunda savaşarak kendi

kanınızı akıtmak pahasına tertemiz tuttuğunuz

değerlerinize akar.

Sizin kaya arkalarında, çalı diplerinde

aradığınız ihanet gelir aklınıza, o mayınları

yerleştiren eller gelir. Sorgulamaya başlarsınız:

"Biz bu ihaneti doğru yerde mi aradık,

kuyruğunda dolaştığımız yılanın başı, hep gözümüzün

önünde miydi yoksa?"diye sorarsınız kendinize.

Onlara verilen maaş'ın sizin

vergilerinizden ödendiğini, içinize sindiremezsiniz,

uykularınız kaçar, neden bu vatanı sizin kadar

sevmediklerini düşünürsünüz.

Bu vatan onların da vatanı değil mi?

Onlar da, tıpkı benim gibi namusun ve şerefin

üstüne yemin etmedi mi? diye sorarsınız kendi

kendinize.

Sinirlenirsiniz, üzülürsünüz, on beş yaşında bir

askeri okul öğrencisi iken her adımda söylediğiniz,

beyninize ve yüreğinize nakşettiğiniz sözler gelir

aklınıza": VATAN, SANA CANIM FEDA"

Geri kalan tüm hayatınızın ilk beş dakikası,

böyle başlayacak işte ve hayatınız böyle devam

edecektir. Son nefesinize kadar savaşacaksınız

ihanetle, her şeye ve herkese rağmen, bu yolda ölene

ya da bu ihaneti bitirene kadar.

Siz diyorum, çünkü bu vatan için bedel ödeyen

insanların neler yaşadığını, neler hissettiğini, size

rağmen ve sizin için neler yaptıklarını, neler

yapabileceklerini bilin istiyorum. Okuduğunuz ya da

televizyonda duyduğunuzdan daha fazladır yaşananlar.

Yani aslında gazetelerin iç sayfalarındaki,

minicik karelerde okuduğunuz;

"...ili kırsalında teröristlerce döşenen mayının

patlaması sonucu, bir güvenlik görevlisi

yaralandı!" haberi aslında o kadar da kısa

değildir.

Sizin, daha okuduğunuz gazetenin arka sayfasına

geçerken unuttuğunuz, falanca mankenin otel odası

maceralarına, ya da uyuşturucu komasından ölen oğluna

"şehit" deyip Türk bayrağı örten kadının

haberine ayırdığınızdan daha uzun zamanayırmadığınız

bu küçük haber, birileri için bir ömür boyu sürecek ve

asla unutulmayacaktır.

Ve siz unuttuktan sonra da başka birileri,

"ne için?" dendiğinde "vatan

için" diyecekleri fedakârlıklarını size rağmen

yapmaya devam edeceklerdir.

Sizin uyuşmuşluğunuza, duyarsızlığınıza rağmen,

sizin rahatlığınıza, sizin vicdanlarınıza rağmen bu

kahramanca fedakârlıklar ve bu ilk beş dakikalar

yaşanmaya devam edecektir.

Asla unutmayınız başınızın üstündeki egemenlik

örtüsünün payandası kopan bacaklar, bedeli ise size

rağmen bu vatan için akan kanlar, feda edilen canlar,

sıcak yuvalarını, babalarının yüzlerini unutan küçücük

çocuklarını düşünmeden vakfedilen hayatlardır.

Ne kadarını anlayabilirsiniz veya anlamak sizing

umurunuzda mı bilmiyorum, ama birileri bunları yaşadı,

birileri hala yaşıyor ve emin olun yaşlı dünya

döndükçe, Türk vatanı ve Türk Bayrağı için birileri

daha tüm bunları yaşayacak.

Gördüğünüz gibi size bir hayli uzak bir yaşam

biçimi bu. Masalarda oturup "aydınca"

sohbetler etmeye hiç benzemiyor değil mi?

Bir an için bile olsa kendinizi onların yerine

koyasınız diye "siz" diyerek yazdım, sizin

onlardan biri olamayacağınızı biliyorum.

"Siz" kim misiniz?

Siz kendinizi çok iyi biliyorsunuz!

Biz de, biz de sizi çok iyi biliyoruz.

"Siz" de bilin ki biz asla

unutmayacağız.

"VARLIĞIM TÜRK VARLIĞINA ARMAĞAN OLSUN "