İnsanoğlunun bilinmeyen karşısında yoğun hissettiği iki duygu vardır.
Bunlardan biri korku! Bazıları bilinmeyenin kendisine olumsuzluklar getireceğini düşünerek korkar. Çünkü ekonomi dilindeki söylemiyle, belirsizlik ortamı kriz yaratır. Belirsizlikler bazılarında genellikle olumsuz düşünceye yol açar. Olumsuz düşünce kaygıyı sürekli körükler ve korku daha da büyür. Buna ek olarak bazılarında var olan değerlerinin tamamen yok olması korkusu da vardır! Bu nedenle bilinmeyeni araştırmayı bırakın, bilinmeyen diye bir şeyi dahi kabul etmezler...
İkincisi ise merak! Bazıları da bilinemeyene olumlu duygularını bağlarlar. Bir bilinemezliği çözdüklerinde hayata daha fazla kolaylık ve güzellik katacaklarına inanırlar. Bilinmeyeni bilerek o bilinmeyenle olabilecek sorunları çözmeye odaklanırlar. Bundan büyük keyif duyarlar. Bütün keşifler bu duygu sayesinde yapılır ve insanlığın gelişimi bu duygunun ağır bastığı kişilerin omuzları üzerinde yükselir. Yeni yerler, bitkiler, hayvanlar, teknoloji vs hep meraktan...
Ben genelde kendimi ikinci grupta görüyorum. Bu koskoca kainatı yaratanın, bizim aklımızın bir anda alamayacağı kadar çok gizemi de bizlerin çözmesi için yarattığına inanıyorum. Bunları hayatın bir güzelliği olarak görüyorum. Aklıma takılan herhangi bir konuda bulabildiğim tüm bilgileri değerlendiriyorum. Bunu yaparken de birbirleriyle çelişebilecekleri için herhangi birine kesin gözüyle bakmıyorum. Ta ki gerçek net olarak ortaya çıkana kadar!