ABD normal silah-Sistem satışında iç hukuku ve Türk F-35'lerinin farkı,
ABD hukukuna göre, bir ülkeye belirli bir miktar üzerindeki satışlar (en son 200 milyon dolardı) Kongreden onay alması gerekiyor ancak bu onay sonucunda dahi satılacak ürünler ilgili ABD Kuvvetine satılmış görünüyor. O zaman "Kongre onayı neden var" derseniz; Kongrede verilen onay, ilgili ürünün ilgili kuvvet envanterine girişini ve bu ürünün kuvvet tarafından ilgili Ülkeye satılabileceğini içeriyor. Örneğin Türkiye'ye satışı kongrece onaylanırsa F-16 filosu, Önce ABD hava Kuvvet Komutanlığı envanterine giriyor ve Bize satışını Kuvvetin "Dış Askeri Satışlar" birimi yapıyor.
Türk F-35'lere gelirsek,
Burada iç hukuk ve Uluslararası hukuk açısından ciddi farklılıklar ortaya çıkıyor,
1. Üretimi Lockheed Martin tarafından yapılsa da, sınai ve Ar-Ge hakları açısından Uluslararası hukuk kurallarını kapsıyor,
2. ABD İç hukuku açısından da Türkiye'nin hak ve imtiyazlarının sona erdiğini açıkça belirtecek bir mahkeme kararı gerekiyor,
3. Türkiye bu Mahkeme sürecini 2021 yılında Arnold&Porter uluslararası hukuk firmasıyla fiilen başlatmış bulunuyor,
4. Mahkeme kararı olmadan, Yürütmenin ürün üzerinde yaptığı ve/veya yapacağı değişiklikler "Hak ihlali" niteliği taşıyor,
5. Olumlu/Olumsuz bir hukuki karar bulunmadıkça, ABD'nin bu 1.2 Milyar doları Türkiye'ye ödeme hakkı oluşmuyor, (Ne Güzel Dünya!)
Bu gibi ABD iç hukuku ve ürünün kapsamına girdiği çok uluslu hukuk açısından, "Türk F-35" leri, hukuki olarak Türkiye ait görünüyor ve üzerlerinde hukuki bir karar olmadıkça da işlemi mümkün olmadığından, ürünler atıl tutuluyor.
ABD'nin, yürütme açısından aldığı bu kararı yasal olarak hukuki temele oturtmak için de, Ulusal Güvenlik endişelerini öne sürüyor ancak Programa yönelik bir güvenlik açığı yaratmadığı için de, bu gerekçede hukuki karşılığı oluşmayacağından ve bunu bildiklerinden ürünleri muhafaza altında tutuyorlar.
Kısacası, Türkiye bu ürünlerin hukuki açıdan hala sahibidir ve şuan olduğu gibi değil de aktif vede etkili bir hukuk mücadelesi verirse, mahkeme kararının olumlu sonuçlanması yüksek ihtimaldir. Ürünlerin alıkonması ve işlevlik kaybına bağlı tazminat dahi öngörülebilir.
Peki ABD bunu bilmiyor mu?
Bildiği için ürünlere dokunmuyor! Ürünün gelişimi için gereken finansmanın ve teknik yeterliliğin karşılanmasında "Türkiye görevi başarılı kullanıldı" olarak bakılıyor.
Bekletilen ürünlerin ederi, Ödenecek 1.2 milyar doların çok altında olduğundan ve şu anki Ortadoğu hedef-konjonktürde süreç onlar açısından karlı görünüyor.
Türkiye'nin mevcut Hava-unsurundaki revizyonda, lojistik altyapıda kendine bağımlı olduğunun bilinciyle, tedarikte yine kendilerine döneceğini biliyorlar. Ki şu süreçte alınacak F-16'ların parasının, F-35'den kaynaklı alacak olan 1.2 Milyardan mahsup edilmesi de mümkün görünmüyor. Yukarıda bahsettiğim gibi 2 farklı ürünün satış-teslimi bambaşka hukuk ve prosedürleri kapsıyor.
Kanaatim,
Türkiye, F-16 tedariki ve modernizasyonunu kesin olarak düşünüyorsa, 1. F-35'lerden vaz geçecek ve bu ürünlerin+1.2 Milyar doların ABD imtiyaz ve haklarına geçtiğini yazılı bildirecek. F-16 tedarikinden kaynaklı rakamın da nispi oranda düşürülmesini ve uzun vadede ödenmesini talep edecek. Çünkü konjonktürden ve ekonomik nedenlerden dolayı ne hukuki olarak zorlayacak, ne uçak tedariki olmadığında uzun süre sürdürebilecek imkanımız, ne ekonomik dengemiz nede ikili ilişkilerde o donanım ve stratejimiz var...