4- iran konusunu yazmaya gerek yok. Yukarda herşeyi açıkladım. Iran'ın bölünmesi ve Tebriz merkezli bir TÜRK devleti kurulmasının gerektiğini savunuyorum. Aynı şeyler Irak içinde geçerlidir. O bölgelerde çok ciddi Petrol ve Doğalgaz söz konusu. Hem kurulacak TÜRK devletine ciddi bir gelir oluşturulur. Hemde Türkiyenin enerji ihtiyacını gidermiş olabilirdik. 50 milyar dolar para ülke içinde kalırdı. 5, 10 yıla Güney Kore seviyesine gelirdik.
Gün gelecek, belki bu konu hakkında da ''yanlış düşünmüşüm, hatamı kabul ediyorum'' diyeceksin. Ama ne fayda! İnşallah süreç o şekilde işlemez.
Peki, insanları böyle düşünmeye iten sebepler nelerdir demiş olsak; benim görebildiğim en önemli neden, kamuoyu yaratmaya çalışanların gayretli çabalarıdır. Bu sayede senin gibi arkadaşlarımızı yanlış düşünmeye sevk ediyorlar.
Düşünelim, İran' ın zenginliklerini bize yedirirler mi?
Diyelim ki bir Türk devleti kuruldu! Kurulan Türk devleti, kurdaranın boyunduruğu altında olacağından, belkide Türkiye Cumhuriyeti' yle ilişkileri istenen seviyede olamayacaktır. Örnek mi istiyorsun?
Sovyetler Birliği'nin boyunduruğu altında ki Türk milletlerini kurtarmak için onca çaba sarfedildi. Şu kadar zaman geçti, Azerbaycan hariç diğer Türk Cumhuriyetleriyle olan ilişkilerimiz istenen seviyeye gelemedi. Peki niye? Çünkü Türkiye Cumhuriyeti Amerika' ya göbekten bağlıdır. Devlet kurdururlar ama senim kara kaşın için değil, Sovyetler Birliği' ni yıkabilmek için!
O hesap... İran' da kurulması istenen Türk devleti de aynı süreçlerden geçecektir. Öyle bir şey olursa sonuçlarını şimdiden yazayım. Bu iki Türk devleti bir araya gelemesin diye de Şah İsmail - Yavuz meselesinde olduğu gibi mezhepler üzerinden ajitasyon yaparlar. Belki de Türk'ü Türk' e kırdırırlar. Ve bu hal, Siyasal İslamcıların iktidar olduğu bir ülkede hiç de zor olmayacaktır. Şu memlekette halen Alevi-Sünni meselesini kaşımak isteyenler var. yarın da tutarlar Şah İsmail - Yavuz meselesi üzerinden kaşıma yaparlar.
Yahu bundan birkaç sene önce PONTUÇULUK çıkaracaklar dediğimizde, bize gülmüşlerdi. Bakınız süreç nerelere geldi. 19 Mayıs' ı ''Pontusçuluk Günü'' olarak anmak isteyen kanı bozuklar var. Yunanistan bu meseleyi kaşımaya çalışırken, bazı Siyasal İslamcılar da çıkıp Yunanisyan' ın değirmenine su taşıyor.
Özetle, kaldıramayacağın yükün altına girmeyeceksin. Çünkü altında kalırsın. Irak' da aynısı oldu, Suriye' de aynısı oldu... İnşallah İran' da da aynı hatayı tekrarlamayız. Çünkü sonrasında sıra bize geliyor.