Bir türlü şirketini oğluna teslim edemeyen bir babanın sendromudur bu bahsettiğimiz.
Matbaa bu sebeple 300 yüzyıl (tartışılır) sonra bize geldi.
O işi arka planında başka gerçekler var hocam... Kısaca bahsedeyim, çünkü sürekli yanlış veya eksik yorumlanıyor. Şöyle ki;
Osmanlı hükümdarları devletin geri kaldığını anladıklarında, bir takım tedbirlere müracaat ettiler. Fakat reformcu padişahların yapmış olduğu bu ıslah çalışmaları, Osmanlı toplumunca benimsenmedi. Çünkü Osmanlı toplumuna göre resim günah, faiz haramdı.Örneğin, resim sanatı gündelik hayata II. Mahmut tarafından dahil edilmiştir. Önceden de padişahlar kendi portrelerini yaptırırlardı gerçi ama bu çalışmalar saray içinde kalır, halkın bunlardan haberi olmazdı. II. Mahmut ise tuttu kendi portresini bütün resmi kurumlara astırdı. Yetmezmiş gibi, paranın üstüne resmini bastırdı... O güne kadar görüşmüş şey değildi! Sonuçta ne oldu biliyor musun? Ulemanın dahil olduğu bir kışkırtmada ''
Darphane-i Amire Defterdarı Ali Rıza Efendinin de içinde bulunduğu 4.000 kişiyi sırf bu nedenle öldürdüler. Halk arasında rabet gören ulema takımından Saçlı Şeyh isimli bir zahit (bağnaz, sofu kişi) padişahın atını dizginleyerek;
'' Gavur padişah! Bu günahın hesabını Allah sana soracak. Müslümanlığı yıkıyor, Peygamberin lanetini hepimizin üzerine çekiyorsun!'' deyiverdi.
II. Mahmut baktı ki, papuç pahalı; halk nazarında daha Müslüman, daha sofu görünebilmek maksadıyla; birazcık da tepkileri yatıştırabilmek için radikal tedbirler almak zorunda kaldı. Örneğin; bir kimse namaz vakti sokakta görüldüğü vakit, sebebi sual olunacak; geçerli bir sebebi bulunmuyorsa eli kırbaçlı zabitler tarafından zorla camiye götürülecekti...
İşte bu gibi tedbirler almak suretiyle ulemanın gönlünü almaya çalıştı.
Devamla...
1826 yılında Tıbbıye Mektebi açılınca, resimli anotomi atlasının mektepte okutulmasına ulema karşı çıktı. Onun yerine Tıbbıye Mektebinde akaid ve din dersleri okutulmaya başlandı. Haliyle, resimli anatomi dersi alamayan talebe, tıb eğitimini kavramakta güçlükler çekiyordu.
Matbaaya gelirsek, orada da büyük bir direnç vardır. Kafir icadıyla Kur' an basılamaz diye tutturdular. En nihayetinde Kur'an hariç kitapların basılması paydasında birleşilerek orta yol bulundu. Kur' an el yazılmaya devam etti....
gibi gibi. Derin konu vesselam.