PKK İle Mücadele

"Anayasa değişikliği" cümlesini duyana kadar kimse bu konuda fikrini beyan etmesin , kimse büyük büyük laflar etmesin...

Heybedeki turp "Anayasa değişikliği" olacak...

aslında en doğru yorum bu galiba

https://haber.mynet.com/fesih-karari-sonrasi-yeni-anayasa-hazirligi-iddiasi-cumhurbaskani-yerine-baskan-detayi-erdogan-in-gorev-suresi-sifirlanacak-110107209785

Bu zaten bizim tarafın esas amacıydı.Asıl mesele yeni anayasa'da karşı tarafa ne önerilecek?

Sayın D. Bahçeli'nin açıklamasını okuyunca önce inanamadım ve başka kaynaklara da baktım. Hayretler içerisinde kaldım. Yukarıda bir yerlerde bir şeyler oluyor, pozisyonlar alınıyor, bu belli. İnşallah korktuğum şeyler olmaz.

İlginç ve ürpertici günler yaşıyoruz. Sanki Ukrayna-Rusya savaşı da yeni bir duruma evriliyor gibi. Pakistan-Hindistan çatışması duruluyor gibi ama yine de belli olmaz. Acaba Çin taraflarından bir hamle falan mı bekleniyor, yakında görürüz.

AKP'li Şamil Tayyar:

"Süreç başarılı olursa Türk solu ile DEM arasında bir ayrışma oluşur.

Muhtemeldir ki DEM'in Cumhur İttifakı'nın yeni bileşeni olma ihtimali yüksektir."

Tek amaçları var anayasayı değiştirip iktidar süresini uzatmak...

Diğer bütün teoriler ; bunların kapasitesini de ideolojik kafa yapılarını da aşar.

Arkadaşlar ben dil konusunda fazla endişeli değilim. Öncelikle belirteyim, bizim kafamızda Kürtlerin yoğun olduğu coğrafyanın büyüklüğüne göre bir nüfus algısı var. Bu doğru değil. Bu bölgenin tamamını gezmiş ve gözlemlemiş birisiyim. Bu bölge nüfus açısından batıya göre oldukça zayıf durumda. Diyarbakır ve Batman gibi birkaç yer dışında bu bölgedeki diğer illerimiz batıdaki ilçeler ayarında bile değil. 1960'lar ve özellikle de 1970'ler sonrası iç göç hareketi bu coğrafyayı sonsuza kadar değiştirdi. Bugün Kürt nüfusun yarıdan fazlası belki de % 60'ı artık batı bölgelerimizde yaşıyor.

Ayrıca, eğitim sistemimiz bir şeyi başardı. O da, artık Kürt çocuklar bile Türkçe konuşuyor. 7-8 yıl önce Diyarbakır/Sur bölgesinde kendi aralarında oynayan çocukların bile Türkçe konuştuklarına şahit oldum. Malumunuz, Kürtçe yayınların serbest bırakılması ve hatta Kürtçe devlet kanalının açılması sonrası da belli endişeler oluştu. Ama bugün bu iş rayına oturdu. Bu gibi basın yayın işlerine fazla bir talep yok, olacağını da zannetmiyorum.

Bakalım ilerleyen günlerde, yıllarda neler olacak?

Görelim mevlam neyler, neylerse güzel eyler.

Türkiyenin nüfusu 87 milyon civarı.

Mecliste son şatk kutnazlığı ile 600 milletvekili (veya milletyükü var)

Normal bir demokraside her vekilin eşit veya yakın sayıda nüfusu temsil etmesi beklenir.

Bu bağlamda bizde her vekilin yaklaşık 145000 nüfusa göre dağılması lâzım. (Şark kutnazlığı ile 450'yi değiştirmeselerdi bu sayı  193000 olacaktı)

Şimdi bu hesaba göre 16 milyonluk istanbulun vekil sayısı 110 olması gerekirken 96 , erzurumun vekil satısı 5 olması gerekirken 6 ; bayburtun üstw yuvarlayarak 1 olması gereken vekil sayısı 2, aynı durumdaki gümüşhane 2, kilis 2;  rize 3 vb vb)


Velhasıl bazı yerlerde yukarı yuvarlanırken veya sebepsiz sayı artırılırken; bazı yerlerde (kendilerine oy vermeyen yerlerde aşağı yuvarlanıyor veya diğerleri lehine azaltılıyor.(en az 2 vekil olsun diye.

Keza nüfus kayıtlarının ayarlanması,seçim bölgelerinin sokak bazında ayarlanması, geçici görevle onbinlerce kişinin seçim öncesi il ve adres değiştirmesi, aynı şehrin içinde bile  kritik sandıklarda ekstra görevli ve polis görevlendirerek oy kullandırma vs vs vs. ( sakın 3-5 vekil yer değiştirmiş ne olacak demeyin , bu farklar ile anayasa değişecek; bu farklar ile aldığı oydan çok vekil çıkartıyor şark kurnazı partiler, bu fatklar yüzünden bazı memleketler ederinden çok söz sahibi)

Mühürsüz pusulalar, talimatlı yargı, adayların hapse atılması, sivri dilli ve organizatör adayların hapse atılmasını bunlara ekleyin.(menejer, sanatçı ve parti liderleri)

Hiç bir şey olmasa bile bir şeyler oluyor.

Keşke barış girişimini koltuk ve beraberinde gelen menfaatin etrafında toplanan oy ve din tacirleri tarafından değil de; normal bir düzende , normal bir gündemi olan, normal partiler yapsa daha çok güvenirdim.

Neyse demokrasi,özgürlük ve barış iyidir.

Türkiye sosyolojisi değişiyor. Biz sağ görüşlü oyların ezici baskınlığına hissiyat olarak şartlanmışız ama çağ değişiyor ülke değişiyor ve artık yeni bir Türkiye sosyolojisi ortaya çıkıyor. Eğitim süresi 14 senedir lise zorunlu oldu kırsal nüfus çok büyük oranda şehirlere taşındı şehire göç eden jenerasyonların torunları bile şehirli olarak emekli olmaya başladı şehirde doğan seçmenler çoğunluk olmaya başladı vs. Buna birde çağın ruhu internet filan eklemek gerek. Şimdi Türkiye bu dönüşümün kabul edilemezliğini yaşıyor beleş oya alışan kesimlerce. Arafta kalmış yüzdelerde edebinde müsait ise buna alavere dalavere çareler üretirsin ama tik tak işlemeye devam ediyor sonra o alavereler de yetmez farkı kapatmaya. Ben size söyleyim Türkiye sosyolojisi bu seçimde ilk defa öbür tarafı avantajlı taraf yapma eşiğine geldi biz bunun hepsini ekonomik sebepler sanıyoruz ama değil öyle. Bir zaman gelecek göreceğiz bu gün beleş oya alışan kesimler ağzı ile kuş tutsa oy alamayacaklar aynı İzmir de olduğu gibi yada Konya'da olduğu gibi olacak. Dünya sağa kayıyor diyebiliriz ama aslında sağa kaymıyor göçmenlere karşı ekonomik istilaya karşı korumaya kayıyor. Bunun Türkiye deki yansıması bilakis sol düşünce şu anda. Aynı kaygıları olanlar yani göçmen kaygısı olanlar sağa mı oy verir bu ülkede sola mı oy verirler. Kürtlerden oy alma işide ters tepebilir. Kürtlerden oy alacağım derken tepkisel oy kayıpları olabilir ve ben Kürtlerden oy alınacağınada inanmıyorum doğrusu kürt sandığa gidince o kazığı atacak bence çünkü işi görülünceye kadar olduğunu biliyor.

Dünya'da fakirlerin sağ partilere oy verdiği tek ülke Türkiye'dir herhalde.
Ben sol parti yetkilisi olsaydım intihar ederdim.

Fakir,ezilmiş,sömürülmüş insanlar dünyada sosyal demokratlara oy verir bizde "halinize şükredin sizden daha kötü durumda olanlar var" diyen sağ partilere oy veriyor...

Sosyolojik ironi bu olsa gerek.

Yaşanan son gelişmeler benim her zaman dile getirdiğim; herhangi bir ideolojiye vs saplantılı olmayan, devletin olanaklarını, medyayı vs kendi çıkarları için değil, millet için kullanan, akıntıya göre hareket eden değil, akıntıya yön veren, kendi çıkarları için çeşitli konularda kitleleri nefretle doldurup fanatikleştirip, işine gelmediğinde aynı konularda aynı kitleleri bu defa ters yöne yönlendiren fırıldak siyaseti gütmeyen, Zenginleşmeyen, tekelleşmeyen, her konuda sadece milletinin çıkarlarına göre hareket eden, toplumun her kesimine eşit mesafede olan yepyeni bir siyaset anlayışı gerekliliği savımı destekler nitelikte. Ne iktidar partisi, ne muhalefet partileri ülkede hiçbir sorunu tam olarak çözemiyorlar, çözme katkı sağlayamıyorlar, sadece kendilerini düşünüyorlar, halktan kopuklar.

İşin aslını söyleyeyim buda benle ilgili bir itiraf olsun

Bu zamana kadar hep Chp'ye oy verdim ama bu mecburiyeten Bir kere AKP'ye oy verdim 2015 gibi onunda hikayesi ayrı bir konu
Belki iyi Parti'ye oy verebilirdim ihtiyacı olsaydı yada meclise görememe gibi bir ihtimali olsaydı nede olsa CHP ortağı...

Ama bu saatten sonra hepsinden soğudum belki mecburen gene CHP',ye oy  amaaaa....


Bu saatten sonra Türkçü,Türküm diyen bir partiye oy vermek istiyorum.... Gerçek bir Türk'ün bize kazık atmayacağı görüşündeyim
Ama maalesef böyle bir parti Yok

Ben bir kişi biliyorum tam istediğin gibi birisi var Oğuz Ergin sosyal demokrat Kemalist milliyetçi inşallah. TOBB Ekonomi ve Teknoloji Üniversitesi'nde bilgisayar mühendisliği bölümlerinde öğretim üyesi. Teknofest de her sene mikroişlemci tasarım yarışmasını kazananlar bunun öğrencileri. Üniversiteyi ilk yüzde kazanmış

Lisans Orta Doğu Teknik Üniversitesi Elektrik-Elektronik Mühendisliği
Yüksek Lisans State University of New York - Binghamton (ABD)
Doktora State University of New York - Binghamton (ABD)