PKK İle Mücadele

Yukarıda saydığınız partiler bugünkü anketlere göre (30_7_36_7) toplumun %80ini temsil ediyor. İşçi parti,hüdapar ve benzer partileri de hesaba katarsan daha da fazlası.belki 85.

Benim telefonun ekran-yüzey oranı %85 ve ben çerçeveyi neredeyse görmüyorum. Bu öyle büyük bir oran.

Evet parti temsili açısından öyle ama bence kamuoyunda bahsettiğim isteklere destek o kadar yüksek değil. Son genel seçimde gördüğüm, %25'e yakın milliyetçi partilere oy çıkmış. Akp chp'ye oy veren milliyetçiler eklenirse, bence %35-40 civarı Türk milliyetçiliği temelinde oy veren bir kitle var, bu istekler bu kitlede soru işaretleri yaratacaktır.

İşin kötü tarafı medya (ahaber'inden halk tv'sine) sürece tam destek verecek. Sosyal medyada Erlik gibi değerli adamlar var (ama daha çok gençlere hitap ediyor), Mansur Yavaş Sinan Ogan vb. (beni şaşırtıp) biraz yüksek ses çıkarırlarsa süreç çok hızlı işlemeyebilir. Pkk'da da süreci sabote edecek gruplar çıkacaktır.

Kuzey Irak'ta devlet  kurulamaz  yahu!  Irak'a anayasal olarak bağlı bir bölge burası. Merkezi yönetim, tiyatro izler gibi izler mi hiç?  izlemiyor da zaten. Örneğin, bölgesel yönetimin yaptığı petrol ihracatı 2022'de Irak mahkemesi tarafından yasaklanmıştı. Irak güçlendikçe, merkezi yönetimin bölgesel yönetimler üzerindeki etkisinin artması beklenir. Siz ise bağımsızlıktan bahsediyorsunuz.
Musul ve Kerkük ise zaten bölgesel yönetim sınırlarında değil. Irak Anayasası'nda bölgesel yönetim, 117. maddede tanımlanıyor ve Erbil, Süleymaniye, Duhok ile Halepçe şehirlerini kapsıyor. Musul ve Kerkük, anayasal olarak bölgesel yönetimin sınırlarında değil. Musul ve Kerkük, anayasanın 140. maddesine göre statüsü bir referandumla belirlenmesi gereken şehirlerdir ve halihazırda iki şehir de merkezi yönetime bağlıdır. Bilhassa Musul şehir merkezi zaten tartışmalı bölge değildir; çünkü nüfusun yarısından çoğu Arap'tır ve Bağdat'a bağlıdır. Kürtler, Musul'un kuzey bölgelerinde, Mahmur ve Şengal gibi şehirlerde yoğunlaşıyor. Tahminen Musul nüfusunun %20 veya %25'i kadardır. Türkmenler ise şehir merkezindeki bazı mahallelerde ve Telafar şehrinde yoğunlaşıyor.
Sadece tartışmalı ilçeler oylamaya katılırsa: 
• Mahmur: Muhtemelen KBY'ye bağlanması yüksek olasılık. 
• Zummar: Oylama başa baş gider; fakat bölgesel yönetime bağlanması yüksek olasılık. 
• Telafar: Türkmen ve Arap nüfus çoğunlukta. Muhtemelen ya özerklik isterler ya da merkezi yönetimi seçerler. 
• Tel Keyf: Asuri halk, tahminen ya özerklik ya da merkezi yönetimi seçmesi yüksek olasılık. 
• Şengal: Nüfus Yezidi ağırlıkta. Ya özerklik ya da merkezi hükümeti seçmeleri yüksek ihtimal.
Musul'un tartışmalı ilçelerinden sadece Mahmur ve Zummar bölgesel yönetime katılır muhtemelen. Diğer ilçelerde böyle bir beklenti abartı oluyor.
Kerkük'ün ise tamamı tartışmalı bölge kapsamındadır. Kerkük'ün tartışmalı ilçelerinden Kerkük Merkez ve Dibis, Kürt nüfusun yoğunluğu nedeniyle bölgesel yönetime bağlanmayı seçmeleri olasılık dahilindedir. Buna karşın Havice ve Dukeyl, Arap ve Türkmen çoğunluk nedeniyle merkezi yönetim lehine oy kullanabilir.
Diyelim ki Irak'a posta koyup bu şekilde bir harita oluşturdular. Ekonomik olarak petrol satmaktan başka çareleri yok. Petrolü, posta koydukları Irak limanlarından ihraç ettirmeyeceklerine göre, diğer güzergah Suriye limanlarıdır. Burada da daha Suriye'deki güzergaha hiç gelmeden, merkezi yönetime bağlanmış veya özerk olmuş Şengal güzergah üstünde kalıyor. Şengal üzerinden Suriye'ye petrol taşıma zor. Geriye sadece Yumurtalık hattı kalıyor ki, 2023'te tahkim kararına göre Bağdat'ın onayı gerekiyor; yani bu güzergah da olmaz. İran üzerinden ihraç etmek isteseler, ABD ambargolarına takılırlar. Üstelik petrolü İran'a taşımak için Bağdat yönetimine bağlı olan Selahaddin ve Diyala gibi şehirlerden geçmek gerekir. Orada nereye yönelirlerse yönelsinler, Bağdat merkezi yönetiminde kalacak olan şehirlerden geçmek zorunda kalacaklar. Merkezi yönetim, bu tankerlerin kendi topraklarından geçmesine izin verir mi hiç?
Ezcümle, Kuzey Irak'ta bağımsızlık olacak bir iş değildir.

View this post on Instagram

20 maddelik demokratikleşme paketi istiyorlarmış

Teşekkürler sn.Efes benim iyi niyetli ve saf görünen arkadaşlarım okusun ve açıklamaları dinlesin....

Alınız silah bırakma kaideleri

Şemdik sakıklar vesairelerin mecliste siyaset yapması...

Şemdik sakıklar vesairelerin mecliste siyaset yapması...

Bu sözde barış sürecinde korkulacak kısım pkk'nın tepe kadrosunun gelip burda siyaset yapması değil bence (ne kadar mide bulandırıcı olsa da). Zaten Karayılan Cemil Bayık gibi adamlara ne vaat ederseniz edin 40 yıldır düşmanlık ettikleri bir ülkenin sözüne güvenip buraya gelmezler, gelipte iki yıl sonra tutuklanmayacaklarının hiç bir garantisi yok. Uluslararası bir güvence isterler, onu da Türkiye vermez. Gelip siyaset yapsalar bile nolacak, kaç yıllık ömürleri kalmış, devlet için kişiler değil uzun vadedeki çıkarlar önemlidir.

Süreçteki en tehlikeli konu ana dilde eğitimdir. Hdp için en önemli konu bu, diğer konulardan feragat ederler bundan etmezler. Malum illerde 25 yaş altı şehir merkezinde doğmuş çocukların Türkçe dışında başka bir dil kullandığını pek göremezseniz (istisna il var ama küçük), çoğu konuşmayı bırakın benim kadar bile duyduğunu anlamaz. İlçe merkezleri ve köylerde ana dil kullanımı daha yaygın olsa da, nüfus genel olarak il merkezlerinde yoğunlaştığı için çok önemli değil. Bu bir cumhuriyet kazanımıdır.

Osmanlı doğrudan Türkleştirme politikası gütmediğinden, Kürt nufusu Kızılırmak'a kadar dayanmıştı (bakınız: Koçgiri isyanı). Son yüzyılda tek dilde eğitim, devlet politikası olarak Türkçe'nin gelişip serpilmesi, ve Türklüğü iyi kötü övünülebilecek bir olgu haline getiren diğer kültürel altyapılar ile doğal sınır Kızılırmak'tan Fırat'a hatta Dicle'ye geriledi. Mevcut politikalar devam ederse 50 sene sonra Botan'a Zap'a kadar bile gerileyebilir. Ana dilde eğitim konusunun bu gelişmeyi tersine döndürebileceğinden korkuyorum. Bir çok kişinin düşündüğünün aksine insanlar etnik kimliklerini seçerler (misal: tarihçi Cemal Kutay Atatürkçüdür ama meşhur Cizreli Bedirhan beyin torunudur), Türklük ve Türkçe ne kadar geçer akçe olursa o kadar sempatizan bulur ve daha da gelişir.

PKK, ismi ile bitmiştir.

Umalım da terör olmadan ve yeniden silahlar ateşlenmeden bu topraklarda artık barış ve refah sürsün.

Bir daha bize karşı silah kullanan olursa gereği her zamankinden ağır yerine getirilsin.

Irak,Suriye ve İran kendi işlerine baksınlar. Biz ekmeğimize bakalım.

50 senelik delilik tekrarlanmaz umarım. Kendi topraklarımızı bombalayarak birliğimizi perçinlemek zorunda kalmayalım bir daha.


Şehit ve gazi ailelerini üzmeden, kemiklerini sızlatmadan verilmiş olan mücadelenin boşuna olmadığını , o sayede bugüne gelindiğini anlatarak bir süreç yürüsün. İç kamuoyuna yönelik karşılıklı sivri açıklamalar da olacaktır, kaşıyanlar da olacaktır. Sabır ve anlayış gerekli.

Lütfen artık "kandırılmayalım" bir daha.

PKK kendisini feshettiğini duyurdu >> https://www.hurriyet.com.tr/gundem/son-dakika-pkk-kendisini-feshettigini-duyurdu-42797796#post-1


Silahlar nasıl bırakılacak
CNN Türk'ten Emrah Çakmak Erbil'den yaptığı canlı yayında silah bırakma sürecini şöyle anlattı:

Örgüte yakın kaynakların aktardığı bilgiye göre; bir süreç fesihle başladı silahlar teslim edilecek bu nasıl olacak? BM gözetiminde gerçekleşecek bu. Üç aşama söz konusu.

Silahlar BM gözetiminde teslim edilecek. Uluslararası gözlemciler olacak bu teslim işleminde. Teslimin yapılacağı yerler belirlendi.


Teröristlerin 3 aşamalı plan dahilinde silahları teslim edeceği yerler belli oldu. Duhok vilayetine bağlı Amediye Erbil Binar ve Köysancak Seyid Sadık vilayetinde bırakılacak.

2002'DE DE FESHETMİŞLERDİ

1993, 1995, 1998, 2006, 2009, 2013 yıllarında köşeye sıkışıp tek taraflı sözde ateşkes ve silah bırakma kararı alan, her seferinde güç kazandıktan sonra saldırılarına başlayan PKK terör örgütü, 4 Nisan 2002 tarihli 8. Kongresi'nde fesih kararı aldı. PKK'yı feshedip yerine KADEK ismiyle yapılanmaya gitti. PKK ismi yerine KADEK adının kullanılmasıyla üzerindeki terörist baskısından kurtulmayı hedefleyen terör örgütü, faaliyetlerini "Demokratik Cumhuriyet Sistemi" adı altında siyasi alana kaydırdı. Ancak KADEK de birçok ülke tarafından terör örgütü olarak tanınmaya başlayınca 2003 yılında ismini Kongra-Gel olarak değiştirdi. Bu da tutmayınca 28 Mart 2005'te yeniden PKK adını kullanmaya ve terör faaliyetlerini artırmaya başladı.

O süreçte de PKK'nın silah bırakma kararına, hatta 2002'de olduğu gibi kendini feshetmesine büyük bir önem atfedilmişti. Ancak kendisine siyasi kimlik edinmeye çalışan PKK terör örgütünün o kararları arasında Irak'ta PÇDK, İran'da PJAK ve Suriye'de PYD örgütsel uzantıların kuruluşu ilan edilmişti.
2002-2005 arasını isim değişiklikleriyle yeniden yapılanma çalışması olarak geçiren, 2005'te yeniden PKK adını kullanan terör örgütü bugün de benzer taktiklere başvurabilir.


https://www.hurriyet.com.tr/yazarlar/nedim-sener/pkknin-ikinci-kez-feshinden-beklenenler-42797716

Ben şimdi anayasa değişikliği hamlesi bekliyorum...

Heybedeki asıl turp anayasa değişikliği.

İki taraf da istediklerini anayasaya doluşturacaktır...

Coming soooon .... Big radish...Yakında sinemalarda...

skywolf endişeli bekleyiş belki daha normal olandır senin bu temkinli bakışını eleştirmiyorum ama bu sefer başka bir realite var bunu da göz ardı etmeden biraz umutlu olmak gerek.  Kürtler için başka bir dünya başka realiteler kazançlar menfaatler inşa edildi artık Türkiye ile çatışmak Kürtlere zarar verir durum gelişti. Şu anda Kürtlerin hakimiyetindeki topraklar 150 bin kilometre kare İsrail in ise 30 bin bile değil Yunanistan 130 bin filan. Bu kazanımın Türkiye ile iyileşme sağlanmaz ise bir kaç ay içinde en az yarısının uçup gitme riski var Kürtler için. Buradan şu sonuçta senin iddianı kuvvetlendirerek çıkar bakış açısı ile. Kürtler sıkıştılar geçici barış ile krizi atlatınca Türkiye ile savaşlarına geri dönecekler. Bu iddia edilebilir görünüyor ama artık Kürtlerin dağdaki mağaralarda yaşayan teröristlerin özgürlüğünde olmadıkları kurulu taşınmaz menfaatleri olduğu gerçeğini de göz önüne almak gerek. Kürtlerin artık kaybettiklerinde yerine koyamayacakları menfaatleri var bu onları dağdaki terör dönemi lükslerinden ayırıyor. Zaman geçecek göreceğiz Kürtler her geçen gün Türkiye ile ilişkilerini iyi tutma baskısını artarak yaşayacak.