EF2000 EUROFIGHTER TYPHOON

Meteor'da herhangi faz dizinli AESA hatta PESA radari bile yok, klasik anten radarı var. Teknolojik olarak Çin füzesinden geride olduğunu saha gördük. ABD, Çin ve Rusya dual-pulse motorlu hava-hava füzelerine odaklanmış durumda.

2000'lerde Rus yapımı ramjet motorlu K-77PD füzesi dual-pulse motorlu R-37M karşı ihaleyi kaybetmişti. Herhangi artısı olmadığı ortaya çıkmıştı hatta dual-pulse daha uzun menzile etkili vuruş yaptığı için kazanmıştı.

Füze teknolojisinin lokomotifleri Rusya, ABD ve Çin farklı motor teknolojisine odaklanmış iken geride kalan Avrupa'nın ramjet motorlu füzesine göz dikmek yanlıştır. Attan inip eşeğe binmeyin...




K-77PD





Linkback: Ynt: EF2000 EUROFIGHTER TYPHOON

Sn @Yasar Meteor'da bildiğim kadarıyla AESA başlık filan yok.

Evet tekrar kontrol ettim. Yok. Haklısınız.
Benim aklımda Japonlarla birlikte geliştirmekte oldukları yeni JNAAM meteor yeni nesil meteor füzesi kalmış.
Yazımı düzeltiyorum. Sağolun düzelttiğiniz için.

Yeni MLU (yarı ömür geliştirme) için de Aesa ekleniyor.

Roketsan Genel Müdürü Murat ikinci geçtiğimiz günlerde Gökbora Fuzesinin motorunun hazır olduğunu açıkladı. Katı yakıtla çalışan Ram jet motor Füzenin bizim için en zor kısmını oluşturuyor. Bu yüzden en geç 2 sene içinde havadan atış testleri başlayacaktır. Gökbora Füzesinin 2030 dan önce tamamen (Butik Üretim) Hazır olmasını bekliyorum.

Ek olarak Ramjet motorlu bir hava hava Fuzesinin tek başına etkili olacağını düşünmüyorum. İlk olarak Füze yoğun elektronik harp ortamında çalışabilecek etkin bir Aesa başlığa sahip olmalı. Sonra füzede Aesa veya Lidar tabanlı bir veri bağı bulunmalı. Son olarak Fuzeyi yönlendiren hava aracı çok uzun menzilde (200km+) hedef takibi yapabilmeli. Örneğin Rafael uçağındaki mevcut radar (RBE 2) sistemi Meteor Fuzesi için yetersiz bir radardir

Son olarak biz meteor Fuzesini sadece saldırı için satın almıyoruz. Meteor Fuzesi sahibi olursak bu füzeleri nasıl etkisiz hale getireceğimizi öğrenebiliriz.

Batı aleminde ilk defa AESA başlıklı hava-hava füzesi dual-pulse motorlu AİM-260 olacak, başka füzelerde bu tip radar yok! Pakistan-Hindistan arasın savaşta ABD PL-15'in neler yaptığını görünce AMRAAM ve Meteor teknolojik olarak ne kadar geride kaldığını görmüştü. Hele bu füzelerin mekanik döner radarları var.

Meteor'un PL-15/16, R-37M, R-77M gibi faz dizinli radarları olan füzeler karşısında herhangi teknoloik ve menzil üstünlüğü yok. Elektronik harp önlemine karşı dayanıksız, görüş menzili kısa ve dar, menzil açısından dual-pulse karşısında rekabet edemez.

Hindistan jetine karşı J-10 tarafından atılan PL-15'in AESA radarı.

Roketsan'ın zaten çok
uzun süredir katı yakıtlı ramjetli füze projesi var.Akbaba anti-radar füzesi...

Muhtemelen katı yakıtlı ramjet geliştirme de epey yol alındı,Gökbora'da yahu biz bununla BVR'de yaparız diye girişilen bir iş.

Dolayısıyla Murat İkinci'nin motor hazır demesi beni şaşırtmadı.

Ankara İngiliz büyükelçiliğinin yayınladığı ve Turdef'de kaleme alınan Typhoon satışıyla ilgili makalenin tercümesi bir çok sorunun cevabı olmuş:

Ankara'daki İngiltere Büyükelçiliği, Türkiye'nin 20 adet Eurofighter Typhoon uçağı satın alma planlarıyla ilgili olarak TurDef'e tam ve yazılı yanıtlar verdi. Bu, ilk resmi zaman çizelgesi işareti ve çok sayıda politika düzeyinde teyittir. Çokuluslu hassasiyetler nedeniyle bazı konular açıklanmamış olsa da, yanıtlar Türkiye'nin Eurofighter topluluğuna girişi için net bir siyasi çerçeve ortaya koymaktadır.

Büyükelçilik, uçakların Türkiye'ye ilk teslimatının 2030 yılında planlandığını doğruladı. Bu, program için tek resmi zaman dilimidir. 2030 yılının başlarında veya sonlarında teslimat veya olası risk marjları hakkında daha fazla bilgi verilmedi. Bu, hükümetin henüz bir duyuru yapmaktan ziyade üretim sırasını düzenlediğini göstermektedir.

Büyükelçilik ayrıca, uçak konfigürasyonunun kesinleştiğini ve altta yatan Tranche tanımı henüz açıklanmamış olsa bile, yetenek paketinin siyasi olarak çözümlendiğini doğruladı.

Büyükelçilik, radar konusunda Türkiye'nin ECRS Mk1 mi yoksa Mk2 standardını mı alacağını belirtmekten kaçındı. Büyükelçilik, "Umman ve Türkiye arasında görüşmelerin devam ettiğini" belirterek, radar kararlarının Eurofighter kullanıcıları arasında daha geniş ihracat hususlarıyla iç içe geçtiğini işaret etti. Büyükelçilik, radar seçiminin üretim süresini veya program maliyetini etkileyip etkilemediği konusunda bir açıklama yapmadı.

Silahlar konusunda Büyükelçilik, Meteor'un dahil olduğunu teyit etti ve endüstri yanıtlarında bulunmayan iki stratejik açıklama yaptı. İlk olarak, "Türkiye niyetini açıkça ortaya koydu. İngiltere, mümkün olan en iyi sonucu elde etmek için Türkiye ile birlikte çalışacaktır" diyerek, Türk hava-hava ve hava-yer silahlarının entegrasyonuna yönelik siyasi açıklığı işaret etti. İkincisi, Türkiye'nin egemen sistemlerini diğer Eurofighter ülkelerine ihraç edebileceğini doğruladı; bu politika pozisyonu, Türkiye'nin endüstriyel rolünü ulusal kullanımın ötesine genişletebilir.

Sürdürülebilirlik konusunda Büyükelçilik, ayrı bir takip sözleşmesinin uzun vadeli bakım, revizyon, elektronik savaş/çok amaçlı savunma altyapısı ve eğitimi tanımlayacağını belirtti. Bu, iki aşamalı bir modeli doğruluyor: ilk anlaşma kapsamında uçaklar ve ilk silahlar, ikinci ve henüz müzakere edilecek bir çerçeve kapsamında ise yaşam döngüsü desteği.

Büyükelçilik ayrıca İngiltere'nin Eurofighter üretimindeki rolüne ilişkin kapsamlı bir açıklama da yaptı. Uçağın ana bileşenlerinin yaklaşık üçte birinin (örneğin ön gövde, kuyruk bölümü ve omurga tankı) Samlesbury'de üretildiğini belirtti. Devam eden Alman, İspanyol ve İtalyan siparişleri, İngiltere'nin Typhoon üretimini önümüzdeki on yıla kadar aktif tutacak. Ancak Büyükelçilik, Warton'un üretim temposunun Türkiye'nin teslimat hızını veya maliyetini etkileyip etkilemeyeceği konusunda yorum yapmadı ve endüstriyel tempo sorularını cevapsız bıraktı.

En önemli teyitlerden biri operasyonel egemenlikle ilgiliydi. Büyükelçilik, Typhoon'un operatörlere görev verileri üzerinde egemen kontrol sağladığını ve Türkiye'nin kendi görev veri dosyalarını ve elektronik savaş kütüphanelerini oluşturmasına ve güncellemesine olanak tanıdığını belirtti. Modern savaş uçağı ihracatında nadir görülen bu erişim düzeyi, elektronik savaş yeniden programlaması ve taktiksel yapılandırma üzerinde tam ulusal yetkiyi gösteriyor.

Büyükelçiliğin yanıtları, Türkiye'nin Eurofighter paketinin şimdiye kadarki en net siyasi çerçevesini oluşturuyor: onaylanmış bir konfigürasyon, belirtilen ilk teslimat yılı, Türk silahlarının entegrasyonuna açıklık, egemen sistemlerin ihracatına izin, tanımlanmış iki aşamalı bir sürdürme yapısı ve görev verilerinin egemen kontrolü. Radar varyantı, aşama detayları ve maliyet-zamanlama bağlantıları açıklanmasa da, programın hükümet temeli artık çok daha görünür durumda.

Yazar: Özgür Ekşi

https://turdef.com/article/uk-embassy-details-tuerkiye-s-eurofighter-timeline-and-rights

Ef2000 ve f35 alımları

Büyükelçiliğin cevapları ışığında bu işin ( eurofighter alımı) 44 adetle sınırlı kalmayacağını gösteriyor gibi,
çünkü işin toplam gereklilikleri bu kadar az sayıda uçak için bu kadar proje derinliğine inilmesini ekonomik ve siyasal olarak rantable(verimli) olmaktan çıkartıyor.
Kısaca diyorum ki o kadar az sayı için bunca emek ve masrafa değmez, devletin derinlikleri F-16 aslını kapatmaya başka yolda yürümeye karar vermiş gibi duruyor

F-16 Özgür 2 gerçekleşirse F-16 faslı devam eder.