Altay tankındaki malum motor açmazımızın tıpkı Kıbrıs Barış Harekâtındaki silah ambargosu gibi savunma sanayimiz için bir diğer dönüm noktası olduğunu düşünüyorum.
Bizim bile farkında olduğumuz motor olayının devletin gözünden kaçtığını düşünmek biraz saflık olur.
Bu konuda biraz sabırlı olmalıyız. Çünkü aynı anda her şeyi başaramayız. Aynı anda mükemmel bir motoru, mükemmel bir 5. nesil uçağı, mükemmel mühimmatları, mükemmel avionikleri (aesa radar vb.) yapamayız.
Unutmayalım ki "en iyi" her zaman "iyi" nin düşmanıdır.
Bu nedenle şu anda MMU ve Hürjet için ilk düşünmemiz gereken şey bence bu uçakları uçurmak olmalıdır. (Rafale'ın bile ilk prototipi Amerikan F-404 ile uçmuştu)
Motor konusunda ise o kadar endişeli değilim. Zaten bu uçaklar olgunlaşana ve FOC ilan edilene kadar önümüzde en iyimser tahminle 4-5 yıl var. Bu süre oldukça kısa ama motor konusunda sıfır seviyesinde değiliz, bunu hatırlatmak isterim.
Çünkü yıllardır TEI'nin GE ile ortaklığı var. F-110'u avuçlarının içi gibi biliyorlar. Montajını yapıyorlar, parçalarını üretiyorlar, bakımlarını yapıyorlar. Dünyanın sayılı üniversitelerine akademik üyelikleri var ve literatürü takip ediyorlar. Bilmedikleri bir işe başlayacakları zaman literatürde araştırma yapıyorlar, inceliyorlar, üniversitelerden ve TÜBİTAK'dan destek alıyorlar, tasarlıyorlar. Motor konusunda TEI'ye mutlaka şans tanınmalı. Akşit Hocaya ve TEI'ye güvenin. Rolls Royce'a ve İngiltere'ye bel bağlamadan önce, İngiltere'nin parasını ödediğimiz halde 1. Dünya savaşında bize vermediği 2 savaş gemisini hatırlamanızı öneririm.
Ha diyelim ki bunların hiçbiri olmadı, motor yetişmedi ve MMU motorsuz kaldı. Hiç dert değil. Motor hazır olana kadar 80 tane 4. nesil F-16'yı emekli edip 40 tane 5. nesil MMU yaparız. Bu kadar basit.

Ha bu arada Gökdoğanın menzili de 100+ km olmuş. Yani demem o ki enseyi karartmayın. Bu saatten sonra biz değil, yunan düşünsün
