Al-Monitor’da yer alan bir makalede 17 Temmuz’da İsrail Hava Sahası’na giren insansız hava aracına iki patriat füzesi atılması, F-16’larında düşürümemesiyle ilgili ilginç bir makale yayınlandı. İşte o makale;
"İsrail Hava Kuvvetleri başarısızlığa alışık değildir. Mükemmeliyet ve titizlikle anılan İsrail Hava Kuvvetleri, son 10 gündür bir bilmeceyi çözmeye çalışıyor. 17 Temmuz’da Golan Tepeleri bölgesinden İsrail hava sahasına giren bir insansız hava aracına (İHA) iki Patriot füzesi atıldı ancak her iki füze hedefini ıskaladı. Gizemli İHA’ya karşı bir F-16 savaş uçağı da havalandı ancak onun attığı füze de hedefini vuramadı. Havacılar büyük şaşkınlık yaşarken İHA geri yöneldi ve geldiği gibi hızla Suriye hava sahasında kaybolmayı başardı.
Hava Kuvvetleri bu olayla ilgili henüz şu temel soruları bile yanıtlayabilmiş değil: İHA’nın türü neydi? Kim tarafından gönderildi ve niçin vurulamadı? Al-Monitor’un edindiği bilgiye göre İHA İsrail semalarında yaklaşık 30 dakika kaldı. Havacılık ölçülerinde bu süre bir nevi “sonsuzluk” sayılıyor.
Kıdemli bir Hava Kuvvetleri yetkilisi, kimliğinin gizli kalması kaydıyla Al-Monitor’a şöyle konuştu: “Olay araştırılıyor, hâlâ Operasyonel Araştırma’da. Şu an bulgu açıklayamıyoruz. Ne oldu, nasıl oldu bunları tam olarak tespit edip gereken sonuçları çıkarmayı umuyoruz.”
Hava Kuvvetleri’nin gafil avlandığını anlatan kaynak şöyle devam etti: “Patriot füzeleri İHA vurma kabiliyetlerini kanıtlamıştır. Bu tür görevleri hem tatbikatlarda hem Koruyucu Hat Harekâtı sırasında başarıyla gerçekleştirdi. Bu kez görevimizi yerine getiremedik ve bunun nedenini bulmak her şeyden önemli.”
Bu olay, uzun zamandır İsrail’in kuzeyini koruyan Patriot füze sistemi için ilk mahcup edici başarısızlık oldu. 23 Eylül 2014’te İsrail, Golan Tepeleri üzerinden İsrail hava sahasına giren, Suriye’ye ait bir Su-24 savaş uçağını uçaksavar füzeleriyle düşürmüştü. Bunun bir ay öncesinde de Suriye Hava Kuvvetleri’ne ait olduğu düşünülen bir İHA’ya Patriot füzesiyle önleme yapılmıştı. Patriot füzelerinin İsrail’e, önleme uçaklarından bile daha etkili bir ani müdahale kabiliyeti sağladığı düşünülüyordu. Ta ki 17 Temmuz’daki başarısızlığa kadar.
İHA’ların önlenmesi, bazı bakımlardan savaş uçaklarının düşürülmesinden daha zor bir iş sayılıyor. Sebebi şu: Bu araçların boyutu savaş uçaklarından daha küçük, bazen çok çok daha küçük. Ayrıca yavaş hareket ettikleri için savaş uçağı füzeleri veya önleme füzeleri için vurulması daha zor bir hedef oluyor. Zira bu füzeler daha büyük ve daha hızlı hareket eden kütlelere kilitlenmek üzere tasarlanmıştır. Dolayısıyla İHA’ların görünürde zaaf olan bu özellikleri onlara avantaj kazandırıyor.
İsrail Hava Kuvvetleri’nin cevabını aradığı daha önemli soru ise şu: Önlenemeyen İHA’yı kim yönetiyordu? Golan bölgesindeki isyancılara ilişkin istihbarat toplamaya çalışan Suriye Hava Kuvvetleri’ne ait bir araç yanlışlıkla İsrail hava sahasına mı girmişti? Yoksa Suriye Devlet Başkanı Beşar Esad’a yardım eden Rus hava unsurlarının aracı yine yanlışlıkla sınırı mı geçmişti?
Bu iki ihtimalin dışında uzak da olsa üçüncü bir ihtimal var: İHA Ruslara aitti ve İsrail’in sınırlarını test etmeye, hatta belki İsrail’in Golan Tepeleri’ndeki gelişkin, devasa askeri yığınağı hakkında bilgi toplamaya çalışıyordu. Bu ihtimal doğrulanırsa yanıtın ne olması gerektiği konusunda İsrail Hava Kuvvetleri’nde kafalar karışık.
Al-Monitor aylar önce hayli üst düzey bir askeri yetkilinin ağzından İsrail hava sahasına giren Rus uçaklarının vurulmayacağını aktarmıştı. Bu, yerleşik uygulamaya taban tabana zıt bir yaklaşımdı. Zira küçük bir ülke olması hasebiyle son derece kısıtlı müdahale süresine sahip olan İsrail’de sınırı geçen her şeyin sorgusuz sualsiz vurulması yönünde katı kurallar ve daimi emirler mevcut. Ancak sınırı geçen bir Rus uçağıysa emirler, önleme yapılmaması yönünde. Nokta.
Al-Monitor’a konuşan bir İsrail askeri kaynağı, kasım 2015’te bir Rus uçağını düşüren Türkiye’yi anımsatarak şöyle dedi: “Erdoğan’ın düştüğü hataya biz düşmeyeceğiz. Ruslar bizim düşmanımız değil, bir Rus uçağı İsrail için tehdit olamaz. Burada yanlışlıkla yapılan bir şeyden söz ediyoruz, uçak düşürmenin gereği yok.”
17 Temmuz’da Golan Tepeleri’nden hava sahası ihlali yapan İHA’nın kim tarafından gönderildiği bilinmiyordu. Buna rağmen İsrail araca iki Patriot füzesi fırlattı. Peki, araç düşürülseydi ve sonra Rusya’ya ait olduğu anlaşılsaydı ne olacaktı? İsrail’de bu sorunun cevabı yok.
Öte yandan İHA’lar, Türkiye’nin düşürdüğü uçak gibi içinde Rus pilotların olduğu savaş uçaklarıyla aynı kategoride değil. Ancak ne olursa olsun İsrail Hava Kuvvetleri iki Patriot füzesi ile bir F-16 uçağının hedefi niçin ıskaladığını bulana kadar huzura kavuşamaz. Havada mutlak üstünlük ve hava sahasını ihlal eden yabancı uçaklara sıfır tolerans politikasıyla bilinen İsrail bu sicilini yeniden tesis etmek zorunda.
Suriye’deki Rus müdahalesinin ilk aşamalarında İsrail, IDF ile Rus ordusu arasında bir tür eş güdüm ve irtibatın sürdürüleceğini umuyordu. Gelinen noktada böyle bir eş güdümünün hiç olmadığı anlaşılıyor. İki ülkenin hava kuvvetleri arasında herhangi bir iletişim kanalı yok ve Ruslar, İsrail sınırlarına veya İsrail hava kuvvetlerinin hareket hâlinde olduğu alanlara teğet bölgelerde uçtuklarında İsrail’e her zaman ön bilgi vermiyor. Oysa İsrail Başbakanı Benjamin Netanyahu ile Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin arasında medyada da geniş yankı bulan görüşmeler yapılmış, eylül 2015’teki görüşmeye İsrail Genelkurmay Başkanı Korgeneral Gadi Eizenkot da katılmıştı.
İki taraf alternatif olarak “çakışmayı önleme” mekanizması oluşturmuş durumda. Buna göre İsrail tarafı Rusların hareketlerini radardan izliyor ve eş anlı olarak aynı bölgede aktif olmaktan kaçınıyor. Dolayısıyla İsrail, Ruslarla sürtüşme olmasın diye eskiye nazaran çok daha dikkatli davranıyor.
Bu durum İsrail’in canını çok da sıkmıyor. Bunun başlıca sebebi ABD’nin İsrail ve Rus güçleri arasındaki durumu çok yakından ve sıkı bir şekilde takip etmesi. İsrailli bir askeri kaynak durumu şöyle özetliyor: “Stratejik müttefikimizin kim olduğuna dair tereddüt oluşmasına izin veremeyiz. Rusya, bölgede faaliyet gösteren dost bir yabancı unsur ve biz onun faaliyetlerine müdahale etmiyoruz. ABD ise stratejik müttefikimiz.”
Kaynak:
www.kokpit.aero