Ne yazık ki, dost-düşman tanımlama sitemimizde arızalar var. Diyorlar ki, ABD ile aramız şimdilik kötü olabilir lakin Rusya ve İran' la rekabet halindeyiz. O nedenle S-400... şu, bu...! falan.
Efendim... Rakip olmak başka, düşman olmak başka şeylerdir. Evet, Rusya ve İran bizim rakibimizdir fakat düşmanımız değildir. Peki ABD (?)
Cevabını ben vereyim; ABD ile sözüm ona müttefikiz fakat gerçekte düşmanız (.) Biz düşman dediğimiz için değil, düşmanlık yaptıkları için düşmanız.
''Rakibimin düşmanı benim dostumdur'' şeklinde bir mantık önermesi var mı ?
Üstelik, rakibimin düşmanı benim gerçek düşmanım sa (!)
Demiş olsalardı ki; ''Düşmanımın düşmanı benim dostumdur'' şeklindeki önermeyi dile getirmiş olsalardı;
Peki benim, düşmanımın düşmanı kim; Rusya ve İran.
Bana söyler misiniz; düşmanımın düşmanına ben niye düşman olayım (?) Mantık bunun neresinde ?
Ha.. diyorlar ki, silah seçmek pakt seçmektir....
Kıbrıs Rum' u, Yunanistan bilmem kimi kafasına göre silah seçerken pakt seçmiş olmuyor mu? Kıbrıs Rum' u AB üyesi değil mi?
Şu ''pakt seçme'' olayı, söz konusu Türkiye olunca mı akıllara geliyor? Ben üniter, egemen bir devlet değil miyim?
Ayrıca NATO, hangi milli davada Türkiye' nin çıkarlarını korumuş?
Türkiye' nin NATO' ya verdikleri, aldıklarından milyon kez fazladır. Her şeyden önce, NATO uğrunu geleceğimizi ipotek altına aldırmışız. İttifak sistemi içinde AZ GELİŞMİŞ BİR ÜLKE olmaya mahkum edilmişiz. Şayet üyesi olmasaydık... örneğin Atatürk zamanında 3 tane uçak fabrikamız vardı.
Vesselam bana öyle geliyor ki; eninde sonunda ABD ile kapışacağız. Tabi ABD tek başına gelmeyecektir. İngiliz' in yaptığı gibi önden Yunan piyonunu sahaya sürecektir. O nedenle S-400 konusunu ABD' ye karşı alınmış bir önlem olarak düşünmek lazım.
Efendim NATO sistemleriyle konuşamıyor muş (!) zaten konuşamasın diyoruz.