100 yıllık politika? Oraya karışma, buraya ses etme sen ülkende otur. Pısırık içe kapanma politikaları.
10 bin km öteden gelip bölgeyi istediği gibi karıştırsınlar, dibinde terör devleti kurmak için binlerce tır silah yardımı yapsın, kendi karasularında petrol, doğalgaz aramana bile yaptırım yaparız diye tehdit etsinler biz de susup aman dolar çıkmasın yeter diyelim.
Beyler kabul edelim tüm tezlerini o zaman. PKK devletini kabul edelim. Ermenistan'a toprak vermeyi kabul edelim. Ege'yi tamamen bırakalım Yunan'a. Kıbrıs'ı bağlayalım Yunanistan'a. Çünkü dolar artar ölür biteriz. Dolar artmasın yeter. Bu mu yani tüm politikamız?
Atatürk bu ülkeyi kurarken İngilizlere, Fransızlara bu toprakları dar ederken, Yunan'ı denize döküp yüzmeyi öğretirken korktu mu? Yavuz doğuya giderken korktu mu? Kanunu Viyana kapılarına dayanırken korktu mu? Fatih Bizans'ın surlarını döverken korktu mu?
Netanyahu denilen kasabın konuşmasını dinlediniz mi? Yaşeya kehanetini dile getirdi. Bunun ne olduğunu biliyor musunuz? Hristiyanlara'da sinyal çakıp bildiğin Büyük İsrail'i kurmanın mesajını verdi. Nil ile Fırat arasında büyük İsrail hedefine tam gaz devam ediyorlar.
Ama biz susalım, çünkü dolar artar. Borsa düşer.
Kurtulun artık şu pısırıklıktan. Kurtulun artık şu batıya aman demeyelim ezikliğinden. Biz büyük milletiz ama Atatürk'ün vefatından sonra maalesef içe kapatılıp ses çıkarmamayı kanıksar hale getirildik. Batı ne derse yapalım, batının itiraz ettiği her şeye karşı çıkalım, tek doğru batı, batının karşısındaki yanlış anlayışı bize öyle bir kanıksatıldı ki tek bir aykırı sen çıkınca hemen başlıyoruz korkmaya. Ecevit zamanında sosyal medya olsa Kıbrıs'a çıkmayalım dolar artar, ambargo yeriz diye bir sürü şeyler yazılır çizilirdi. Bugün bile Suriye'de operasyon yapmayalım ABD yaptırım uygular diyen sürüyle tip var.
Türkiye gerekirse emperyalist bir güç olmalı. 10 bin km öteden gelen ABD, binlerce km öteden gelen İngiltere, Fransa'nın burada ne işi var? Bizim burnumuzun dibi. Kıbrıs'ın burnunun dibi İsrail. Onlar buraya gelecek istediklerini diyecek ama biz susalım, konuşmayalım. Niye? Oralar benim hep eski toprağım hem de çıkarım olan bölgeler.
Çin ve Rusya, BM Güvenlik konseyinin Hamas'ın kınamasını veto etmiş. Haydi ABD, Rusya ve Çin'i de terörist ilan etsin. Haydi Çin ve Rusya battı bitti diyelim.
Sizi anlamakta zorlanıyorum. Dolar artmasın diye her şeyi kabul edelim diyeceksiniz neredeyse.
Ayrıca hiç bir şey olmaz merak etmeyin. Kendinize güvenin, mühendisinize güvenin. 10 yıl önce ABD Türkiye'ye İHA vermemişti. Bugün Dünyada İHA satışında belki de 1. numarayız. Motor konusunda da 10 yıl sonra bir sorun kalmaz. Biz zora geldik mi öyle şeyler yaparız ki yapan bile şaşırır.
250 kiloluk top mermisini Seyit Onbaşı halterci olduğu için değil vatan aşkıyla kaldırıp namluya verdi.
Sizin gibi neo Osmanlıcılık hayali güdenler Suriye'de Amerika'nın güdümünde rejim değiştirmeye kalktı. İşin sonunda ABD bizi yarı yolda bıraktı diye ağlayıp durdular. Yani sizin dile getirdiğiniz sınır bölgemizdeki terör devleti Amerika tarafından Ankara'daki bazı aptallar eliyle kuruldu. İsrail'in en büyük düşmanı olan Arap ülkesi harabeye döndü. İsrail'in harekat alanı genişledi ve çok rahatladı.
Akılcı hareket etmek pısırık olmak demek değildir. Ama siz devlet yönetiminde Cumhurbaşkanı yardımcısı Fuat Oktay gibi 'sonunu düşünen kahraman olamaz' görüşünü benimsiyorsanız bilemem tabi. Halbuki Türkiye Cumhuriyeti hiç bir zaman pısırık dış politikalar gütmemiştir. Genç Cumhuriyet, Hatay için Fransa'yla savaşa girmeyi göze almıştı. İkinci cihan harbinde sizin deyiminizle pısırık benim deyimimle akılcı dış politikalar uygulayarak uçurumun kenarından döndük. Akabinde 20 sene Kıbrıs'a müdahale etmek için hazırlık yaptık. Ne zamanki Yunanistan'da darbe oldu ve uluslararası konjonktür lehimize döndü hemen müdahale ettik. Bu harekatın Ecevit ya da Erbakan ile bir alakası yok yani. Böyle bir harekat olacağı için iki 'şahin' politikacı hükümet ortağı yapıldı. Harekat sonrası artan sağ-sol çatışması ve 12 Eylül askeri müdahalesi de Kıbrıs'tan bağımsız okunamaz.
Emperyal dış politika konusu hakkında yazacak çok şey var ama üşendim şimdi. Şunu yazayım; ayranımız yok içmeye tahtırevanla gideriz gezmeye
2. dünya savaşına nasıl girecektin? Doğru düzgün ordun yok, silahın yok, mühimmatın yok. Neyle savaşacaktık? Silah ve mühimmat olmayınca savaşa girmemek için kırk takla attık ki o dönem hariciyede çok kişi İngiltere yanında savaşa girme taraftarıydı. Lakin İngilizler vadedikleri silahı ve mühimmatı vermeyince savaşa girmedik. Almanlar da kaybetmeye başlayınca onlarda bizle irtibatı kopardı. Yoksa savaşa muhteşem politikalardan ziyade silahsızlık ve yeteri kadar güçlü olmadığımız için girmedik. Bu da bizim için avantaj oldu. Avrupa tarumar olurken biz hasarsız atlattık 6 yıllık dönemi. Kısaca
Suriye konusunda Türkiye elinden geldiğince olayların çığırından çıkmaması için çabaladı. Aylarca Esad'la görüşmeler yapıldı. Yeni anayasa, demokratik taleplere cevap verilmesi için pek çok telkinler verildi. Esad ne yaptı? Haziran 2012'de bizim F-4'ü düşürdü. Sonra ipler koptu zaten. Esad ailesinin PKK'nın en büyük hamilerinden birisi olduğunu da unutmamak lazım. Sütten çıkmış ak kaşık değiller yani.
Zamanında girip müdahale etseydik sorun çözülmüş, mülteciydi, IŞİD'ti, YPG'ydi hiç böyle dertlerimiz olmamış olacaktı. Biz ne yaptık ABD ile birlikte hareket edip hata ettik. Sonra Rusya geldi, IŞİD'i YPG'si türedi, milyonlarca mülteciydi hala uğraşmaya devam ediyoruz. Tabii FETÖ konusunu da unutmamak lazım müdahale edemememizin bir nedeni de ordu içindeki FETÖ'cü generallerin müdahale etmeye sürekli karşı çıkmasıydı.
Akılcı hareket etmek nedir? 2,5 haftadır arabulucu olmak için, ateşkes için, çatışmanın durması için çabalayıp karşılığında ne alındı? İsrail gibi, Netanyahu gibi biriyle akılcı hiç bir adım atamazsın. Netanyahu defolup gider, yerine daha makul birisi gelir anca öyle akılcı hareket edersin. Durmadan çoluk çocuk öldüren, sivil katleden bir rejimle hiç bir ortak, akıllı politika güdemezsin.