Rum televizyonuna yapilmis olan itiraf ile alakali olayin ve oldurulmus olan subaylarin kimler ve ne amac hedeflediklerinin ic yuzunu su sekilde idi.
MAGOSA LİMAN YERİNE SURİÇİ’NE GİRİŞ YAPAN YUNAN SUBAYLAR.
11 Mayıs 1964 tarihinde benzeri bir silah ikmalini denetlemek amacıyla,saat 14.20’de BX 294 plakalı Fiat marka bir araçla, polis eri Kostakis Mihail Pandelidis, Kıbrıs’taki Yunan Kontenjan Alayı’ndan Yarbay Vasilis Kapotas, Binbaşı Dimitrios Pulyas, Panayotis Tasullitis yolu şaşırarak limana girecekleri yerde,Canbulat Kapısı’ndan Suriçi’ne gimişlerdir. Canbulat Kapısı’nda görevli Polis Mehmet Küçük, o anda başka bir görev icra ettiğinden Suriçi’ne giren
araca müdahale edememiştir. Rumlar Surlar boyu araclari ile seyretmeye devam etmişlerdir. Akkule Kapısı’ndan geçip Yenikapı’ya Nadir Çocuk Yurdu’na kadar gelmişlerdir. Yenikapı polis nöbetinde Tayfun Salih vardır. Koyu esmer tenli Tayfun’u ve Türk bayrağını gören Rumlar, Türk bölgesinde olduklarını anlayarak geldikleri güzergahtan geri dönmüşlerdir. Canbulat Kapısı’nda aracı durduramayan polis eri, Suriçi’ne şüpheli bir araç girdiğini telefonla
Yenikapı, Akkule kapılarında görevli polis ve Mücahitleri uyararak alarm durumuna geçmelerini sağlamıştır. BX 294 plakalı araç Akkule Kapısı’na geldiğinde (Bugünkü İpeklioğlu mağazası önünde) kapıda görevli polis memurları, 2662 yaka numaralı Tahir İbrahim ile 1089 yaka numaralı Mustafa Hüseyin aracı durdurup, araçtan inmelerini emretmişlerdir. Orada görevli Mücahit Mevlüt Mustafa paniğe kapılarak, aracın sol ve sağ tarafından inenlere kendi inisiyatifi ile ateş açmış, ilk anda şoför polis memuru Kostakis Mihail Pantelides ve Vasilis Kapotas orada hayatlarını
kaybetmişlerdir. İki Yunan subayı ise yaralanmıştır. BX 294 plakalı araçta iki adet uzun namlulu 38 mm. tekerlekli tabanca ve bir adet Sten makinalı tabanca bulunmuştur. Mücahidin açtığı ateş sonucu 50 metre geride, köşede oturmakta olan Hasan Ahmet (Çifte Mazgal Şehitliği’nde defnedilmiştir) de hayatını kaybetmiştir. Bu sıralarda surlar dışında geçmekte olan silahlı Rumların gelişigüzel ateş açmaları sonucu Salih Hamza isimli Mücahit
alnından yaralanmıştır.Kızılhaç sorumlusu Mrs. Chikley ile İrlandalı Barış Gücü askerleri baskı yaparak yaralı olan iki Yunan subayın, ölen iki Rumla beraber Rum tarafına teslim edilmelerini istemişlerdir. Türk makamları ikinci bir hata yaparak, o anda Ada sathında, Türk bölgeleri dışında çeşitli zorluklarla çalışan Türkleri hesaba katmadan yaralı ve ölüleri Rumlara teslim etmişlerdir. Aynı gün vurma olayının Rum bölgesinde duyulması üzerine, ölü ve
yaralılar Rum makamlarına teslim edilir edilmez Mağusa Nafii iş yerine,Larnaka’dan Dikelya’ya gitmekte olan, olaydan habersiz olarak yollarda seyahat etmekte olan birçok Türk yollardan, işyerlerinden toplanıp katledilmiştir. Müteakip günlerde de kaçırma olayları devam etmiş, toplam olarak bu hadiseden sonra 39 Türk kaçırılmış ve bunların akıbetleri meçhul kalmıştır. Hadise günü, silahlı Rum polisi dolu bir Land-rover, Maraş’tan Salamis
yoluna giderken rastladıkları Türklere ve Türk mahallelerine rastgele ateş açmışlardır. Bu ateş neticesinde Salih Hamza isimli bir Türk ağır surette yaralanmıştır.
Yukardaki aciklama O zamanki Magusa komutanlarindan olan Mucahit Hilmi Kilginin anlatimindan alinmistir. Vakti musait olanlar Magusa sancaginin var olus mucadelesini okumalarini tavsiye ederim.
http://i-rep.emu.edu.tr:8080/jspui/bitstream/11129/5301/1/3.%20VAROLU%C5%9E%20M%C3%9CCADELES%C4%B0NDE%20MAGUSA%20SANCA%C4%9EI.pdf