Sohbet odası

Başlatan Hawkerx, 22 Ocak 2011, 00:30:23

« önceki - sonraki »

0 Üyeler ve 1 Ziyaretçi konuyu incelemekte.

#1510
Alıntı yapılan: serkan1976 - 07 Mayıs 2025, 20:11:34Bakın İsrail eski başbakanı Ehud Olmert neler söylemiş:

"Suriye'yi iç savaşa soktuk, çünkü Esad bizimle olma teklifimizi reddetti. Suriye'deki bütün terör örgütleri Esad'a karşı kuruldu ve bazı ülkeler komik bir şekilde bunun bir özgürlük mücadelesi olduğuna inanıyor."


Henüz sonuçlanmamış bir olay üzerine yorum yapsanız anlarım sizi ama olay bitmiş Suriye parçalanmış , Libya parçalanmış , Irak parçalanmış , Mısır parçalanmayayım diye bunlara boyun eğmiş ; İsrail'in kuruluşundan beri İsrail ile her savaşta savaşan 4 Arap ülkesi dağılmış hâlâ bunları savunuyorlar...

İsrail'in en büyük düşmanlarını , bir de  İslam devletlerinin desteğiyle 1 İsrailli-Batılı insanın burnu kanamadan parçalattılar hala birilerini övüyorsunuz... Ben bu siyasal zekaya şapka çıkartırım ...

Şöyle geri çekilip bölgeye bir bakın ... Bu işten en çok kâr elde etmiş...



+1

Suriye'ye zamanında girmeliydik veya hiç girmemeliydik görüşlerine saygılıyım. Hemen yanı başımızdaki bataklıktan üzerimize çamur sıçramaması mümkün değil! Her türlü bize etkileri olacaktı.

Bizim temel sorunumuz bu değil!. Hep başkalarının çıkarları için hazırlanmış planların kurbanı olmamız! O planlar yapılırken bizim uyuyor olmamız. O planlara karşı zamanında kendi planlarımızın yapılmamış olması. Sonra kendimizi bir çıkmazın içerisinde bulmamız ve o saatten sonra kendi planlarımızı geliştirmeye çalışmamız.

Mesela önceleri Suriye'nin toprak bütünlüğünden yana olduğumuzu söylerdik. Ama Suriye kaynarken, sürekli terör örgütleri türetilirken ve ortalık kan gölüne dönerken Suriye'nin toprak bütünlüğünün korunması için bir şey yapmadık! Aksine başkalarının arzuladığı şekilde davrandık!

Suriye'yi parçalayacaklar, bizim de bundan pay almamız lazım zihniyeti! Bu zihniyette olanlar Suriye'yi parçalamak isteyenlerin bunu neden istediklerine, Suriye parçalandığında bize ne kadar olumsuz etkileri olacağına hiç bakmadılar. Akıl etmediler.

Benzer durumlar öncesinde Irak için de geçerli!

Aynı senaryoyu İran için de gerçekleştirme niyetindeler.

Fanatik ideolojik siyaset anlayışımıza ek olarak, bunun tam tersi, çıkarları için en zıt ideolojilerdekilerin işbirliği içerisine girdikleri anlayışla ilerliyoruz. Çok ilginç bir durum.

Buna bağlı olarak trol olarak adlandırılan ve bundan maddi çıkar sağlayan karaktersiz şahısların bile başı dönüyor. Yanlış olduğunu net bildikleri konuları ölümüne savunurken, bir anda çark eden siyaset karşısında onlar da ölümüne savundukları konuyu bu defa ölümüne kötüleyebiliyorlar. Bu sadece şahıslar seviyesinde değil, mesela medya kullanılarak da yapılıyor. Toplum sürekli birilerinin istediği şekilde yönlendirilmeye çalışılıyor. Bu çok acı ama ne yazık ki gözlemleyebildiğimiz bir gerçek!

İşte bizim temel sorunumuzun özeti bu!

Toplumun genel çıkarları için planlama ve uygulama yapmak yerine, bazı grupların, bazı ideolojilerin vs çıkarları için kaynakları harcamak!
Mesajı Paylaş
ADALETİN OLMADIĞI YERDE NE SAYGI KALIR, NE DE DÜZEN! ADALETİN OLMADIĞI YER YIKILMAYA MAHKUMDUR! DÜRÜSTLÜK BENİM KARAKTERİMDİR! BEN ŞEREFİM İÇİN YAŞAR, ŞEREFİM İÇİN ÖLÜRÜM. MUHTAÇ OLDUĞUM KUDRET DAMARLARIMDAKİ ASİL KANDA MEVCUTTUR.
SKYWOLF...DefenceTurk.com

Sn.Başkan Suriye'ye bizim üzerimizden silah giderken ve içsavaşı körüklerken nasıl kurban olduk onu anlamış değilim.

Basbaya bal gibide bilerek ve isteyerek taraf olduk kimse kandırıldık demesin.

Verdik yetkiyi,gördük etkiyi. Mesajı Paylaş

#1512
 Yapılan doğruları taktir etmekten imtina eden insanların işaret ettiği yanlışların zerre kadar kıymeti yoktur. Bu, elbette tersi durum için de geçerlidir. Kim olursa olsun, bunlar siyasi aparattır, maaşlı yahut gönüllü etki ajanlarıdır, devletin içine sızan-sızdırılan şerefsizlerin internet aleminde dolanan temsilcileridir. ''Özgür düşünce'' kisvesi altında saklanabildiğini zanneden bu güruhu buraları okuyan insanların yorumuna bırakıyorum.
 Suriye meselesi yığınla hata barındıran bir meseledir, bunun aksini iddia etmek en hafif tabirle körlüktür! Ben bunu rahat rahat söyleyebilirim çünkü hiçbir zaman Libya'da, Somali'de, Pakistan'da ne işimiz var diyen aymazlarla aynı hatta yürümedim. Bu insanlar bırakın Libya'yı, Karabağ savaşında dahi ''ne işimiz var'' deme cüretini meclis kürsüsünde dile getirebilmiş ve küçük bir azınlığın da onayını alabilmiştir.
 Ben, karakterim icabı memleket meselelerinde ''şahin'' diye tabir edilen bir mizaca sahibim, hatta bazen sınırı aşıp kendi güç sınırımızın ötesinde taleplerde de bulunmuşumdur kendi fikri dünyamda. ''Kobani'' den gelen yaralıların Türk hastanelerinde tedavi edildiği, Süleyman Şah türbesinin rezillikle yurda getirildiği dönemlerde en sert eleştirileri hiç çekinmeden yaptım, yanlış yanlıştır bu kadar basit. Şimdi, o dönemlerde yapılan hataların zorluklarını yaşarken, öte taraftan yapılan doğruları da söylemekten imtina etmiyorum.
 Bugün, sırf muhalif oldukları için Esad hayranı olanların değil, Suriye sınırında terörist başının kellesini isteyen zihniyetin temsilcisi olmaktan da gurur duyuyorum ! Mesajı Paylaş

Alıntı yapılan: Denizci16 - 08 Mayıs 2025, 11:07:19Sn.Başkan Suriye'ye bizim üzerimizden silah giderken ve içsavaşı körüklerken nasıl kurban olduk onu anlamış değilim.

Basbaya bal gibide bilerek ve isteyerek taraf olduk kimse kandırıldık demesin.

Verdik yetkiyi,gördük etkiyi.

Onu diyorum işte. O iç savaşı körüklememiz zaten başkalarının istediği şeydi. Kimlerin bunu planladığı, bugün gördüğümüz sonuçlarıyla ortada. Mesajı Paylaş
ADALETİN OLMADIĞI YERDE NE SAYGI KALIR, NE DE DÜZEN! ADALETİN OLMADIĞI YER YIKILMAYA MAHKUMDUR! DÜRÜSTLÜK BENİM KARAKTERİMDİR! BEN ŞEREFİM İÇİN YAŞAR, ŞEREFİM İÇİN ÖLÜRÜM. MUHTAÇ OLDUĞUM KUDRET DAMARLARIMDAKİ ASİL KANDA MEVCUTTUR.
SKYWOLF...DefenceTurk.com

Çok doğru yazmışsın yöneticim bunları anlatmak çok kolayda iklim müsait değil kendimizi tutuyoruz Mesajı Paylaş
Rusya Ukrayna savaşının çözümü bağımsız Kırım devletidir.

#1515
Alıntı yapılan: KARACI - 08 Mayıs 2025, 11:38:25Yapılan doğruları taktir etmekten imtina eden insanların işaret ettiği yanlışların zerre kadar kıymeti yoktur. Bu, elbette tersi durum için de geçerlidir. Kim olursa olsun, bunlar siyasi aparattır, maaşlı yahut gönüllü etki ajanlarıdır, devletin içine sızan-sızdırılan şerefsizlerin internet aleminde dolanan temsilcileridir. ''Özgür düşünce'' kisvesi altında saklanabildiğini zanneden bu güruhu buraları okuyan insanların yorumuna bırakıyorum.
 Suriye meselesi yığınla hata barındıran bir meseledir, bunun aksini iddia etmek en hafif tabirle körlüktür! Ben bunu rahat rahat söyleyebilirim çünkü hiçbir zaman Libya'da, Somali'de, Pakistan'da ne işimiz var diyen aymazlarla aynı hatta yürümedim. Bu insanlar bırakın Libya'yı, Karabağ savaşında dahi ''ne işimiz var'' deme cüretini meclis kürsüsünde dile getirebilmiş ve küçük bir azınlığın da onayını alabilmiştir.
 Ben, karakterim icabı memleket meselelerinde ''şahin'' diye tabir edilen bir mizaca sahibim, hatta bazen sınırı aşıp kendi güç sınırımızın ötesinde taleplerde de bulunmuşumdur kendi fikri dünyamda. ''Kobani'' den gelen yaralıların Türk hastanelerinde tedavi edildiği, Süleyman Şah türbesinin rezillikle yurda getirildiği dönemlerde en sert eleştirileri hiç çekinmeden yaptım, yanlış yanlıştır bu kadar basit. Şimdi, o dönemlerde yapılan hataların zorluklarını yaşarken, öte taraftan yapılan doğruları da söylemekten imtina etmiyorum.
 Bugün, sırf muhalif oldukları için Esad hayranı olanların değil, Suriye sınırında terörist başının kellesini isteyen zihniyetin temsilcisi olmaktan da gurur duyuyorum !


+ yıldızlı 1 Mesajı Paylaş

Alıntı yapılan: marmara - 08 Mayıs 2025, 05:49:15
Alıntı yapılan: Kapgan - 08 Mayıs 2025, 01:05:56
Alıntı yapılan: marmara - 07 Mayıs 2025, 23:20:18
Alıntı yapılan: Kapgan - 07 Mayıs 2025, 22:52:34Moskof'un bize karşı ilk galibiyeti 1768–1774 savaşıdır. Birinci cihan harbinden beridir de savaşmıyoruz zaten bu 300 yıl nereden çıktı anlamadım.

Öyle değil, Moskofların Osmanlıya karşı ilk zaferi Kanuni Sultan Suleyman'ın oğlu Sarı Selim(Sarhoş Selim) döneminde 1568-1570 yılları arasında  Astrahan seferi sırasında yaşanmıştı.

Sn.Ocak doğru yere değinmiş, Osmanlı son 300 senesinde en çok Ruslara karşı savaşmıştır. 1768–1774 arası Osmanlı nakavt olmuştu. 1877-78 arası yaşanan savaşta ise tabutu hazırlanmıştı ve 1.Dünya Savaşı sonrası tabutuna çivi çakılmıştı.

Astrahan seferi, Rusların kazandığı bir zafer değil, Osmanlı açısından başarısız bir sefer girişimiydi. Kuşatmanın çöküşünün temel sebebi, İstanbul ile Kırım Hanlığı arasındaki siyasi çekişmelerdi. Topkapı Sarayı'nda hakim görüş, Astrahan ve Kazan'ın Kırım Hanı'nın otoritesine geçmesindense, bu bölgelerin Moskofun elinde kalmasıydı. Aynı görüş Kırım sarayında da mevcuttu. Eğer Astrahan seferi başarılı olup bu bölge merkeze bağlanırsa Kırım beyleri ilerisi için kendi özerliklerinin de tehlikede olduğu fikrindeydi. Zaten ortaya çıkan belgelerde Kırım hanı İle Moskofun bu seferde iş birliği yaptığı yazıyor.

Osmanlının Astrahan'a sefer düzenleme gerekçeleri, seferin başarısızlığı sonrasında Ruslar tarafından fiilen tanındı. Yani Ruslar Osmanlının büyük bir sefer açmasını engellemek için Osmanlının şartlarını kabul etti.

Konu zaten Osmanlı - Rus güç dengesi. Bu denge 1768–1774 savaşıyla Rus tarafına geçiyor.

Astrahan seferinde Osmanlı Ruslara karşı ağır yenilgi almıştır. Konudan sıyrılmak için eveleyip gevelemenin anlamı yok. Paralel alemin tarihçisi olmaya da gerek, Osmanlı uzaylılara karşı savaşmadı oralarda.

Hiç bir belge yoktur Kırım Hanlığı ile Rusların Astrahan seferi sırasında işbirliği yaptığı hakkında.



Rica ederim bizim Osmanlı ordusu tamamen darmadağındı. Bir tek er bile kurtulmamıştı. Uzaylılar bile bizi kurtaramamıştı halbuki bizim ikinci lakabıımız Göktürklerdir. Osmanlıların nüfusu hatta %60'a kadar erimişti kan gövdeyi götürdü. Ben bu Ruslardan çok korkmaya başladım Mesajı Paylaş

Alıntı yapılan: Ocak - 07 Mayıs 2025, 21:51:14Dostlar.

 Zamanında bir komutanım bana şöyle demişti; "Rus harbi konuşulduğunda, zamanın Paşaları zangır zangır titrermiş".

 Yani son 300 yılımızda Rusya ile girilen savaşların kaybedilmesi sonucu oluşan psikolojik travmalar o dönemin aklı başındaki Paşaları bile korkutur olmuş.

 Bu durumu en son 90'lı yıllarda, Kızılordu korkusu nedeniyle Azerbaycan'a yardımcı olmayan Demirel'in tutumu ile bizzat yaşadık.

 Aynı durum "Ortadoğu bataklığı" senaryosu için de geçerli, bu oluşturulan korkunun yarattığı sorunları geçmişte bizzat gördük ve halen bu durumu bizzat yaşıyoruz.

 Ayrıca maalesef, beceriksiz veya gafil bazı Paşaların, "şehit vermeyeyim", hatta "sicilim etkilenmesin" mantığı ile terör örgütüne yapılması gereken bazı müdahaleleri yapmadıkları iddia edilir diyeyim.

 Ordu içindeki ideolojik ayrımların ortaya çıkardığı çok kötü tecrübelere geçmişte Balkan savaşlarında ve son yıllarda, Avrasya-Ulusalcılar ile Nato'cular arasındaki çatışmalarla şahit olduk.

 Maalesef Devlet veya Ordu, sadece tek bir düşünce ve politika görüşünde birleşen bir hedef güdemiyor, içeride ideolojik saplantılı olanlar da var, gafiller de var, korkaklar da, sonuçta bürokrat da olsa, kurmay da olsa herkes insan ve kimse mükemmel değil.

 Diyeceğim o ki; "Bence", ülkemizin tekrar Arap coğrafyasındaki petrol kaynaklarına ulaşmasını istemeyen bazı klikler, bu bahsedilen "Ortadoğu bataklığı" senaryosunu ürettiler ve bizi korkutarak enerji bağımsızlığımızı elde etmemizi engellediler ve bu günlere geldik.

 Maalesef yukarıda değinilen, Suriye için geç kalınmışlık mevzusu bence tamamen doğru.

Devlet içerisindeki bazı bürokrat ve kurmaylar, Bekle gör politikası adı altında bizim hızlı müdahale etmemizi engelliyorlar ama bu sırada iş işten geçmiş oluyor.

 Şu anda karşımızda pek çok ufak aktör bize karşı her platformda politika yürütüyorlar, bunların başında tabii ki terör örgütü var ayrıca Libya, Somali, Sudan gibi coğrafyalarda karşımıza çıkan BAE denilen oluşum var.

 Ama maalesef, Ortadoğu bataklığına batmayalım diyen korkaklar veya gafillerin bekle gör politikası sonucu, şimdiye kadar elde ettiğimiz kazanımlar yavaş yavaş kaybediliyor.

 Artık bu ufak aktörlere bir şekilde ceza verilmeli ve sonra İsrail, İran, Yunanistan ve Ermenistan gibi orta güçlere dersini vermeliyiz.

 Maalesef bu pervasızca hareketsiz konumumuz bu ufak aktörleri daha fazla cesaretlendiriyor.

 Ekonomi kötü bahanesine sığınmayı bırakmalı ve en kısa sürede Suriye coğrafyasından başlayarak petrol sahalarını ele geçirmeli ve kaybettiğimiz milyarlarca doları telafi etmeliyiz.

 Enerji bağımsızlığımızı sağlamadan ve daha da önemlisi, bize karşı yapılanların karşılığını vermeden, ekonomi düzelmez, çünkü bunların hepsi birbirine bağlantılı.

 Telefondan yazıyorum, çok karışık oldu farkındayım, kusuruma bakmayın.

 

 
Alıntı yapılan: Ocak - 07 Mayıs 2025, 21:51:14Dostlar.

 Zamanında bir komutanım bana şöyle demişti; "Rus harbi konuşulduğunda, zamanın Paşaları zangır zangır titrermiş".

 Yani son 300 yılımızda Rusya ile girilen savaşların kaybedilmesi sonucu oluşan psikolojik travmalar o dönemin aklı başındaki Paşaları bile korkutur olmuş.

 Bu durumu en son 90'lı yıllarda, Kızılordu korkusu nedeniyle Azerbaycan'a yardımcı olmayan Demirel'in tutumu ile bizzat yaşadık.

 Aynı durum "Ortadoğu bataklığı" senaryosu için de geçerli, bu oluşturulan korkunun yarattığı sorunları geçmişte bizzat gördük ve halen bu durumu bizzat yaşıyoruz.

 Ayrıca maalesef, beceriksiz veya gafil bazı Paşaların, "şehit vermeyeyim", hatta "sicilim etkilenmesin" mantığı ile terör örgütüne yapılması gereken bazı müdahaleleri yapmadıkları iddia edilir diyeyim.

 Ordu içindeki ideolojik ayrımların ortaya çıkardığı çok kötü tecrübelere geçmişte Balkan savaşlarında ve son yıllarda, Avrasya-Ulusalcılar ile Nato'cular arasındaki çatışmalarla şahit olduk.

 Maalesef Devlet veya Ordu, sadece tek bir düşünce ve politika görüşünde birleşen bir hedef güdemiyor, içeride ideolojik saplantılı olanlar da var, gafiller de var, korkaklar da, sonuçta bürokrat da olsa, kurmay da olsa herkes insan ve kimse mükemmel değil.

 Diyeceğim o ki; "Bence", ülkemizin tekrar Arap coğrafyasındaki petrol kaynaklarına ulaşmasını istemeyen bazı klikler, bu bahsedilen "Ortadoğu bataklığı" senaryosunu ürettiler ve bizi korkutarak enerji bağımsızlığımızı elde etmemizi engellediler ve bu günlere geldik.

 Maalesef yukarıda değinilen, Suriye için geç kalınmışlık mevzusu bence tamamen doğru.

Devlet içerisindeki bazı bürokrat ve kurmaylar, Bekle gör politikası adı altında bizim hızlı müdahale etmemizi engelliyorlar ama bu sırada iş işten geçmiş oluyor.

 Şu anda karşımızda pek çok ufak aktör bize karşı her platformda politika yürütüyorlar, bunların başında tabii ki terör örgütü var ayrıca Libya, Somali, Sudan gibi coğrafyalarda karşımıza çıkan BAE denilen oluşum var.

 Ama maalesef, Ortadoğu bataklığına batmayalım diyen korkaklar veya gafillerin bekle gör politikası sonucu, şimdiye kadar elde ettiğimiz kazanımlar yavaş yavaş kaybediliyor.

 Artık bu ufak aktörlere bir şekilde ceza verilmeli ve sonra İsrail, İran, Yunanistan ve Ermenistan gibi orta güçlere dersini vermeliyiz.

 Maalesef bu pervasızca hareketsiz konumumuz bu ufak aktörleri daha fazla cesaretlendiriyor.

 Ekonomi kötü bahanesine sığınmayı bırakmalı ve en kısa sürede Suriye coğrafyasından başlayarak petrol sahalarını ele geçirmeli ve kaybettiğimiz milyarlarca doları telafi etmeliyiz.

 Enerji bağımsızlığımızı sağlamadan ve daha da önemlisi, bize karşı yapılanların karşılığını vermeden, ekonomi düzelmez, çünkü bunların hepsi birbirine bağlantılı.

 Telefondan yazıyorum, çok karışık oldu farkındayım, kusuruma bakmayın.

 

 

 Yahu ben neden bahsediyorum 300 yıl önceki mevzuları açmışsınız. Mesajı Paylaş

#1518
İstanbul'da tazminatını almak için Çalık Holding'in Şişli'deki binasına giden eski çalışan Erol Eğrek, güvenlik görevlisi olduğu belirtilen yaklaşık 10 kişi tarafından dövülerek öldürüldü.

Espressolab , sosyal medyada kendilerine boykot çağrısı yapanlara dava açmaya başladı.

Memlekete bak ...Birisi İslam-ümmet birliği, diğeri Türk birliği iddiasında.
Önce bu memleketin içini düzeltin. Mesajı Paylaş

Galatasarayımızın çifte kupası hayırlı uyğurlu olsun.

Türkiye'de Mayıs ayı Galatasaray olarak değiştirlsin :) Mesajı Paylaş


Paylaş whatsappPaylaş facebookPaylaş linkedinPaylaş twitterPaylaş myspacePaylaş redditPaylaş diggPaylaş stumblePaylaş technoratiPaylaş delicious
İçerik sağlayıcı paylaşım sitesi olarak hizmet veren Replikacep.com sitemizde 5651 sayılı kanunun 8. maddesine ve T.C.Knın 125. maddesine göre tüm üyelerimiz yaptıkları paylaşımlardan kendileri sorumludur.Replikacep.com hakkında yapılacak tüm hukuksal şikayetleri İletişim sayfamızdan bize bildirdikten en geç 3 (üç) iş günü içerisinde ilgili kanunlar ve yönetmelikler çerçevesinde tarafımızca incelenerek gereken işlemler yapılacak ve site yöneticilerimiz tarafından bilgi verilecektir.
Footer menü
Hakkımızda
Bize Ulaşın
Biz Kimiz
Hizmetlerimiz