Tusas Genel Müdür Yardimcisi Öztürk.
Suudi Arabistan'in ürünlerimize inanilmaz bir ilgisi var ve Bazi ihracatlar gerceklesti. Bu alimlarin bazilarinin yakin zamanda resmi aciklamari ve törenleri yapilacaktir.
10 milyar doları geçen bir savunma sanayi ve havacılık antlaşması imzalandığı söyleniyor. Hükümete yakın bazı Twitter hesaplarından falan. Zaten Baykar 3+ milyar dolarlık bir antlaşmayla bunun temelini çok iyi atmıştı. Demek ki bu antlaşmalarla Kara platformlarından, elektronik sensörlere, hava platformlarına, mühimmatlara ve hatta bazı temel denizcilik ürünlerine toplu büyük satışlar yaptık. Bu satışlar 2 3 yıl Savunma Sanayi maliyemize can suyu olacaktır ve firmalarımızın Arge ve üretim kapasite artırışlarına çok büyük katkı sağlayacaktır.
Burda önemli olan Amerikan arka bahçesi diyeceğimiz Suudilere bu şaşalı yüksek bütçeli projelerde ne kadar teknoloji transferi vereceğimiz. Bence gereksiz bir paylaşımcılığımız var. Suudilerin vizyon 2030 ve gelişen bir sanayi üretim planları bu istekleri bu dediklerimi destekler nitelikte. Bizimkilerin yeterki satalım politikası ile birleşince ortaya çıkan tablo az çok belli. Ama tabi şu da var ortada Kore gibi bir bölüm sonu canavarı var. Kore gelecekte Türk savunma sanayinin en büyük rakibimiz olacak ve sürekli ihalelerde dirsek sürteceğiz. Çünkü hedef pazarlarımıza Batılı ülkelerin aksine siyasi, diplomatik, tarihsel olarak bir dezavantajları yok aksine istikrarlı politikaları ve uzlaşmacılıkları ile avantajları var. Türk Savunma Sanayi doğru lobicilik ile bunu hedef pazarlarımızda olabildiğince bastırmalıyız. Özellikle Pasifik bölgesi pazarında. Afrika ve Türki cumhuriyetlerde biz varken o kadar söz söyleyeceklerini şu durumda ve politikada söyleyemem.