Gönderen Konu: Barracuda Sınıfı Denizaltı  (Okunma sayısı 15861 defa)

0 Üye ve 1 Ziyaretçi konuyu incelemekte.

Çevrimdışı Tigerfish

  • DefenceTurk
  • *
  • İleti: 2224
  • 196
Ynt: Barracuda Sınıfı Denizaltı
« Yanıtla #50 : 17 Eylül 2021, 21:29:04 »
Macron'un birkaç yıl önce NATO'nun beyin ölümü gerçekleşti sözü boşuna değildi. Saflar netleşiyor. İngiltere, Avrupa Birliği'nden boşuna çıkmadı. AB çatısı altında İngiltere ciddi anlamda absorbe edilmişti. Etkisini yitirmişti. İngiltere gibi üst aklın ta kendisi diyebileceğimiz bir ülkenin AB'den ayrılması asla basite alınmamalı. İngiltere ile ABD, AB gölgesi olmadan ilişkilerini daha da ileri götürüyor. Öte yandan İngiltere'nin Türkiye ile STA imzalaması, askeri işbirliğini arttırmak istemesi de boşuna değil. Herkes oyun kuruyor. İngiltere yeni dönemde Türkiye'yi AB'ye kaptırmak istememekte.

Fransa özelinde Macron AB'nin liderliğine göz koymuş durumda. 2-3 yıldır Avrupa'nın kendisini koruması için NATO'dan da bağımsız bir AB ordusu isteğini dillendirip duruyor. Lakin Almanya gibi bir üretim ekonomisi varken Fransa'nın liderliği ne derece gerçekçi? Almanya olmasa AB kaç kere iflas etmişti. İspanya, İtalya, Yunanistan, Portekiz gibi batık AB ülkelerini hep ayakta tutan Alman parası oldu. Bu ülkeler Almanya varken Fransa'ya boğun eğer mi? Hiç sanmıyorum. Fransa'nın liderliği, ıslak rüyalar görmekten öte değil. Almanlar, Fransa'ya liderliği hayatta yem etmez.

Fransa'nın NATO karşıtı açıklamaları nedeniyle ABD ve UK tarafından dövüleceği zaten aşikardı. Pasifik'te de adeta geri bas lan denildi Fransa'ya. Avustralya özelinde Pasifik'te Fransa'nın hayalleri okyanusun dibini boyladı. 90 Milyar USD$  zararın yanı sıra ciddi bir prestij ve nüfuz kaybına uğradılar.

Yakın zamanda Fransa'dan Türkiye'ye karşı sıcak mesajlar gelirse şaşırmam açıkçası. Zira 90 kağıt öyle sindirilmesi zor bir kayıp değil. Pasifik'te avucunu yalamakta cabası. Yunanistan'a 2-3 Milyar'a silah ve uçak satmanın çok çok ötesinde bir rakam bu. O nedenle Fransa yeni dönemde Türkiye ile ilişkileri yeniden geliştirmek isteyebilir. Öte yandan İngilizler de aynı şekilde bizi karşısında görmektense yanında görmeyi yeğleyecektir.

Almanya'daki seçimleri de göz ardı etmemek gerek. Merkel sonrası AB'nin ağababası benim kafasında dolaşabilecek bir Macron'u Almanlar asla istemez. Onlar da bir aksiyon alacaktır.

Yeni dönem gerçekten enteresan olacak. Son dönemlerin moda ve klişe lafı olsa da gerçekten küresel politikada kartlar yeniden dağıtılıyor.

+1

NATO’nun beyin ölümü Fransa’nın Afrika cumhuriyetlerinden gittikçe def olmasına bağlanıyor.

Sömürge çıkarları olmadığı yerde elbette NATO’nun  akıllarınca beyin ölümü gerçekleşiyor.

Libya’da kuyruklarına bastığımızın acısını daha halen yaşıyor.

Çevrimdışı Archangel99

  • DefenceTurk
  • *
  • İleti: 1335
  • 187
  • DefenceTurk.com
Ynt: Barracuda Sınıfı Denizaltı
« Yanıtla #51 : 17 Eylül 2021, 21:42:58 »
Macron'un birkaç yıl önce NATO'nun beyin ölümü gerçekleşti sözü boşuna değildi. Saflar netleşiyor. İngiltere, Avrupa Birliği'nden boşuna çıkmadı. AB çatısı altında İngiltere ciddi anlamda absorbe edilmişti. Etkisini yitirmişti. İngiltere gibi üst aklın ta kendisi diyebileceğimiz bir ülkenin AB'den ayrılması asla basite alınmamalı. İngiltere ile ABD, AB gölgesi olmadan ilişkilerini daha da ileri götürüyor. Öte yandan İngiltere'nin Türkiye ile STA imzalaması, askeri işbirliğini arttırmak istemesi de boşuna değil. Herkes oyun kuruyor. İngiltere yeni dönemde Türkiye'yi AB'ye kaptırmak istememekte.

Fransa özelinde Macron AB'nin liderliğine göz koymuş durumda. 2-3 yıldır Avrupa'nın kendisini koruması için NATO'dan da bağımsız bir AB ordusu isteğini dillendirip duruyor. Lakin Almanya gibi bir üretim ekonomisi varken Fransa'nın liderliği ne derece gerçekçi? Almanya olmasa AB kaç kere iflas etmişti. İspanya, İtalya, Yunanistan, Portekiz gibi batık AB ülkelerini hep ayakta tutan Alman parası oldu. Bu ülkeler Almanya varken Fransa'ya boğun eğer mi? Hiç sanmıyorum. Fransa'nın liderliği, ıslak rüyalar görmekten öte değil. Almanlar, Fransa'ya liderliği hayatta yem etmez.

Fransa'nın NATO karşıtı açıklamaları nedeniyle ABD ve UK tarafından dövüleceği zaten aşikardı. Pasifik'te de adeta geri bas lan denildi Fransa'ya. Avustralya özelinde Pasifik'te Fransa'nın hayalleri okyanusun dibini boyladı. 90 Milyar USD$  zararın yanı sıra ciddi bir prestij ve nüfuz kaybına uğradılar.

Yakın zamanda Fransa'dan Türkiye'ye karşı sıcak mesajlar gelirse şaşırmam açıkçası. Zira 90 kağıt öyle sindirilmesi zor bir kayıp değil. Pasifik'te avucunu yalamakta cabası. Yunanistan'a 2-3 Milyar'a silah ve uçak satmanın çok çok ötesinde bir rakam bu. O nedenle Fransa yeni dönemde Türkiye ile ilişkileri yeniden geliştirmek isteyebilir. Öte yandan İngilizler de aynı şekilde bizi karşısında görmektense yanında görmeyi yeğleyecektir.

Almanya'daki seçimleri de göz ardı etmemek gerek. Merkel sonrası AB'nin ağababası benim kafasında dolaşabilecek bir Macron'u Almanlar asla istemez. Onlar da bir aksiyon alacaktır.

Yeni dönem gerçekten enteresan olacak. Son dönemlerin moda ve klişe lafı olsa da gerçekten küresel politikada kartlar yeniden dağıtılıyor.

+1

NATO’nun beyin ölümü Fransa’nın Afrika cumhuriyetlerinden gittikçe def olmasına bağlanıyor.

Sömürge çıkarları olmadığı yerde elbette NATO’nun  akıllarınca beyin ölümü gerçekleşiyor.

Libya’da kuyruklarına bastığımızın acısını daha halen yaşıyor.

Macron sağlı sollu yumruk yiyen boksöre döndü son dönemde. Tüm oyunları çöktü. Açtığı cephelerde birer biber dayak yiyor. Seçim de yaklaşırken küresel politikada başarılı olmayı hedefliyor. Zira oyları son dönemde ciddi manada yerlerde sürünüyor. Bu çabalara rağmen Doğu Akdeniz'de, Libya, Pasifik'te tüm planları denizi boyluyor. Üstüne AB'ye liderlik etme hedefi de çökünce Macron tam bir kaybeden olacak kaybolacak ortadan. Artık kimsenin Fransa şımarıklığına tahammülü kalmadı. Hele Macron'un şımarıklıklarına kimse göz yummaya niyetli değil son dönemde.