Güzel ve özetleyici bir yazı olmuş. Uzun süredir kendi kendime sorduğum bir çok soruyu cevaplıyor. Her ne kadar bilgiler 100% kesindir diyemesek de içinde bulunduğumuz tabloya bakınca, yanlış olduklarını düşünmüyorum.
"Savunma ve Havacılık dergisinin son sayısında (166) derginin yazarlarından İbrahim Sünnetçi’nin Çin füzesi üreticisi CPMIEC firması yetkilileri ile Birleşik Arap Emirlikleri’nde düzenlenen IDEX-15 fuarında yaptığı görüşme haberi benim için tam anlamıyla bir sürpriz oldu. Çinliler kısaca teknoloji transferi şeklinde bir sözlerinin olmadığını bunun ihale şartnamesinde bulunmadığına dikkat çekiyorlar.
Son makalemde Çin füzesi seçimini entegrasyon imkânsızlığı ve Balistik Füze önleme kabiliyetindeki zafiyetinden dolayı tartışmaya açmıştım hatta bazı okuyucularımız teknoloji transferi olacak diye çeşitli eleştirilerde bulunmuşlardı. Gerek SSM gerekse siyasi kişilerin çeşitli zamanlarda verdikleri demeçleri de aktarmıştım. Bu demeçlerde özetle Çinlilerle teknoloji transferi pazarlığı yapıldığı önemli olanın bu olduğu yerli Hava Savunma Füze sisteminin üretilmesi için başlangıç olacağı beyan ediliyordu.
Ben de Çinlilerin bir çok askeri teknolojide ileri olmasına rağmen (balistik füze gibi) anti-balistik füze alanında çok başarılı olmadıklarını kendilerinin daha başarılı balistik füze önleme sistemleri kullanırken bize önerdikleri HQ-9 (FD-2000) füzesinin çok kısa menzilli balistik füzeler haricinde sadece uçaklara karşı etkili olacağını yazmıştım.
Türk ve NATO radar ağı ile balistik füze savunma sistemine entegre olmayan bir sistemin verimli çalışmayacağını ve neden entegre olmayacağını da uzun uzun anlatmıştım. Ayrıca Çinliler madem bu işi biliyorsa neden Ruslardan S-300 hatta S-400 alıyor diye sormuştum. İbrahim Sünnetçi’nin haberine geçmeden önce son araştırmalarımda edindiği bilgiyi de paylaşayım. Öğrendiğim kadarı ile yüksek irtifa hava savunmasını Rus S-300/400 ve kendi üretimi HQ-19 emanet eden Çinliler, HQ-9’u daha çok güney kıyılarında dolaşan Amerikan Elektronik dinleme/karıştırma ve donanma uçaklarını caydırmak için sınır boyunca dizerek kullanıyorlar.
Haberde CPMIEC şirketi şöyle diyor:
“Devam eden görüşmelerin başarı ile tamamlanmasının ardından bu yıl içinde Türkiye ile sözleşmeyi imzalayacaklarından umutlu olduklarını dile getiren üst düzey bir CPMIEC yetkilisi, Türkiye’de gündeme gelen CPMIEC’in teknoloji transferinde sorun çıkardığı yönündeki haberleri hatırlatmamız üzerine, bu tip haberlerin kendilerini de zor duruma düşürdüğünü ve son yaşananlardan mutsuz olan Çin hükümeti’nin şirkete baskı yaptığını söyledi. İhale şartnamesinde herhangi bir teknoloji transferi (ToT) isterinin yer almadığını, şartnamede sadece Sanayi Katılım ve Offset (IPO) isterinin bulunduğunu ve bu istere de Aselsan, Roketsan, Ayesaş ve BMC gibi yerli firmalara yönelik iş paketlerini içeren %30’un üzerindeki IPO teklifleri ile en iyi ve en yüksek çözümü kendilerinin sunduğunun altını çizen yetkili, ‘Şartnamede olmayan bir şey için CPMIEC teknoloji transferine yanaşmıyor deniliyor. Oysa biz kontratta ne varsa veriyoruz “ diye konuştu. Şartnamede bu yönde bir ister olsaydı tekliflerinin de ona göre hazırlanacağını hatırlatan yetkili, bu aşamadan sonra şartnamede yer almayan bir şeyin masaya konuluyor olmasının kendilerini de şaşırttığını belirtti. CPMIEC yetkilisi özgün sistemin geliştirilmesine yönelik teknoloji kazanımı (ortak AEGE ve ortak geliştirme gibi) çalışmalarının bu proje kontratından ayrı bir şekilde ele alınacak başka bir kontrat altında yürütülebileceğini dile getirdi.
Edindiğimiz bilgiye göre Projede Aselsan haberleşme sisteminin tamamını ve JM Gözetleme Radarının üretimi (HT-233 Atış Kontrol Radarı teknolojisi paylaşıma açık değil), Roketsan aktif radar güdümlü FD-2000 füzelerinin parça üretimi ve nihayi montajı, Ayesaş FD-2000 sisteminin milli sitemlere entegrasyonu ve BMC (5 tonluk BMC-245-16P 4x4 ve 10 tonluk BMC-380-26P 6x6) taşıyıcı araçların teslimatından sorumlu olacak. Roketsan FD-2000 füzelerinin harp başlığı ile motorunun yurt içi üretiminden ve füzelerin nihai entegrasyonu ile atış testlerinden sorumlu olacak.”
Başka bir paragrafta haber şöyle devam ediyor;
“CPMIEC yetkilisinin şartnamede teknoloji transferi istenmediği yönündeki ifadesini doğrulayan bir Aselsan yetkilisi ise CPMIEC’in IPO kapsamında Türk şirketlere sadece fason imalat yaptıracağını belirtti.
SSM ile CPMIEC arasındaki görüşmeleri yakından takip eden ikinci sıradaki EuroSam yetkilisi ise görüşmelerin tıkanması ve ihalenin iptal edilmesi durumunda yeni bir ihale süreci yerine en iyi çözümün Türkiye’nin EuroSam Konsorsiyumu’na katılarak bir yandan SAMP/T Hava ve Füze Savunma Sitemlerini tedarik ederken, diğer yandan da Aster 30 Blok 1 +(Blok 1 NT-yeni teknoloji) ve Blok 2 gibi yeni füze sistemlerinin tasarım ve geliştirme çalışmalarında bir ortak olarak yer alması olacağını kaydetti. Türkiye’ nin kendi imkanları ve bilgi birikimi ile bir uzun menzilli hava ve füze savunma sistemini geliştirmesinin hem oldukça uzun bir zaman, hem de yüksek bir mali yükümlülüğü beraberinde getireceğine dikkat çeken yetkili, Türkiye’nin bunun yerine EuroSam Konsorsiyumu’nun üçüncü ortağı olarak konsorsiyum üyelerinin (MBDA ve Thales) bu alandaki birikimlerinden yararlanabileceğini ve Türk şirketlerin bu sayede sistemin geliştirme çalışmalarında yer alabileceğini vurguladı.”
Anlaşılan;
Çinliler, şartnamede olmadığı için biz bir vaatte bulunmadık 3,4 Milyar USD’ye hem füze hem teknoloji neden verelim diyerek kibarca işinize gelirse bu paraya bu kadar demekte. Savunma çevrelerindeki yaygın iddiaya göre Gezi olaylarında batının tavrına kızıp ders vermek isteyen siyasi karar mercileri ise madem batı firmalarını eleyip Çinlilere kaldık balistik füze bile vuramayacak bari bastırıp teknolojide alalım derdinde. Ama galiba Çinliler oralı olmuyor.
EuraSam da fırsat bu diyerek hem reklamını yapıp hem de yeni teklifte teknoloji ve konsorsiyum üyesi olma durumu var deyip 4,4 Milyar USD teklifi iyice artırmış.
Bize gelince bizde yıllardır teknoloji transferimi, balistik füze savunma kabiliyeti mi tercih etsek diye boşuna tartışmış bir önceki makaleyi sanki boşuna yazmışız. Birileri bizi kandırıyor gibi gelmiyor mu?
Görünen o ki;
3,4 Milyar USD’ye 200-300 adet arası FD-2000 füzesini alıp NATO sistemlerinden ve Kürecik radarına uyumsuz kullanacak ve teknoloji transferini de unutacağız. Kişisel görüşüm çok zaman alsa da milli yüksek irtifa hava savunma füzesini geliştirebilecek seviye ye geldiğimiz yönünde. Ancak işin içine bu füzenin balistik füze önleme kabiliyeti de eklenirse (ABM-anti-balistik füze) EuroSam yetkilisinin söylediği zaman, para ve bilgi birikimi eleştirilerinin doğru olduğunu düşünüyorum. Dünyada çok az ülkenin üretebildiği ABM füzesi geliştirmek ise yerli üretim SOM, Cirit, Hisar, Atmaca, Umtas, Omtas, Gezgin (ARGE) gibi sitemlerden çok daha ileri teknoloji gerektirmektedir.
Kaynak:
http://kokpit.aero/cin-fuzesi-teknoloji-transferi-mumkun-mu