Ben Guvenilir veya Guvenilmez mutefik teorisinden pek birsey anlayamadim.
Benim icin Mutefiklik baki bir kavram degil , Mutefiklik cikarlarimiz ortustugu surece amaca giden birliktelikten baska bir anlam ifade etmiyor hele hele bugunku dunyamizda.
O teoriyi şöyle açıklayalım... Hocam, bizim müttefiklik ilişkimiz NATO' ya dayanıyor. Bu ülkeler aynı zamanda ekonomik model olarak da benzeş ülkelerdir. Ayrıca kendilerini HÜR DÜNYA olarak tanımlıyorlar...
-Ekonomik model olarak; Liberalizm,
-Yönetim şekli olarak; Demokrasi,
-Savunma doktrini olarak; NATO konseptini kabul etmişiz.
Bilenler veya hatırlayanlar için; Sovyetler Birliği dağıldığı dönemde Ukrayna Devleti adeta sefilleri oynuyordu. Bu durum hali hazırda değişmiş değildir. Fakat Ukrayna için O dönemler çok daha kötü günlerdi. Türkiye olarak ilk Tank ihalesine çıktığımız yıllarda Ukrayna' dan şöyle bir teklif gelmiş; elimizde kullanılmamış binlerce T-80 tankımız var. Sizin hatırınıza! tanesi 1 milyon dolardan 1000 tank verebiliriz. Bu teklife ne dersiniz demişler. Aslında çok cazip bir teklif... Tanesi 1 Milyon $; sudan ucuz! Adamlar iyice sıkışmış, 5 cent' e muhtaç hale gelmişler. Ellerinde ne var, ne yok satıp paraya çevirmeye çalışıyorlardı. Neyse, bu teklif bizimkilerin aklına yatmış. Dile kolay 1000 tank, üstelik sudan ucuz... Sonra ne oldu dersiniz? Tabii bu işler Amerikalıların kulağına gidiyor. Diyorlar ki, bizler MÜTTEFİKİZ; Ukrayna tankları NATO standartlarına uygun olmadığından, T-80 tanklarının alınmasına gönlümüz hiç razı değildir. Yok dilmez de alırsanız; şöyle olur, böyle olur!
Peki bunları neye göre söylüyorlar, müttefiklik ilişkisine göre! Mademki NATO müttefikiyiz; NATO' nun kendine göre bir doktrini, konsepti, standart' ı vardır bunun dışına çıkamazsınız! Madem öyle çıkmayalım dediler ve ihale açtılar. İhaleye Ukraynalılar ve hatta Ruslar bile katıldı! Burası da ilginç... tamam Ukrayna' dan, Rusya' dan almıyorum, O zaman tankı sen ver! Ona da yok! dediler. Eyyyytt... O' na YOK, buna YOK! nedir bu yahu! O zaman bende kendi tankımı tasarlarım dedik işin içinden çıktık. İyi mi, şimdi de motoru vermiyorlar.
O halde ben ne yapmalıyım? Hatırlar mısınız, Sezen Aksu' nun şöyle bir şarkısı vardı;
Beni kategorize etme
Benle oynama
Yaftayı yapıştırıp
Bana isim koyma,
Matematikleştirme beni
Çarpma, bölme
Toplama çıkartma sakın
Beni hesaplaştırma...
İşte müttefiklerimize karşı bunların hepsini yapacağız-yapmak zorundayız. Müttefiklerimizi KATEGORİZE ediyorum ve diyorum ki;
A-GÜVENİLİR MÜTTEFİKLER
B-GÜVENİLMEZ MÜTTEFİKLER
olarak sınıflandırıyoruz. İşte konsept bu mantığa dayanıyor.