Kapımdaki düşman filmini seyrettiniz değil mi, askerleri 3 askere bir silah şeklinde cepheye sürüyorlardı, vurulup düşenden silahı alın diyorlardı. Rus için savaşta insan faktörü belki hiç önemli olmadı. Osmanlı da silah teknolojisinde geri kalmasaydı belki sürekli yenilmezdi Rus'a. İngiliz ise silah teknolojisi ve az sayıda asker ile devamlı üstün geldi. Ama Rus'un bir özelliği de çok fazla kayıp vermesine rağmen yenilgiyi kolay kolay kabul etmemesi, tabi şimdi aslında karşısındaki de Rus. Hem de sen yokken ilk Rus Krallığı bendim diyen, bende Viking kanı var, ben daha saf Rus'um diyen Rus, milliyetçi/nazi Rus, bir Yahudi komedyen komutasında. Dünya garip bir yer, bizde de yok mu bu tip çelişkiler, var tabi. Artık gelişine oylarlar karşısında insan fıtratı mı, EGO mu ? Bu olaylar ilk çıktığında, bir komedyen ve çar özentisinin egolarının güdüldüğü nokta olarak görmüştüm. Tabi güden kim, egoları kontrol eden, bu sorunun cevabı net değil. Ancak Rusya'yı Suriye'ye, Libya'ya girmesi konusunda cesaretlendiren BAE ise, BAE sermayesi kimlerle işbirliği yapıyor ona da bakmak lazım. Veya Suriye ile Libya Avrupa'ya alternatif enerji yolları üzerinde iken, Avrupa neden buraların karıştırılmasına yol verdi ? Neden bizim karşımıza buralarda devamlı çıktılar. Rus'un insana önem vermemesinden, inatçılığına ve savaş güdüsünden, güdene, sorular çok. Ama, eğer ki taraflar halklarını bunun ölüm kalım mücadelesi olduğuna inandırabilir ise, insana önem verilmeyip inatçı olunması, bu savaşta barış anlaşması olmazsa, verilen kayıpların yanıltıcı olabileceğine, savaşın küllenip, yavaşlayıp, sonra birden yeniden alevlenebileceğine, yıkım silahlarının kullanılabileceğine delalettir.
Her ne kadar dışarıdan iki Rus'un savaşması bize garip gelse de , Rus'un fazla güçlenmesinin işimize gelmeyeceği, hırpalanıp, ekonomik olarak yine Avrupa'yı biraz hırpalamasının da bizim için iyi olabileceği, mevcut durumun her taraf için değerimizi artırabileceği ilk başta akla gelebilenler. Ancak bu durumun sınırsız globalleşmeden dönülerek, sınırları, çok kutupluluğu, alternatif ekonomik ve siyasi oluşumları, kurumları, organizasyonları, araçları yaratabileceğini de söylemek mümkün olabilecektir.