Kimse cesaret edemiyor madem, ben gördüğümü anlatayım. 1990 yazı, Milas. Çok güzel bir yaz gecesi. Arkadaşımdan ayrıldıktan sonra çevre yolundan şehir dışındaki evime doğru yaya olarak ilerliyorum. O saatte yoldan geçen birkaç araçtan başka birşey yok. yaklaşık 1,5 km kadar ötede yerden 200-300 metre yukarıda bir ışık gördüm. Havada hareket ediyordu. Bir sinüs eğrisi çizer gibi alçalıp yükselerek yavaşça ilerliyordu. Çok parlak ve rengarenk ışıklar saçıyordu. Kırmızı, mavi, yeşil, sarı, mor sürekli rengi değişiyor gibiydi. Sanki dönüyordu. Çok güzeldi. Bir uçak olamayacak kadar yavaş hareket ediyordu. Bir helikopter de olamazdı, çünkü hiç ses çıkarmadan ilerliyordu. Yavaş yavaş yükselerek karşıdaki dağların ardında kayboldu.
Araştırdım. Hiçbir uçak, helikopter, füze, aydınlatma fişeği vs gördüğüm şeyi tam olarak tanımlayamıyordu. Bu olaydan kısa süre sonra Körfez krizi çıkmıştı. Gazetelerde, haberlerde uçaklar, füzeler vs. Savunma Sanayi merakımın temeli o zamanlara, bu olaya dayanıyor.
Büyük bir ihtimalle uzakta atılan bir havaii fişektir.Eskiden biz de atardık, bakkallarda bile satılırdı,bazıları dengesiz olur havada garip yönlere gider rengarenk ışıklar saçardı. Neden evrenin bir ucundan gelip garip ışıklar saçarak uçsunlar ki?? Belge olmadan konuşan eski yetkililere de itibar etmeyiniz, para alıp lakırtı yapma ihtimali kuvvetlidir. Maalesef şimdilik yalnızız. Bu arada iç dünya ne demek yahu? Yer altına gidildikçe ısı artar, gittikçe nefes alınamaz hale gelir ardından da fırında tavuk gibi pişersiniz,ayrıyeten tektonik hareketler büyük boylu boşlu oluşumuna izin vermez. Eğlenerek okumaya devam ediyorum