Arkadaşlar biz hepimiz ucubeyiz herkes bizim uçaklarla silahlarla olan aşkımızla alay ediyor. Anneniz babanız çocuklarınız karılarınız bide hadi cinsiyetçilik olmasın kocalarınız bile sizi anlamayacak. Sadece bu forumdakiler sizi çok iyi anlar bu hayata. Devrimcide olsa faşist de olsa bizi bir tek biz anlarız layığı ile. Ben yıllarca savunma havacılığı vapurda hızlıca okudum vapurda bıraktım ucube görünmemek için. Normal insanlar arabalardan filan hoşlanır uçaklardan değil. Bu yüzden bir birimize katlanalım başka bizi anlayacak kominite bulamayız
Putty doğru söylemiş, öyle ki Didim'deki yazlığı görmüş olsam bir beğeni bile ateşleyebilirdim.
Aslında, yaşanan sadece siyasetteki hataların gerginliklerin topluma, bize kadar yansıması.
Maalesef siyaset 20 sene öncesinden bazı kesimlerin tahmin ettiği gibi iki merkezli oldu ve maalesef iki merkez içinde de marjinal kesimler, görüşler fazlası ile söz sahibi oluyor. Genel çoğunluğun ise maalesef siyasi etkinliği marjinaller kadar değil. Buna siyaset biliminde baskıcı azınlık demokrasisi deniliyor. İktidar olabilmek için uzak oy farklarına önem veren partiler, bu ufak farkı yaratabilecek organize azınlık görüşlere, genel kamuoyundan daha fazla önem veriyorlar.
Aslolan merkezin, kamuoyu çoğunluğunun siyasete şekil vermesi ve insanlar için cazibe merkezi oluşturması. Ancak siyaset o kadar rant merkezli işliyor ki, legal rant merkezli bir genel kamuoyu ise zaten mümkün olmadığı gibi halkın geneli siyasette bu amaçla bir görüş içinde yer almıyor. Ancak bu baskıcı azınlıkların ise ajandalarının önemli bir kısmı siyasi etkinliği azınlık çıkarına fiili ayrıcalık veya maddi çıkara çevirmek. İşte bu ise genel kamuoyunu rahatsız ederken siyasi mekanizmanın merkezlerinin ise kayıtsız davranışlarına karşın bir ara kararsız oyu kamuoyu yoklamalarında %35leri bulmuştu. Ancak bu noktada siyasi merkezlerin adeta bize muhtaçsınız anlamında kayıtsızlıkları görüyorum ki rahatsızlığı gittikçe artırıyor.
Sizlere somut hayatımdan bir örnek vererek açıklamam gerekirse, oğlumuzun okulu sebebiyle aile dostumuz olan diğer bir aile vardı. Bu aile Kürt kökenli vatandaşlarımızın yoğun oldukları bir şehir kökenli ve akrabaları halen orada. Anne A, toplumun geneline yakın, Türk kültürüne karşı olmayan, uyum içinde yaşayıp, çocuklarını toplumun geneli ile uyumlu yetiştirmeye çalışan özverili bir kadın. Baba ise belli bir yaşa kadar savrulmuş, siyaseten de savrulduğu anlaşılan karısını hayatının şansı, hayata ve topluma bağlanma sebebi olarak gören birisi. Çocuk B ise belli bir yaşa kadar bizim çocuklarla, toplum ile hiçbir problem yaşamadan gelişmekte iken memleketinde amcaları yanında bir yaz tatili sonrası döndüğünde ise, İstiklal marşında çocuğun İstiklal marşını söylemediğini fark ettim. Oğluma sorduğumda "o benim marşım değil ki neden söyleyeyim" diyormuş. O an içim cız etti. Küçük bir aileden çıkarım işte bizim siyasi meselemiz. Sorunda anne A'yı merkez alıp, mutahap yapıp güçlendirsek belki geri kalan ona yaklaşacak. Ama biz amcaları muhatap alıp aileyi ve geleceği marjinalin yanına itiyoruz. Bu bize giydirilen sonu hayır getirmeyecek bir deli gömleği. Sırf Kürt Meselesi değil, diğer konularda da genelde marjinallerin çok aktif oldukları noktalardayız maalesef. Hatta bazen umuyorum ki devlet bunları takip edebilmek, istihbarat yapabilmek için bu kadar yol veriyor.
Detayına da girmek istemiyorum, ama bazı arkadaşların o veya bu için söylemleri beyanları, doğru, kısmen doğru veya yanlış olabilir. Ama kimin eli kimin cebinde, kim hangi dönem neredeydi, kime yakındı, o bunu yaparken öteki taraf ne yapıyordu, yada o tam tersini yaparken diğer taraf ne yapıyordu, farklı zamanlarda neler yapıyorlardı gibi sorular da sorulabileceği gibi, diğer tarafa dair bunları iddia edenler için (herhangi bir taraf, o veya buna dair) bu soruların umulmadık cevapları da olabilir. Yani kişi ve kurumlar üzerinden değil; olması gereken, ahlaki, ideal üzerinden tartışmalarımızı, değerlendirmelerimizi yapmak daha faydalı olabilecektir.
Gördüğüm kadarıyla burada herkesin ortak paydası, hobisi dışında, memleket faydası. Bir iki kişi dışında acaba kaygıları, olabilirlik eleştirileri de genel olarak yapıcı. Ama işin içinde, çok bilgili insanlar olmadığımız gibi, bazı şeylerin de gizli bilgi, devlet sırrı olduğu açık. Ama bunca çaba varken, şirketlerimizin, kurumlarımızın, mühendislerimizin yaptıkları varken umuyorum ki dedikleri gibi A,B ve C planları vardır.