Gönderen Konu: Irak  (Okunma sayısı 86754 defa)

0 Üye ve 1 Ziyaretçi konuyu incelemekte.

Çevrimdışı nocen

  • DefenceTurk
  • *
  • İleti: 81
  • 0
  • DefenceTurk.com
Ynt: Türkiye - Irak İlişkileri
« Yanıtla #150 : 16 Aralık 2015, 17:21:22 »
@Partikül
Onun adı laikliktir,doğru dedin de
Eksik kaldı
Ben tamamlayayım
Sen de forumun eren erdem'isin

Çevrimdışı Partikül

  • 2017 Yılın Üyesi
  • DefenceTurk
  • *****
  • İleti: 1555
  • 197
  • DefenceTurk.com
Ynt: Türkiye - Irak İlişkileri
« Yanıtla #151 : 16 Aralık 2015, 18:20:13 »
@Partikül
Onun adı laikliktir,doğru dedin de
Eksik kaldı
Ben tamamlayayım
Sen de forumun eren erdem'isin

Eren Erdem dedikleri zat içi VATAN HAİNİ diyorlar. Öyle anlaşılıyor ki, sen de aynı suçlamada bulunuyorsun !.. Damat Ferit Paşa hükümeti de Büyük Önder Mustafa Kemal ATATÜRK 'ümüzü gıyabında idama mahkum ettirmiş; Vahdettin Paşa Hazretleri de (!) bu kararı onamıştı.

Eren Erdem dediniz de; ERDEM nedir- birazda o kavramı konuşalım.

Çinli filozof Kong-Fu-Tseu ( Konfüçyüz ) ' e sormuşlar; nasıl dua edelim ? '' Benim duam, yaşamımdır '' demiş. Filozoflar bu cümleyi şöyle açıklıyorlar; İnsan amacı iyi-güzel ve uzun yaşamaktır. Bunu sağlayabilmek içinde ERDEM ( FAZİLET ) gerekir. ERDEM BİLGİ İŞİDİR. ERDEMSİZLİK BİLGİSİZLİKTEN DOĞAR.  Her insan görevini eksiKsiz ve gerektiği gibi yapmalıdır. '' Kralsanız kral olun, uyruksanız uyruk olun, kocaysanız koca olun, karıysanız karı olun, çocuksanız çocuk olun '' demişler. Demek ki herkesin şu dünyada bir görevi vardır ve o görevinin gereğini yapmak durumundadır.

Buda ise şöyle demiş; '' Öldürmeyin, başkasının malını ve karısını almayın, yalan söylemeyin, acıya katlanın, başkalarının acılarını ve sevinçlerini paylaşın, iyi ve  merhametli olun, kin gütmeyin, size yapılan kötülükleri bağışlayın'' demiş.

Çağlar boyu filozoflar iyi nedir, doğru nedir, güzel nedir, akıl nedir vb. bunların cevabını aramışlar. İnsanı insan yapan değer nedir ? Genel doğru var mıdır ? İnsanı iyi davranışa sürükleyen şey nedir diye sormuşlar. Ve vardıkları sonuç odur ki; iyi ve doğrunun ne olduğunu bilmek bir akıl işidir; akıl ise AKIL ERDİRMEKTİR. Akıl erdirebilmek- idrak sahibi olmak için de BİLGİYE ihtiyacımız vardır. Yani bilmeyen insan idrak sahibi değildir. Olsa olsa, ancak vicdan sahibi olabilir ki; o bile yeri geldiğinde tam iş görmez. Hem idrak sahibi hem de vicdan sahibi olmak durumundayız. Hayvandan ayıran şey işte budur. Ayrıca mutluluğun kaynağıda budur.

Ayet-i Kelime' de buyuruyor ki ( Zumer 9 ) : De ki: “Hiç bilenlerle bilmeyenler bir olur mu?” Ancak akıl sahipleri öğüt alırlar.

Toplumu bireyler meydana getirir. Devleti ise sosyal bir organişzasyondur. Devleti idare edenler ERDEMLİ İNSANLARDAN müteşekkil olmak ZORUNDADIR. Kişiler ERDEMLİ değilse toplum o ölçüde çürük olur. Çürük toplum, çürük devlet adamsısı; çürümüş devlet adamsısı ise; çürümüş devlet düzeni getirir. Toplum ne kadar erdemliyse, o derece iyi yönetilir.

ERDEMSİZLİK, BİLGİSİZLİĞİN sonucudur. Peki bilgi nedir ?

Konfüçyüz diyor ki ; '' İnsan, bildiği şeyi bildiğini ve bilmediği şeyi bilmediğini bilmelidir. Gerçek bilgi işte budur !.. ''
Demek ki bilmediğin bir konuda ahkâm kesmeyeceksin !

Yunus Emre demiş ki;

İlim ilim bilmektir
İlim kendin bilmektir
Sen kendini bilmezsin
Ya nice okumaktır

Okumaktan murat ne
Kişi Hak'kı bilmektir
Çün okudun bilmezsin
Ha bir kuru ekmektir

Okudum bildim deme
Çok taat kıldım deme
Eğer Hak bilmez isen
Abes yere gelmektir

Dört kitabın mânâsı
Bellidir bir elifte
Sen elifi bilmezsin
Bu nice okumaktır

Yiğirmi dokuz hece
Okursun uçtan uca
Sen elif dersin hoca
Mânâsı ne demektir

Yunus Emre der hoca
Gerekse bin var hacca
Hepisinden iyice
Bir gönüle girmektir


İşte bütün mesele budur...


« Son Düzenleme: 16 Aralık 2015, 18:26:22 Gönderen: PARTİKÜL »

Çevrimdışı nocen

  • DefenceTurk
  • *
  • İleti: 81
  • 0
  • DefenceTurk.com
Ynt: Türkiye - Irak İlişkileri
« Yanıtla #152 : 16 Aralık 2015, 19:13:26 »
Teşhisim de isabet buyurmuşum
Beni yanıltmadığın için teşekkür

Çevrimdışı Partikül

  • 2017 Yılın Üyesi
  • DefenceTurk
  • *****
  • İleti: 1555
  • 197
  • DefenceTurk.com
Ynt: Türkiye - Irak İlişkileri
« Yanıtla #153 : 16 Aralık 2015, 19:39:54 »
Teşhisim de isabet buyurmuşum
Beni yanıltmadığın için teşekkür

Kusura bakma, teşhis koyacak donanıma sahip değilsin.
Çok uzun yazdım anlaşılmadı herhalde !

Teşhis koymak için bilgi sahibi olmak lazım.
Erdemli olmak için de bilmek lazım.

Bilginin içeriği önemlidir ama bilginin gerçekliği daha önemlidir.
Ayrıca bilginin gerçek olması, hakikat olduğu anlamına gelmez.
Hakikat ise göreli bir kavramdır.

İnsanlar önyargılarında kurtulduğu ölçüde gerçeğe yaklaşırlar.
Sanal gerçeklikte yaşayanlar ise yaşadıkları ortamı gerçek zannederler.
Hakikat ile yüzleştiklerinde ise büyük hayal kırıklıkları yaşarlar.
İnançlarını ve değer yargılarını sorgulamak zorunda kalırlar veya değer yargılarını kaybederler.
Bazıları da hakikate hiç ulaşamadan bu dünyadan gelip geçer.
Siz onlardan olmayan, saygılar...



« Son Düzenleme: 16 Aralık 2015, 19:41:48 Gönderen: PARTİKÜL »

Çevrimdışı nocen

  • DefenceTurk
  • *
  • İleti: 81
  • 0
  • DefenceTurk.com
Ynt: Türkiye - Irak İlişkileri
« Yanıtla #154 : 16 Aralık 2015, 21:16:40 »
Konuyu uzatmamak adına
İyiki varsınız diyorum
Senin gibi insanları gördükçe
Daha bir vatanperver daha bir inançlı oluyorum  ;D

Çevrimdışı fırtına06

  • Site Yetkilisi
  • DefenceTurk
  • *****
  • İleti: 5035
  • 232
  • DefenceTurk.com
Maliki'den "Türkiye Musul'u ilhak etmek istiyor" suçlaması...
« Yanıtla #155 : 16 Aralık 2015, 21:30:52 »
Irak Cumhurbaşkanı Yardımcısı ve eski Başbakan Nuri El Maliki Türkiye’yi Musul’u 'ilhak etmek istemekle’ suçladı.



Fars Haber Ajansı’nın haberine göre Maliki, Türkiye’nin Irak toprağında gözü olduğunu iddia ederek, "Ankara, Irak’ın bir sürü problemle uğraşmasını fırsat bilerek Musul’u Irak’tan ayırmaya çalışıyor" dedi

BAĞDAT'TAN YENİ AÇIKLAMA


Irak'ın Başika bölgesindeki Türk askerlerinin bir kısmının dün Zelikan Kampı'ndan ayrılması Bağdat yönetimine yeterli gelmedi. bugün açıklama yayımlayan Irak Başbakanlığı, Türk askerlerinin tamamının topraklarından çekilmesini talep etti.

Açıklamada “komşu Türkiye’nin Irak’ın ulusal egemenliğine saygı duyarak Irak topraklarından tamamen çekilmesinin gerekliliği”nin hâlâ geçerli olduğu belirtildi.

Dün Türk askerinin bir kısmının Zelikan Kampı’ndan çekilmesinin ardından konuşan Başbakan Ahmet Davutoğlu, "Askeri gereklilik neyse onu yaptık" demiş; Türk askerinin Musul’da bulunmaya devam edeceğini söylemişti. Davutoğlu, 11 Aralık'ta yaptığı açıklamada da Bağdat ve Ankara arasındaki krizin üçüncü taraflardan kaynaklandığını söyleyerek isim vermeden İran’ı işaret etmiş ve “Kendi müdahalelerini, askeri varlıklarını unutturarak Türkiye'yi hedefe alıyorlar” demişti.

http://www.milliyet.com.tr/bagdat-yonetimi-butun-turk/dunya/detay/2164479/default.htm

Çevrimdışı Partikül

  • 2017 Yılın Üyesi
  • DefenceTurk
  • *****
  • İleti: 1555
  • 197
  • DefenceTurk.com
Ynt: Türkiye - Irak İlişkileri
« Yanıtla #156 : 16 Aralık 2015, 23:44:04 »
Konuyu uzatmamak adına
İyiki varsınız diyorum
Senin gibi insanları gördükçe
Daha bir vatanperver daha bir inançlı oluyorum ;D

Ben de konuyu uzatmak istemem lakin, alaycı tutumuna cevap vermek icap eder.
Diğer yandan vatansever cephede saf tuttuğunu ifade etmen bizler için umut verici oldu. 
Ancak şunu ifade etmek gerekir ki; ne için ve neyin mücadelesini verdiğinizi bilmek durumundasınız.

Mevlana ve İmam-ı Rabbani' ye dayandırılan bir hadis-i şerife göre '' vatan sevgisi imandandır '' deniliyor.

Peki İman nedir ?

İmam Maturidi bu konu hakkında buyurmuş ki; '' Dil ile ikrar, kalp ile tasdiktir ''.
Ancak bunu tamamlayıcı bir diğer unsur olarak AMEL ifade edilmiş.
Yani amellerimizle bunu göstermek durumundayız. Zorunlu olmamakla birlikte ideal olan budur demişler.
İnsanlar '' dil ile iman, kalp ile tasdik '' ettikleri halde, amellerinde bunun tam tersini yapabilirler- sapkınlığa düşübilirler denilmiştir. Burada da yanlıştan dönmek için TÖVBE KAPISINI işaret etmişler. Tövbe edebilmek için tabii olarak yanlış yaptığınızı anlamak-idrak etmek durumundayız. Burada karşımıza yeniden BİLGİ- BİLGİLENMEK çıkıyor. BİLMEYEN İNSAN TÖVBE BİLE EDEMEZ ! Bilmek için, duyularımızı sonuna kadar açarak; kalp ve gönül gözümüzde ki perdeleri indirmeye mecburuz.

Nisâ (136 ) ' ncı ayette buyuruyor ki; Ey İman edenler ! İman edin. Allaha, kitaplara, meleklere, indirdiği kitaplara iman edin... buyuruyor.

İlim sahipleri diyor ki; iman kelimesi e-m-n kökünden gelir, Kur' an ayetinde '' e-m-n''  emin olmak, güvenmek anlamında kullanılmıştır. Demek ki, İman edenler güvenenlerdir. Yani ''Ey iman edenler, Allaha güvenin'' denilmiştir.

Her amelimizi bilerek yapmak durumundayız. Zaten ilk ayeti kelime '' OKU '' değil midir !?
Peki, Okuduk fakat okuduğumuzu anladık mı ? diye sorduğumuzda  karşımıza bu seferde İDRAK ETMEK fiili geliyor.

Bir ulu kişi demiş ki; HEM OKUDUM HEMİDE YAZDIM, YALAN DÜNYA SENDEN BEZDİM - demiş.
Yazabilmek için de okuduğunu anlamak lazım galiba !.. Bunlar birbirini tamamlayan şeyler.

Demişler ki;  okumadan alîm, yazmadan kâtip, gezmeden seyyah olunmaz !
Ne yazık ki; okumadan alim, yazmadan kâtip, gezmeden seyyah olanların ülkesi haline geldik.
Yunus Emre' de diyor ki; Emeksiz zengin olanın, kitapsız bilgin olanın, sermayesi din olanın; rehberi "şeytan" olmuştur.
Bu durumda ki insanlardan ERDEMLİ SÖZ falan beklenmez zaten. ÇÜNKÜ ERDEM, BİLMEK DEMEKTİR.

Saygılar..

« Son Düzenleme: 16 Aralık 2015, 23:54:55 Gönderen: PARTİKÜL »

Çevrimdışı MagneTo

  • DefenceTurk
  • *
  • İleti: 27
  • 0
Ynt: Türkiye - Irak İlişkileri
« Yanıtla #157 : 17 Aralık 2015, 16:05:20 »

Ay' a, Mars' a gitmek isteyenler varsa ilk önce Laik tedrisattan geçmek zorundadır. Birilerinin dediği gibi, nasıl ki ''Hem Şeriatçı, Hem de Laik olunmaz '' deniliyorsa; efendim, hem Mars' a gidecem hem de şeriatçı olacağım- ikisini birden başarabilirim demek mümkün değildir. Çünkü Mars' a gitmek için pozitif bilime ihtiyacın vardır ve Şeriatçı kafaya o bilgiyi enjekte etmek imkansızdır. Dünya' ya mahkumsun yani... maalesef gerçek olan budur ve gerçekler acıdır.

Şeriat; Allah'ın ilahi emir ve yasaklarına içeren sisteme denir. Anlaşılan o ki şeriatçılar senin tabirinle aklını kullanmaktan aciz geri kafalı oluyorlar. Diğer bir deyişle şeriatı benimsemiş tüm peygamlerler evliyalar alimler senin gözünde geri kafalı ve akılsız.

Tek söyleyebileceğim şey, umarım bu hastalıklı fikrinden bir an önce dönmen ve tövbe etmen. Yoksa bu düşünce seni çetin bir azaba götürecektir..

Çevrimdışı SKYWOLF

  • SKYWOLF
  • Genel Yetkili
  • DefenceTurk
  • *****
  • İleti: 44315
  • 615
Ynt: Türkiye - Irak İlişkileri
« Yanıtla #158 : 17 Aralık 2015, 17:01:35 »
Arkadaşlar, savunma forumunu başka bir şeye çevirmeyelim lütfen!
ADALETİN OLMADIĞI YERDE NE SAYGI KALIR, NE DE DÜZEN! ADALETİN OLMADIĞI YER YIKILMAYA MAHKUMDUR! DÜRÜSTLÜK BENİM KARAKTERİMDİR! BEN ŞEREFİM İÇİN YAŞAR, ŞEREFİM İÇİN ÖLÜRÜM. MUHTAÇ OLDUĞUM KUDRET DAMARLARIMDAKİ ASİL KANDA MEVCUTTUR.
SKYWOLF...DefenceTurk.com

Çevrimdışı Partikül

  • 2017 Yılın Üyesi
  • DefenceTurk
  • *****
  • İleti: 1555
  • 197
  • DefenceTurk.com
Ynt: Türkiye - Irak İlişkileri
« Yanıtla #159 : 17 Aralık 2015, 17:40:20 »
Arkadaşlar, savunma forumunu başka bir şeye çevirmeyelim lütfen!

Üstadım, son kez müsaade edebilir misin- cevap hakkımı kullanmam icap ediyor çünkü. Hak geçmesin...
Cevap hakkı doğmadığı sürece konuyu saptırmayacağım- temin ederim.


Ay' a, Mars' a gitmek isteyenler varsa ilk önce Laik tedrisattan geçmek zorundadır. Birilerinin dediği gibi, nasıl ki ''Hem Şeriatçı, Hem de Laik olunmaz '' deniliyorsa; efendim, hem Mars' a gidecem hem de şeriatçı olacağım- ikisini birden başarabilirim demek mümkün değildir. Çünkü Mars' a gitmek için pozitif bilime ihtiyacın vardır ve Şeriatçı kafaya o bilgiyi enjekte etmek imkansızdır. Dünya' ya mahkumsun yani... maalesef gerçek olan budur ve gerçekler acıdır.

Şeriat; Allah'ın ilahi emir ve yasaklarına içeren sisteme denir. Anlaşılan o ki şeriatçılar senin tabirinle aklını kullanmaktan aciz geri kafalı oluyorlar. Diğer bir deyişle şeriatı benimsemiş tüm peygamlerler evliyalar alimler senin gözünde geri kafalı ve akılsız.

Tek söyleyebileceğim şey, umarım bu hastalıklı fikrinden bir an önce dönmen ve tövbe etmen. Yoksa bu düşünce seni çetin bir azaba götürecektir..


Efendim, şimdi size gelelim.

Dikkatimi yıllardır çekmiştir; bu gibi konular konuşulduğunda hemen birisi çıkar ve ŞERİAT NE DEMEK SEN BİLİYOR MUSUN  ! diyerekten ahkâm keser. Sonra durur ŞERİAT' IN KELİME ANLAMINI BİLİYOR MUSUN SEN ! diyerek parmak gösterir.

Madem öyle anlatalım;

Üç bin yıl önce Hz. Musa’ya “öldürmeyeceksin, çalmayacaksın, yalan söylemeyeceksin, zina etmeyeceksin, komşuna kötü gözle bakmayacaksın” vs  şeklinde emirler indiğinde Hz. Musa bunları bir levha üzerine yazdı ve insanların huzuruna gelerek şöyle dedi;  “Töre (torah/tevrat) işte budur !.. Yani Tevrat demek TÖRE demektir.

Gelelim İslâm anlayışına;

Bir insan '' Şeriat İsterüz '' dediğinde; ADALET İSTERİZ, HUKUK İSTERİZ demek istemektedir. Çoğu zaman ŞERİAT' ın ne anlama geldiğini çoğu insan bilmediğinden dolayı aslında ne istediklerini de bilmezler.

İlim- irfan sahipleri diyor ki; Kur' an da HUKUK ifadesi olarak  ŞİR'A/ ŞERİA kelimesi kullanılır.
Ve ŞİR' A / ŞERİA ; HAYAT VEREN SU KAYNAĞI YOLU anlamına gelemektedir- derler.

Peki, vatandaş Şeria' tan ne anlayor; asıl sıkıntı yaratan şey burasıdır. Vatandaş Şeriat denildiği zaman '' kafa kesme, el keseme, kol kesme, kol bacak çapraz kesme, falaka, kırbaç cezası, recm vs anlıyor. Peki soruyorum size, hayat veren su kaynağı ŞERİA; niye kafa kessin, niye kol kessin ! O dönemin şartlarında verilen cezalar diye düşünülemez mi ! Yani Allah' ın buyruğu sadece o mudur !

Suriye' deki birtakım örgütlerin verdiği cezalara şahit oluyoruz. Mesela IŞİD son derece acımasızca cezalandırıyor ve bunu Şeriat adına yaptığını ifade ediyor. Muhalif islami örgütlerden bir diğeri geçenlerde ilginç bir video yayınladı. Yakaladığı IŞİD militanlarına aynen onların yaptığı gibi turuncu tulumgiydirerek kafalarına sıkmak için sıraya dizdikten sonra- kendi alimlerinden biri çıkıyor ve diyor ki; biz sizlerin yaptığı gibi yapmayacağız, biz sizleri ıslah edeceğiz diyor ve canlarını bağışlıyorlar ! kendilerince tabi ki.. şimdi soruyorum size IŞİD mi ŞERİAT' ı uyguladı yoksa Diğer radikal örgüt mü !? Demek ki algıda ve uygulamada farklılıklar olabiliyor muş ! Hem de en radikallerin radikallerinde bile...

Benim anladığım Şeriat ise Allah' ın bahşettiği bütün güzelliklerdir. İyiliktir, doğruluktur, yalan söylememektir, sözünde durmaktır vs. Kötü olana ise; günümüz hukuk düzeninin verdiği ıslah etme yöntemlerini kullanmaktır. Benim anlayışım bu şekilde. Bu da beni bağlar- Eğer yanlış düşünüyorsam Mahkeme-i Kübra' da zaten hesabını vereceğim. Eğer siz yanlış düşünüyorsanız veya algılıyorsanız; o zaman günah sizin boynunuza.