Gönderen Konu: Türk - Yunan İlişkileri  (Okunma sayısı 338810 defa)

0 Üye ve 1 Ziyaretçi konuyu incelemekte.

Çevrimdışı BATTLESTAR

  • 2018 ve 2019 Yılın Üyesi
  • DefenceTurk
  • *****
  • İleti: 2669
  • 315
  • DefenceTurk.com
Ynt: Türk - Yunan İlişkileri
« Yanıtla #410 : 22 Ekim 2018, 12:58:04 »
Türkler gerçekten m.ö 208'den 16. yylara kadar etkili askerlikleri ve yiğit savaşçılıkları ile öne çıkmış bir millet. Ve her ordunun gerçekten aranan paralı askerleri ve komutanları konumundalar. Hangi Türk devletinde olursa olsun etkili bir askeri doktrine ve geleneğe sahip olmuşlardı.

Tabi bunun sebebi nedir ? Bizim genlerimizde özel bir şey mi vardı ? Yoksa anaların sütünde gizli bir şey mi ?  İkiside HAYIR.

İki tarz toplum vardır başlangıçta Avcı Toplayıcı ve Çiftçi toplumlar.  Çiftçi toplumlar savunmayı temel alan zırh yoğunluklu ağır piyade taktiklerine önem verir. Avcı toplayıcılar daha agresif avda uzmanlaşmış ve etkili birimlerdir.

Türkler bir avcı toplayıcı topluluk devamı olarak oldukça etkili bir göçebe veya konar göçer kavimdi.  Tamamen bozkır şartlarıyla iç içe  ve bu şartların vahşileştirdiği ve dayanıklaştırdığı hayvancılık ve av yapan devamlı etle beslenen bir ofansif kavim dediğimiz ırktır.

Peki Türkleri Avcı-Toplayıcılar arasında özel kılan nedir ?

Türkler tarihin en başından beri gerek bozkır şartlarında hayatta kalmak için gerekse avlarda kullanmak ve diğer boylarla mücadele etmek için özellikle Orta Asyada bol bol bulunan DEMİR madenini aktif olarak silah yapımında kullanmış bir millettir.

Buna ek AT'ı evcilleştirmiştir. Modern çağda adeta bir makinalı tüfek ve makinalı top gibi kullanılan Kompozit yay ve bunun çeşitli uçları , at üzerinde bunu kullanmak bunu kitlesel yapmak buna ek hafif demir zırhlar, kılıç tolga mızrak kullanmak bunu doktrinleştirmek kuşatma aletleriyle desteklemek çağlarca nadir toplumların yapabilmiş olduğu bir özellikti.

Türklerin bunu yapabilmesi de bir şans değil daha küçük yaştan küçükbaş hayvanlara binip ok ve yay atmayı öğrendiğinden avlarla bir nevi tatbikatlar yapmasından ileri gelir. Meşhur moğol istilasının altında da yine bir TÜRK ETKİSİ vardır. Moğol istilasının bu kadar etkili olmasının sebebi Orta asyadaki Moğol-Türk kavmi vahşiliğinin Orta asya tipi mobilizasyonla kombini ve eski uygur göktürk devlet ve ordu gelenekleriyle Cengizhanın ve komutanlarının vizyonuyla birleşmesidir.

Türk'ün savaş sanatında TEKNOLOJİYİ kullanma ve geliştirme alışkanlıkları 13. yy ve sonrasında da devam etmiştir. Türk o zamana kadar haçlı saldırılarında biraz olsun bastırılan kitlesel hafif süvari ve gulam odaklı ordu sistemini daha ağır süvarilerle destekleyerek ayakta tutmuş - yaad edelim bunu imameddin zengi başlatmıştır.- Türkün ufkunda yepyeni bir çağ açacak yenilik ise BARUTTUR.

Osmanlı merkez ordusu aslında ondan önceki Hafif ama zırhlı çitci atlı okçu ordusu ve onu destekleyen ağır süvari ve profesyonel gulam ordusunun daha geliştirilmiş bir modeliydi. Onları özel kılan ilk ankara savaşında destek kuvveti olarak gelen sırplardan tanıdıkları ateşli silahlardı. Osmanlı ordusu yükseliş devrinde kısa süreli kurulup maddi yetersizlikten dolayı lagvedilen macar Kara Kartallar ordusu dışında merkezi profesyonel ordu bulundurup bunu en ufak biriminden en üst birimine top, tüfenk, zırh, barut vb. ek ihtisas alanlarıyla teşkil eden tek orduydu.

İşte bu etken ve bu orduyu destekleyen hala etkinliğini sürdüren hafif zırhı atlı okçu etkeni Osmanlıyı zaferden zafere koşturdu. Taaki 16.-17. yy'a kadar. Avrupa rönesans ve reform çağı sonrası temel bilimlerle arasındaki ihtilafı kaldırıp tıpkı Türkler gibi savaş teknolojisi üretene kadar. Bunun ilk acı verici emarelerini Kutsal ittifak savaşlarında Osmanlı taddı.

Avrupada Osmanlı ve Osmanlı'dan etkilenmiş etkili ordulara karşı geliştirilmiş genel olarak Habsburg tipi merkezi ordu devrimi denilen sistem ortaya çıktı. Dikkatli bakan gözler bu sistemdeki pikemen denilen piyadeyle kombine kullanılan uzun mızraklı askerlerin Osmanlının cephe yarmaya yönelik süvari hücumlarını kırmaya yönelik olduğunu, kitlesel tüfekli piyadelerin  Osmanlı okçusunun atış üstünlüğünü sayısal üstünlükle bastırmak için olduğunu (Yay ve ok aksine bir tüfeği kullanmak için çok basit bir eğitim yeterlidir.) Yine bunları destekler ön saflarda kullanılan hafif toplarında osmanlı atış üstünlüğünü bastırmak amaçlı olduğunu ve yine ağır batarya topçuluğunu osmanlı toplarına karşı olduğunu ve son olarak hızlı sipahi ve cebelulara yakalanmamak için hafifleşen ve osmanlı atlı okçusuna karşı birden fazla piştov taşıyan ve kademeli ateşlemeyle karşı koyabilen hussar ve reiters tipi süvarilerin yine osmanlı süvari sisteminin bir panzehiri olduğunu anlamak gayet mümkündür.

Anlayacağınız Avrupa tam bir Anti Türk ordu sistemi kurup bunu Amerikan altını ve atlantik ticareti ile finanse etmişti. Ondan sonraki çağlarda Osmanlının ilk bu karşı sistemi anlayamama, sonra taklit edememe ve etsede bazı askerlik dışı etkenleri sağlayamadığından yenişememe süreçleriyle devam etmiş , Osmanlıyı yenilgiden yenilgiye yelken açtırmıştır.

Taaki Kut'ül amare, Çanakkale ve tabi ki Kurtuluş savaşına kadar. Burada Türk askeri Doktrini ve Savaş Sanatından öte bir durum var. TÜRKÜN BAĞIMSIZLIK TEPKİSİ. Bunda genlere işlemiş bir alışkanlıktan bahsedilebilir. Türk'ün bağımsızlığı etkilendiğinde isyan veya göç etmesi. İşte bu savaşlar Türk'ün Ana vatanın tehlike altında kalmasına verdiği bir karşı tepkidir. Yine sovyet yardımları ve osmanlı bakaya donanımıyla orduyu donatan ve gerçekten başarılı bir yönetim ve liderlik gösteren Türk kurmay kadrosu ve Atatürk etkeni gösterilebilir.

Osmanlı kurmay kadrosuna ve Atatürk'e değinmek gerekirse Osmanlı Mühendishane-i Berri ve Bahr-ı Hümayundan sonra Subay eğitimine ciddi anlamda ağırlık vermiş. Ancak bu bazı gelişimsel eksikliklerden bir süre rayına oturtulamamıştı. Ancak www1'e yakın zamanlarda dişe dokunur bazı komuta kadroları oluşturulmuştu.

Peki Mustafa Kemalin diğerlerinden farkı neydi ?

O ilk başta zeki bir insandı. Ama en önemlisi bir komutanın okuması gereken eserleri ve kitapları gençliğinde birazı askeri okul imkanıyla veya kendi gayretiyle okumuş hatmetmiş ve bunu uygulayabileceği bir çok  cephede görev almıştı.  Hattı Müdafa yoktur sathı müdafa vardır. O satıh bütün vatandır. Sözü size Atatürk'ün icat ettiği bir anlayış gibi gelse de Osmanlının yerleşik Antonie henri jomininin icat ettiği hat savunması taktiğine yine onun gibi bir askeri taktisyen olan clausewitz'in eleştirisinin aynısıdır. O da kesintili savunma hatlarını önermiştir. Yani adam bizzat oturmuş bunları okumuş ve bu başarı getirmiş.


Günümüze gelirsek Türk askeri her ne kadar Türk milleti şehirleşmiş bazı savaşçı özelliklerini kaybetmiş olsa da Teknolojik anlama gerekli şartlar sağlanabildiği taktirde iyi savaşabilirliğini Kore savaşı başta olmak üzere göstermiştir ve gösteriyor.

Günümüzün geçmişten farkı şudur şu an Türkler yine eskiden olduğu gibi Askeri teknoloji üretiyor ve geliştiriyor. Şu son malum olay olmasaydı Türk ordusu eğitim ve subay kademesi anlamında ciddi derecede parlak bir konumda idi. Ama olan oldu ve bundan sonra elimizden geldiğince bu durumu düzelteceğiz. İşte bu modern Türk askeri teknolojisi ile birleşince Kim Bilir Belki Tekrar Bir Fırtına Gibi Geri Döneriz.
Savaş Var Denildiğinde Biz;


Çevrimdışı SKYWOLF

  • SKYWOLF
  • Genel Yetkili
  • DefenceTurk
  • *****
  • İleti: 44295
  • 612
Ynt: Türk - Yunan İlişkileri
« Yanıtla #411 : 22 Ekim 2018, 13:10:49 »
Bilgi için teşekkürler. Avcı-toplayıcı topluluktan bedelli askerlik bekleyen bir topluluğa dönüştürüldüğümüz için fırtına gibi geri döneceğimize pek ihtimal veremiyorum.
ADALETİN OLMADIĞI YERDE NE SAYGI KALIR, NE DE DÜZEN! ADALETİN OLMADIĞI YER YIKILMAYA MAHKUMDUR! DÜRÜSTLÜK BENİM KARAKTERİMDİR! BEN ŞEREFİM İÇİN YAŞAR, ŞEREFİM İÇİN ÖLÜRÜM. MUHTAÇ OLDUĞUM KUDRET DAMARLARIMDAKİ ASİL KANDA MEVCUTTUR.
SKYWOLF...DefenceTurk.com

Çevrimdışı BATTLESTAR

  • 2018 ve 2019 Yılın Üyesi
  • DefenceTurk
  • *****
  • İleti: 2669
  • 315
  • DefenceTurk.com
Ynt: Türk - Yunan İlişkileri
« Yanıtla #412 : 22 Ekim 2018, 13:34:45 »
Bilgi için teşekkürler. Avcı-toplayıcı topluluktan bedelli askerlik bekleyen bir topluluğa dönüştürüldüğümüz için fırtına gibi geri döneceğimize pek ihtimal veremiyorum.

Önemli değil Hocam. O bahsettiğiniz mevzuyu ikiye ayırmak lazım . Bir kısım eğitim ve iş hayatına devam etmesi orduda 5 ay angarya yapmasından vatana millete daha hayırlı olacak kitle. Akademisyenler, mühendisler, doktorlar, hukukcular, diplomatlar. Birde bazı kaçak ve basit eğitimsel programlarla askerliği erteleten ve askerlikten kaçan kitle var. Onlarında olması normal keza kurtuluş savaşında da cepheden firarlar yaygındı. Onuda geçtim zaten üstünde olduğumuz Türkiye vatandaşlarının hepsinde saf Türk genine sahip çok az vatandaş var. Bir çoğumuzda arap, rum, kürt gibi azınlıkta veya çoğunlukta genlere sahip olanlar var buda çok kültürlü bir coğrafyada yaşamamızdandır.
Savaş Var Denildiğinde Biz;


Çevrimdışı SKYWOLF

  • SKYWOLF
  • Genel Yetkili
  • DefenceTurk
  • *****
  • İleti: 44295
  • 612
Ynt: Türk - Yunan İlişkileri
« Yanıtla #413 : 22 Ekim 2018, 13:55:13 »
Bilgi için teşekkürler. Avcı-toplayıcı topluluktan bedelli askerlik bekleyen bir topluluğa dönüştürüldüğümüz için fırtına gibi geri döneceğimize pek ihtimal veremiyorum.

Önemli değil Hocam. O bahsettiğiniz mevzuyu ikiye ayırmak lazım . Bir kısım eğitim ve iş hayatına devam etmesi orduda 5 ay angarya yapmasından vatana millete daha hayırlı olacak kitle. Akademisyenler, mühendisler, doktorlar, hukukcular, diplomatlar. Birde bazı kaçak ve basit eğitimsel programlarla askerliği erteleten ve askerlikten kaçan kitle var. Onlarında olması normal keza kurtuluş savaşında da cepheden firarlar yaygındı. Onuda geçtim zaten üstünde olduğumuz Türkiye vatandaşlarının hepsinde saf Türk genine sahip çok az vatandaş var. Bir çoğumuzda arap, rum, kürt gibi azınlıkta veya çoğunlukta genlere sahip olanlar var buda çok kültürlü bir coğrafyada yaşamamızdandır.

+1
Katılıyorum. Ama şu bir gerçek; faydalı olan topluluk her geçen gün azalırken, askerlikten kaçma meraklısı olanlar artıyor. Askerlik eskiden namustu. Şimdi ise; bilgisayar ortamında savaş oyunları oynayıp internet aleminde bol keseden kabadayılık taslayanların köşe bucak kaçtıkları bir kavram haline geldi!

Neyse ki savaşlar artık cephede, at üzerin koşarak veya süngü muharebesi gibi olmuyor. Teknolojiye sahip olan kazanıyor.

Subay yetiştirme konusunda belki daha fazla çalışmamız gerekiyor. NATO eğitimine bağlı kalarak rutine gitmek yerine, günümüz ve geleceğin koşullarına göre farklı taktikler geliştirebilen askeri uzmanlar yetiştirmemizin şart olduğunu düşünüyorum. Çünkü şartlar sürekli ve hızla değişiyor. Olasılıklar sürekli artıyor. Klasik düşüncenin hemen hemen hiç bir şansı yok. Çünkü düşman atacağımız adımları zaten önceden biliyor.

Mesela bunca yıldır terörle mücadele ediyoruz. Ama daha yeni yeni uzmanlaştık diyebiliriz. Eksiklerimiz de var. Geçenlerde gerçekleşen bir terör olayı nedeniyle patlayıcı tuzakları bertaraf etmek konusunda bizim çözüm bulmamız gerektiğini söylemiştim. Çünkü dünya üzerinde bu tip saldırılarla en çok karşılaşan ordulardan biriyiz. Çözümü bizim bulmamız ve uygulamamız gerek!
ADALETİN OLMADIĞI YERDE NE SAYGI KALIR, NE DE DÜZEN! ADALETİN OLMADIĞI YER YIKILMAYA MAHKUMDUR! DÜRÜSTLÜK BENİM KARAKTERİMDİR! BEN ŞEREFİM İÇİN YAŞAR, ŞEREFİM İÇİN ÖLÜRÜM. MUHTAÇ OLDUĞUM KUDRET DAMARLARIMDAKİ ASİL KANDA MEVCUTTUR.
SKYWOLF...DefenceTurk.com

Çevrimdışı BATTLESTAR

  • 2018 ve 2019 Yılın Üyesi
  • DefenceTurk
  • *****
  • İleti: 2669
  • 315
  • DefenceTurk.com
Ynt: Türk - Yunan İlişkileri
« Yanıtla #414 : 22 Ekim 2018, 14:18:10 »
Bilgi için teşekkürler. Avcı-toplayıcı topluluktan bedelli askerlik bekleyen bir topluluğa dönüştürüldüğümüz için fırtına gibi geri döneceğimize pek ihtimal veremiyorum.

Önemli değil Hocam. O bahsettiğiniz mevzuyu ikiye ayırmak lazım . Bir kısım eğitim ve iş hayatına devam etmesi orduda 5 ay angarya yapmasından vatana millete daha hayırlı olacak kitle. Akademisyenler, mühendisler, doktorlar, hukukcular, diplomatlar. Birde bazı kaçak ve basit eğitimsel programlarla askerliği erteleten ve askerlikten kaçan kitle var. Onlarında olması normal keza kurtuluş savaşında da cepheden firarlar yaygındı. Onuda geçtim zaten üstünde olduğumuz Türkiye vatandaşlarının hepsinde saf Türk genine sahip çok az vatandaş var. Bir çoğumuzda arap, rum, kürt gibi azınlıkta veya çoğunlukta genlere sahip olanlar var buda çok kültürlü bir coğrafyada yaşamamızdandır.


+1
Katılıyorum. Ama şu bir gerçek; faydalı olan topluluk her geçen gün azalırken, askerlikten kaçma meraklısı olanlar artıyor. Askerlik eskiden namustu. Şimdi ise; bilgisayar ortamında savaş oyunları oynayıp internet aleminde bol keseden kabadayılık taslayanların köşe bucak kaçtıkları bir kavram haline geldi!

Neyse ki savaşlar artık cephede, at üzerin koşarak veya süngü muharebesi gibi olmuyor. Teknolojiye sahip olan kazanıyor.

Subay yetiştirme konusunda belki daha fazla çalışmamız gerekiyor. NATO eğitimine bağlı kalarak rutine gitmek yerine, günümüz ve geleceğin koşullarına göre farklı taktikler geliştirebilen askeri uzmanlar yetiştirmemizin şart olduğunu düşünüyorum. Çünkü şartlar sürekli ve hızla değişiyor. Olasılıklar sürekli artıyor. Klasik düşüncenin hemen hemen hiç bir şansı yok. Çünkü düşman atacağımız adımları zaten önceden biliyor.

Mesela bunca yıldır terörle mücadele ediyoruz. Ama daha yeni yeni uzmanlaştık diyebiliriz. Eksiklerimiz de var. Geçenlerde gerçekleşen bir terör olayı nedeniyle patlayıcı tuzakları bertaraf etmek konusunda bizim çözüm bulmamız gerektiğini söylemiştim. Çünkü dünya üzerinde bu tip saldırılarla en çok karşılaşan ordulardan biriyiz. Çözümü bizim bulmamız ve uygulamamız gerek!


Haklısınız hocam, o tarz bir gençlik sadece bizde değil muharip karakterdeki bir çok ülkenin yaşadığı bir durum. İşte bu yüzden ilerde robot askerler ve insansız savaş sistemleri geliştirmek için bir çaba söz konusu.

Subay yetiştirme konusunda ise nato tespitinizde haklısınız. Nato kitlesel bir kuruluş. Kitlesel organizasyonlar her zaman hantallaşır ve tembelleştirir. Diğer yandan şu an içinde olduğumuz durumu düşününce. İlk olarak kuvvetin şunu anlaması lazım. ORDUYA SUBAY ALINMAZ, ORDUYA SUBAY YETİŞTİRİLİR. Bu yüzden Askeri Liseler tekrardan temizlenmiş bir şekilde açılmalı. Keza subaylık bir disiplin ve karakter işidir. Ve üniversite sonrası muvazzaf alımını geçtim üniversite sınavıyla subay adayı almak doğru değil. Çünkü 18 yaşında bir insanın alışkanlıkları , kafa yapısı ve karakteri, disiplin altyapısı zaten oturmuş oluyor. Askeri liseler tekrar açılmadan belki Subay yetiştiririz ama kesinlikle Asker yetiştiremeyiz.

Tıpkı Prusyalıların dediği gibi. Herkes Subay Olabilir Ama Asker Asla !


Terör konusunda da haklısınız. Bundan seneler önce askeri forumlara askerimizin eğitim ve teçhizat olarak pkk militanından pek üstün olmadığını ve taktik hava ve ağır silah desteğininde yeterli seviyede olmadığından terör'ün askeri anlamda baskılanamadığına ve bunun için ordunun bir kaç devrimsel ve yeniliksel nitelikler kazanması gerektiğini ve bunları 1-2-3 diye madde madde efendime söyleyim profesyonel askerlik , arttırılmış ve yeni piyade silahları ve koruyucu ve taktik ekipman, silahlı iha, mrap, casus uydu, arttırılmış güvenlikli karakollar vb. diye cidden de ilerki dönemde bunlar gerçekleştirildikçe ordu örgüt karşısında çok ciddi başarılar kazanıp adeta kapana kıstırdı.

Bu iş biraz durumu mantıklı ve realist biçimde ele alıp gerekeni hızla yapmakla ilgiliydi .
Savaş Var Denildiğinde Biz;


Çevrimdışı Raptor44

  • İnsanlar yaptıklarıyla yargılanır
  • Özel Üye
  • DefenceTurk
  • *****
  • İleti: 845
  • -72
  • DefenceTurk.com
Ynt: Türk - Yunan İlişkileri
« Yanıtla #415 : 22 Ekim 2018, 18:45:35 »
Gen konusunda dediklerinize katılmıyorum bilimsel hiç bir dayanağı yok Türkleri tarih boyunca iyi bir savaşçı millet olmasının sebebi küçük yaştan itibaren alınan talimler ve eğitimlerdi
IRK, DİN, DİL, MEZHEP ÖNEMLİ DEĞİLDİR ÖNEMLİ OLAN BU ÜLKE İÇİN YAPTIKLARINDIR

Çevrimdışı BATTLESTAR

  • 2018 ve 2019 Yılın Üyesi
  • DefenceTurk
  • *****
  • İleti: 2669
  • 315
  • DefenceTurk.com
Ynt: Türk - Yunan İlişkileri
« Yanıtla #416 : 22 Ekim 2018, 19:03:37 »
Gen konusunda dediklerinize katılmıyorum bilimsel hiç bir dayanağı yok Türkleri tarih boyunca iyi bir savaşçı millet olmasının sebebi küçük yaştan itibaren alınan talimler ve eğitimlerdi

Ama bene aynısını yazdım ki  :)
Savaş Var Denildiğinde Biz;


Çevrimdışı Yabgu

  • YASAKLI
  • DefenceTurk
  • *
  • İleti: 724
  • -96
  • DefenceTurk.com
Ynt: Türk - Yunan İlişkileri
« Yanıtla #417 : 22 Ekim 2018, 19:19:22 »
bende genlerimden dolayı aşırı militarist biriyim. Yunanistanla en özelinde adalar sorunlarını bende savaşmadan çözülemeyeceğini düşünüyorum.Yalnız bu savaş sahil kumlarına seyir füzesi atmakla kalırsa bir halta yaramaz.  her ne kadar Yunanlılar bizim dengimiz olmasada artık bir üst lige çıkmamız lazım. Dünyaca ünlü bir Amerikalı ekonomist yada siyasi bilimciydi sanırım , bir lafı vardı "Türklerin dünyaya ihraç edebileceği tek özelliği ordusudur" diye. Biz bunu kullanamıyoruz.Şuan Katar ordusunda Türklerden oluşmuş en az bir tabur paralı asker olmalıydı. Keza Azerbaycanda. Sudanda , bize dost olan ülkelere bu gücümüzü bir şekilde pazarlayabilmeliydik. . 1000+li rakamlardan bahsetmiyorum. 100 tane özel kuvvetler sınıfında elemanı kiralamalıydık bu ülkelere. Brezilya nasıl futbolcu ihrac ediyorsa , Tayland nasıl masör ihraç ediyorsa , Hindistan nasıl yönetici/yazılımcı ihraç ediyorsa bizde asker ihraç edebilmeliydik. Bu komutandan tut sahada çatışan birime kadar değişiklik gösterebilir. Olası bir savaşta dünyanın değişik yerlerinde değişik konularda uzmanlaşmış profesyonel asker gücümüz olurdu. Bugün Amerikanın gücü nasıl CİA ise bizim gücümüzde yeri geldiğinde diplomat yeri geldiğinde asker yeri geldiğinde de ajan olabilecek hayatı askerleşmiş unsurlar olmalı. Bunlarıda günün koşullarına uygun teknoloji ile destekler isek ben sanmıyorumki karşımızda Yunan dursun. Ha ben şuan güçsüzüz demiyorum. Şuanda da iyiyiz ama artık bir level üste cıkmamız lazım.

O sözü, yaptığı kirli işlerle meşhur ''George Soros'' söylemişti fakat öyle anlaşılıyor ki sen meseleyi anlayamamışsın. Adam demek istiyordu ki; Türk askeri bizim adımıza, bizim için savaşsın! Bunun neresi güzel söyler misin? Türk askerinin kanı üzerinden pazarlık yapılabilir mi (!) O pazarlığı bir dönem için Adnan Menderes' de yapmıştı. Türk Milletinin rızası dışında ve TBMM onayını almadan Türk askerini Kore' ye gönderdi. Kore' ye giden vatan evlatları; ne için, kim için savaştıklarını bilmeden savaştılar ve şehit düştüler. Ve ABD Dışişleri Bakanı ''Dulles'' dedi ki; Türk askerinin kendilerine maliyetinin 25 cent olduğunu söylemişti. Düşünebiliyor musun; Türk askerinini değeri 25 Cent! Adam diyor ki; benim vatandaşım ölmesin, benim adıma git ve öl diyor. Sen ise konuyu hiç alakasız bir şekilde yorumlamışsın. Militarist' sin diye de keyfe keder Anadolu çocuğunu ölüme mi göndereceksin? Tavuk mu bunlar ya...! Ana kuzusu. Türk askeri ölecekse, sadece vatanı için ölmelidir.
ne yaptın abi sen ya ? Biz 20 yasındaki veleti mi gönderelim diyoruz ? Olayı çarpıtmakta üstünüze yok yemin ediyorum. Olayı nerden almış nereye taşımızsınız yahu . yok çocugu ölüme mi gönderiyor musum yok ana kuzularıymış. Benim bahsettiğim mevzu belli hiç okumadan mı yazdın okjudunda anlamadın mı hala çözemedim. Natoya yaranmak için Kore'ye gönderenler ile benim dediğimin arasındkai farkı bile anlamamışsın.Oraya koca koca harflerle özel kuvvetler sınıfında birimlerden bahsetmişim. Bak altını tekrar ciziyorum özel kuvvetler. Yok ana kuzusuymuş yok şuymuş yok buymuş. Bu nasıl bir zihniyet yahu ne arıyorsun o zaman Afrinde , Cerablusta. Hiç silah verme vatanıda svaunmasınlar aman ayakları taşa falan takılır ana kuzularının.Ben olayı tecrübeli personele getiriyorum sen resmen ajitasyon yapıyorsun. Gına geldi şu polyannacılıgınızdan. 15 yasında çanakkalede cephede hayatını kaybedenlerin kanlarıyla sulandı bu topraklar 20 yasındaki veletin neresi kuzu.  Bu ülkenin uzman cavuş kapasitesi belli para kazanmak isteyen belli ülkelerde paralı askerlik yapabilirden bahsettiğim mevzuyu çekmiş koparmış cidden sohbet fikir falan edilmez burda. bu nedir ya
« Son Düzenleme: 22 Ekim 2018, 19:23:30 Gönderen: Yabgu »
TURK OGUZ BEGLERİ BUDUN EŞİDİN. ÜZE TENGRİ BASMASAR , ASRA YİR TELİNMESER , TÜRK BUDUN , İLİNGİN TÖRÜNGÜN KİM ARTATI UDAÇI ERTİ ?

Çevrimdışı Partikül

  • 2017 Yılın Üyesi
  • DefenceTurk
  • *****
  • İleti: 1555
  • 197
  • DefenceTurk.com
Ynt: Türk - Yunan İlişkileri
« Yanıtla #418 : 22 Ekim 2018, 20:51:22 »
ne yaptın abi sen ya ? Biz 20 yasındaki veleti mi gönderelim diyoruz ? Olayı çarpıtmakta üstünüze yok yemin ediyorum. Olayı nerden almış nereye taşımızsınız yahu . yok çocugu ölüme mi gönderiyor musum yok ana kuzularıymış. Benim bahsettiğim mevzu belli hiç okumadan mı yazdın okjudunda anlamadın mı hala çözemedim. Natoya yaranmak için Kore'ye gönderenler ile benim dediğimin arasındkai farkı bile anlamamışsın.Oraya koca koca harflerle özel kuvvetler sınıfında birimlerden bahsetmişim. Bak altını tekrar ciziyorum özel kuvvetler. Yok ana kuzusuymuş yok şuymuş yok buymuş. Bu nasıl bir zihniyet yahu ne arıyorsun o zaman Afrinde , Cerablusta. Hiç silah verme vatanıda svaunmasınlar aman ayakları taşa falan takılır ana kuzularının.Ben olayı tecrübeli personele getiriyorum sen resmen ajitasyon yapıyorsun. Gına geldi şu polyannacılıgınızdan. 15 yasında çanakkalede cephede hayatını kaybedenlerin kanlarıyla sulandı bu topraklar 20 yasındaki veletin neresi kuzu.  Bu ülkenin uzman cavuş kapasitesi belli para kazanmak isteyen belli ülkelerde paralı askerlik yapabilirden bahsettiğim mevzuyu çekmiş koparmış cidden sohbet fikir falan edilmez burda. bu nedir ya

:)Sen düşüncelerini yazmaya devam et... Fakat Türk askerini ihraç kalemi olarak düşünmen ters geldi. Özel Kuvvet vaya başka bir kuvvet...fark etmez. Özel Kuvvet olsa diyelim; Sudan' a, Nijerya' ya, Afganistan' a gönderip savaştırınca eline ne geçecek? Bakınız burası önemli; Eğitim vermek başka bir şey; bizatihi çatışmaya girmek başka bir şey. Hangi amaç için, kim adına savaşacaksın? Bu mantık; direkt George Soros' un Türkiye' ye biçtiği gömlektir ve tehlikelidir diyorum. Savaşmayı, adam öldürmeyi çok isteyen varsa;  gitsin ''BlackWater'' misali özel görev gücü kursun. Fakat direkt Türk ordusu üzerinden yapılacak iş değildir. Birde bu tarz güvenlik şirketine ihtiyacın olabilmesi için, küresel hedeflerin ve bu hedefleri destekleyecek gücün olması lazım -ki kirli işlerini yaptırabilesin. Hem gücün yok, hemde boyundan büyük işlere bulaşırsan altında kalırsın. İhraç edecek başka kalem mi kalmadı sanki canım!?

Büyük Atatürk' ün dediği gibi; Ulusun hayatı tehlikeye girmedikçe savaş bir cinayettir. O nedenle kızmana gerek yok, Paşam ne diyorsa ben de onu söylüyorum.

Çevrimdışı UYVAR

  • YASAKLI
  • DefenceTurk
  • *
  • İleti: 2045
  • -111
Ynt: Türk - Yunan İlişkileri
« Yanıtla #419 : 22 Ekim 2018, 21:11:01 »
Ordu, asker ihraç kalemi olur mu? Yorum yok. Ama bir ornek vereyim.

Ukrayna, Afganistan'a cok ozel bir gorev gucu gonderdi. İrak'tan savunma ihaleleri aldi. Bilmem anlatabildim mi?
''Başarının sırrı amaca sadakattir.''