Gönderen Konu: Türk - Yunan İlişkileri  (Okunma sayısı 343480 defa)

0 Üye ve 1 Ziyaretçi konuyu incelemekte.

Çevrimdışı Archangel99

  • DefenceTurk
  • *
  • İleti: 1335
  • 187
  • DefenceTurk.com
Ynt: Türk - Yunan İlişkileri
« Yanıtla #1430 : 03 Mayıs 2022, 04:43:26 »
Rusya'ya bakarak bir çıkarımda bulunmak çok sağlıklı olmaz.

Rus ordusu pek açıdan NATO'nun at başı ülkerinden gerek teknoloji, gerekse doktrin olarak fersah fersah geride çıktı. Doğru düzgün gece operasyonu dahi yapamayan bir ülkeden bahsediyoruz.

Kullandıkları mühimmattan taktiğe kadar 30-40 yıl öncesinde kalmış bir ordu Rus Ordusu. Orduyu yöneten komutanların yolsuzluk yaptığı, ordunun içini boşalttığı, generallerin milyonlarca dolar servet yaptığı ordu artık Rus Ordusu. O nedenle Rusya örneğinin bizim açımızdan hiçte doğru ve sağlıklı bir örnek olmadığı kanaatindeyim.

Çevrimdışı Yasar

  • 2021 Yılın Üyesi
  • DefenceTurk
  • *****
  • İleti: 3666
  • 360
  • DefenceTurk.com
Ynt: Türk - Yunan İlişkileri
« Yanıtla #1431 : 03 Mayıs 2022, 09:33:54 »
Benzer dusunceleri Ukrayna - Rusya savasi sonucu icin de yurutmemismiydi bir cogumuz?  " Ben de dahil"

Ancak Dev Rusyanin gucu onunde ,Ukraynanin gucunu tabiri caiz ise kucumsedik. Ukrayna ordusunun yetersiz donanimi,yeterince egitimden noksan oldugu dusuncemiz .Hatta ve hatta kendi deniz kuvvetlerini Ruslara elleri ile teslim etmis bir Ukraynadan bahsetmekte idik. Bir de baktik ki ilk gunlerin sokunun atlatilmasi ile Ukrayna ordusu distan saglanan etkili silah silah sistemleri ,anlik istihbarat yardimi ile koca Rusyaya karsin ulke savunmasinda direnc gostermeyi birakin. Nerede ise  super guce karsi ulkesinin korunmasinda Rusyaya kafa tutmakta.

Ben artik savaslarin savasan ulkelerin baris zamanki  klasik gostergelere bakilarak cantada keklik gorulme zamanin gecmis oldugunu dusunuyorum. Artik olasi degisken denge faktorlerinin de daha agirlikli olarak dusunulme zamanin geldigini dusunuyorum.
+1
Size aynen katılıyorum.
Kendini dev aynasında görüp, karşıdakini küçümsemek en büyük hata olur.
Bizim attığımız her adıma cevap verebilmek için, hatta caydırıcı güç projeksiyonu yaratabilmek için Yunan devamlı yatırım yapıyor.
Ellerindeki, kısıtlı miktarda da olsa, öldürücü ve yıkıcı silah ve mühimmatla bize çok zarar verebilecek durumdalar. Scalp füzelerini önleyebilecek savunma sistemi yok denebilir. F16-V70 modernizasyonları bizden önce bitecek. Biz daha ne zaman başlayacağımızı bile bilmiyoruz. Aesa radarlı Özgür için “Cek-Cak” muhabbeti dışında bir adım atılmadı. Adamlar Rafale’lerini bile teslim almaya başladılar. Biz daha MIUS için motoru bile garantiye almış değiliz. Rafale’ler Meteorlu olarak geliyor. Bu füzelere cevap verecek füzemiz yok.
Alacakları Fransız gemilerine cevap verecek gemilerimizin hala projesi elimizde. I-Sınıfı’nın Mildas sistemi hala hazır değil. Hala kalan 3 geminin üretimine bile başlanmadı. Piri Reis daha teslim edilmedi. Yunan’da 4 adet AIP denizaltı var. Bizim kalan 5 geminin üretimi de Almanlar sayesinde yavaşlamış durumda.
Yunan’ın elindeki Leo-2a6 tanklarına cevap verecek tankımız yok. En gelişmiş tanklarımız M60T-Fırat tankları. Biz daha önümüzdeki yıl, o da birer ikişer adet Altay yapmaya başlayabileceğimizi “tahmin” ediyoruz.
Nicelik olarak üstünlük yetmiyor. Nitelik te de kesin öldürücü bir üstünlük sağlamamız lazım. Savaş tecrübemiz var deyip fazla öz güven de yanlış. Savaş sahasının insanları nasıl etkileyeceği de önemli.
Karşı tarafın, bizim ezici bir üstünlüğe sahip olduğumuzu bilmesi gerekir. Yoksa arkasına kıçıkırık Fransız gibi birilerini alıp devamlı kuyruğu dik tutar.
« Son Düzenleme: 03 Mayıs 2022, 09:36:32 Gönderen: Yasar »

Çevrimdışı metin62

  • 2020 Yılın Üyesi
  • DefenceTurk
  • *****
  • İleti: 2341
  • 183
  • DefenceTurk.com
Ynt: Türk - Yunan İlişkileri
« Yanıtla #1432 : 03 Mayıs 2022, 10:57:07 »
Ne ise bir ara kendimi tam ifade edemedigimi dusunmeye baslamistim ki Sn Yasar ne anlatmaya calistigimi anlamis.

konuyu acarken ki dusuncem ne ordumuzu kucumseyip hasimlarimizi yuceltmek ne de simdiye kadar ordumuzun yakin gecmisten gunumuze kadarki elde etmis oldugu basarilari kucultmek veya elestirmek degil.

Amacim bu gunku savaslarda karsilasabilecegimiz gercek olasiliklara karsi gercekci degerlendirme yapabilmemizin ilerde olasi bir savas durumunda basimizi agritabilecek bir takim kaygilai gidermek ve gerekli onlemlerin alinmasina yardimci olmaktir.

Oncelikle dunden bugunlere neler yaparak geldigimizi bir hatirlamaya calisalim her ne kadar da gecmis olaylar o zaman sartlari cercevesinde degerlendirilmesi gerekiyorsada.

Ordumuzun istirak ettigi Kore savasini saymaz isek en son bir ulke ile savasmisligi 1974 Kibrisa yapilmis olan baris harekatindan ibarettir. 1974 den sonra 1980 lerden itibaren gunumuze kadar gecen sure dahilinde ordumuz ve guvenlik kuvvetlerimiz ic guvenlik harekatlari yaninda sinirli bir alan icerisinde ulke sinirlarimizin hemen disindaki alanlarda da teroristlere karsin anti teror operasyonlari ve asimetrik operasyonlar yapmis ve yapmaktadir.

Yani bir baska deyisle 1974 Baris harekati dahil simdiye kadar gecen sure dahilinde hasimlarimiz ile yapilan carpismalarda nitelik ve nicelik ustunlugu tamami ile lehimize idi. Kibris baris harekatinin ilk safhasi oyle cogumuzun kulaktan dolma veya sonradan ortaya cikan abartili anlatilimlar sekli ile  katiksiz zaferle sonuclanmadi . Evet zafere ulasan taraf bizlerdik ancak bunu elde ederken bircok operasyonel hazirlik hatalari yaninda sahada yapilmis olan hatalar gereginden fazla zayiat ve malzeme kayibina yol acmistir.  " Burada Kibrisi niye ornek olarak veriyorum cunku karsimizdaki RMMO kuvetleri resmi bir kuvvet yapisi idi . RMMO ne hava kuvveti ne de dise sapa gelecek deniz gucu mevcut idi. RMMO Zirhli birlik ve piyade birlik sayisi harekatin  ilk 72 saatinde yani birinci operasyonun son gune kadar basabas guc dengesine sahiptiler.  Bu sartlar altina dusunecek olursak RMMO Girne dahilinde toplamda 10 T34 tankina karsin ki bunlarin 5 sadece faal idi bu 5 T-34 ile cikarma sahiline yapilan karsi taaruzda karsilarinda 15 M48/47 olmasina ragmen dusman batidan cikarma plajina Batidan 600mt  Dogudan ise 300mt kadar yanasabilmistir. Hava kuvvetleri olmayan dusmanin ucaksavar atislari neticesinde ve THK kaza kirimlari dahil tum harekat dahilinde 13 ucagimiz devre disi kalmistir.

Yillardan beri dagda tasta sehirlerimizde, sinir haricimizde yapmakta olan ic guvelik/sinir operasyonlari dahilinde  dusmana alan kaptirmasak da odenilmis olan karsi bedel azimsanamayacak olcudedir. " Asimetrik /gerilla savasi elbette konvansiyonel savaslar gibi degil kendi cercevesi icerisinde degerlendirilir bu seklide degerlendirme yaptigimiz zaman basarili oldugumuza kaniyim.

Ancak ileride olasi bir Turk Yunan savasi ne kibris 1974 ne de ic guvenlik/teror kapsaminda yaptigimiz operasyonlarda elde ettigimiz basarilara gore degerlendirilemeyecek.

Karsimizdaki gucun elinde etkin bir hava gucu olacagi gibi deniz kuvvetleri ve kara kuvetleri de oyle yabana atilacak gibi olmadigini dusunuyorum.  Zaten olasi bir savas durumunde  ana unsur hava gucleri arasinda etkinlik savasi yapilacak. Deniz kuvvetleri arasindaki savas Ege denizinde kisitli olabilir cunku buyuk tonajli gemiler adalar denizinde pek rahat kara konuslu fuzeler tarafindan vurulabilecek olduklarindan pek taraflarca kullanilmak istenmeyecektir.Ulkemize yakin bulunan adalara cikmak ve ele gecirmek buyuk amfibik harekatlar gerektirmeyecek ancak cikacak olan birliklerimiz karsi tarafin gudumlu tanksavar ve cok namlulu toplari doner kanatli sistemlerimiz dusmanin yogun stinger ve benzeri turevi sistemleri nedeni ile kullanilmasi zor olacaktir.
Trakya bolgesinde taraflar karsi hamlelere girisseler de dar alan ve her iki ulke ordularinin yogunlugu nedeni ile etkin olmalari beklenemez.

Yunanlilara ABD,AB tarafindan saglanacak olan istihbarat, akilli muhimmatlar ,hava savunma sistemleri anti tank sistemleri ,elektronik harp desteginin de goz onunde bulundurulmasi gerekligine inaniyorum.  Yani karsimizda oyle birkac atimlik deneyimsiz bir guc bulacagimizi sanmiyorum  bu cercevede planlarimizi ozellikle  Ukrayna savasindaki Ukrayanaya verilmis olan destegi de goz onune alarak hesaplarimizi iyi yapmamiz olasi bir savasta kazanimlarimizi daha az zayiat ile neticelenmesine katki olacagini dusunuyorum.

Çevrimdışı serkan1976

  • 2022 Yılın Üyesi
  • DefenceTurk
  • *****
  • İleti: 7766
  • 458
  • DefenceTurk.com
Ynt: Türk - Yunan İlişkileri
« Yanıtla #1433 : 03 Mayıs 2022, 11:03:50 »
Savaşta kalabalık olmak her zaman üstünlük sağlamaz, gözükara düşmanını küçümseme.

             

Çevrimdışı DoganTuran

  • DefenceTurk
  • *
  • İleti: 630
  • 104
  • DefenceTurk.com
Ynt: Türk - Yunan İlişkileri
« Yanıtla #1434 : 03 Mayıs 2022, 18:46:07 »
Ne ise bir ara kendimi tam ifade edemedigimi dusunmeye baslamistim ki Sn Yasar ne anlatmaya calistigimi anlamis.

konuyu acarken ki dusuncem ne ordumuzu kucumseyip hasimlarimizi yuceltmek ne de simdiye kadar ordumuzun yakin gecmisten gunumuze kadarki elde etmis oldugu basarilari kucultmek veya elestirmek degil.

Amacim bu gunku savaslarda karsilasabilecegimiz gercek olasiliklara karsi gercekci degerlendirme yapabilmemizin ilerde olasi bir savas durumunda basimizi agritabilecek bir takim kaygilai gidermek ve gerekli onlemlerin alinmasina yardimci olmaktir.

Oncelikle dunden bugunlere neler yaparak geldigimizi bir hatirlamaya calisalim her ne kadar da gecmis olaylar o zaman sartlari cercevesinde degerlendirilmesi gerekiyorsada.

Ordumuzun istirak ettigi Kore savasini saymaz isek en son bir ulke ile savasmisligi 1974 Kibrisa yapilmis olan baris harekatindan ibarettir. 1974 den sonra 1980 lerden itibaren gunumuze kadar gecen sure dahilinde ordumuz ve guvenlik kuvvetlerimiz ic guvenlik harekatlari yaninda sinirli bir alan icerisinde ulke sinirlarimizin hemen disindaki alanlarda da teroristlere karsin anti teror operasyonlari ve asimetrik operasyonlar yapmis ve yapmaktadir.

Yani bir baska deyisle 1974 Baris harekati dahil simdiye kadar gecen sure dahilinde hasimlarimiz ile yapilan carpismalarda nitelik ve nicelik ustunlugu tamami ile lehimize idi. Kibris baris harekatinin ilk safhasi oyle cogumuzun kulaktan dolma veya sonradan ortaya cikan abartili anlatilimlar sekli ile  katiksiz zaferle sonuclanmadi . Evet zafere ulasan taraf bizlerdik ancak bunu elde ederken bircok operasyonel hazirlik hatalari yaninda sahada yapilmis olan hatalar gereginden fazla zayiat ve malzeme kayibina yol acmistir.  " Burada Kibrisi niye ornek olarak veriyorum cunku karsimizdaki RMMO kuvetleri resmi bir kuvvet yapisi idi . RMMO ne hava kuvveti ne de dise sapa gelecek deniz gucu mevcut idi. RMMO Zirhli birlik ve piyade birlik sayisi harekatin  ilk 72 saatinde yani birinci operasyonun son gune kadar basabas guc dengesine sahiptiler.  Bu sartlar altina dusunecek olursak RMMO Girne dahilinde toplamda 10 T34 tankina karsin ki bunlarin 5 sadece faal idi bu 5 T-34 ile cikarma sahiline yapilan karsi taaruzda karsilarinda 15 M48/47 olmasina ragmen dusman batidan cikarma plajina Batidan 600mt  Dogudan ise 300mt kadar yanasabilmistir. Hava kuvvetleri olmayan dusmanin ucaksavar atislari neticesinde ve THK kaza kirimlari dahil tum harekat dahilinde 13 ucagimiz devre disi kalmistir.

Yillardan beri dagda tasta sehirlerimizde, sinir haricimizde yapmakta olan ic guvelik/sinir operasyonlari dahilinde  dusmana alan kaptirmasak da odenilmis olan karsi bedel azimsanamayacak olcudedir. " Asimetrik /gerilla savasi elbette konvansiyonel savaslar gibi degil kendi cercevesi icerisinde degerlendirilir bu seklide degerlendirme yaptigimiz zaman basarili oldugumuza kaniyim.

Ancak ileride olasi bir Turk Yunan savasi ne kibris 1974 ne de ic guvenlik/teror kapsaminda yaptigimiz operasyonlarda elde ettigimiz basarilara gore degerlendirilemeyecek.

Karsimizdaki gucun elinde etkin bir hava gucu olacagi gibi deniz kuvvetleri ve kara kuvetleri de oyle yabana atilacak gibi olmadigini dusunuyorum.  Zaten olasi bir savas durumunde  ana unsur hava gucleri arasinda etkinlik savasi yapilacak. Deniz kuvvetleri arasindaki savas Ege denizinde kisitli olabilir cunku buyuk tonajli gemiler adalar denizinde pek rahat kara konuslu fuzeler tarafindan vurulabilecek olduklarindan pek taraflarca kullanilmak istenmeyecektir.Ulkemize yakin bulunan adalara cikmak ve ele gecirmek buyuk amfibik harekatlar gerektirmeyecek ancak cikacak olan birliklerimiz karsi tarafin gudumlu tanksavar ve cok namlulu toplari doner kanatli sistemlerimiz dusmanin yogun stinger ve benzeri turevi sistemleri nedeni ile kullanilmasi zor olacaktir.
Trakya bolgesinde taraflar karsi hamlelere girisseler de dar alan ve her iki ulke ordularinin yogunlugu nedeni ile etkin olmalari beklenemez.

Yunanlilara ABD,AB tarafindan saglanacak olan istihbarat, akilli muhimmatlar ,hava savunma sistemleri anti tank sistemleri ,elektronik harp desteginin de goz onunde bulundurulmasi gerekligine inaniyorum.  Yani karsimizda oyle birkac atimlik deneyimsiz bir guc bulacagimizi sanmiyorum  bu cercevede planlarimizi ozellikle  Ukrayna savasindaki Ukrayanaya verilmis olan destegi de goz onune alarak hesaplarimizi iyi yapmamiz olasi bir savasta kazanimlarimizi daha az zayiat ile neticelenmesine katki olacagini dusunuyorum.

+1

Yunanistan'ın Adalar ve Doğu Akdeniz kışkırtmaları sonucunda çıkacak bir çatışma ve bunun savaşa evirilmesi durumunda, ABD gerek mühimmat, gerekse kullanım olarak Üs ve Dedeağaç üzerinden destek verecektir.

Lafın özü; son haftalarda, bu projeksiyon hava senaryoları, Türk F-16 angajman süresi-manevra-kabiliyet çapları test edilmektedir. Böyle bir durumda da Ukrayna destek yaklaşımı, geliştirilmiş versiyonuyla Ülkemize karşı uygulanacaktır... TSK envanterinin, açıklananlardan ibaret olmadığını... ve kara sınırlarımıza 200-250km. mesafelerde gerçekleşecek böyle bir durumda dahi, nitelik üstünlüğünün TSK'de olacağını düşünmekteyim...
« Son Düzenleme: 03 Mayıs 2022, 19:09:06 Gönderen: DoganTuran »

Çevrimdışı safsata00

  • DefenceTurk
  • *
  • İleti: 53
  • 10
  • DefenceTurk.com
Ynt: Türk - Yunan İlişkileri
« Yanıtla #1435 : 04 Mayıs 2022, 00:47:09 »
Anlaşamıyoruz.

Saydığın tüm olasılıklar, batnın tavrı vs zaten genelde bize karşı böyleydi. Her zaman da böyle olacak. Ancak bu durum var diye sorunlara sessiz kalmak sorunu ortadan kaldırmıyor, aksine büyütüyor.

Daha önce de defalarca dile getirdiğim gibi hava sahamızı ihlal eden Yunan uçağını bir uyarır, ikincisinde düşürürüm. Uluslararası sularda sivil teknelerimize ateş açan Yunan botunu uyarmadan batırırım. Yaptığı kanunsuzluğu ve akibetini, olaynın gerçekleştiği konumu dünya ile paylaşırım. Bütün bunların ardından diplomatik olarak olumlu sonuçlanmayan adalardaki silahların oradan kaldırılması konusunda net bir ültimatom verir ve gereken yapılmazsa oradaki askeri yapıyı yok ederim. Bu tokat onlara en az 30 yıl yeter. Batı Yunanistan için kimseyle savaşa girmez. Tıpkı Ukrayna için Rusya ile savaşa girişmediği gibi. Sadece borç karşılığı Yunana silah verir, bize de ambargo  uygular. Fakat bunu zaten yapıyorlar. Her zaman bir bahane bulup yapmaya da devam edecekler. Bu bizim için bir batalık değil. Zaten süregelen mevcut durum. Bu durumun sağladığı mecburiyet nedeniyle savunma sanayimiz bu kadar kısa sürede gelişti.

NATO hiçbir zaman iki üyesinin birbirleriyle savaşmalarını istemez. Geçmişte istemedi, bugün de istemez. Bunu en son Kardak krizinde gördük. Yunanlıları geri çekilmeye zorlayan bizim kararlılığımız ve bunun bilincinde olan batıydı! Her ne kadar son yıllarda batı Türkiye'ye karşı Yunanistan'la birlikte askeri hareketlenme içerisinde görünse de, bunun nedeni Akdeniz'deki enerji kaynaklaının paylaşımında bize baskı yapmak. Bu son derece uygar devletler, akıllarınca biz barbarlara anlayacağımız dilden konuşmaya çalışıyorlar. Enerji konusunda Rusya'ya bağımlılıktan kurtulmanın yolu Türkiye ile anlaşmaktan geçer. Bunun için de yaptırım uygulamak yerine Yunanistan'ı feda etmeleri gerektiğini anlamalarını sağlamak gerek!

Şartlar bu şekilde devam ederse, mesela Rusya uyanarak içerisine girdiği bataklıktan geri adım atarak çıkabilir. Açık verdiği askeri yetersizlklerini ortadan kaldırmak için zaman kazanır. Ekonomik olarak Batıya enerji akışına engel olabileceğini sanmam. Ama bu seçeneği de kendisine uygulanan yaptırımlara karşı bir tehdit olarak kullanmaya devam eder.

Uzun lafın kısası çıkarlrımız korumak için Batı ambargo uygular, bataklığa çekiliriz vs şeklinde düşünerek sessiz kalmak yerine kararlılığımızı ortaya koymalı ve bunu karşı tarafın iliklerine kadar hissettirmeliyiz. Yoksa hep kaybeden oluruz!

İyi bayramlar...

Öncelikle bende herkezin bayramını en içten dileklerimle kutlarım.

Paylaşımınıza gelirsek,Hocam yazdıklarınızla alakalı bir problem yok.Sıkıntı yazdıklarınızdan sonra belirttiğiniz tepkinin sonuçlarının ne olacağı.

Bir miktar provoke edeyim sizleri su Bayram gununde. ;)

Olmaz olmaz da oluverdi bir sekilde var sayalim. Yunanistan , arkasina aldigi batililarin ve ABD  nin vs gazi ile damarimiza iyice basip savasi patlatti .

Normal beklenti Nato iki uyesinin kapismasini istemez cunku Nato yu catlatabilir. Ancak ne Nato ne de AB beklenilen tepkiyi ortaya koymaz ve bizlerin kapismasina gozlerini kulaklarini tikar.

Savas patladi her iki taraf Ozellikle Egede nisbeten de sair cephelerde carpismaya basladi. Ilk etapta karsilikli olarak her iki ulkenin hava deniz kuvvetleri kapisti ve birbirlerine zayiat verdirmeye basladi. Simdiye kadar  bu forumdaki dusuncemiz savas ister kazayen veya baska bir sekilde ciksa da Savasin kisa surecegine varsayiyoruz. Savasin patlak vermesi ile her iki taraf hava deniz kuvvetleri bir birini hirpalar sonrasinda ise bizler Egede yakin olan adalari isgal ederiz diye dusunuyoruz. Cunku ordumuz Yunan ordusuna gore daha deneyimli  her kalemde nitelik olarak daha iyi durumda olmasa da nicelik olarak daha avantajli oldugunu dusunup. Neticenin lehimize olacagini dusunuyoruz.

Simdi provakitif sorumu soruyorum .
Son Ukrayna Rus savasindaki denkleme gore Yunanistan Turkiyeyi degerlendirsek, neticenin halen lehimize sonunclanacagindan ne kadar emin olabiliriz ?
en önemli sebebi eğitim tecrübe ve stratejik farklar olur.yunanda ne tecrübe ne eğitim var stratejilerini ise ya almanlar ya abd liler kurmakta onlarda 10000 km öteden gelip mevcut koşulları tam anlamıyla kavramaktan çoğu zaman aciz olduklarından sonucu en çok bu sebepler etkileyecektir.
ikinci kısım ise silah sistemleri ve kullanım becerileridir.donanmaları dökülüyor deniz altılarının sadece 5 i iyi durumda.sürdürülebilir savaş kapasiteleri max. 2 gün daha sonra cephane için sağa sola yalvarmaya başlayacaklar.hava  kuvvetlerinde bile nerdeyse her uçağın bir yada 2 kez teçhiz edecek kadar mühimmat stokları var.tabiki kalktıklarında dönecek pist bulabilirlerse.eğer abd direkt müdahil olup bize saldırmazsa savaş 2. günden itibaren bayraktarların kara güçlerini avladığını izlediğimiz videolara dönüşür.denizde denizaltı avlama işi uzun sürebilir. girit dahil tüm adaları bile 3. günde el değiştirmiş olur.

Mesela lokal tepki yerine bu şekil bir savaş olursada,Selçuk un böyle olur diye yukarda anlattığı sonuçlarada katılıyorum.

Analizi biraz daha derinleştirirsem durum daha iyi anlaşılır sanırım.Condoleezza Rice'ın Ortadoğu'da Sınırları Değişecek haritasını hatırlarsınız.35-40 yıllık bir plandan bahsediliyordu.Keza bu planın içinde,Irak tan Suriye ye,Libya dan Katar a,Rusya dan Azerbaycan a,Ukraynadan,Yunanistan ve TÜRKİYE ye kadar bir çok ülkenin olduğu aşikar.

Ben size kabaca bir plan çizeyim ve ona göre çıkarım yapın.Bildiğiniz gibi RUSYA nın en büyük silahı,nükleerden ziyade,petrol ve doğalgaz aracılığıyla AB-ABD yi sıkıştırabilme gücü.Şimdi 2010 lardan başlayarak çevre ülkeleri etkisi altına alan Bahar havasının sonucu ABD nin tam olarak istediği gibi olsa durum ne olacaktı ile başlayalım.

PYD bizim sınırımızı alarak akdenize ulaşacak,K.Irak yönetimindeki bölgenin tüm doğalgaz ve petrol kaynakları bu hat üzerinden Akdenize ulaşacaktı.Ayrıca 2016 darbesi başarılı olduğu için hem TÜRKİYE üzerindende bu hat hazırda olan borularla BATI ya ulaşacak,hemde D.Akdenizdeki kaynaklarında taşınması konusunda bir problem çıkmayacaktı.Ayrıca Azerbaycan hatlarıda sisteme dahil edilecek ve LİBYA da oyunu bozan bir TÜRKİYE olmadığı içinde buranın hem doğalgaz hemde petrol kaynakları hali hazırda İTALYA üzerinden BATI ya taşınacak buna yine TÜRKİYE olmadığı için yönetimi değişecek KATAR ın kaynaklarıda eklenerek şuan RUSYA ya karşı sıkıntı çektikleri yeraltı kaynağı sorunu çözülmüş olacaktı.

Böyle bir durumda enerji sıkıntıları çözülmüş BATI nın şuanki halinden katkat fazla bir güçle RUSYA ya yüklenme imkanının olabileceğini tahmin etmek zor değil.Bu kısımda son hareket ABD nin ADALAR DENİZİ nde tam kontrol sağlayarak KARADENİZ i de kapatması ve tam olarak RUSYA yı boğmasıyla oyun bitecekti.

Şimdi gelelim Yunanistan la ADALAR DENİZİ sorununa ve ABD nin konumuna.

Resmen son dakikada darbeden kurtulan TÜRKİYE nin,SURİYE,IRAK,KARABAĞ,LİBYA,KATAR,D.Akdeniz hattında neler yaptığını anlatmama gerek yok.BATI bu olanlardan sonra,eldekilerle hareket ediyor şuan.ADALAR DENİZİ nin kontrol altına alınmasıda RUSYA nın Karadeniz de boğulması demek.EAST MED rasyonel olmasada ABD ve AB için TÜRKİYE yi sıkıştırma konusunda bir araç olduğundan,neden bu işten çekilmeye başladıkları hususu ciddi soru işareti oluşturuyor haliyle.ADALAR DENİZİ için yaptıkları tehditvari açıklamalarda,buraya özel önem verdiklerini gösteriyor.Şimdi başta LİBYA MEB alanı ve D.Akdeniz için yapmadıkları tehdit kalmayan bu kesimin,bundan vazgeçmesi için ne tür pazarlıklar yaptık,daha düne kadar kanlı bıçaklı olduğumuz SUUD-BAE ikilisiyle birden anlaşmalar imzalamamızıda bu minvarde değerlendirin.Karşılıklı çıkarlarımızı ilgilendiren konularda neler alınıp verildi BATI yla.

Son kertede,BATI nın ADALAR DENİZİ ne odaklanmasıda bu minvalde TÜRKİYE nin pazarlık konusu olarak kullanabileceği yeni bir unsur olabilir diyebiliriz.Üstüne Yunanistan ın yapacağı hertür hareketi çok rahat kendi lehine kullanabilecek pozisyondayken,birden TÜRKİYE nin saldırı yapan taraf görünerek,karşının kullanabileceğ argümanlar vermeside ilginç olur.En basitinden,LİBYA,KATAR,KARABAĞ,IRAK,SURİYE ve D.Akdeniz gibi bölgelerde,gövdesini bile ortaya koyarak,RUSYA-ABD ve AB yi karşısına alıp göstere göstere çok ciddi askeri operasyonlar yapan TÜRKİYE,üstüne AB-ABD tarafı RUSYA ile uğraşırken ADALAR DENİZİ ne neden müdahale etmiyor iyi analiz etmek gerekiyor.Çok daha zor konjonktürlerde,çok daha zor askeri opersyonları çok daha büyük rakiplere rağmen yapan TÜRKİYE nin acaba DALAR DENİZİ ne müdahale konusunda sessiz kalmasının sebebi bir tür pazarlık konusu olduğu için olabilirmi.?


Çevrimdışı serkan1976

  • 2022 Yılın Üyesi
  • DefenceTurk
  • *****
  • İleti: 7766
  • 458
  • DefenceTurk.com
Ynt: Türk - Yunan İlişkileri
« Yanıtla #1436 : 04 Mayıs 2022, 10:27:20 »
Kısa süreli bir Türk-Yunan savaşı ; Hava Kuvvetlerinin yoğun bir çatışmasi şeklinde geçer.

Donanmalar arası çatışma olmaz , donanmalar kıyılara çeklip hava savunması görevi üstlenirler , kimse donanmasının gemilerini riske atmaz. .

Ege kıyı yapısı olan bir denizde filoların denize açılıp birbirine saldiracağı  Midway Muharebesi ,   Kursk Muharebesi tank savaşı gibi birebir çatışma olmaz...
Açılan gemiyi iki taraf da anında batırır. 

Hele ki Ege Adalarını alayım gibi bir toprak alımı-değişmi imkansız oğlu imkansız...Dünya buna izin vermez, kabul etmez...
« Son Düzenleme: 04 Mayıs 2022, 10:35:07 Gönderen: serkan1976 »

Çevrimdışı Gökbörü

  • DefenceTurk
  • *
  • İleti: 1480
  • 135
  • DefenceTurk.com
Ynt: Türk - Yunan İlişkileri
« Yanıtla #1437 : 04 Mayıs 2022, 13:57:29 »
Inceliklerde kaybolmadan, olaya tepeden bakarak baslamakta fayda var derim.

Sizleri bilmiyorum ama bende bu konuda kafa karisikligi var , nereye gidecegimizi bilmeden nasil gidecegimizi tartisiyoruz gibime geliyor

Hedefimlerimiz nedir, bu hedeflere ulasmak icin hangi bedelleri odemeye ragziyiz (ekonomik-siyasi-askeri vs), buradan baslarsak daha saglikli olmaz mi?

1- Mevcut durumu korumak mi istiyoruz ?
2- 12 Adayimi almak istiyoruz?
3- 12 Ada + Girit mi?
4- Kibrisin statusunde bir degisiklik mi istiyoruz?
5- Bati Trakya?
6- Mavi Vatan sinirlarini kabul mu ettirmek istiyoruz
6- Yukaridakilerden hepsimi, bir veya birkac mi?

Hedefimiz ne ise, bunun icin hangi bedeli odemeye haziriz?

Hedefimiz ne olursa olsun ornegin, savasmaya ragzi degilsek, o zaman ya mevcut durumu kabul edecegiz ya da Yunanistanla muzakere edip onlar ne uygun gorurse ona ragzi olacagiz (bence hicbirsey vermezler o ayri)

Bunlarin disinda, eger Yunanistanla savasa girersek bagzi varsayimlari gercek olarak kabul etmemiz lazim;

1- Askeri , siyasi ve ekonomik olarak %100 Destek gorecekler
2- Bir sekilde ambargo yeme ve ekonomik olarak buyuk sikinti cekme ihtimalimiz yuksek
3 - Isgalci ilan edilecegiz
4- Seytanlastirilacagiz

Bu ve bunun gibi yansimalarini aza indirmek ve onlem almak mumkun. Birkac ornek;

1-Dogru konjonkturu bekleyecegiz
2- Istediklerimizi buyuk devletlerin cikarlarina uygun sekilde pazarlayacagiz
3- jeopolitik onemimizi kullacagiz
4- Bizi gozden cikarma gibi bir dusuncenin olusmamasi icin bizim yerimize dusundukleri alternatifleri ortadan kaldiracagiz
5- Savasi siddetli ve hizli sekilde bitirmemiz gerektigini bilip ona gore hazirlik yapacagiz. Yunanistanin en gec iki hafta icerisinde pes edip resmi olarak bizle anlasmasi lazim. Bundan daha uzun suren bir savasa baska guclerin dahil olma ihtimali artar, anlasamazsak isgalci durumuna duseriz. Yunanistan anlasmak zorunda kalirsa ve anlasarak istediklerimizi verirse durum resmiyet kazanir
6- Yunanistan ve Egeyi ucusa yasak bolge ilen edip, girmeye calisani indirecegiz ki ciddiyetimiz anlasilsin, yardimlar gelemesin..

"Dunya kabul etmez" sozunu dogru bulmuyorum.. Kabul etmelerinin cikarlarina hizmet edeceklerine inandiklari anda oyle bir kabul ederler ki..Dunyada artik sinirlar degismiyor sozu hikayedir..son 30 senede kac devlet yikildi, kuruldu bir bakin derim..basari kilifini hazirlamakta..

Zincirin ilk halkasi hedefle basliyor...

Ucakmis, gemiymis, bunlar isin son halkasi...
« Son Düzenleme: 04 Mayıs 2022, 14:01:20 Gönderen: Gökbörü »
What is steel compared to the hand that wields it?

Çevrimdışı mehmet05

  • DefenceTurk
  • *
  • İleti: 1495
  • 134
  • DefenceTurk.com
Ynt: Türk - Yunan İlişkileri
« Yanıtla #1438 : 04 Mayıs 2022, 14:13:50 »
Ağ Merkezli savaşta, ağınızın ulaştığı, tespit ve takip edebileceğiniz, menzil içindeki tüm düşman unsurları hedeftir, nerede, ne olduğu önemli değil. Sadece vurmak maliyet etkin ve avantaj sağlar nitelikte olsun.

Çevrimdışı SKYWOLF

  • SKYWOLF
  • Genel Yetkili
  • DefenceTurk
  • *****
  • İleti: 44315
  • 615
Ynt: Türk - Yunan İlişkileri
« Yanıtla #1439 : 04 Mayıs 2022, 16:09:47 »
Ne ise bir ara kendimi tam ifade edemedigimi dusunmeye baslamistim ki Sn Yasar ne anlatmaya calistigimi anlamis.

konuyu acarken ki dusuncem ne ordumuzu kucumseyip hasimlarimizi yuceltmek ne de simdiye kadar ordumuzun yakin gecmisten gunumuze kadarki elde etmis oldugu basarilari kucultmek veya elestirmek degil.

Amacim bu gunku savaslarda karsilasabilecegimiz gercek olasiliklara karsi gercekci degerlendirme yapabilmemizin ilerde olasi bir savas durumunda basimizi agritabilecek bir takim kaygilai gidermek ve gerekli onlemlerin alinmasina yardimci olmaktir.

Oncelikle dunden bugunlere neler yaparak geldigimizi bir hatirlamaya calisalim her ne kadar da gecmis olaylar o zaman sartlari cercevesinde degerlendirilmesi gerekiyorsada.

Ordumuzun istirak ettigi Kore savasini saymaz isek en son bir ulke ile savasmisligi 1974 Kibrisa yapilmis olan baris harekatindan ibarettir. 1974 den sonra 1980 lerden itibaren gunumuze kadar gecen sure dahilinde ordumuz ve guvenlik kuvvetlerimiz ic guvenlik harekatlari yaninda sinirli bir alan icerisinde ulke sinirlarimizin hemen disindaki alanlarda da teroristlere karsin anti teror operasyonlari ve asimetrik operasyonlar yapmis ve yapmaktadir.

Yani bir baska deyisle 1974 Baris harekati dahil simdiye kadar gecen sure dahilinde hasimlarimiz ile yapilan carpismalarda nitelik ve nicelik ustunlugu tamami ile lehimize idi. Kibris baris harekatinin ilk safhasi oyle cogumuzun kulaktan dolma veya sonradan ortaya cikan abartili anlatilimlar sekli ile  katiksiz zaferle sonuclanmadi . Evet zafere ulasan taraf bizlerdik ancak bunu elde ederken bircok operasyonel hazirlik hatalari yaninda sahada yapilmis olan hatalar gereginden fazla zayiat ve malzeme kayibina yol acmistir.  " Burada Kibrisi niye ornek olarak veriyorum cunku karsimizdaki RMMO kuvetleri resmi bir kuvvet yapisi idi . RMMO ne hava kuvveti ne de dise sapa gelecek deniz gucu mevcut idi. RMMO Zirhli birlik ve piyade birlik sayisi harekatin  ilk 72 saatinde yani birinci operasyonun son gune kadar basabas guc dengesine sahiptiler.  Bu sartlar altina dusunecek olursak RMMO Girne dahilinde toplamda 10 T34 tankina karsin ki bunlarin 5 sadece faal idi bu 5 T-34 ile cikarma sahiline yapilan karsi taaruzda karsilarinda 15 M48/47 olmasina ragmen dusman batidan cikarma plajina Batidan 600mt  Dogudan ise 300mt kadar yanasabilmistir. Hava kuvvetleri olmayan dusmanin ucaksavar atislari neticesinde ve THK kaza kirimlari dahil tum harekat dahilinde 13 ucagimiz devre disi kalmistir.

Yillardan beri dagda tasta sehirlerimizde, sinir haricimizde yapmakta olan ic guvelik/sinir operasyonlari dahilinde  dusmana alan kaptirmasak da odenilmis olan karsi bedel azimsanamayacak olcudedir. " Asimetrik /gerilla savasi elbette konvansiyonel savaslar gibi degil kendi cercevesi icerisinde degerlendirilir bu seklide degerlendirme yaptigimiz zaman basarili oldugumuza kaniyim.

Ancak ileride olasi bir Turk Yunan savasi ne kibris 1974 ne de ic guvenlik/teror kapsaminda yaptigimiz operasyonlarda elde ettigimiz basarilara gore degerlendirilemeyecek.

Karsimizdaki gucun elinde etkin bir hava gucu olacagi gibi deniz kuvvetleri ve kara kuvetleri de oyle yabana atilacak gibi olmadigini dusunuyorum.  Zaten olasi bir savas durumunde  ana unsur hava gucleri arasinda etkinlik savasi yapilacak. Deniz kuvvetleri arasindaki savas Ege denizinde kisitli olabilir cunku buyuk tonajli gemiler adalar denizinde pek rahat kara konuslu fuzeler tarafindan vurulabilecek olduklarindan pek taraflarca kullanilmak istenmeyecektir.Ulkemize yakin bulunan adalara cikmak ve ele gecirmek buyuk amfibik harekatlar gerektirmeyecek ancak cikacak olan birliklerimiz karsi tarafin gudumlu tanksavar ve cok namlulu toplari doner kanatli sistemlerimiz dusmanin yogun stinger ve benzeri turevi sistemleri nedeni ile kullanilmasi zor olacaktir.
Trakya bolgesinde taraflar karsi hamlelere girisseler de dar alan ve her iki ulke ordularinin yogunlugu nedeni ile etkin olmalari beklenemez.

Yunanlilara ABD,AB tarafindan saglanacak olan istihbarat, akilli muhimmatlar ,hava savunma sistemleri anti tank sistemleri ,elektronik harp desteginin de goz onunde bulundurulmasi gerekligine inaniyorum.  Yani karsimizda oyle birkac atimlik deneyimsiz bir guc bulacagimizi sanmiyorum  bu cercevede planlarimizi ozellikle  Ukrayna savasindaki Ukrayanaya verilmis olan destegi de goz onune alarak hesaplarimizi iyi yapmamiz olasi bir savasta kazanimlarimizi daha az zayiat ile neticelenmesine katki olacagini dusunuyorum.


En iyisi şöyle anlatayım: Her zaman dile getirdiğim, eskiden bize karşı ses çıkarmaya bile cesaret edemeyen yunanı bugünkü cüretkar hale getiren bizim vurdumduymazlığmız. Yunanı görmezden gelip tüm enerjimizi teröre ve iç siyasete harcamamız. Biz dış baskılar, ekonomik sorunlar, siyaset ve terör sorunlarıyla uğraşıp kendi ayaklarımız üzerinde durmaya çalışırken Yunanın yegane ülküsü hiç değişmedi. ekonomik olarak batma noktasına gelmelerinin nedeni bu olduğu halde ısrarla Türk düşmanlığından vazgeçmediler. Ne Batı, ne Rusya vs bizim için Yunan kadar uzun vadeli ve savit fikirli düşman olamadılar.

Biz son yıllarda yerli savunma sanayimizi güçlendirirken Yunanlılar da boş durmayıp askeri olarak bize denk olmaya gayret ettiler. Güçlendikçe ve biz görmezden geldikçe dha da şımardılar. Buna ek olarak bizim dış siyasetimizdeki yanlış hamleleri çok iyi değerlendirerek Akdeniz'deki enerji kaynaklarının paylaşımı konusunda bize karşı güçlü yapılandırmalar sağlamayı da başardılar. Buraya kadar başardıkları bundan sonrası için yapmak istediklerinde ne kadar kararlı olduklarını ortaya koyuyor.

Biz de eskiden onların topraklarımız üzerindeki emellerine karşı kararlı duruşumuzla engel oluyorduk. Taviz vermiyorduk!

Şimdi ise ne yapıyoruz? Mesela Yunan botları sivil balıkçı teknelerimize ULUSLARARASI SULARDA ateş açarak vatandaşlarımız katlediyor. Sadece kınıyoruz! Arada ısrada tatbikatlar yapıyoruz ve ki onlar artık caydırıcı değiller. Halen farkında değiliz! Silahsız olması gereken adalarda siyasi ve askeri erkan boy boy pozlar veriyor. Halen ciddi bir girişimde bulunmuyoruz! Her fırsatta bize karşı düşmanlıklarını ortaya koyuyorlar ve biz sadece söylemde kalıyoruz. Eyleme geçen var mı? Eyleme geçmedikçe birşeylerin değişeceğini uman var mı?

Yunanlıların Rafale uçakları meteor füzeleri varmış. Belharra fırkateynleri varmış. ABD Dedeaağaçtan destek sağlayacakmış. Scalp füzeleri varmış ki Suriye'de S200 sistemleri ile imha edildi çoğu vs...

Açık ne net söylüyorum:

Bunca yıldır süren gerilim ve sorunlara rağmen verdiğimiz tavizler nedeniyle Yunanlılar artık çok cüretkar davranıyorlar. Devleti başında ben olsam asla taviz vermem. Mesela Ege üzerinde sürekli SİHA'larla gözlem yaparım.  Yunan askeri deniz unsurlarından herhangi biri uluslararası sularda bizim sivil gemileri taciz ettiği, ateş açtığı anda vururum. Uyarıda bile bulunmam!

Silahlandırılması gereken adalar hakkında çok kısa sürede çok net diplomatik girişimleri tamamlar ve sonrasında 24 saat süre veririm. Ya o adalar anlaşmalara uygun şekilde silahlardan temizlenir ya da biz gerekeni yapıp temizleri şeklinde sert bir ültimatom veriririm. 24 saatin sonunda istediğim yapılmazsa o adalarda silah olarak kullanılacak çatal bile bırakmam!



Farkındaysanız bunları uluslararası hukuka uygun olarak yaparım ve KARARLILIĞIMI ortaya koyarım. Bu aşamadan sonra bizimle topyekün savaşa cesaret edeblen varsa buyursun gelsin! Bu o noktadan sonra onların kararı olur. O sorumluluğu alabilecek yürekleri olduğunu hiç sanmıyorum.

Genel bir savaşa cesaret ederlerse ne olur peki? Sizlerin düşündüğü şekilde karşı tarafı küçümsüyor muyuz? Yoksa klasik savaş mantığından günümüz şartlarına göre yapılandırmakta olduğumuz ordumuz Yunan ve arkasındakiler karşısında aciz mi kalır? Herhangi bir savaş durumunda bütün eksiklerimiz kısa süre içerisinde giderilebilir mi? Mesela MİUS için hızlam motor geliştirip seri üretime geçirilebilir mi? İnsansız hava ve deniz sistemlerimiz Ege denizini cehenneme çevirebilir mi? Geliştirdğimiz seyir füzeleri Yunan askeri üslerini kullanımdışı bırakabilir mi? Kara savaşına cesaret edebilecek bir Yunan ordusunun Rus ordusunun Ukrayna'daki halinden daha iyi durumda olabileceğini düşünen var mı?

Kararlılığımızı ortaya koyup birilerine hadlerini bildrelim mi? Yoksa armudun sapı, üzümün çöpü diyerek şımarmalrına göz yumup tepemize çıkmalarına izin mi verelim?

İnsanlık olarak genel durumumuz bu...

Error 404 (Not Found)!!1
ADALETİN OLMADIĞI YERDE NE SAYGI KALIR, NE DE DÜZEN! ADALETİN OLMADIĞI YER YIKILMAYA MAHKUMDUR! DÜRÜSTLÜK BENİM KARAKTERİMDİR! BEN ŞEREFİM İÇİN YAŞAR, ŞEREFİM İÇİN ÖLÜRÜM. MUHTAÇ OLDUĞUM KUDRET DAMARLARIMDAKİ ASİL KANDA MEVCUTTUR.
SKYWOLF...DefenceTurk.com