Anlaşamıyoruz.
Saydığın tüm olasılıklar, batnın tavrı vs zaten genelde bize karşı böyleydi. Her zaman da böyle olacak. Ancak bu durum var diye sorunlara sessiz kalmak sorunu ortadan kaldırmıyor, aksine büyütüyor.
Daha önce de defalarca dile getirdiğim gibi hava sahamızı ihlal eden Yunan uçağını bir uyarır, ikincisinde düşürürüm. Uluslararası sularda sivil teknelerimize ateş açan Yunan botunu uyarmadan batırırım. Yaptığı kanunsuzluğu ve akibetini, olaynın gerçekleştiği konumu dünya ile paylaşırım. Bütün bunların ardından diplomatik olarak olumlu sonuçlanmayan adalardaki silahların oradan kaldırılması konusunda net bir ültimatom verir ve gereken yapılmazsa oradaki askeri yapıyı yok ederim. Bu tokat onlara en az 30 yıl yeter. Batı Yunanistan için kimseyle savaşa girmez. Tıpkı Ukrayna için Rusya ile savaşa girişmediği gibi. Sadece borç karşılığı Yunana silah verir, bize de ambargo uygular. Fakat bunu zaten yapıyorlar. Her zaman bir bahane bulup yapmaya da devam edecekler. Bu bizim için bir batalık değil. Zaten süregelen mevcut durum. Bu durumun sağladığı mecburiyet nedeniyle savunma sanayimiz bu kadar kısa sürede gelişti.
NATO hiçbir zaman iki üyesinin birbirleriyle savaşmalarını istemez. Geçmişte istemedi, bugün de istemez. Bunu en son Kardak krizinde gördük. Yunanlıları geri çekilmeye zorlayan bizim kararlılığımız ve bunun bilincinde olan batıydı! Her ne kadar son yıllarda batı Türkiye'ye karşı Yunanistan'la birlikte askeri hareketlenme içerisinde görünse de, bunun nedeni Akdeniz'deki enerji kaynaklaının paylaşımında bize baskı yapmak. Bu son derece uygar devletler, akıllarınca biz barbarlara anlayacağımız dilden konuşmaya çalışıyorlar. Enerji konusunda Rusya'ya bağımlılıktan kurtulmanın yolu Türkiye ile anlaşmaktan geçer. Bunun için de yaptırım uygulamak yerine Yunanistan'ı feda etmeleri gerektiğini anlamalarını sağlamak gerek!
Şartlar bu şekilde devam ederse, mesela Rusya uyanarak içerisine girdiği bataklıktan geri adım atarak çıkabilir. Açık verdiği askeri yetersizlklerini ortadan kaldırmak için zaman kazanır. Ekonomik olarak Batıya enerji akışına engel olabileceğini sanmam. Ama bu seçeneği de kendisine uygulanan yaptırımlara karşı bir tehdit olarak kullanmaya devam eder.
Uzun lafın kısası çıkarlrımız korumak için Batı ambargo uygular, bataklığa çekiliriz vs şeklinde düşünerek sessiz kalmak yerine kararlılığımızı ortaya koymalı ve bunu karşı tarafın iliklerine kadar hissettirmeliyiz. Yoksa hep kaybeden oluruz!
İyi bayramlar...
Öncelikle bende herkezin bayramını en içten dileklerimle kutlarım.
Paylaşımınıza gelirsek,Hocam yazdıklarınızla alakalı bir problem yok.Sıkıntı yazdıklarınızdan sonra belirttiğiniz tepkinin sonuçlarının ne olacağı.
Bir miktar provoke edeyim sizleri su Bayram gununde.
Olmaz olmaz da oluverdi bir sekilde var sayalim. Yunanistan , arkasina aldigi batililarin ve ABD nin vs gazi ile damarimiza iyice basip savasi patlatti .
Normal beklenti Nato iki uyesinin kapismasini istemez cunku Nato yu catlatabilir. Ancak ne Nato ne de AB beklenilen tepkiyi ortaya koymaz ve bizlerin kapismasina gozlerini kulaklarini tikar.
Savas patladi her iki taraf Ozellikle Egede nisbeten de sair cephelerde carpismaya basladi. Ilk etapta karsilikli olarak her iki ulkenin hava deniz kuvvetleri kapisti ve birbirlerine zayiat verdirmeye basladi. Simdiye kadar bu forumdaki dusuncemiz savas ister kazayen veya baska bir sekilde ciksa da Savasin kisa surecegine varsayiyoruz. Savasin patlak vermesi ile her iki taraf hava deniz kuvvetleri bir birini hirpalar sonrasinda ise bizler Egede yakin olan adalari isgal ederiz diye dusunuyoruz. Cunku ordumuz Yunan ordusuna gore daha deneyimli her kalemde nitelik olarak daha iyi durumda olmasa da nicelik olarak daha avantajli oldugunu dusunup. Neticenin lehimize olacagini dusunuyoruz.
Simdi provakitif sorumu soruyorum .
Son Ukrayna Rus savasindaki denkleme gore Yunanistan Turkiyeyi degerlendirsek, neticenin halen lehimize sonunclanacagindan ne kadar emin olabiliriz ?
en önemli sebebi eğitim tecrübe ve stratejik farklar olur.yunanda ne tecrübe ne eğitim var stratejilerini ise ya almanlar ya abd liler kurmakta onlarda 10000 km öteden gelip mevcut koşulları tam anlamıyla kavramaktan çoğu zaman aciz olduklarından sonucu en çok bu sebepler etkileyecektir.
ikinci kısım ise silah sistemleri ve kullanım becerileridir.donanmaları dökülüyor deniz altılarının sadece 5 i iyi durumda.sürdürülebilir savaş kapasiteleri max. 2 gün daha sonra cephane için sağa sola yalvarmaya başlayacaklar.hava kuvvetlerinde bile nerdeyse her uçağın bir yada 2 kez teçhiz edecek kadar mühimmat stokları var.tabiki kalktıklarında dönecek pist bulabilirlerse.eğer abd direkt müdahil olup bize saldırmazsa savaş 2. günden itibaren bayraktarların kara güçlerini avladığını izlediğimiz videolara dönüşür.denizde denizaltı avlama işi uzun sürebilir. girit dahil tüm adaları bile 3. günde el değiştirmiş olur.
Mesela lokal tepki yerine bu şekil bir savaş olursada,Selçuk un böyle olur diye yukarda anlattığı sonuçlarada katılıyorum.
Analizi biraz daha derinleştirirsem durum daha iyi anlaşılır sanırım.Condoleezza Rice'ın Ortadoğu'da Sınırları Değişecek haritasını hatırlarsınız.35-40 yıllık bir plandan bahsediliyordu.Keza bu planın içinde,Irak tan Suriye ye,Libya dan Katar a,Rusya dan Azerbaycan a,Ukraynadan,Yunanistan ve TÜRKİYE ye kadar bir çok ülkenin olduğu aşikar.
Ben size kabaca bir plan çizeyim ve ona göre çıkarım yapın.Bildiğiniz gibi RUSYA nın en büyük silahı,nükleerden ziyade,petrol ve doğalgaz aracılığıyla AB-ABD yi sıkıştırabilme gücü.Şimdi 2010 lardan başlayarak çevre ülkeleri etkisi altına alan Bahar havasının sonucu ABD nin tam olarak istediği gibi olsa durum ne olacaktı ile başlayalım.
PYD bizim sınırımızı alarak akdenize ulaşacak,K.Irak yönetimindeki bölgenin tüm doğalgaz ve petrol kaynakları bu hat üzerinden Akdenize ulaşacaktı.Ayrıca 2016 darbesi başarılı olduğu için hem TÜRKİYE üzerindende bu hat hazırda olan borularla BATI ya ulaşacak,hemde D.Akdenizdeki kaynaklarında taşınması konusunda bir problem çıkmayacaktı.Ayrıca Azerbaycan hatlarıda sisteme dahil edilecek ve LİBYA da oyunu bozan bir TÜRKİYE olmadığı içinde buranın hem doğalgaz hemde petrol kaynakları hali hazırda İTALYA üzerinden BATI ya taşınacak buna yine TÜRKİYE olmadığı için yönetimi değişecek KATAR ın kaynaklarıda eklenerek şuan RUSYA ya karşı sıkıntı çektikleri yeraltı kaynağı sorunu çözülmüş olacaktı.
Böyle bir durumda enerji sıkıntıları çözülmüş BATI nın şuanki halinden katkat fazla bir güçle RUSYA ya yüklenme imkanının olabileceğini tahmin etmek zor değil.Bu kısımda son hareket ABD nin ADALAR DENİZİ nde tam kontrol sağlayarak KARADENİZ i de kapatması ve tam olarak RUSYA yı boğmasıyla oyun bitecekti.
Şimdi gelelim Yunanistan la ADALAR DENİZİ sorununa ve ABD nin konumuna.
Resmen son dakikada darbeden kurtulan TÜRKİYE nin,SURİYE,IRAK,KARABAĞ,LİBYA,KATAR,D.Akdeniz hattında neler yaptığını anlatmama gerek yok.BATI bu olanlardan sonra,eldekilerle hareket ediyor şuan.ADALAR DENİZİ nin kontrol altına alınmasıda RUSYA nın Karadeniz de boğulması demek.EAST MED rasyonel olmasada ABD ve AB için TÜRKİYE yi sıkıştırma konusunda bir araç olduğundan,neden bu işten çekilmeye başladıkları hususu ciddi soru işareti oluşturuyor haliyle.ADALAR DENİZİ için yaptıkları tehditvari açıklamalarda,buraya özel önem verdiklerini gösteriyor.Şimdi başta LİBYA MEB alanı ve D.Akdeniz için yapmadıkları tehdit kalmayan bu kesimin,bundan vazgeçmesi için ne tür pazarlıklar yaptık,daha düne kadar kanlı bıçaklı olduğumuz SUUD-BAE ikilisiyle birden anlaşmalar imzalamamızıda bu minvarde değerlendirin.Karşılıklı çıkarlarımızı ilgilendiren konularda neler alınıp verildi BATI yla.
Son kertede,BATI nın ADALAR DENİZİ ne odaklanmasıda bu minvalde TÜRKİYE nin pazarlık konusu olarak kullanabileceği yeni bir unsur olabilir diyebiliriz.Üstüne Yunanistan ın yapacağı hertür hareketi çok rahat kendi lehine kullanabilecek pozisyondayken,birden TÜRKİYE nin saldırı yapan taraf görünerek,karşının kullanabileceğ argümanlar vermeside ilginç olur.En basitinden,LİBYA,KATAR,KARABAĞ,IRAK,SURİYE ve D.Akdeniz gibi bölgelerde,gövdesini bile ortaya koyarak,RUSYA-ABD ve AB yi karşısına alıp göstere göstere çok ciddi askeri operasyonlar yapan TÜRKİYE,üstüne AB-ABD tarafı RUSYA ile uğraşırken ADALAR DENİZİ ne neden müdahale etmiyor iyi analiz etmek gerekiyor.Çok daha zor konjonktürlerde,çok daha zor askeri opersyonları çok daha büyük rakiplere rağmen yapan TÜRKİYE nin acaba DALAR DENİZİ ne müdahale konusunda sessiz kalmasının sebebi bir tür pazarlık konusu olduğu için olabilirmi.?