Gönderen Konu: Türk - Yunan İlişkileri  (Okunma sayısı 342638 defa)

0 Üye ve 2 Ziyaretçi konuyu incelemekte.

Çevrimdışı serkan1976

  • 2022 Yılın Üyesi
  • DefenceTurk
  • *****
  • İleti: 7735
  • 457
  • DefenceTurk.com
Ynt: Türk - Yunan İlişkileri
« Yanıtla #1320 : 28 Eylül 2021, 19:35:38 »
Silahlı kuvvetlerin etkinliği olarak Yunanistan'ın bizden üstün yönleri nelerdir?

Çevrimdışı metin62

  • 2020 Yılın Üyesi
  • DefenceTurk
  • *****
  • İleti: 2340
  • 182
  • DefenceTurk.com
Ynt: Türk - Yunan İlişkileri
« Yanıtla #1321 : 28 Eylül 2021, 20:51:56 »
Silahlı kuvvetlerin etkinliği olarak Yunanistan'ın bizden üstün yönleri nelerdir?

Benden deneyimli ve daha donanimli arkadaslar var bu soruya cevap verebilecek. Ben Yunanistanin silahli kuvetlerinin elinde bulunan kara hava deniz platformlarinin bizim elimizdeki sistemlere gore bir cogu daha yeni.
Yunan ordusu kanimca yabana atilacak bir guc degil . TSK ya karsin nihayi  bir zafer elde edemeyecek gucte olsa da  tehdit ve basimizi agritabilecek bir guc oldugu kanisindayim.

Çevrimdışı Archangel99

  • DefenceTurk
  • *
  • İleti: 1335
  • 187
  • DefenceTurk.com
Ynt: Türk - Yunan İlişkileri
« Yanıtla #1322 : 28 Eylül 2021, 23:17:12 »
Yunanistan iplerini çoktan kaybetti. ABD geldi ülkesinde büyük bir askeri üs kuruyor. Fransa desen adamları besili inek gibi sağdıkça sağdılar. Yunanistan'ın başka şansı yok. Adamlara sürekli bak Türkiye gittikçe güçleniyor. Her gün yeni ürün tanıtıyor, envanterine ekliyor. Senin üretecek gücün, teknolojin yok. Gel al yoksa Türkiye seni işgal eder diyor. Adamlar da sürekli milyarlık alımlar yapıyor.

Katılıyorum, Yunanistan yabana atılacak bir ülke değil. Ama gözümüzde çok büyütüp korkulacak bir ülke ise hiç değil. Doğru düzgün bir harp tecrübesi yok. Sıcak savaşa girmişliği yok, harbe hazırlık konusunda tecrübesi bizimle kıyaslanamayacak düzeyde.

Bizim 10 yıla ihtiyacımız var. Bu 10 yılı sıcak bir çatışma içine girmeden atlatırsak, (Sınır ötesi operasyonları ayrı tutuyorum) değil Yunanistan kralı bile bize yan gözle bakamaz. Avrupa'da karşımızda duracak bir askeri güç kalmaz. Ada Sınıfı korvetlerin yanı sıra İ Sınıfı fırkateynler yolda. TF-2000'de kızağa konulacak. Uzun menzilli milli HSS'ler gelecek. Öte yandan MMU, MİUS ve Hürjet planlanan takvimde envantere girerse Yunanistan, Çin'in komşusu Moğolistan gibi kalır yanımızda.

Kısaca bu 10 yılı çok dikkatli şekilde planlamalı ve adımlarımızı titizlikle atmalıyız. Adeta bir cerrahın ameliyat yaptığı nizamda davranmamız şart. Eski hataları tekrarlamamamız ivedi. Bunu başarırsak ki inşallah başaracağız zira başka şansımız yok. İşte o gün gerçekten tam anlamıyla bağımsız ve kudretli bir Türkiye'de yaşamaya başlayacağız.

Yunanistan'a gelirsek; Önümüzdeki 10 yılı düşündüğümüz şekilde sorunsuz ve hasarsız atlatmayı başarır isek aramızdaki görece soğuk savaşı kaybetmiş ve Türkiye'ye cevap veremeyeceğini anlamış olacak. Bizim sahip olduğumuz bilgi birikimi neredeyse 50 yıllık. Onların ise henüz buna ulaşacak bir kapasitesi yok. Milyarları dışarı akıtarak başarılı olunmayacağını tarih defalarca göstermiştir. İşte ondan sonra kaybettiğini kendisi de anlayacak. Hazır alımlarla, başkalarının kulu olarak varlığını sürdürmekle bir yere varamayacağını anlayacak. 10 yıl sonra Türkiye'nin nüfusu tahmini 93-94 milyon olacak. Yunanistan'ın artsa arta 1 milyon artar. 94 milyonluk ülkeye karşı 12 milyonluk ülkenin de esamesi okunmaz.

Biraz sabredip çok çalışacağız, az konuşacağız. Sonrası zaten kendiliğinden gelecek. Yunanistan ıslak rüyalarından yakında uyanacak.

Çevrimdışı OKÇULAR

  • Site Yetkilisi
  • DefenceTurk
  • *****
  • İleti: 736
  • 84
Ynt: Türk - Yunan İlişkileri
« Yanıtla #1323 : 29 Eylül 2021, 11:16:20 »
Doğru düzgün bir harp tecrübesi yok. Sıcak savaşa girmişliği yok, harbe hazırlık konusunda tecrübesi bizimle kıyaslanamayacak düzeyde.

II dünya savaşında italyanlara kök söktürdüler
DÜNYADA BÜTÜN GERCEKLER 3 MERHALEDEN GECER.
1. iLK BAŞLARDA HAFİFE ALINIR ÖNEMSENMEZ
2. ARKASINDAN ŞİDDETLİ BİR DİRENİŞ VE BASKIYA UĞRAR.
3. EN SON TAM BİR DOĞRU OLARAK KABUL EDİLİR..

Çevrimdışı fırtına06

  • Site Yetkilisi
  • DefenceTurk
  • *****
  • İleti: 5018
  • 231
  • DefenceTurk.com
Ynt: Türk - Yunan İlişkileri
« Yanıtla #1324 : 29 Eylül 2021, 11:57:33 »
Doğru düzgün bir harp tecrübesi yok. Sıcak savaşa girmişliği yok, harbe hazırlık konusunda tecrübesi bizimle kıyaslanamayacak düzeyde.

II dünya savaşında italyanlara kök söktürdüler
 

Kurtuluş savaşında da İngilizlerin gazına gelip bizi işgal ederek saldırmaya kalktılar sonları denize dökülmek oldu...

Çevrimdışı Gökbörü

  • DefenceTurk
  • *
  • İleti: 1479
  • 135
  • DefenceTurk.com
Ynt: Türk - Yunan İlişkileri
« Yanıtla #1325 : 29 Eylül 2021, 14:41:42 »
Yunanistan ile olan "yaris" ya da "mucadelemizde" ne hefelemekteyiz, onu kararlastirmak lazim..

Gorudugum kadariyla Secenekleri ozetleleyim;

1- Statukoyu korumak: Yunanistanin tezlerine karsi kendi tezlerimizi anlatmak. Zaman zaman gorusmek, zaman zaman sahada boy gostermek. Birsey kazanmamak, birsey kaybetmemek. Bu secenekte bence Yunanistan kazaniyor cunku Turkiye-Yunanistan karsilastirmasi yaparsan, her alanda Turkiye daha baskinken iYunanistan istediklerini aliyor. "Eski tas eski hamam"...100 senedir boyle 100 sene devam eder derim bu yol secilirse. Karabagda 30 seneir konusuluyordu, sonunda statukoyu degistiren diplomasi degil kuvvet oldu..

Bu secenek icin, kuvvet olarak caydiriciligimizi ciddi sekilde zedeleyecek birsey olmadigi surece Yunanistanin ne aldigi ne sattigi bizi ilgilendirmez derim

2- "Mavi Vatan"'i fiili olarak, gerekirse carpisarak kurmak:

Bunun dogrultusunda strateji ve plan kurup uygulamaya gecmek.

Bunun icin kuvvetimiz yeterlimidir, bu tartismaya acik bir konu. Orta-uzun soluklu ve bas basa kalacagimiz bir mucalede fazlasiyla yeter, ama bu sans karisimiza cikar mi orasi tartisilir.

Her zaman yazarim, Yunanistan sadece Yunanistan degildir. Ne kadar borclandiklari, ekonomilerinin durumu, silahlari nereden aldiklari ve bagimliliklari birsey ifade etmez. Cuval dolusu para ve silahli hibe hibe alirlar..bir bakmissin ne Wagner, Blackrock vs ne kadar parali asker varsa Yunanistan saflarina katilmis..vs vs vs

Yarin birgun bir carpisma olursa, buyuk devletler devreye girmeden en fazla bir hafta vaktimiz olacak, ve bu bir hafta icerisinde cok buyuk bir darbe indirip yunanistandan masada buyuk tavizler koparacak sekilde bir zafer kazanmamiz lazim. Karabag gibi 40 kusur gun inanin savastirmazlar, fiilen devreye bile girebilirler. Diplomasi, Yunanistan ile yapilmaz, AB-ABD-Rusya ile yapilir, onlarla anlasilirsa Yunanistanin ne dedigi hikaye kalir..

3- "Gormezden gelmek":

AB, Bati ile iliskilerimiz bozulmasin, basimiza bela almayalim, mevzu cikmasin, haklarimizdan vazgecmeyelim ama oldu bitti lere fazla ses cikarmayalim, nasil olsa gerekirse cok zorlanirsak 2 gunde geri aliriz tarzinda bir yaklasim ile oturmak. Bunun karsiliginda da baska alanlarda bize daha fazla avantaj saglanmasini beklemek.

Utaniyorum yazmaya ama bur da bir secenek. Bunun icin bunyeyi fazla zorlamaya gerek yok zaten hicbirsey yapmasakta olur :)

« Son Düzenleme: 29 Eylül 2021, 15:12:45 Gönderen: Gökbörü »
What is steel compared to the hand that wields it?

Çevrimdışı serkan1976

  • 2022 Yılın Üyesi
  • DefenceTurk
  • *****
  • İleti: 7735
  • 457
  • DefenceTurk.com
Ynt: Türk - Yunan İlişkileri
« Yanıtla #1326 : 29 Eylül 2021, 17:29:37 »
Bize 10 yıl lazım. Sonrası tufan...
Hep söylüyorum ben Yunanistan olsam Türkiye ile iyi geçinirim.Taşıma suyuyla, konjonktürel dış destekle bir yere kadar dayanırlar...

Biz Pers'lere benzemeyiz...10 yıl sonra uçak,gemi,tank,füze vb yerli platformlarımiz da olacak bize kimse höst çekmeyecek, o zaman ne yapacaklar görürüz ..



Çevrimdışı Archangel99

  • DefenceTurk
  • *
  • İleti: 1335
  • 187
  • DefenceTurk.com
Ynt: Türk - Yunan İlişkileri
« Yanıtla #1327 : 29 Eylül 2021, 23:08:21 »
Yunan medyasının haberine göre fırkateyn anlaşması tamam ama korvet anlaşması henüz resmiyete dökülmemiş. Yunanistan, korvetlerin Yunanistan'da inşa edilmesini şart koşuyormuş. Fransa ile görüşmeler devam ediyormuş.

Çok şükür kendi korvetimiz üretiyor üstüne bir de ihraç ediyoruz.

Yunanlılar bu gemiler çok pahalı ama almak zorundayız çünkü Türkiye kendi gemilerini inşa ediyor diyor. Yunan olsam ki çok şükür değilim  ;D Ulan adamlar kendi gemilerini üretiyor biz gidip elaleme para bayılıp alıyoruz derdim. Taşıma su ile değirmen asla dönmez. Hele kritik dönemlerde, olası bir savaş riskinin olduğu dönemde ülkeler öncelikle kendisi için üretir. Çok şükür bu konuda gayet iyi noktalara geldik.

Yukarıda da dediğim gibi önümüzde kabaca bir 10 yıllık dönem var. Bu 10 yıllık dönemde gereksiz saçmalıklar yapmaz, durumu iyi idare edersek Türkiye savunma sanayi konusunda bir marka olacak ve A'dan Z'ye her şeyimizi üretiyor olacağız. Yunanistan asla bu seviyeye gelemez. İstese de olamaz. O kadar küçük nüfusa sahip bir ülke için biz gibi olabilmek hayaldir.

Çevrimdışı Gökbörü

  • DefenceTurk
  • *
  • İleti: 1479
  • 135
  • DefenceTurk.com
Ynt: Türk - Yunan İlişkileri
« Yanıtla #1328 : 30 Eylül 2021, 11:04:17 »
Bize 10 yıl lazım. Sonrası tufan...
Hep söylüyorum ben Yunanistan olsam Türkiye ile iyi geçinirim.Taşıma suyuyla, konjonktürel dış destekle bir yere kadar dayanırlar...

Biz Pers'lere benzemeyiz...10 yıl sonra uçak,gemi,tank,füze vb yerli platformlarımiz da olacak bize kimse höst çekmeyecek, o zaman ne yapacaklar görürüz ..

10 sene icerisinde onlarda bakmissiniz butun siparisleri teslim almis, yerli uretimlere baslamis olabilirler..

O kadar zamaniminiz oldugunu sanmiyorum..
« Son Düzenleme: 30 Eylül 2021, 11:04:50 Gönderen: Gökbörü »
What is steel compared to the hand that wields it?

Çevrimdışı korsan

  • DefenceTurk
  • *
  • İleti: 360
  • 15
  • DefenceTurk.com
Ynt: Türk - Yunan İlişkileri
« Yanıtla #1329 : 30 Eylül 2021, 13:28:15 »
"10 sene icerisinde onlarda bakmissiniz butun siparisleri teslim almis, yerli uretimlere baslamis olabilirler..

O kadar zamaniminiz oldugunu sanmiyorum.."


ben  daha genişletilmiş ve kötü bir ihtimal yazayım.
tabi sadece beyin fırtınası bu,  ihtimal yani.
çeşitli nedenlerle milli platform projelerimiz var ve çoğu da on yıllık takvimlere sahip.
on sene içinde teslim edilecek projelerimizde aksamalar ve uzatmalar olsun, bu uzatmaların yaratacağı aksilikleri hafifletmek için acil ihtiyaç olarak dışarıdan x ürünü sipariş edelim.
x ürününün teslim tarihi geldiğinde de, bu ürünler  çeşitli sebebplerle geciksin ve hatta ihaleler iptal edilsin.
alternatif yerli ürünler tek tek ortaya çıkmaya başlasın;  ama hem çok geç kalsın; hem de çoğu isterleri de karşılayamasın.
tüm bu gecikmelerden ve aksiliklerden  o dönemin hükümeti sorumlu tutulsun ve  devlet yönetimi siyasi bir krize itilmeye çalışılsın.
siyasi krizde olurlarsa bu konularda dik duramazlar tabi.
on yıl sonra da ülkenin ortalama yaşı 40 ve üzeri olsun,
3.5 milyon mülteci burada doğum yoluyla 5.5 milyona çıksın,
o dönemde iktidarda kim olursa artık, eski günlerin hayaliyle hiçbir yeni denge kurmayı beklemeden güm diye  mevcut paslı  dengeleri de devirsin ve gidip ABD'nin tekrar geri döneceği günleri beklemeye başlasın; ama tabi ABD'nin  kısa ve orta vadede  bir daha dönmeyecek olduğu gerçeğinden habersizce.
"bu ABD bekleme işini özellikle yazıyorum;  çünkü tüm siyasetimiz malesef eski kafalı adamlar ve ciddi ciddi bunun böyle olacağına inanıyor çoğu"
tabi sadece bu da değil, mesela yanımızda İran bir atom bombası yapmış olsun ve Çin'e ülke içinde üs vermek suretiyle çin  ile resmen müttefik haline gelsin.
bu vaziyette Türkiye Suriye kıyılarında Rusya, İran coğrafyasında Çin ve Yunanistan sınırlarında ise Amerika ile komşu olmuş oluyor.
düşünebiliyor musunuz azizim? beş büyük devletin üçüyle artık resmen komşu oluvermişiz.
hepsi başka bir tıngırtı çalıyor,  hepsi başka bir dans ediyor.
İran Çin silahlarıyla,  Suriye Rus silahlarıyla,  Yunan ise tüm batı silahlarıyla  21.. yüzyıla yeni giriyor deyim yerindeyse.

buna karşın Yunanistan modern silah envanterini tamamlasın.
ekonomik reformlar yapsın ve AB fonlarıyla  hafif yollu bir üretim ekonomisi kurmaya çalışsın.
ABD'ye bir üs daha versin ve Amerika'nın Avrupa içindeki en büyük ortağı olma çabasına girsin.

tabi bu ihtimali hiç birimiz istemeyiz;  ama olmayacak iş te değil.

namus, dürüstlük, erdem,  demokrasi, modernleşme...  bunlar tabiki olmalı da,  işin aslı, bu günü anlayan insanlar gerek gibime geliyor.

2023 sonrası gerçekliğini anlayarak ve gerçekçi bir bakış açısıyla yeni bir ekonomik program gerekiyor,
1950'lerde Türkiye'nin batıyla yakınlaşması şarttı ve faydalıydı da;  ama işin aslı bu yakınlaşmanın dozunu ülke  çıkarlarına uygun şekilde ayarlayabilecek bir çap yoktu,  bu nedenle çok dengesiz bir yakınlaşma gerçekleşti.
devran döndü, batı II Dünya savaşı sonrası dengeleri  aynen devam ettirmek istemez oldu.
şimdi bize düşen,  1950'lerdeki o dozu ayarlanmamış ilişkileri yeniden düzenlemek;  ama bu sefer bunu yaparken dozu ayarlamayı bilecek çapta bir zihin berraklığıyla bunu yapmak gerekiyor.
batıyla düşmanlık gerekmiyor bize, gerekmemeli de;  ama artık Amerika'nın eski noktasına dönme ihtimali de en azından 2035'e kadar  pek olası değil.
sahile gidip, dizlerimizin üstüne çöküp  ufukta nazlı yari bekleme lüksümüz yok,  beğeniriz veya beğenmeyiz,  ne ABD eski yerinde,  ne Türkiye.
Avrupa ise,  ABD'ye nazaran az daha makul bir noktada duruyor şimdilik.
sanıyorum orada,  ilişkinin odak noktası Amerika'dan az daha Avrupa'ya kayabilir gibi.
baktığımız zaman, Almanya ile halen çok kötüleşmemiş bir ilişkimiz var ve gurbetçiler hala orada,  İngiltere ise,  Libya'da açıktan tersleşmediğimiz tek devlet gibi.
herkesle  ters düştük;  ama bu iki Avrupa ülkesiyle nedense ters düşmeyi başaramadık.
belki de yeni Türk dış politikası bu iki ülke   odağa alınarak oluşturulmalı.
Afganistan konusunda da söyledim,  Almanya'nın yapmadığı bir şeyi yapmaktan kaçınmak bizi yeni  fırtınalara yakalanmaktan korur.

bu günü anlamak gerekiyor.
"efendim, biz ucuza gübre verelim, çiftçi domatez eksin, biz kredi verelim, sanayici salça fabrikası kursun,  o salça kutularını da  yerli madenden çıkan demirle  kutulayalım, oldu da bitti maşallah"
bu kafayla olamaz bu gün.
döviz bağımlı ekonomi modelini bu kafayla  halledemezsin beyim,  kusura kalmayın.
milli salça üretimiyle,  akıllı telefon ticaretinin tirilyon dolar  ettiği dönemde refah mefah olamaz.

muhalefetimiz bu köprülere verilen geçiş garantilerini felan gerçeklerden kopuk olmakla suçluyor ya, emin olun salça üreterek,  gübreyi ucuza vererek ülkede refah sağlanacağını iddia etmek te en az bu kadar ayakları yere basmayan bir düşüncedir bu gün.