Gönderen Konu: Türk - Yunan İlişkileri  (Okunma sayısı 342580 defa)

0 Üye ve 1 Ziyaretçi konuyu incelemekte.

Çevrimdışı SKYWOLF

  • SKYWOLF
  • Genel Yetkili
  • DefenceTurk
  • *****
  • İleti: 44312
  • 614
Ynt: Türk - Yunan İlişkileri
« Yanıtla #1100 : 19 Eylül 2020, 00:49:38 »
Vallahi hocam yazdıklarınız harika en önemlisi de ÇOK MANTIKLI maddeler...

Ama burası Türkiye , bu maddelerin hiçbiri doğru çıkmayabilir Türkiye söz konusuysa...

2 yıl önce Türkler ve Ruslar , Suriye'de ortak devriye atacak ; Türkiye ile Yunanistan Petrol-Gaz için savaşın eşiğine gelecek dese kimse inanmazdı...

Yarın bir bakmışsınız F-35'ler Malatya'ya inivermiş...

Aslında bu yazdıkların bile bunları destekler  nitelikte. Bilmem farkında mısınız? Her an birileri karşımızda. Bir bakmışız Kardeşim Esad oluvermiş katil esed, bir bakmışız pyd için operasyondayız, bir bakmışız Rusya ile kanka, bir bakmışız Moskova'ya sefere gidiyoruz, sonra yine S400 falan alıyoruz, arada Almanya ile bozuşmuşuz, kimsenin aklına dahi gelmeyen Hafret denen bir adam da düşman listemize girivermiş bir gün, bir gün Trumpa karşı medyamız saydırırken , bir süre sonra bakmışız methiye düzenler var, yetmemiş zaten Mısırdaki sisi de nasibini almış, katil İsrail ile bir oluyorlarmış, o israil Yunanistanla kolkola girmiş, yetmemiş bir de bize posta koymaya kalkan Macron denilen bir ergen çıkagelmiş... Daha neler neler...

Biz de macera bitmez!
« Son Düzenleme: 19 Eylül 2020, 00:56:38 Gönderen: SKYWOLF »
ADALETİN OLMADIĞI YERDE NE SAYGI KALIR, NE DE DÜZEN! ADALETİN OLMADIĞI YER YIKILMAYA MAHKUMDUR! DÜRÜSTLÜK BENİM KARAKTERİMDİR! BEN ŞEREFİM İÇİN YAŞAR, ŞEREFİM İÇİN ÖLÜRÜM. MUHTAÇ OLDUĞUM KUDRET DAMARLARIMDAKİ ASİL KANDA MEVCUTTUR.
SKYWOLF...DefenceTurk.com

Çevrimdışı serkan1976

  • 2022 Yılın Üyesi
  • DefenceTurk
  • *****
  • İleti: 7732
  • 457
  • DefenceTurk.com
Ynt: Türk - Yunan İlişkileri
« Yanıtla #1101 : 19 Eylül 2020, 08:15:05 »
Biz de macera bitmez... Ne güzel söylemişsiniz Skywolf hocam...

Bu işin sonu yok. Her olayda şu ülke bize gider yapıyor şu uçağı alalım , bu ülke bize ters bakıyor şu uçaktan alalım ile bu iş gitmez...

Gelin siz de bizim MMU  grubumuza katılın.😎😎😎

Her olayda şunu , bunu almalıyız grubundan çıkın ve bize katılın...🙂🙂🙂

"Tüm kaynaklar MMU'ya!" grubumuzun gururlu bir üyesi olun...👍👍👍

Çevrimdışı SKYWOLF

  • SKYWOLF
  • Genel Yetkili
  • DefenceTurk
  • *****
  • İleti: 44312
  • 614
Ynt: Türk - Yunan İlişkileri
« Yanıtla #1102 : 19 Eylül 2020, 09:55:09 »
Biz de macera bitmez... Ne güzel söylemişsiniz Skywolf hocam...

Bu işin sonu yok. Her olayda şu ülke bize gider yapıyor şu uçağı alalım , bu ülke bize ters bakıyor şu uçaktan alalım ile bu iş gitmez...

Gelin siz de bizim MMU  grubumuza katılın.😎😎😎

Her olayda şunu , bunu almalıyız grubundan çıkın ve bize katılın...🙂🙂🙂

"Tüm kaynaklar MMU'ya!" grubumuzun gururlu bir üyesi olun...👍👍👍

MMU grubunun amacı nedir? MMU zaten F-35 veya başka bir uçak alınmış olsa bile ondan bağımsız olarak gerçekleşecek bir proje olduğu halde neden ısrarla bunun tersi bir durum sözkonusuymuş gibi davranıyorsunuz.

Bu kadar basit bir şeyi anlamak zor mu?

Arkadaş biz F-35 alacaktık ve bütün planlarımızı uzun vadede bunun üzerine kurduk. F-35 projesinden çıkarıldık ve şimdi o boşluğu acil olarak dolduracak bir hava platformuna ihtiyacımız var. MMU çok daha sonrası için kullanıma sokulacak uçakların üretimi için başlanmış bir proje. İlk defa yaptığımız bir şey yapmaya çalışıyoruz ve bir yığın sorunla karşılaşacağımız için bırakın F-35 açığını kapatmak için öen çekmeyi, planlanandan çok daha sonrasında tamamlanması kaçınılmaz!

Bize F-4 savaş uçakları yerine alamadığımız F-35'lerin yerini dolduracak bir savaş uçağı lazım. NOKTA!

Birileri birilerine hayt huyt yapıyor diye değil! Siyasi nedenlerle değil. Ülkemizin savunması için gerekli yahu. Bunu kavrayabilmek neden bu kadar zor?
ADALETİN OLMADIĞI YERDE NE SAYGI KALIR, NE DE DÜZEN! ADALETİN OLMADIĞI YER YIKILMAYA MAHKUMDUR! DÜRÜSTLÜK BENİM KARAKTERİMDİR! BEN ŞEREFİM İÇİN YAŞAR, ŞEREFİM İÇİN ÖLÜRÜM. MUHTAÇ OLDUĞUM KUDRET DAMARLARIMDAKİ ASİL KANDA MEVCUTTUR.
SKYWOLF...DefenceTurk.com

Çevrimdışı SKYWOLF

  • SKYWOLF
  • Genel Yetkili
  • DefenceTurk
  • *****
  • İleti: 44312
  • 614
Ynt: Türk - Yunan İlişkileri
« Yanıtla #1103 : 19 Eylül 2020, 10:17:01 »
Alçak manşete sert tepki! Yunan Büyükelçi bakanlığa çağrıldı

Yunan gazetesinde Cumhurbaşkanı Erdoğan'a yönelik ağır hakaret ve küfür içeren bir manşet kullanılmasıyla ilgili, Çavuşoğlu, "Maalesef bugün bir Yunan gazetesi ağza alınmayacak şekilde son derece alçakça bir açıklama yaptı, manşet attı. Biz gerekli tepkilerimizi gösterdik. Yunan Büyükelçiyi (Diamessis) bakanlığa çağırdık ve en sert şekilde tepkimizi gösterdik." dedi.

Türkiye'nin Atina Büyükelçisi Burak Özügergin'in de bugün Yunanistan Dışişleri Bakanı Nikos Dendias'la görüştüğünü söyleyen Çavuşoğlu, sözlerini şöyle sürdürdü:

"Bu aslında maalesef ne kadar alçaldıklarını gösteriyor. Bu seviyeye düşülmemesi gerekiyor. Bizim gazetelerimizde, basın yayın organımızda herhangi bir Yunan siyasetçiye veya başka bir siyasetçiye eleştiri olur, bazen ağır eleştiri olur. Basın özgürlüğü çerçevesinde bizi de eleştiriyorlar. Bu da doğal. Bazen daha da ağır eleştiriler oluyor, üzülüyoruz ama bu olabilir. Bu, basın özgürlüğü çerçevesinde olabilir ama hakaret basın özgürlüğü çerçevesinde değerlendirilmemelidir."

Yunan Dışişleri Bakanlığının, konuyla ilgili bugün yaptığı açıklamayı olumlu bulduklarını dile getiren Çavuşoğlu, bakanlığın, bu durumun basın özgürlüğüyle alakalı olmadığını ve güçlü şekilde kınadığını aktardı.

Çavuşoğlu, "Eğer bunu basın özgürlüğüyle bağdaştırmıyorlarsa, o zaman hukuki olarak da gerekeni esasen yapmak onların sorumluluğundadır." dedi.

İletişim Başkanlığının da gerekli girişimlerde bulunduğunu vurgulayan Çavuşoğlu, "Yunanistan'ın bugüne kadar Türkiye ile ilgili meselelerinde olumlu bir adım atamaması ya da cesur davranamamasının sebebi de işte bu kamuoyu ve kamuoyunun duygusunu yansıtan basındır." diye konuştu.

Bakan Çavuşoğlu, bu konuya ilişkin gerekli işlemlerin de yapılacağı bilgisini paylaştı.

"BAŞARISIZ OLACAK YENİ BİR MACERAYA ATILMANIN ANLAMI YOKTUR"

Çavuşoğlu, Kıbrıs meselesine ilişkin yaptığı değerlendirmede ise "Biz (Kıbrıs meselesinde) artık federasyon için müzakere etmeyeceğimizi defalarca söyledik." dedi.

Federasyon için artık ucu açık, sonuç alınmayacak maceraya giremeceklerini belirttiklerini dile getiren Çavuşoğlu, şunları kaydetti:

"Bir daha kaldığımız yerden başlamamız mümkün değil. Crans-Montana'nın (görüşmelerinin) başladığı yerden müzakerelere başlamamız mümkün değil. Artık o müzakere bitmiştir, başarısız olmuştur. Başarısız olacak yeni bir maceraya atılmanın anlamı yoktur."

"Kıbrıs meselesinde artık federasyon için müzakere etmeyeceğimizi defalarca söyledik"
Dışişleri Bakanı Mevlüt Çavuşoğlu, Kıbrıs meselesinin çözümüne ilişkin, "Birleşmiş Milletler (BM)+5 (3 garantör ülke-Kıbrıs'taki iki taraf) formatında düzenlenmesi planlanan gayriresmi toplantıda) Türkiye Cumhuriyeti olarak biz, iki devletli çözüm, konfederasyon başta olmak üzere diğer seçenekleri müzakere edeceğimizi, etmemiz gerektiğini güçlü şekilde ifade edeceğiz." dedi.

KKTC'nin bir seçimin arifesinde olduğunu anlatan Çavuşoğlu, Kıbrıs müzakerelerine yönelik herkesin fikrini belirteceğini ancak bunların bir seçim malzemesi haline getirilmemesi ve Türkiye'den yapılan her açıklamanın bu yönde değerlendirilmemesi gerektiğini söyledi.

Çavuşoğlu, Kıbrıs'ta Türkiye'nin attığı adımların ortada olduğunu, adada kalıcı çözüm için bütün çabaları desteklediğini kaydetti.

Rumların, Annan Planı'nı önce imzalayıp daha sonra aleyhinde propaganda yaptığını ve Rum tarafında yüzde 75 ile planın reddedildiğini hatırlatan Çavuşoğlu, Türk tarafının ise plana güçlü destek verdiğini anımsattı.

Bu noktadan bakıldığında kimin adada çözüm istediğinin görüldüğünü dile getiren Çavuşoğlu, başarısız olan Annan Planı'nın ardından yeni bir müzakere sürecinin başladığını hatırlattı. Bakan Çavuşoğlu, şunları kaydetti:

"Ocak 2017'de önce Cenevre'de, daha sonra temmuz ayında Crans-Montana'da müzakereler yaptık. Cenevre kısa sürdü. Baktık ki iki taraf henüz hazır değil, 'Biraz daha zaman verelim.' dedik ve müzakereler İsviçre'de ve adada sürdü. Crans-Montana'da 11 gün müzakere ettik ama başarısız olduk. Crans-Montana ve Cenevre'de yeniden Annan Planı'ndaki gibi federasyonu müzakere ettik. Cenevre ve Crans-Montana müzakerelerinde federasyonu son defa müzakere ettiğimizi (KKCT Cumhurbaşkanı Mustafa) Akıncı ve ben çok açık şekilde defalarca ifade ettik. 'Bir çözüme ulaşmamız lazım ve bu fırsat tepilirse biz bir daha federasyonu müzakere etmeyeceğiz.' diye her seferinde hatırlattık."

Çavuşoğlu, bu müzakerelerin sonunda Rum tarafının Yunanistan'ın da destek vermesiyle geri adım attığını, BM Genel Sekreteri Antonio Guterres'in, somut fikirler ortaya atmasına rağmen Rum tarafının geri durması ve olumsuz ortam oluşması sebebiyle hiçbir yere varılamayacağını anlayarak müzakereleri kapattığını belirtti.

Bakan Çavuşoğlu, sözlerini şöyle sürdürdü:

"(Rum lideri Nikos) Anastasiadis'le yaptığımız görüşmede, federasyonu müzakere etmenin artık bir faydası olmadığını söyledi. İki devletli bir çözümün müzakere edilmesi gerektiğini ama bunu seçimler geçtikten sonra yaparsak ancak netice alabileceğimizi belirtti. New York'ta BM Genel Kurulu kapsamında gayriresmi olarak yaptığımız görüşmede Anastasiadis, iki devletli çözüm için uluslararası toplumdan gerekli desteği bulamadığını ifade etti ve iki devletin oluşturduğu bir konfederasyonun daha sağlıklı olacağına dair fikirlerini bizimle paylaştı."

"Federasyon için müzakere yaparsak, bir neticeye varamayacağımızı çok emin biliyoruz"
KKTC'deki seçimden sonra Birleşmiş Milletler (BM)+5 (3 garantör ülke-Kıbrıs'taki iki taraf) gayriresmi toplantı önerisinde bulunulduğunu hatırlatan Çavuşoğlu, BM Genel Sekreteri Guterres'in bahsettiği bu toplantıyı Türkiye'nin önerdiğinin altını çizdi.

Bu toplantının önerilmesinin sebebinin, resmi bir müzakereye başlamadan önce neyin müzakere edileceğinin kararlaştırılması olduğunu anlatan Çavuşoğlu, sözlerini şöyle sürdürdü:

"Bizim tabii ki burada önceliğimiz federasyon dışındaki seçeneklerdir. 'İki devlet, konfederasyon veya buna benzer başka bir fikir gelirse bunları değerlendirebiliriz.' dedik. Önce neyi müzakere edeceğiz? Federasyon konusunda müzakereye devam edecek olsaydık bu 5+1 gayriresmi toplantıyı yapmamıza gerek kalmazdı."

Çavuşoğlu, Türkiye'nin bu önerisini, BM'nin de kabul ettiğini bildirerek, Türkiye'nin önceliklerinin farklı olduğunu vurguladı.

"Federasyon için artık biz ucu açık, sonuç alınmayacak bir maceraya giremeyiz. Sonuç alıcı bir müzakereyi gerçekleştirmemiz gerekir." diyen Çavuşoğlu, diğer seçeneklerin de öncelikli ele alınması gerektiğini dile getirdi.

Çavuşoğlu, "Önümüzdeki gerçekleştirilecek 5+1 gayriresmi toplantıda Türkiye Cumhuriyeti olarak biz, iki devletli çözüm, konfederasyon başta olmak üzere diğer seçenekleri müzakere edeceğimizi, etmemiz gerektiğini güçlü şekilde ifade edeceğiz." diye konuştu.

Bugüne kadar çözülemeyen Kıbrıs meselesinin de bu şekilde belki çözülebileceğine işaret eden Çavuşoğlu, "Aksi takdirde, federasyon için müzakere yaparsak, bir neticeye varamayacağımızı çok emin şekilde biliyoruz." dedi.

Çavuşoğlu, bunun nedeninin, Rum tarafının, Türk tarafıyla hiçbir şeyi paylaşmak istememesi olduğuna dikkati çekerek, aynı şekilde Rum tarafının, enerji kaynaklarının hakça paylaşılması konusunda da bugüne kadar hiçbir olumlu adım atmadığını kaydetti.

https://www.hurriyet.com.tr/gundem/son-dakika-haberi-bakan-cavusoglu-yunan-buyukelci-bakanliga-cagrildi-41615334
ADALETİN OLMADIĞI YERDE NE SAYGI KALIR, NE DE DÜZEN! ADALETİN OLMADIĞI YER YIKILMAYA MAHKUMDUR! DÜRÜSTLÜK BENİM KARAKTERİMDİR! BEN ŞEREFİM İÇİN YAŞAR, ŞEREFİM İÇİN ÖLÜRÜM. MUHTAÇ OLDUĞUM KUDRET DAMARLARIMDAKİ ASİL KANDA MEVCUTTUR.
SKYWOLF...DefenceTurk.com

Çevrimdışı SKYWOLF

  • SKYWOLF
  • Genel Yetkili
  • DefenceTurk
  • *****
  • İleti: 44312
  • 614
Ynt: Türk - Yunan İlişkileri
« Yanıtla #1104 : 19 Eylül 2020, 10:52:54 »
Konuyla ilgili olarak Yunan gazetesinin  manşeti >> https://scontent.fsaw1-6.fna.fbcdn.net/v/t1.0-9/119810063_3773143459402871_2099537349814392080_n.jpg?_nc_cat=104&_nc_sid=8bfeb9&_nc_ohc=pnFFaB8i_wMAX-QvK9n&_nc_ht=scontent.fsaw1-6.fna&oh=2426258a9a623ec24f4fa1ac4d328871&oe=5F8B44B7

Severiz veya sevmeyiz ancak hiçkimsenin ülkemizin seçilmiş cumhurbaşkanına böylesine hakaret etmesine tepkisiz kalmayız. Bu gerçekten de seviyesizliğin zirve yapmış hali! Yunanlıların Türk takıntısının artık nerelere geldiğinin göstergesi. Medeni batı sanıyorum bunu da görmezden gelerek tepki gösterecektir!

Yalnız burada vurgulamak istediğim başka bir durum daha söz konusu. Cumhurbaşkanımıza yapılan harekete gösterilen reaksiyon süresi yerinde. Ancak aynı reaksiyonu mesela Yunan askerleri Meis adasına çıktıkları zaman da görebilmeyi çok istedik. O zaman da Yunan büyükelçiyi hemen çağırıp konuyla ilgili notayı vermemiz gerekirdi!

Dışişleri bakanına bir tepkim daha var. Geçenlerde Meis adasındaki durumla ilgili olarak kendisini kurtarmak amaçlı söylediğini düşündüğüm sözler sarf etti bir TV kanalında. Bizlere ders kitaplarında başarı olarak gösterilen anlaşmalarla adalardan vazgeçildi gibi birşeyler dedi. Dışişleri bakanı seviyesine gelmiş birinin ülkesinin tarihi konusunda, özellikle de dış siyasetle ilgili tarihi konusunda bilgisiz olabileceğini sanmıyorum. O adaların hangi tarihte hangi anlaşmalarlala kimlerin kimlere  bıraktıklarını, bunun ima ettiği Lozan anlaşmasındna çok daha önce olduğunu gayet iyi biliyor. Lozan anlaşmasında o adaları geri alabilecek deniz gücümüzün de olmadığını, hatta donanmamızın olmadı o dönemde İzmir ve İstanbul'da İngiliz ve Fransız donanmalarının halen bulunduğunu da iyi biliyor. Bunları bildiği halde böyle saçmalayabiliyor.

Peki benzer durumun daha fazlasının kendi dışişeri bakanlığı görevi sırasında gerçekleştiğinin farkında değil sanırım. Mesela yıllardır pkk/pyd terör örgütünün Fırat'ın doğusuna çekilmesi gerektiğini söyleyip druyoruz kendileriyle birlikte. Münbiç'in ve o bölgenin terör örgütünden arındırılması gerektiğini de söylüyoruz. Kendileri de diyor bunu. Münbiç'e gireceğiz de dediler defalarca. O kadar operasyon yaptık. Lozan anlaşmasıyla kıyaslandığında oldukça minik bir alanı kontrol etmeyi başardık. O kadr tankımıza, topumuza, sihamıza rağmen düşman değil, müttefik dediğimiz ülkeler bizi durdurdu. Burunumuzun dibindeki Münbiç'e giremedik! Halen sınır hattımızda pkk/pyd unusurlarının kontrolünde olan yerler var. Şimdi soralım bakalım kendilerine, doğru düzgün askeri,silahı, cephanesi vs olmadan tüm yoklukara rağmen ülkeyi işgal eden orduyu savşarak denize dökmüş ve Anadolu'yu kurtarmış, savaşmadan da İstanbul ve Trakya'yı geri almış olan Lozan anlaşmasıyla kıyaslandığında, bugün elimizde her türlü imkan varken halen teröristlerin eline bıraktığımız bölgeler için müttefiklerimizle yaptığımız anlaşma mı başarıdır?

O günkü şartlar altında Osmanlının düşmana verdiklerini geri almak için malını ve canını esirgemeden savaşanların ülkeyi kurtararak halkın güvenle yaşayabilecekleri vatanıın bütünlüğünü sağladıkları anlaşmaları başarısızlık olarak iç siyasete malzeme etmeye çalışmak acizliktir. O günkü şartlar uygun olsaydı, bir donanmamız olsaydı Yunana tek bir ada dahi vermeyeceğimizi aklı başında olan herkes bilir. O dönemin şartlarına göre bugün üzerinde yaşadığımız vatanı kurtadık. Kurtaramadıklarımızı kurtarmak, o dönemden sonrakilerin göreviydi.  O dönemden sonrakilerin en sonuncusu da bugünkü dışişleri bakanımız. Bu konuda pek ilerleme kaydettiğimizi söyleyemeyiz.
« Son Düzenleme: 19 Eylül 2020, 10:59:14 Gönderen: SKYWOLF »
ADALETİN OLMADIĞI YERDE NE SAYGI KALIR, NE DE DÜZEN! ADALETİN OLMADIĞI YER YIKILMAYA MAHKUMDUR! DÜRÜSTLÜK BENİM KARAKTERİMDİR! BEN ŞEREFİM İÇİN YAŞAR, ŞEREFİM İÇİN ÖLÜRÜM. MUHTAÇ OLDUĞUM KUDRET DAMARLARIMDAKİ ASİL KANDA MEVCUTTUR.
SKYWOLF...DefenceTurk.com

Çevrimdışı zirfak

  • DefenceTurk
  • *
  • İleti: 235
  • 17
  • DefenceTurk.com
Ynt: Türk - Yunan İlişkileri
« Yanıtla #1105 : 19 Eylül 2020, 13:18:36 »

Daha önceki yazdıklarımı tekrar yazayım. Anlaşılmamış galiba
Şu konjoktürde kimse Türkiye ye saldırmaz. Hele hele yunanlar saldıramaz. yapacakları ancak ekonomik yaptırım olacaktır ki onu bile üye ülkeler kendi çıkarları için minimum seviyede tutacaktır. Bu bile bizi maksımum seviyede etkileyecektir. Varsa fazladan kaynagımız sadece mmu ya değil savunma sanayine aktarmak olacaktır. Hazır uçak alımı Devrim arabasının yolda kalınca emperyallerin ''yapılmışı var deyip bize arabalarını kakalamalarına benzer.
Bahsettiğiniz caydırıcılıgı ise füze teknolojisindeki ürettiklerimiz belirleyecektir. Hava üstünlüğü sadece uçakla olmaz hss sistemleri ile de olur.Hisar ailesi büyüdükçe hava sınırlarımızı ihlal etmeye kimsenin gücü yetmeyecektir.(bizim suriye hava sahasına giremediğimiz gibi). Denizdeki caydırıcılıgımız ise atmaca gibi gemisavar füzelerin gelişimiyle olacak ve mavivatana girmeye kimse cesaret edemeyecektir. En iyi savunma hücumdur diyerek bora gibi balistik füze menzilimiz arttıkça komşularımız başkentlerinde rahat uyuyamayacaklar ve saldırma fikrini akıllarına bile getiremeyeceklerdir.
Kaynak israfı yapmayıp mmu ya yüklenmeliyiz. Şöyle düşünün dünyada uçak yapabilen ülke sayısı sadace 5. Hele bizim gibi arabası bile olmayan bir ülke için uçak yapmak tam anlamıyla ''Türk işi '' olacaktır

Ben de daha önce yazdıklarımızı özet geçeyim. Çünkü pek anlaşılmamış galiba. Hatırladıklarımı maddeleyeyim:

1 - MMU kullanmakta olduğumuz F-16 uçaklarının yerine geliştirilen bir savaş uçağı!

2 - Bütün planlarımızı F-35 tedariki üzerine yaptık ve malesef projeden çıkarıldık. F-35 yok!

3 - F-35'in yerine kullanıma sokmamız gereken bir uçak gerekli, ki F-35 bile geciktiği için SİHA'larla boşluğu doldurmaya çalışıyoruz. F-16'ları yarış atı gibi kullanıyoruz.

4 - F-35 için ayrılan para ile boşluğu dolduracak bir uçak alınması gerektiğini düşünüyoruz.

5 - F-35 gelmiş olsaydı bile MMU zaten yapılacaktı. F-35'den bağımsız olduğu gibi F-35 yerine alınabilecek uçaktan da bağımsız.

6 - MMU gelene kadarki boşluğu Bora, hisar gibi sistemlerle doldurmak gibi bir düşüncemiz olmadı. Kaldı ki bu silah sistemleri F-35 gelmiş olsaydı da geliştirilmeye devam edeceklerdi.

7 - Bütün enerjimizi MMU'ya harcamamıza gerek yok. Ona harcanacak enerji zaten program başlamadan belirlenmişti. F-35 projesinden çıkarıldıktan sonra başlamadı!

8 - Kimse bize saldıramaz düşüncesi tarih sahnesinde çok defa hayalkırıklığına neden oldu. Ülke savunmasını oluşturan kritik sistemlerin yokluğunu bu düşünce ile görmezden gelmek felakete neden olabilir.

9 - Dünya üzerindeki büyük savaşlar enerji kaynakları ve sömürülecek diğer kaynaklar nedeniyle çıkmıştır. Günümüzde de bu durumun sınırlarında bulunuyoruz. Riske edilemez!

10 -  Belki henüz pek çoğumuz farkında değil ama özellikle askeri alanda gizli bir ambargo altındayız. Bunun sebeplerini sorgulamız lazım.
Alıntı yaptığım arkadaşın (hyperspace)yazdıklarımızı okumamışsınız galiba deyip beni alintilamasindan sonra yazdim cevap olarak. Sizin yazdıklarınızı anladığımı sanıyorum. Dünyada olup bitenlerden haberdarim ve heran herşey olabileceğini ben de biliyorum. Sadece mmu ya odaklanalım demiyorum.
Eğer biryerlere hucüm edip ele geçirme yeni topraklar katma gibi hedeflerimiz yoksa caydiriciligimiz hazır uçak alimi olmadan pekala sağlanabilir. Hava savunması sadece uçakla sağlanmaz. Etkili hss  lerin varsa da pekala sağlanabilir.Hisar ailesini geliştirelim.gemisavar füzelerinle pekala denizlerde caydırıcılık sağlanabilir.
Atmaca füzelerimizi menzilini geliştirerek pekala denizde de caydırıcı olabiliriz. Balistik füze teknolojimizi geliştirirsek bize saldırmayı düşünenleri 2 defa daha düşünmeye zorlayabiliriz. Sadece hazır uçak alimi da değil diğer tüm kritik bileşenler için de  yerlilestirme hamlesi yapmalıyız. Altay projesi hüsran olmak üzere bari mmu çöp olmasın. Eğer varsa harcayacak kaynağımız bunu savunma sanaymize aktaralım.
Düşünebiliyor musunuz zamanında devrim arabamızı geliştirmeye devam etseydik ne olurdu acaba?
« Son Düzenleme: 19 Eylül 2020, 13:28:39 Gönderen: zirfak »

Çevrimdışı zirfak

  • DefenceTurk
  • *
  • İleti: 235
  • 17
  • DefenceTurk.com
Ynt: Türk - Yunan İlişkileri
« Yanıtla #1106 : 19 Eylül 2020, 13:27:15 »
Ayrıca sn skywolf siz klasik düzenli harp mantığından farkli düşünerek tankın artık demode olduğunu ifade ediyorsunuz ama uçak konusuna gelince klasik harp mantığından vazgeçmiyorsunuz.  Sanki 2 tur uçak olmalı biri hava üstünlü diğeri yer bombardıman uçağı olmalı düşüncesi artık eskimiştir. Pekala aynı uçağın farkli varyantları farkli görevler için kullanılabilir. Mmu hem hava üstünlük hem de bombardıman uçağı olarak kullanılabilir. F16 lar da şu anda öyle kullanılıyor.F35 olsaydı iyiydi güzeldi ama olmadığına göre artık önümüze bakalim ve mmu ya devam edelim. Mmu geldiğinde de F16lar bombardıman uçağı olabilir.

Çevrimdışı Mermi

  • DefenceTurk
  • *
  • İleti: 1069
  • 28
  • DefenceTurk.com
Ynt: Türk - Yunan İlişkileri
« Yanıtla #1107 : 19 Eylül 2020, 13:34:38 »
Ayrıca sn skywolf siz klasik düzenli harp mantığından farkli düşünerek tankın artık demode olduğunu ifade ediyorsunuz ama uçak konusuna gelince klasik harp mantığından vazgeçmiyorsunuz.  Sanki 2 tur uçak olmalı biri hava üstünlü diğeri yer bombardıman uçağı olmalı düşüncesi artık eskimiştir. Pekala aynı uçağın farkli varyantları farkli görevler için kullanılabilir. Mmu hem hava üstünlük hem de bombardıman uçağı olarak kullanılabilir. F16 lar da şu anda öyle kullanılıyor.F35 olsaydı iyiydi güzeldi ama olmadığına göre artık önümüze bakalim ve mmu ya devam edelim. Mmu geldiğinde de F16lar bombardıman uçağı olabilir.
F-4 uçağının alternatifi bombardıman olması gerekmiyor ki. Dediğiniz doğru ama sizin anlamadığınız uçağa ihtiyaç olması. Ef-typhoon istiyoruz ama uçak safkan hava üstünlük uçağı. Kimse F-4 yerine alıyoruz bombardıman uçağı alalım demiyor zaten.
« Son Düzenleme: 19 Eylül 2020, 13:42:55 Gönderen: Mermi »

Çevrimdışı SKYWOLF

  • SKYWOLF
  • Genel Yetkili
  • DefenceTurk
  • *****
  • İleti: 44312
  • 614
Ynt: Türk - Yunan İlişkileri
« Yanıtla #1108 : 19 Eylül 2020, 14:22:32 »
Ayrıca sn skywolf siz klasik düzenli harp mantığından farkli düşünerek tankın artık demode olduğunu ifade ediyorsunuz ama uçak konusuna gelince klasik harp mantığından vazgeçmiyorsunuz.  Sanki 2 tur uçak olmalı biri hava üstünlü diğeri yer bombardıman uçağı olmalı düşüncesi artık eskimiştir. Pekala aynı uçağın farkli varyantları farkli görevler için kullanılabilir. Mmu hem hava üstünlük hem de bombardıman uçağı olarak kullanılabilir. F16 lar da şu anda öyle kullanılıyor.F35 olsaydı iyiydi güzeldi ama olmadığına göre artık önümüze bakalim ve mmu ya devam edelim. Mmu geldiğinde de F16lar bombardıman uçağı olabilir.
F-4 uçağının alternatifi bombardıman olması gerekmiyor ki. Dediğiniz doğru ama sizin anlamadığınız uçağa ihtiyaç olması. Ef-typhoon istiyoruz ama uçak safkan hava üstünlük uçağı. Kimse F-4 yerine alıyoruz bombardıman uçağı alalım demiyor zaten.

+1

Bombardıman uçağı/avcı uçağı diye bir ayrım yapmıyorum. Bize özellikle yeni nesil bir uçak lazım. Radara yakalanmadan düşman derinliklerine sızabilecek ve hassas hedefleri imha edebilecek, aynı şekilde düşman uçaklarına karşı önleme görevi yapabilecek çok rollü, yüksek performanslı uçaklar lazım. Yeni nesil bir uçağın stratejik önemi çok fazla o nedenle. Fark edilmeden vurmak! Şöyle düşünün;  elimizde stealth uçaklar var  ve mesela Yunan hangi hava savunma sistemine sahip olursa olsun, bu uçaklarla Yunanistan üzerindeki hernagi bir hedefi fark edilmeden vurbileceğimizi biliyor. Doğu Akdeniz için şimdiki gibi şov yapmaya bile cesaret edemezdi. Biz şu an bu planlamadan mahrum bir şekilde F-16 +SİHA ile görevi idare ettiriyoruz.

F-35 gelseydi, MMU hazır olana kadar 200+ F-16 ve 100+ F-35 ile uçuyor olacaktık. MMU gelince F-16'lar emekli olup yerlerini MMU'ya bırakacaklardı.
ADALETİN OLMADIĞI YERDE NE SAYGI KALIR, NE DE DÜZEN! ADALETİN OLMADIĞI YER YIKILMAYA MAHKUMDUR! DÜRÜSTLÜK BENİM KARAKTERİMDİR! BEN ŞEREFİM İÇİN YAŞAR, ŞEREFİM İÇİN ÖLÜRÜM. MUHTAÇ OLDUĞUM KUDRET DAMARLARIMDAKİ ASİL KANDA MEVCUTTUR.
SKYWOLF...DefenceTurk.com

Çevrimdışı metin62

  • 2020 Yılın Üyesi
  • DefenceTurk
  • *****
  • İleti: 2340
  • 182
  • DefenceTurk.com
Ynt: Türk - Yunan İlişkileri
« Yanıtla #1109 : 19 Eylül 2020, 14:26:40 »
Alçak manşete sert tepki! Yunan Büyükelçi bakanlığa çağrıldı

Kisisel fikrim alinti yapilmis olan haber ve on plana cikarilan tema hakkinda ice donuk reklamdan oteye gitmeyen haber.

Niye boyle dusunuyorum .

Sn CB nimiza Yunan medyasi araciligi ile yapilmis olan hakaret hos degil ,ancak bu olaydan daha onemli olan konularda .Or  Adalarin silahlandirilmasi, Meis adasina asker cikarilmasi,Kara adaya asker cikarilmasi ...gibi  konularin hic birinde  Sn Yunan Elcisini  TC disislerine cagrip  Nota verilmesi nedense gerek gorulmedi. CB yapilan hakaret dolayli yoldan islenmis oldugu icin sadece sozlu protesto yeterli olur kanisindayim.

Sn Disisleri bakanimiz sanki bir miktar yorulmus cunku soyledikleri icte ve dista tutarsizlik gostermekte " Lozan " ile ilgili TV de yapmis oldugu aiklamalar.  Nota ve Navtex kullanimi tercihleri , Dogu Akdeniz konusunda yapmis oldugu tutarsiz  aciklamalar " israrla onkusulsuz gorusmeye acik oldugumuz"
KKTC secimleri oncesi hatali aciklamalar " Yapmis oldugu aciklama ancak Sn Akinci etrafinda kenetlenilmesine yardimci olur" Dogu Akdenizde Misir icin onerilen  3 Kibris buyuklugundeki planin yeni imis gibi sunulmasi. " Sn Emekli amiral aylardir bunu ve fazlasini soylemekte" Kibris toplumlar arasi gorusmelerde federasyondan vazgecilmis oldugu aciklamasi "  Annan plani referandum sonrasinda artik gorusme fasli tamalandi, daha sonra Crans montanna gorusmelerine onkusulsuz oturulmasini kabul etti. Saymakla bitmez  sanirim dispolitikamizdaki bu surekli savrulmalari azaltmanin zamani geldi geciyor yoksa ne icte ne dista inandiriciligimiz kalir.