Gönderen Konu: Yangınla Mücadele  (Okunma sayısı 17472 defa)

0 Üye ve 1 Ziyaretçi konuyu incelemekte.

Çevrimdışı yahyaay

  • DefenceTurk
  • *
  • İleti: 85
  • 8
Ynt: Yangınla Mücadele
« Yanıtla #90 : 12 Ağustos 2021, 10:59:49 »
size göre doğru olan kim?

Çevrimdışı serkan1976

  • 2022 Yılın Üyesi
  • DefenceTurk
  • *****
  • İleti: 7760
  • 458
  • DefenceTurk.com
Ynt: Yangınla Mücadele
« Yanıtla #91 : 12 Ağustos 2021, 11:27:10 »
size göre doğru olan kim?

Bilim...

"Dünyada herşey için; medeniyet için, hayat için, muvaffakiyet için en hakiki mürşit ilimdir, fendir.
ilim ve fennin haricinde mürşit aramak gaflettir, cehalettir, dalalettir"


« Son Düzenleme: 12 Ağustos 2021, 12:15:36 Gönderen: serkan1976 »

Çevrimdışı SKYWOLF

  • SKYWOLF
  • Genel Yetkili
  • DefenceTurk
  • *****
  • İleti: 44315
  • 615
Ynt: Yangınla Mücadele
« Yanıtla #92 : 12 Ağustos 2021, 14:05:47 »
Merhaba arkadaşlar. Herkes birşeyler söylemiş bende birkaç satır karalayayım dedim, sürçü lisan ettikse affola.
Öncelikle şöyle bir genel resim çizelim.
1 - Çıkan yangınlar cumhuriyet tarihi boyunca görülmemiş en büyük yangınlar. ( Doğru )
     a ) Devlet önlem alamazmıydı, alırdı ve karınca kararınca almış. Yeterlimi, artırılabilirdi. THK daha etkin olabilirmiydi, evet ama suçun hepsini iktidara atmak yanlış. Bu yangınları en fazla öngörecek ve bu bağlamda makine, teçhizat parkurunu hazır tutması ve hazırlıklı olması gereken ikinci kurum. Ama kurumun kasası boşaltılmış. Ayrıca THk bir dernek, Orman bakanlığına bağlı bir kurum değil. Neden kayyum atanmış merak edenler araştırabilir.
     b ) Yangın önlemi olarak, uçak mı? , helikopter mi?, arazöz mü? veya başka araç/yöntem araştırılmalıydı. Eksiklik var.
     c ) Bundan sonra ne gibi önlemler alınacağı açıklanmadı. Belliki bu yangınlar daha başlangıç. Dünyada ve ülkemizde bu yangınlar artarak devam edecek. Ne gibi önlemler alınacak/alınmalı halka anlatılmalı
2 - Mülteciler. Bu konuda herzamanki gibi suç hep iktidarın. Şimdi;
     a ) Konfeksiyon,temizlik vb. tüm alt iş alanlarında çalışanlar kim? Kendi insanlarını çalıştırmayıp, daha az vergi,SGK ödemek için bu insanları çalıştıranlar kim?
     b ) Daha yüksek kira getirisi var diye, memura öğrenciye ev kiralamayıp mültecilere ev kiralayanlar kim?
     c ) Şimdi gelelim sonuca; hepimizin genel sorunu iş, barınma, yaşam vb. değilmi? O Halde bu insanlara tüm bu imkanları verip ondan sonra mültecileri istemiyoruz, gitsinler demek garip. Birde unuttuğumuz bir konu var, misakı milli. Misak-ı milli sınırları neresidir? Gelenler bu sınırların neresindedir. Atatürk misak-ı milli düşüncesini gerçekleştirseydi - inşallah gerçekleştirilir - bu insanların durumu ne olacaktı? Mülteci mi? / vatandaş mı?
3 - Ekonomi de durum iç açıcı değil. Evet pandemi vs. Dünyada olduğu gibi bizde de ekonomi kötü. Ama son birkaç yıla baktığımızda benim en çok gördüğüm konu ; dolar ( kur ) ve faiz.
     a ) Sevgili arkadaşlar, dolar, euro, sterlin bunlar birer ticaret aracıdır yatırım aracı değildir. Yani biz, yatırım olarak yanlış araç seçtiğimiz de ( dolar,euro vb) 10 kazanıp ( kur farkından ) 100 kaybediyoruz. Çünkü bu araçların sahibi değiliz. Devlette talep olunca bu piyasaya sürmek için bu araçlardan faizle borçlanarak alıyor. Yani elin oğlu parasını sen 10 TL fazla kazan diye devlete 20 TL'ye satıyor. Bunun birde öbür ayağı var. Biliyorsunuz ülkemiz petrol, doğalgaz, vb. ( özellikle enerji konusunda ) dışa bağımlı ve bu dışa bağımlı olduğu kalemleri almak için dolar ödemek zorunda. İşte bizdeki bu 10 kazanalım hırsı yüzünden devleti istemeye istemeye dolar kotasını olması gerekenden daha yüksek seviyeye taşımasını sağlıyoruz. İllaki yatırım yapacaksanız Altın,Gümüş, borsa vb. yatırım alanlarına yönelin. Doları yatırım aracı yapmamalıyız çünkü karşılığı yok ve ABD istediği zaman istediği kadar basabiliyor. Affınıza sığınarak halk dilinde abiyane tabirle elin ...... ger.. girilmez. TLye ( KENDİ PARAMIZA ) güvenelim.
    b ) Faiz konusu. Bu konu kısır döngü gibi. Yüksek faiz enflasyonu tetikler. Hatırlayın 25 sene önce 1 araba 1 ev fiyatıydı alınamıyordu çünkü faiz %150 gibiydi. Ama şimdi nerdeyse herkesde araba var. Ayrıca yüksek faiz yatırım düşmanıdır. Şöyleki ; misal sizin 1.000.000,00TL niz var. Normal şartlarda bu para ile yatırım yaparak kazanmak istersiniz. Nedir altın, borsa vb. ama birde iş alanı yapmak isteyenler olur. Yatırım da yapsanız, iş alanıda açsanız aklınızda herzaman bir kaybetme riski olur. Fakat yüksek faizde bu olmaz. Yani banka derki gel kardeşim 1.000.000,00TL' ne %20 faiz. Yani çalışmadan, elini kıpırdatmadan, riske girmeden 200.000,00 TL getiri kim istemezki.( ben istemem çünkü eve ekmek götürecek insan var ) birde banka bu parayı ondan alacak bana - ihtiyacı olana - % 30 faizle satacak. Yani paradan para kazanmış olacak. O nedenle yüksek faiz kötü - benim gibi gariban olanlar açısından en azından -
4 - Yukarda arkadaş bahsetmiş, hesap sormak. Arkadaşlar kime hesap soracağız burası çok önemli konu. Bazı şeyleri çok iyi ayırt etmemiz gerekiyor. Hesap sormamız gereken devlet mi? hükümet mi? Aynı şekilde güven konusunda da. Devlete mi güven , hükümete mi güven. Bu iki ayrımı çok iyi yapmalıyız. Eğer hesap sorulması gereken, güvenilmemesi gereken yer devlet ise kimse kusura bakmasın ben DEVLETİME LAF SÖYLETMEM. Kötüde olsa iyide olsa o devlet BENİM DEVLETİM. Hükümet geçicidir, bugün var yarın yok lakin devlet ebet müddettir bu böyle biline. Hükümete gelince hesap sormak gerektiği zaman er yada geç sandıkta sorarsınız çünkü yeri orasıdır. Güven konusuna gelirsek - son zamanlardaki en sıkıntılı konu; arkadaşlar bir olay olduğunda ( yangın, terör, sel vb ) kime güveneceksiniz ? ABD basınına mı? AB basınına mı? Yerel kaynaklara mı ? Düşmana mı ?( PKK propagandası yapanlara kastım. Zamanında çok gördük, aslında 5 şehit değilmiş daha çokmuş ama devlet söylemiyor gibi yaklaşımlar ) yoksa DEVLETE mi? Ben herzaman devletime güvenirim/güveneceğim de. Size de tavsiyem bu yönde. Bu güven olayı dolar olayı gibi oldu. Kendimize ait olana güvenmiyoruz, başkalarına ait olana daha çok güveniyoruz. Hani bir laf vardırya; elin sarayından benim samanlığım daha iyidir, onun gibi.
Daha çok yazacaklarım var ama şimdilik bu kadarla yetinelim. Zamanınızı aldım hakkınızı helal etmenizi istirham ediyorum. Kendimi tutamadım işte...
Rabbimden saygı, sevgi, sağlıklı bir hayat geçirmenizi niyaz ederim.



+1
Farklı bir bakış açısıyla güzel bir yazı.
Konu yine başlığından ayrılıp siyasete dönmüş durumda.
Bir kaç cümle de ekleyip konumuza dönelim.
Hükümet ayrı, devlet ayrı tabi ki. Kimse devleti suçlamıyor. Tepkiler genelde hükümete. Özellikle de eleştiriye kapalı olan hükümete. Ülkemizde bazı kesimler eleştirileri hakaret olarak algıladığı için kutuplaşma had safhada ne yazık ki! Çünkü ülkemizdeki siyaset anlayışı bu kadar düşük seviyede. Eleştirmek yerine karalamak her kesim için hak olarak görüldüğü için böyle. Çamur at izi kalsın mantığı her kesimde neredeyse.

Ancak bu durum gerçekleri değiştirmiyor. Özellikle sosyal medyada hemen her konuda abartılan, bazen uydurulan iddialar bile gerçek kavramını değiştirmiyor.

Evet ülkemizdeki bazı sorunlar 20 senelik değil, daha eskiye dayalı sorunlar. Ancak bu  sorunları çözmeyi vaad edenler yönetiyorlar ülkeyi 20 senedir. Çözmek yerine başkalarını suçlamaya gerek yok. Özellikle de eleştirildikleri her konuda "biz biliriz" diyenlerin buna hiç hakları yok! Fetöden Pkkya, Suriye'den ekonomiye eleştirildikleri her konuda eleştirilere kulak vermek yerine nefret kusanların hiç hakkı yok! Göz göre göre yaşanan olumsuzluklar varken...

Denelim konumuza. Yangınlar sadece ülkemizde değil, özellikle Akdeniz kıyısındaki ülkelerde etkili. Bu kadar büyük alanda, yüzlerce farklı noktada başlayan yangınlar, sadece küresel ısınma ile bağdaştırılamaz bence. Ülkemizde yanan alanlarda bu mevsimlerde sıcaklık genelde bu seviyelerde oluyor. Bundan daha yüksek olduğu günleri de görmüştür muhtemelen. Ancak bu derece felaket hiç yaşanmadı. Her ne kadar bu konuda zaafiyet olsa da bu konu bilimsel ve adli olarak araştırılmalı. Sadece biz değil, bütün dünya araştırmalı.
ADALETİN OLMADIĞI YERDE NE SAYGI KALIR, NE DE DÜZEN! ADALETİN OLMADIĞI YER YIKILMAYA MAHKUMDUR! DÜRÜSTLÜK BENİM KARAKTERİMDİR! BEN ŞEREFİM İÇİN YAŞAR, ŞEREFİM İÇİN ÖLÜRÜM. MUHTAÇ OLDUĞUM KUDRET DAMARLARIMDAKİ ASİL KANDA MEVCUTTUR.
SKYWOLF...DefenceTurk.com

Çevrimdışı serkan1976

  • 2022 Yılın Üyesi
  • DefenceTurk
  • *****
  • İleti: 7760
  • 458
  • DefenceTurk.com
Ynt: Yangınla Mücadele
« Yanıtla #93 : 12 Ağustos 2021, 14:40:20 »
Toplum çok kötü kutuplaşmış halde... Orman yangınına benzemez bu iş... İnsanların sinir uçlarıyla oynanmamalı....

Herkes aklını başına alsın , ben böyle dedim böyle olacak anlayışının geldiği nokta belli...

Ben bu kutuplaşmanın bir siyaset politikası olduğunu düşünüyorum. Lütfen bu anlayıştan vazgeçsinler...

İnsana,doğaya,hayvana saygı lütfen...

Hiçbir ideolojiyi hakim kılmaya çalışmak ; nsanın hayatından,toplumun huzurundan önemli değildir...


Zaytung'ta bir cümle gördüm: ''Balonu çok şişirirsen patlar'' diye uyaranlara karşı ''Siz patlar demeseniz patlamayacaktı, hep sizin yüzünüzden!''
Bu anlayışla yaklaşıyor olaylara yöneticiler maalesef...
Akılcı önlemler alın...
« Son Düzenleme: 12 Ağustos 2021, 14:48:36 Gönderen: serkan1976 »

Çevrimdışı ACE

  • DefenceTurk
  • *
  • İleti: 761
  • 134
Ynt: Yangınla Mücadele
« Yanıtla #94 : 12 Ağustos 2021, 17:37:41 »

Öncelikle şöyle bir genel resim çizelim.
1 - Çıkan yangınlar cumhuriyet tarihi boyunca görülmemiş en büyük yangınlar. ( Doğru )
     a ) Devlet önlem alamazmıydı, alırdı ve karınca kararınca almış. Yeterlimi, artırılabilirdi. THK daha etkin olabilirmiydi, evet ama suçun hepsini iktidara atmak yanlış. Bu yangınları en fazla öngörecek ve bu bağlamda makine, teçhizat parkurunu hazır tutması ve hazırlıklı olması gereken ikinci kurum. Ama kurumun kasası boşaltılmış. Ayrıca THk bir dernek, Orman bakanlığına bağlı bir kurum değil. Neden kayyum atanmış merak edenler araştırabilir.

2 - Mülteciler. Bu konuda herzamanki gibi suç hep iktidarın...
3 - Ekonomi de durum iç açıcı değil. Evet pandemi vs. Dünyada olduğu gibi bizde de ekonomi kötü. Ama son birkaç yıla baktığımızda benim en çok gördüğüm konu ; dolar ( kur ) ve faiz...
   
4 - Yukarda arkadaş bahsetmiş, hesap sormak. Arkadaşlar kime hesap soracağız burası çok önemli konu. Bazı şeyleri çok iyi ayırt etmemiz gerekiyor. Hesap sormamız gereken devlet mi? hükümet mi? Aynı şekilde güven konusunda da. Devlete mi güven , hükümete mi güven. Bu iki ayrımı çok iyi yapmalıyız. Eğer hesap sorulması gereken, güvenilmemesi gereken yer devlet ise kimse kusura bakmasın ben DEVLETİME LAF SÖYLETMEM. Kötüde olsa iyide olsa o devlet BENİM DEVLETİM. Hükümet geçicidir, bugün var yarın yok lakin devlet ebet müddettir bu böyle biline. Hükümete gelince hesap sormak gerektiği zaman er yada geç sandıkta sorarsınız çünkü yeri orasıdır. Güven konusuna gelirsek - son zamanlardaki en sıkıntılı konu; arkadaşlar bir olay olduğunda ( yangın, terör, sel vb ) kime güveneceksiniz ? ABD basınına mı? AB basınına mı? Yerel kaynaklara mı ? Düşmana mı ?( PKK propagandası yapanlara kastım. Zamanında çok gördük, aslında 5 şehit değilmiş daha çokmuş ama devlet söylemiyor gibi yaklaşımlar ) yoksa DEVLETE mi? Ben herzaman devletime güvenirim/güveneceğim de. Size de tavsiyem bu yönde. Bu güven olayı dolar olayı gibi oldu. Kendimize ait olana güvenmiyoruz, başkalarına ait olana daha çok güveniyoruz. Hani bir laf vardırya; elin sarayından benim samanlığım daha iyidir, onun gibi.
Daha çok yazacaklarım var ama şimdilik bu kadarla yetinelim. Zamanınızı aldım hakkınızı helal etmenizi istirham ediyorum. Kendimi tutamadım işte...
Rabbimden saygı, sevgi, sağlıklı bir hayat geçirmenizi niyaz ederim.

Biraz cevap vereyim.

1) Yıllar önce de Gelibolu yangını gibi büyük yangınlar çıkmıştı bu ilk değil tedbir alınmış olması gerekirdi.
THK’nın nasıl yönetildiği kayyum vs bunlara girmiyorum. Bu ülkede orman yangınına önlem almak THK’nın görevi değil. O kurum uçak temin edip ihaleye giriyor ama çoğunlukla siyasi sebeple alınmıyor. Eyvallah; madem bu kurumdan almıyorsun Devlet olarak alternatif yolları bulacaksın.

2) Evet mülteci ve sığınmacılar konusunda iktidar baştan aşağı hatalı. Suriye Afganistan derken arada Kırgızistan Pakistan vs duyan geliyor arkadaş. Sınırda önlem yok; Avrupaya gideni de geri alıyorsun?!? Mülteci ve sığınmacı konularını biraz araştırın bence.

3) Faizi suçlu ilan edip Merkez Bankası Başkanını görevden alıyorsan neden hala faiz politikası uyguluyorsun diye sorarlar adama.

4) Hesap sorma konusuna gelirsek hayatına etki eden kim ise ona hesap soruyorsun. Bu hükümet de olur müdür de olur. Resmi kurumların bazıları 15 temmuzda bildiri yayınladı. Bildiride “hükümetime bağlılık” gibi bir ifade kullanıldı. Resmi kurum yetkilisi Devlet yerine Hükümet sözünü kullanıyorsa artık bu ayrımlar da ortadan kaldırılmak isteniyor gibi. Bir insan hem parti lideri hem Cumhurbaşkanı olabilince daha da arttı bu karışıklık.

Devlete hesap sorulamaz değil, devlette devam esastır hükümet gider ama alınan karar hala yürürlüktedir. Gidersin idare mahkemesine dava açar hesabını sorarsın. Gerekiyorsa yürütmeyi durdurma kararı alınır. Kimse de gidin o hükümet temsilcisine parti il başkanına sorun demez. Siz hesap sormayı çok daha farklı bir şekilde algılıyorsunuz bence.

Haber alma adına güvenden bahsediyorsanız bunun artık güvenilir bir kaynağı kalmadı. TRT vardı eskiden. Mükemmel değildi ama bu kadar da çarpıtmazdı. Bunun sebebi kısa dönemli değişken koalisyon hükümetleri olabilir.
« Son Düzenleme: 12 Ağustos 2021, 17:48:51 Gönderen: ACE »

Çevrimdışı metin62

  • 2020 Yılın Üyesi
  • DefenceTurk
  • *****
  • İleti: 2341
  • 183
  • DefenceTurk.com
Ynt: Yangınla Mücadele
« Yanıtla #95 : 12 Ağustos 2021, 22:19:32 »
Yine donup dolasip ayni noktaya geldik yani Yangini dahi siyasal bakis acimiza gore degerlendiriyoruz.

Hukumetler,iktidarlar, devlet gorevlilerin yegane gorevleri vardir o da bulunduklari ulkenin halkina ayrim yapmadan hizmet etmektir.

Yani secilmis ve atanmislar halka karsin sorumluluk altindadir. Secilmismisler siyasi irade olarak o makama gelmelerinin ana nedeni ulke halkina yapmis olduklari hizmet ve icraat vatleri ile ilskilidir. Yapilan hizmetin ve yapilan icraatin kalitesini denetleyecek olan halk dir.

 O Zaman secilmisler yapmis olduklari icraatlarin basarili sonuclarini nasil sahiplenebiliyorlarsa  basarisizliklardan direk sorumludurlar. Yani bir baska degisle  makam bir basarisizlik sonrasinda mazaret uretemez ve arkasina da saklanamaz .
 
Halk siyasi iredayi o makama layik gorurken her turlu yetkiyle donatmistir.  Yani eldeki ucak eskidir, yenisi gelmedi, yangin buyuktu , ormani baskalari yakti , hepsi bir anda yandi , iklim degisti, suyumuz azdi oydu buydu hepsi bos mazaretler. Makam butun bunlarin tumunu onceden gorebilecek bir planin yapilmasi, donanim eksikliginin giderilmesinden , kaynak olusturumuna kadar hepsi secilmis yoneticinin sorumlugu altindadir.

 O zaman  fazla uzatmaya gerek yok yapamayan once hesabini milete verir sonra da gider . Yerine yapabilecek olan baskasi gelir.
« Son Düzenleme: 12 Ağustos 2021, 22:21:50 Gönderen: metin62 »

Çevrimdışı serkan1976

  • 2022 Yılın Üyesi
  • DefenceTurk
  • *****
  • İleti: 7760
  • 458
  • DefenceTurk.com
Ynt: Yangınla Mücadele
« Yanıtla #96 : 12 Ağustos 2021, 22:27:54 »
THK ; bu ülkenin orman yangınlarını söndürmeden sorumlu kurumu mu?
Gerçekten bilmediğimden soruyorum...

THK uçaklarına bakım yapamamış parasızlıktan , yolsuzluktan , kötü idare edilmekten vs...vs...
Adamlar yangın söndürme uçağı kiralıyormuş devlete...
THK ihaleye giremeyince ormanlar korumasız mı kalıyor?

Orman yangınlarını söndürme görevi , gerekli önlemleri alma görevi kime ait?

Çevrimdışı SKYWOLF

  • SKYWOLF
  • Genel Yetkili
  • DefenceTurk
  • *****
  • İleti: 44315
  • 615
Ynt: Yangınla Mücadele
« Yanıtla #97 : 12 Ağustos 2021, 23:17:39 »
THK ; bu ülkenin orman yangınlarını söndürmeden sorumlu kurumu mu?
Gerçekten bilmediğimden soruyorum...

THK uçaklarına bakım yapamamış parasızlıktan , yolsuzluktan , kötü idare edilmekten vs...vs...
Adamlar yangın söndürme uçağı kiralıyormuş devlete...
THK ihaleye giremeyince ormanlar korumasız mı kalıyor?

Orman yangınlarını söndürme görevi , gerekli önlemleri alma görevi kime ait?

Orman Kanunu

Alıntı
Madde 69 – (Değişik: 19/4/2018-7139/14 md.)
Orman idaresi, orman yangınlarını önlemek ve söndürmek maksadıyla her türlü hizmeti yapar veya yaptırır.
Orman sayılan alanlar dışındaki yangınlarda ormana sirayet etme riski bulunan kırsal alan yangınlarının söndürülmesine imkânlar ölçüsünde katkı sağlanır. Bu maksatla görevlendirilen personel hakkında 71 inci madde hükümleri uygulanır.
Orman yangınlarını önlemek maksadıyla, orman yangını öncesinde ve yangın esnasında orman idaresi ile diğer kamu kurum ve kuruluşları arasındaki koordinasyonu, mahallin en büyük mülki idare amiri sağlar. Kamu kurum ve kuruluşları, mahallin en büyük mülki idare amirinin verdiği talimatları yerine getirmek ve her türlü desteği sağlamakla yükümlüdür.
Yangın söndürme çalışmalarına fiilen katılan resmi ve özel her türlü aracın akaryakıt giderleri Orman Genel Müdürlüğünce karşılanır.
Orman yangınlarıyla mücadelede gönüllülerden de faydalanılır. Gönüllülerin yangına ulaşımı ile yangın söndürmeye yarayacak aletleri ve giyecekleri, Devlet ormanlarında orman idaresi, diğer ormanlarda ise sahipleri tarafından karşılanır. Yangına katılan personel ve gönüllülerin iaşe giderleri yangın söndürme faaliyetleri süresince orman idaresi tarafından karşılanır.
Bu Kanuna göre izne konu edilen Devlet ormanlarında izin sahipleri, hususi ve hükmi şahsiyeti haiz amme müessesesine ait ormanlarda ise sahipleri, orman yangınlarının önlenmesi ve söndürülmesi ile ilgili her türlü tedbiri almakla yükümlüdürler.
ADALETİN OLMADIĞI YERDE NE SAYGI KALIR, NE DE DÜZEN! ADALETİN OLMADIĞI YER YIKILMAYA MAHKUMDUR! DÜRÜSTLÜK BENİM KARAKTERİMDİR! BEN ŞEREFİM İÇİN YAŞAR, ŞEREFİM İÇİN ÖLÜRÜM. MUHTAÇ OLDUĞUM KUDRET DAMARLARIMDAKİ ASİL KANDA MEVCUTTUR.
SKYWOLF...DefenceTurk.com

Çevrimdışı SKYWOLF

  • SKYWOLF
  • Genel Yetkili
  • DefenceTurk
  • *****
  • İleti: 44315
  • 615
Ynt: Yangınla Mücadele
« Yanıtla #98 : 12 Ağustos 2021, 23:27:54 »
Çok şükür yangınlar söndürüldü veya kontrol altına alındı. Orman kaldıysa tabi. Ancak felaketler peşpeşe geliyor. Dünkü sel felaketi sonrası özellikle Bozkurt ilçesinde durum çok kötü. Sosyal medyada yardım çağrıları paylaşılıyor. Yüzlerce kişinin kayıp olduğu belirtiliyor. Allah yardımcımız olsun.

https://twitter.com/aykiricomtr/status/1425922224851230723
ADALETİN OLMADIĞI YERDE NE SAYGI KALIR, NE DE DÜZEN! ADALETİN OLMADIĞI YER YIKILMAYA MAHKUMDUR! DÜRÜSTLÜK BENİM KARAKTERİMDİR! BEN ŞEREFİM İÇİN YAŞAR, ŞEREFİM İÇİN ÖLÜRÜM. MUHTAÇ OLDUĞUM KUDRET DAMARLARIMDAKİ ASİL KANDA MEVCUTTUR.
SKYWOLF...DefenceTurk.com

Çevrimdışı SKYWOLF

  • SKYWOLF
  • Genel Yetkili
  • DefenceTurk
  • *****
  • İleti: 44315
  • 615
‘Raporla uyardık bakmadılar bile’
« Yanıtla #99 : 13 Ağustos 2021, 08:15:35 »
‘Raporla uyardık bakmadılar bile’



Yangından en fazla etkilenen bölgelerin başında Muğla ormanlarıyla ilgili Türk ve Yunan bilim insanlarının hazırladığı raporun dikkate alınmadığı ortaya çıktı.
13.08.2021 - 07:00 | Son Güncellenme: 13.08.2021 - 07:53| MERT İNAN İstanbul

Türkiye’yi kahreden yangın felaketine ilişkin tartışmalar sürerken, yeni bilgiler de gün yüzüne çıkmaya devam ediyor. Yangından en kötü etkilenen bölgelerin başında Muğla sınırlarındaki ormanlar gelirken, buna ilişkin 2006 yılında Türk ve Yunan bilim insanlarının ortaklaşa hazırladığı bilimsel raporun da dikkate alınmadığı anlaşıldı.

TÜBİTAK için 2006’da hazırlanan ve altısı Türk, beşi Yunan olmak üzere 11 bilim insanın kaleme aldığı hükümetler arası raporda, her iki ülkeye ait en riskli yangın alanlarının verileri çıkartıldı.

EN RİSKLİ ORMANLAR

Raporun hazırlanmasındaki öncülerden İTÜ Uçak ve Uzay Bilimleri Fakültesi Meteoroloji Mühendisliği Bölümü öğretim üyesi Prof. Dr. Selahattin İncecik, Milliyet’e yaptığı açıklamada, “Muğla ormanları, uzun yaz ve düşük nemli kurak koşullar, orman alanlarının yüksek yanıcılık özellikleri, ağırlıklı olarak çam ve maki türlerinin olması nedeniyle en riskli alan olarak ortaya konulmuştu. TÜBİTAK için hazırladığımız hükümetler arası raporu TÜBİTAK tarafından organize edilen bir konferansta sunduk. Ancak sonrasında ilgili ve yetkili kurum veya kişilerin TÜBİTAK raporlarına girip bu rapora baktığından haberimiz olmadı. 15 yıl önce hazırlanan rapora gereken ilgi gösterilmiş olsa belki de böylesi bir felaket manzarası olmayacaktı. Muğla’da yanan alanların kırılgan bir yapıda olduğunu o dönem söylemiştik” dedi.

“Mart ayından kasım ayına kadar yetkili ve diğer tüm kurumların olası yangın felaketine karşı teyakkuzda olması gerekirdi” diyen İncecik, “Yangın riskinin en büyük olduğu bölgelerde tüm senaryolar hazır olmalıdır. Muğla ormanları için olası en kötü yangın senaryosuna karşı bir planlama yapılmadığını görüyoruz. Alevlerin termik santrale geleceği, rüzgar yönüne bakıp anlaşılmıştı. Santralin kömür depoları yanarsa ciddi partikül madde kirliliği ortaya çıkar” diye konuştu.

‘ORMAN YANGINLARI ARTARAK SÜRECEK’

Prof. Dr. İncecik, kimsenin böylesi bir felaket tablosu oluşacağına ihtimal vermediğini de sözlerine ekleyerek, şöyle devam etti: “İlk yangın çıktığında yerden müdahale ile kısa sürede söndürüleceği düşünülmüş olabilir. Herhalde yurtdışından ve askeri birliklerden bu nedenle ilk birkaç gün destek istenmedi. Kırılgan Muğla ormanlarına anında müdahale etmediğiniz takdirde rüzgar etkisiyle bu tablo ortaya çıkar. Böylesi yangınlar gelecek yıllarda artarak devam edecek. Bu yıl bitmeden mutlaka 50 yangın söndürme uçağından oluşan bir filonun kurulması gerekiyor.”

https://www.milliyet.com.tr/gundem/raporla-uyardik-bakmadilar-bile-6573479
ADALETİN OLMADIĞI YERDE NE SAYGI KALIR, NE DE DÜZEN! ADALETİN OLMADIĞI YER YIKILMAYA MAHKUMDUR! DÜRÜSTLÜK BENİM KARAKTERİMDİR! BEN ŞEREFİM İÇİN YAŞAR, ŞEREFİM İÇİN ÖLÜRÜM. MUHTAÇ OLDUĞUM KUDRET DAMARLARIMDAKİ ASİL KANDA MEVCUTTUR.
SKYWOLF...DefenceTurk.com