Anket

YPG/PKK konusunda Rusya ile yapılan mutabakattan memnun musunuz?

EVET
2 (18.2%)
HAYIR
9 (81.8%)

Toplam Oy Verenler: 11

Gönderen Konu: Barış Pınarı Harekatı  (Okunma sayısı 86094 defa)

0 Üye ve 1 Ziyaretçi konuyu incelemekte.

Çevrimdışı Mermi

  • DefenceTurk
  • *
  • İleti: 1069
  • 28
  • DefenceTurk.com
Ynt: Barış Pınarı Harekatı
« Yanıtla #530 : 18 Ekim 2019, 17:12:09 »
Sahada durum böyle değil. CB Erdoğan Rusya ile görüşme bunun devamı demiştir.Rusya ile de anlaşmamız gerekiyor.

Çevrimdışı Partikül

  • 2017 Yılın Üyesi
  • DefenceTurk
  • *****
  • İleti: 1555
  • 197
  • DefenceTurk.com
Ynt: Barış Pınarı Harekatı
« Yanıtla #531 : 18 Ekim 2019, 19:09:23 »
Barış Pınarı Harekatıyla, en nihayetinde bir noktaya kadar geldik ve durduk... Peki, niye durduk! dersek; bütün dünya başımıza çullanmış ve en ağır şekilde tehdit ediyordu. Hadi diğer dünya ülkelerinin tehdidi vız gelir tırıs gider gitmesine de... Amerika bu sefer çok sert geldi.

Peki, biz ne kazandık ABD ne kazandı?

Evvela bizim kazandıklarımız ortada... En başta kararlılığımızı gösterdik. Yıllar yılı kaybettiğimiz itibarımızdan bir kısmını geri kazandık. Türk milletinin OYUN BOZMA yetenek ve imkanlarını dosta düşmana gösterdik. İnanıyorum ki, bundan sonra daha usturuplu geleceklerdir... Bu coğrafyada Türk milletini yok sayarak, kendi kafanıza göre oyun kuramazsınız! Bu gerçeği bir kez daha görmüş oldular. Fakat nefesimizin yetmediği yerleri de test ettiler. Yani eksiklerimizi tamamlamamız gerekiyor. Adamlar bizleri ekonomik yaptırımlarla tehdit etti... Savaş ile tehdit etmiş olsaydı; inanıyorum ki bu necip millet ''başım gözüm üstüne!'' diyecekti. DEMEK Kİ, GÜÇLÜ EKONOMİ ŞART! Tekrar kamucu ekonomi, tekrar üretim ekonomisi ve tekrar milli tarım politikası... Bunları başarmak zorundayız. Fabrikaların bacasını tüttürmek zorundayız. Başka çaresi yok!

Bu kadarcık saydıktan sonra, diğer askeri/taktik başarıları saymanın gereği yok. Fakat asıl önemli konu; AMERİKA NE KAZANDI?

- Amerika en başta, kara gücüm dediği teröristlerinin hayatını kurtardı. Demek ki, tamamen elden çıkmasını istemiyor.

- Bir diğer kazanç; PKK/YPG teröristlerine zaman kazandırdı.

- Teröristlerine; onları terk etmediğini, yalnız bırakmadığını, onlar için gerekirse 70 yıllık müttefikiyle düşman olabileceğini gösterdi... Öyle anlaşılıyor ki, onlara Türk Cumhuriyeti Devletinden daha çok değer veriyor(!)

- Mevcut anlaşmayı iç siyaset malzemesi olarak kullanıyorlar ve kullanmaya devam edecekleri anlaşılıyor. Ve bunu Türkiye Cumhuriyeti Devletini ve Devlet Başkanını aşağılayarak yapıyorlar. Vahşi Batı tarzı; rodeocu, kovboy kırması siyaset tarzı bu olsa gerek! Aslında bizim işimize gelir; adamlar siyasi nezaketten ve diplomasi kurallarından bağımsız olarak patavatsızca her düşündüklerini söylüyorlar. 70 yıldır gözleri kör, kulakları sağır olmuş Amerikancılar açısından uyarıcı mahiyettedir.

- Bir diğer kazaçları; teröristlerinin Esad' a teslim olma sürecinin önüne geçtiler. Teröristler, ABD tarafından terk edildiklerini ve Türkiye karşısında tutunmalarının imkansız olduğu düşündüklerinden, mecburen Esad' a yamanmak ihtiyacı hissediyordu. Artık kendilerini daha güvende hissedeceklerdir.

BİR KEZ DAHA YAZMAM GEREKİRSE; ESAD' LA ANLAŞMAYA MECBURSUNUZ. BU OYUN TAHTASININ BİZDEN TARAFINDA ESAD' DA OLMUŞ OLSAYDI; TERÖRİSTLER ÇİL YAVRUSU GİBİ DAĞILACAKTI.     
« Son Düzenleme: 18 Ekim 2019, 19:17:44 Gönderen: Partikül »

Çevrimdışı serkan1976

  • 2022 Yılın Üyesi
  • DefenceTurk
  • *****
  • İleti: 7737
  • 457
  • DefenceTurk.com
Ynt: Barış Pınarı Harekatı
« Yanıtla #532 : 18 Ekim 2019, 19:30:41 »
Benim için bu antlaşmanın en iyi yanı ; rejimin ve Rusya'nın ,Fırat'ın doğusuna adım atmasıdır... İnce ince Rusya-rejim artık topraklarını tekrar ele geçirir umarım...

Çevrimdışı SKYWOLF

  • SKYWOLF
  • Genel Yetkili
  • DefenceTurk
  • *****
  • İleti: 44312
  • 614
Ynt: Barış Pınarı Harekatı
« Yanıtla #533 : 18 Ekim 2019, 23:27:35 »


Alıntı
Baki Seyyah م
@Bakiyayaa
Tel Abyad kırsalında, yaralı bir askerin tahliyesi esnasında, genel maksat helikopteri teknik arıza sonucu kırıma uğradı acil iniş yaptı. Teröristler ele geçirmesin diye F16 ile helikopter vurularak kullanılamaz hale getirildi.

https://mobile.twitter.com/Bakiyayaa/status/1185280796132810752
ADALETİN OLMADIĞI YERDE NE SAYGI KALIR, NE DE DÜZEN! ADALETİN OLMADIĞI YER YIKILMAYA MAHKUMDUR! DÜRÜSTLÜK BENİM KARAKTERİMDİR! BEN ŞEREFİM İÇİN YAŞAR, ŞEREFİM İÇİN ÖLÜRÜM. MUHTAÇ OLDUĞUM KUDRET DAMARLARIMDAKİ ASİL KANDA MEVCUTTUR.
SKYWOLF...DefenceTurk.com

Çevrimdışı Mermi

  • DefenceTurk
  • *
  • İleti: 1069
  • 28
  • DefenceTurk.com
Ynt: Barış Pınarı Harekatı
« Yanıtla #534 : 19 Ekim 2019, 01:14:58 »


Alıntı
Baki Seyyah م
@Bakiyayaa
Tel Abyad kırsalında, yaralı bir askerin tahliyesi esnasında, genel maksat helikopteri teknik arıza sonucu kırıma uğradı acil iniş yaptı. Teröristler ele geçirmesin diye F16 ile helikopter vurularak kullanılamaz hale getirildi.

https://mobile.twitter.com/Bakiyayaa/status/1185280796132810752
Ne yani kendi helikopterimizi mı vurduk. Ben kesinlikle inanmıyorum. O askerleri tahliye etmek için bölgeye zaten askerlerimiz geldi. Helikopteri neden orada bıraksınlar.

Çevrimdışı metin62

  • 2020 Yılın Üyesi
  • DefenceTurk
  • *****
  • İleti: 2340
  • 182
  • DefenceTurk.com
Ynt: Barış Pınarı Harekatı
« Yanıtla #535 : 19 Ekim 2019, 10:36:36 »
Satır aralarıyla Türk-ABD mutabakatının şifreleri;

**Kanimca Baris pinarinda gelinen son durum ve ABD ile yapilan gorusme hakkinda bilgi edinmek icin Sedat Erginin makalesini bir goz atmak yararli olur . Bu makalenin ozunden bakacak olursak Askeri olarak yapilan operasyonun ABD tarfindan yapilmis olan yatirim tehditlerinin dikkata alinmasi operasyonun geci de olsa durdurulmasinda etkili oldugu gorulmekte. Bu da bizlere malesef ekonomik ve siyasi durusumuzun yeterli derecede olmadigini gostermekte. " Yani baska bir degisle bu kozu bundan sonra ABD hep bize karsin masaya surecegi asikar"


Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan ile ABD Başkan Yardımcısı Mike Pence arasında önceki akşam yapılan görüşmelerde Suriye’nin kuzeydoğusunda barışçı bir çözüm çerçevesinin ortaya çıkması memnuniyetle karşılanmalıdır. Türkiye ile ABD arasında varılan mutabakatın ne anlama geldiği konusunda ana başlıklar halinde şu gözlemleri öne sürebilmek mümkündür:

GÜVENLİK KAYGILARI GİDERİLİYOR: Türkiye-Suriye sınırının Fırat’ın doğusunda Tel Abyad ile Resulayn arasındaki bölümünde yaklaşık 120 kilometre genişliğinde ve 30 kilometre derinliğinde tesis edilecek olan ‘güvenli bölge’ ile başlayalım. Bu güvenli bölgede PKK’nın Suriye’deki uzantısı YPG unsurlarından kaynaklanan terör tehdidinin bertaraf edilmesi, kuşkusuz Türkiye’yi rahatlatacak bir gelişme olacaktır. YPG’nin buradan çıkacak olması, ağır silahlarının toplanması, tahkimat ve mevzilerinin kullanılamaz hale getirilmesi, tehdidin sınırın en azından bu kesiminden tasfiyesi anlamına geliyor. Güvenli bölgenin doğu sınırında yer alan ve YPG’nin şehir merkezinde belli bir direniş sergilediği Resulayn’daki durum özellikle önem taşıyor. YPG’nin Resulayn’dan çıkışı önümüzdeki kısa zaman dilimi içinde bu tasfiyenin en kritik aşamalarından birini oluşturacaktır.

YA SINIRIN KALAN BÖLÜMÜ?: Barış Pınarı harekâtı başlarken hedef, Türkiye-Suriye sınırının, Fırat’ın Suriye topraklarına girdiği Karkamış’tan Irak sınırına kadar uzanan yaklaşık 440 kilometresinin bütünlüğü içinde açıklanmıştı. ABD ile varılan mutabakatta öngörülen ‘güvenli bölge’, 440 kilometrelik bu hattın yalnızca Tel Abyad-Resulayn arasındaki 120 kilometrelik bölümüyle sınırlıdır. Buna karşılık mutabakatın harekâta ara verilmesine ilişkin boyutu, Suriye’nin bütün kuzeydoğusunu kapsıyor. Dolayısıyla güvenli bölgenin doğuya ve batıya doğru genişlemesinin en azından bu aşamada gündemden çıkacağı anlaşılıyor. Ayrıca, sınır boyunca YPG’nin güçlü olduğu batıda Kobani ve doğudaki Kamışlı gibi merkezlere şimdiden Rusya’nın da teşvikiyle Esad ordusu girmiş olduğu için, Türk tarafı zaten bu bölgelerde frene basmak durumundaydı.

RUSYA VE REJİMLE YPG DİYALOĞU: Türkiye’nin nihai stratejik hedefi sınıra bitişik bölge boyunca var olan bütün YPG tehdidinin ortadan kaldırılması olduğuna göre, 120 kilometrelik güvenli bölge dışındaki alanlarda üstlenmiş YPG unsurlarına nasıl bir karşılık verileceği önemli bir soru olarak beliriyor. Ankara’nın buradaki güçlüğü, YPG’nin Rusya’nın arabuluculuğu üzerinden Esad rejimi ile yaptığı anlaşmadır. YPG, Rusya’nın gözetimi altında rejimle ittifaka girdiği için bunun sağladığı korumadan yararlanmaya başlamıştır. Ankara’nın Esad rejimi ile diyalog kanalları kısıtlı olduğundan, sınırın diğer bölgelerindeki YPG unsurları konusunda ne yapılacağı, ağırlıklı olarak Türkiye ile rejimin destekçisi Rusya arasındaki siyasi diyaloğun gündemine girecektir.

ANLAŞMAYA MOSKOVA NE DİYECEK?: Önümüzdeki dönemin en önemli sorularından biri, Suriye denkleminde söz sahibi olan Rusya lideri Vladimir Putin’in Ankara ile Washington arasındaki bu ikili mutabakata vereceği karşılıktır. Kremlin, bugüne kadar hem Türkiye’nin güvenlik kaygılarına hak veren hem de Suriye’nin toprak bütünlüğünün korunması ilkesi çerçevesinde Esad rejiminin egemenliğini ülke topraklarının her noktasına yaymasını savunan bir politika izleyegeldi. Putin’in TSK’nın kontrol edeceği bu bölgenin kalıcı olmaması yolunda bir tutum alması, ancak bu tutumunu Ankara’ya en azından kısa dönemde zaman baskısı uygulamayan bir üslup içinde sergilemesi şaşırtıcı olmaz. Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın önümüzdeki salı günü Soçi’ye yapacağı ziyaret bu bakımdan büyük önem taşıyor. Ziyaretin Türk-ABD anlaşmasının 120 saatlik uygulama süresinin son 24 saatine denk gelecek olması Erdoğan-Putin görüşmelerini kritik bir görüntüye sokuyor.

ABD HANGİ KARTLARI KULLANDI: Önceki akşam açıklanan mutabakat metninin 12’nci maddesi müzakerelerin seyrine ilişkin ilginç bir mekanizma içeriyor. Buna göre, A) Türkiye’nin askeri harekâta ara verdiği noktada (önceki gece yarısı), ABD geçen pazartesi günü ABD Başkanı Donald Trump’ın imzaladığı başkanlık kararnamesi ile hayata geçirilen yaptırımlara “ilavelerini getirmeme” taahhüdünü üstleniyor. B) Harekât 120 saat sonunda YPG’nin geri çekilmesinin ardından Türkiye tarafından durdurulduğunda, bu kez geçen pazartesi günü uygulamaya konan yaptırımlar tümden kaldırılacaktır. Bu mekanizmadan, ABD’nin Türk tarafına harekât durmazsa başka yaptırımlar için düğmeye basılacağı baskısını yaptığı anlaşılıyor. Nitekim Pence, önceki akşam açıkça “Başkanın da açıkça belirttiği gibi bugün ateşkes olmasaydı Türkiye’ye bir dizi yeni ağır yaptırımlar gelecekti” diye konuşmuştur. Pence, yeni yaptırımlardan vazgeçilmesini ABD’nin verdiği bir ‘ödün’ olarak takdim etmiştir. Keza Trump’ın Suriye Özel Temsilcisi James Jeffrey de mevcut yaptırımların ötesine geçebilecek adımların görüşmelerde gündeme getirildiğini diplomatik bir dille doğrulamış, ancak bunların ayrıntılarına giremeyeceğini belirtmiştir.

HAREKÂT İLE YAPTIRIM ARASINDA KARŞILIKLILIK: Mutabakatın Türk-ABD ilişkileri açısından gösterdiği yöneliş şudur: Türkiye’nin askeri harekâtı ile ABD’nin Türk ekonomisine  zarar verecek yaptırımlara başvurma tehdidi arasında ‘karşılıklılık’ içinde doğrudan bir denklem tesis edilmektedir. Rahip Brunson krizinde bizzat yaşandığı üzere, krizler patlak verdiğinde bu kartın devreye sokulması Trump’ın başkanlığı döneminde ilişkilere artık bir kalıp olarak yerleşmektedir.

DEAŞ NE OLACAK?: Yayımlanan ortak açıklamada göze çarpan bir husus, DEAŞ’la mücadele konusundaki ifadelerin coğrafi sınırlarının genel görünmesidir. Açıklamanın beşinci maddesinde, iki ülkenin “Suriye’nin kuzeydoğusunda DEAŞ’la mücadele faaliyetlerinin devamında kararlı oldukları” vurgulanıyor. Keza bu taahhüdün “alıkoyma merkezleri hususlarında uygun şekilde gerçekleştirilecek eşgüdümü de içereceği” belirtiliyor. Burada yalnızca güvenli bölge içindeki alıkoyma merkezleri mi yoksa daha geniş bir coğrafyanın mı kastedildiği hususunda bir açıklık yok. Bu arada, alıkoyma merkezleri halihazırda YPG’liler tarafından yönetildiğinden bu eşgüdümün ayrıntıları uygulamayla ilgili birçok meseleyi gündeme getirecektir.

KONGRE’Yİ YATIŞTIRMAYA YETECEK Mİ?: Başkan Trump’ın yardımcısı Pence’i Ankara’ya göndermesindeki başlıca amaçlarından biri şuydu: Trump, Türkiye ile ivedi bir mutabakata vararak, Suriye’den çıkma ve YPG’den desteğini çekme kararının ABD Kongresi’nde kendi partisi Cumhuriyetçiler de dahil olmak üzere yarattığı sert tepkileri yatıştırmak derdindeydi. Buna karşılık ABD medyası ve Kongre’den gelen ilk işaretler, Ankara’da varılan mutabakatın tepkileri dindirmek açısından yeterli olmadığını gösteriyor. Bu durumda Trump mutabakat çerçevesinde Türkiye’ye yaptırımları kaldırsa bile, Kongre’nin Türkiye’ye yeni yaptırımlar uygulanması için harekete geçmesi ihtimali yabana atılmamalıdır.

http://www.hurriyet.com.tr/yazarlar/sedat-ergin/satir-aralariyla-turk-abd-mutabakatinin-sifreleri-41353849

Çevrimdışı fırtına06

  • Site Yetkilisi
  • DefenceTurk
  • *****
  • İleti: 5018
  • 231
  • DefenceTurk.com
Ynt: Barış Pınarı Harekatı
« Yanıtla #536 : 19 Ekim 2019, 13:47:02 »
Milli Savunma Bakanlığı'ndan (MSB) yapılan açıklamada "TSK tarafından güvenli bölgeye yönelik mutabakata tam olarak uyulurken, YPG/PKK'lı teröristler son 36 saatte 14 taciz/saldırı gerçekleştirdi" ifadeleri kullanıldı.



TSK'nın ABD ile varılan mutabakata tam olarak uyduğu ancak PKK/YPG tarafından saldırı gerçekleştirildiği belirtilen açıklamada ayrıca, ABD ile koordine halinde olunduğu da vurgulandı.
MSB tarafından yapılan açıklama şu şekilde:

1. TSK tarafından, Türkiye ile ABD arasında 17 Ekim 2019 tarihinde Güvenli Bölgenin tesisine yönelik varılan mutabakata tam olarak uyulmaktadır.

2. Buna rağmen son 36 saat içerisinde PKK/YPG'li teröristler tarafından 12’si Resulayn, bir adedi Tel-Abyad, bir adedi de Tel Tamir bölgesinde olmak üzere toplam 14 taciz/saldırı gerçekleştirilmiştir. Taciz ve saldırıların muhtelif hafif ve ağır silah (havan, roket, Doçka uçaksavar ve tanksavar silahı) ile yapıldığı tespit edilmiştir.

3. Varılan mutabakatın sağlıklı bir şekilde yürütülebilmesi, meşru müdafaa hariç sükûnetin sürdürülebilmesi için ABD ile anlık koordine yapılmaktadır.

https://tr.sputniknews.com/turkiye/201910191040428556-msb-son-36-saatte-14-taciz-ve-saldiri-gerceklesti/

Çevrimdışı Yasar

  • 2021 Yılın Üyesi
  • DefenceTurk
  • *****
  • İleti: 3658
  • 360
  • DefenceTurk.com
Ynt: Barış Pınarı Harekatı
« Yanıtla #537 : 19 Ekim 2019, 13:48:43 »
İlk başta iyi bir anlaşma gibi görünse de , detaylar incelendiğinde ;
Bu geçici ateşkes anlaşması ile şu anda elimizde tuttuğumuz yerlerde kalacağız. Ypg 32 km derinliğin gerisine çekildiğinde harekat bitmiş olacak. Dolayısıyla şu anki harekat alanının doğusu ve batısında hiç bir ek kazanımımız olamayacak. Yani 120km x 32km arasına sıkışmış olacağız.
Ne oldu 444km x 32km ?  Uçtu ! Hava oldu! Ypg de imha edilmekten kurtarılmış oldu.
O zaman kazanan kim? ABD ve YPG!

Çevrimdışı BATTLESTAR

  • 2018 ve 2019 Yılın Üyesi
  • DefenceTurk
  • *****
  • İleti: 2672
  • 315
  • DefenceTurk.com
Ynt: Barış Pınarı Harekatı
« Yanıtla #538 : 19 Ekim 2019, 14:35:01 »
Bölgeden Osmanlı Hakimiyetinin gitmesi çok kötü oldu. Tam bir yıkım. Osmanlı hala yaşasaydı gücü altındaki Türkiye, Mısır, Yunanistan'ın bazı konvansiyonel kabiliyet toplamları şöyle :

Hava Kuvvetleri
616 F-16
88 F-4
130 Mirage Serisi
70 Mig-29/Su-27
24 Mirage

Total= 928 Savaş Uçağı.

Saldırı Helikopteri :

74 Apache
56+ Atak T-129
34 Kamov Ka-50

Total: 174

Tank Gücü :
170 Sabra
170 Leopard 2a6
537 Leopard 2a4 Leopard TOTAL : 707
1360 M1a1 Abrams
500 T-90 Ms Tagil
2750 M-60 Serisi
900 Leopard 1
1150 M-48
500 T-62
500 Ramses

Total = 8437

Donanma Potansiyeli :

1 Anadolu Lhd
2 Mistral Lhd Total: 3


10 Type 214
18 Type 209

Total : 28 Denizaltı

1 Freem
1 İ sınıfı
12 Meko 200
12 Perry Sınıfı
9 Elli Sınıfı
2 knox Sınıfı Total: 39

4 Milgem Korvet
4 Gowind Korvet
6 Burak Korvet
2 Descubierta Korvet
1 Pohang Korvet  Total : 17

Total 56



Bölgeye kimsenin burnunu sokmaya cesaret edeceğini sanmıyorum.
Savaş Var Denildiğinde Biz;


Ankhises

  • Ziyaretçi
Ynt: Barış Pınarı Harekatı
« Yanıtla #539 : 19 Ekim 2019, 14:52:38 »
Bölgeden Osmanlı Hakimiyetinin gitmesi çok kötü oldu. Tam bir yıkım. Osmanlı hala yaşasaydı gücü altındaki Türkiye, Mısır, Yunanistan'ın bazı konvansiyonel kabiliyet toplamları şöyle :

Hava Kuvvetleri
616 F-16
88 F-4
130 Mirage Serisi
70 Mig-29/Su-27
24 Mirage

Total= 928 Savaş Uçağı.

Saldırı Helikopteri :

74 Apache
56+ Atak T-129
34 Kamov Ka-50

Total: 174

Tank Gücü :
170 Sabra
170 Leopard 2a6
537 Leopard 2a4 Leopard TOTAL : 707
1360 M1a1 Abrams
500 T-90 Ms Tagil
2750 M-60 Serisi
900 Leopard 1
1150 M-48
500 T-62
500 Ramses

Total = 8437

Donanma Potansiyeli :

1 Anadolu Lhd
2 Mistral Lhd Total: 3


10 Type 214
18 Type 209

Total : 28 Denizaltı

1 Freem
1 İ sınıfı
12 Meko 200
12 Perry Sınıfı
9 Elli Sınıfı
2 knox Sınıfı Total: 39

4 Milgem Korvet
4 Gowind Korvet
6 Burak Korvet
2 Descubierta Korvet
1 Pohang Korvet  Total : 17

Total 56



Bölgeye kimsenin burnunu sokmaya cesaret edeceğini sanmıyorum.
Kanımca çok yanlıs bir değerlendirme....Osmanlının son zamanlarında sanayii ve silahlanmada avrupaya oranla geri kaldıgı malum. Osmanlı toprakları bugün olsaydı sadece petrole dayalı bir ekonomi güdülecekti. Çünki Osmanlının egemen oldugu tüm ülkeler eğitim ve ekonomide geri kalmış ülkeler. Petrolden gelecek devasa para yine devasa bir nüfusun beslenme , eğitim , tıp ihtiyaclarını karşılamak zorunda kalacaktı. Nüfusunun %60-70 hatta %80i eğitimsiz bir kitleden oluşacaktı. Mezhepsel ve arap isyanları Osmanlıya hiç huzur vermeyecekti. Buda dış dünyaya sizi güvenliksiz bir hale getirecektir. Bugünün silahlarıyla "bugün olsa" derken o günün sorunlarınıda bugüne uyarlamak lazım. Osmanlıdan bahsederken Arapların , Mısırlıların bizi çok sevdiğini ve dünyayla savaşırken bizle beraber savaşacaklarını sanıyorsunuz. Sandıgımız yüzündende defalarca arkamızdan bıçaklandık araplar tarafından...