Gönderen Konu: Osmanlı Devletinin Milli Battleship ( Savaş Gemisi) Projesi : Abdülkadir Sınıfı  (Okunma sayısı 3596 defa)

0 Üye ve 1 Ziyaretçi konuyu incelemekte.

Çevrimdışı BATTLESTAR

  • 2018 ve 2019 Yılın Üyesi
  • DefenceTurk
  • *****
  • İleti: 2669
  • 315
  • DefenceTurk.com
Bu yazıyı Doğu Akdeniz'de tansiyonun yükseldiği ve milli projelerimize bazı yabancı üreticileri sokmayı düşündüğümüz şu zamanlarda kendi kişisel alan ve ilgimin olduğu bir konuda shipbucket'inde bir kaç faydalarıyla yazmak istedim.


Osmanlının askeri üretimde özellikle son dönemlerde hiç üretim yapmadığı yönündeki yaygın anlayışın aksine, Haliç tersaneleri devamlı üretime devam etti. 1842 sonrası dağılma döneminde dahi bir çok kalyon, yandan çarklı savaş gemisi,fırkateyn, hatta Mukaddeme-i Hayir gibi milli İronclad tipi savaş gemileri son dönemlerde lütfu humayun gibi kruvazörler, Berk Efşan sınıfı torpido gemileri gibi ve bunlara ek bir çokda farklı tipte kızağa alınıp iptal edilen sürekli ama yeterli seviyede olmayan üretime devam etti. Hatta haliçte bir buharlı gemi motoru fabrikası dahi vardı. (Günümüz eşitine biz bugün hala erişemedik.)



İşte Abdülkadir sınıfı Osmanlının son döneminde 1890 da başlayan dönemin en gelişmiş savaş gemisi tipi Ön-Dretnot projesi olarak başlayıp proje süresince yeni icat edilen üst sınıf Battleship sınıfına (dretnot)evrilen proje tarihi günümüze ders olması gereken bir projeydi. 1890' larda Yunanistanın 3 adet hafif ironclad almasından sonra Osmanlı hükümeti İki ön dretnot savaş gemisinide içeren geniş bir donanma programı başlattı.

Bu proje için başta Fransız ve Almanlar ciddi bir mücadeleye giriştilersede daha sonra kendi aralarında geminin fransızlar tarafından yapılacağı silahlarında Almanlar tarafından sağlanacağı   
win-win bir kontratta anlaştılar. Gemi orjinalinde yukarıda gördüğünüz tasarımda 12,500-metrik tonda 103 metre ve fransız hotche sınıfıyla benzer tasarımdaydı. 4 adet 283mm/32 SK L/35 top , 8 adet 149mm/32 SK L/35 top , 16 adet 37mm/42 SK L/45 top ve 5 adet 356mm torpido tüpüne sahipti .
 


Ancak daha sonra Osmanlı hükümetinin geminin yerli Haliç tershanelerinde geliştirilip üretilmesine  karar verince Fransızlar biraz hayal kırıklığına uğruyor. Ancak Haliç Tershanesine gelecek donanma modernizasyonlarında fransız firmalarının seçilmesi için fransız danışmanlar yerleştirerek bu kayıbı telafi edeceklerdi. Haliç Tershanesinin yeni Fransız Direktörü  Paul-Bertrand Pansin yukarıdaki tasarımda görülebileceği gibi gemi ana toplarının 2 li açık barbet şeklinde öne ve arkaya yerleştirilmesini teklif etti. Bu o dönem nerdeyse standart hale gelen bir uygulamaydı özellikle Fransızlardı. Fakat çağdaşı gemilerin dışında bu silah istasyonları taret tipi tam kapalı istasyonlar değildi. Alman topları aynı kaldı fakat 149 mmlikler 6 adete düşürüldü torpido ise 6'ya çıkarıldı. Dahası dört adet 88mm/27 SK L/30 top eklendi.



1892 de bu gemi kızağa konuldu.Ancak aynı zamanda yukardakindeki gibi Osmanlı yetkilileri geminin barbetlerinin kapalı tarete dönüştürülmesini istedi. Bu yüzden Alman silah sağlayıcısı gemide yeni yapılan brandenburg sınıfında da kullanılan taretleri kullanmayı önerdi. 37mm'likler 8'e indirildi ve 88 mm'liklerde aynı sayıya çıkartıldı. Böylece 1892 de geminin inşası yavaş bir tempoyla başladı. Ancak 1890'da proje için tahsis edilen bütçe Osmanlı ve/veya yabancı yetkililer tarafından eritildi veya gasp edildi. Kısaca hiç edildi.



İnşa 3 Yıl sonra Hasarn Rami Paşa'nın 1895'deki tekrar inşa programına kadar neredeyse durmuştu. Aynı zamanda Pansin Paşamız (Paul Berthnard Pansin) Geminin tasarımı üzerinde tekrardan çalıştı ve fransız dizaynı parçaları arttırdı ve yukarıda görülebileceği gibi Charlemagne sınıfına aşırı yakın bir gemiye evriltti tasarımı. Geminin baş kısmını değiştirdi. Turret tasarımınıda daha fransızlaştırdı.Aynı zamanda tamamiyle yeni bir üst güverte tasarladı. Böylece tekrardan inşa faliyetleri düşük bir hızla nerdeyse tamamen duracağı zamana kadar devam etti.



1903'de Giritte krizi çıkınca gemi topları kıyı bataryası olarak adanın savunmasında kullanılmak için çıkarıldı ve yenileri Almanlardan sipariş edildi. Yeni taretler kapalı çift taret idi.Çalışmalar tekrardan tüm gücüyle tekrar başladı. Ancak 1906'da tamamlanamadan durdu. 1909'da işe yaramayacağına karar verilerek hurdaya ayrıldı. 1914'de parçalandı. Böylece bir nevi Osmanlının  Tf-2000 projesi son buldu.
Savaş Var Denildiğinde Biz;


Çevrimdışı OKÇULAR

  • Site Yetkilisi
  • DefenceTurk
  • *****
  • İleti: 735
  • 84
Güzel paylaşım teşekkür ederiz. İstanbul deniz müzesinde bir maketi ve Abdülhamid'in resim koleksiyonunda gövde inşası ile alakalı resmi var idi. Arşivimde bulabilirsem paylaşırım.



DÜNYADA BÜTÜN GERCEKLER 3 MERHALEDEN GECER.
1. iLK BAŞLARDA HAFİFE ALINIR ÖNEMSENMEZ
2. ARKASINDAN ŞİDDETLİ BİR DİRENİŞ VE BASKIYA UĞRAR.
3. EN SON TAM BİR DOĞRU OLARAK KABUL EDİLİR..