Şimdi yakın askeri tarihte bir inanış var. Denilir ki Ruslar hiç bir zaman nato'yu dengeleyecek sayılarda etkili savaş uçağına sahip olamayacağından dolayı bunları hava savunma sistemleriyle karşılamak için hava savunma sistemlerine önem vermiştir.
Amerika ise düşman uçaklarını zaten uçaklarla karşılayabileceği için hava savunma sistemlerine sovyetler kadar önem vermemiştir.
Şimdi bunun çok benzeri bir anektodu geçmiş tarihten verebiliriz ;
Harp sahasının en hızlı hareket eden ve kompozit demir zırhlı (hafif ama dayanıklı), ve arka arkaya çok uzun mesafelere ve her yöne adeta bir makineli tüfek veya top gibi ok atabilen ve bunu yaklaşık ordunun 4 te 3'ünü intiba eden 50-100-150 bin kişilik sayılarda kitlesel olarak taktiklerle yapabilen kadim dünyada direkt olarak savaş uçaklarını karşılayan bir kuvvettir Osmanlı Sipahisi.
Pikemen yani kargılı askerlerde ordularda genelde süvari hücumlarını karşılamak için kullanılan bir nevi günümüz hava savunma sistemlerinin kadim dünyadaki karşılığıydı.
Bu tarz birlikler diğer ülkelerde fazla olsa da osmanlıda da mevcut olmakla birlikte çok az ve cüzi sayıdaydı. Bunun sebebini de tarihçilere göre Osmanlının gelen düşman süvari akınlarını kargılı askerlerle değil halihazırda kendisinde çok fazla süvari olduğundan direk süvariyle karşılamayı seçtiğinden ileri geldiğini görüyoruz.
Yani Sovyet - Abd uçak-sam dengesine benzer bir anektod. Tarih tekerrürden ibarettir lafına kızan tarihsiciler var ama buda böyle bir durum işte.
