Gönderen Konu: FETÖ  (Okunma sayısı 67701 defa)

0 Üye ve 1 Ziyaretçi konuyu incelemekte.

Çevrimdışı SKYWOLF

  • SKYWOLF
  • Genel Yetkili
  • DefenceTurk
  • *****
  • İleti: 44315
  • 615
Ankara'da füzeyle vuracaklardı!
« Yanıtla #80 : 22 Temmuz 2016, 08:40:04 »
Ankara'da füzeyle vuracaklardı!

Hürriyet Haber21 Temmuz 2016 - 21:25Son Güncelleme : 22 Temmuz 2016 - 07:58
Ankara'da füzeyle vuracaklardı!



Darbeciler, Türk silahlı Kuvvetleri'nin sınır hattında konuşlandırdığı 'Kasırga çok Namlulu Roketatar'ı Ankara'ya getiriyordu. Söz konusu füze rampaları 150 kiloluk çelik bilyeli tahrip başlıklarına sahip. 100 kilometre öteden nokta atış yapabiliyor.

Darbe için 58. Topçu Tugayı'ndan 80 asker ve füze rampalarıyla birlikte verilen sahte talimatla birlikte Ankara'ya doğru yola çıkmıştı. Bununla Ankara çevresindeki zırhlı araçlar da Ankara'ya yönlendirilmişti.

Ancak Temelli yakınlarında araçların yolu kesildi. Vatandaşlar toplanmıştı. Polisin uyarısına karşın konvoy durmadı. Araç durmayınca lastikleri patlatıldı. Darbe girişiminin başarısız ve askerlerin teslim olmaya başladığının duyulmasının ardından araçtaki askerler de teslim oldu.

ANKARA HARİTASI BULUNDU

NTV'nin haberine göre Kasırga Çok Namlulu Roketatarına mühimmat da Konya'dan sevk edilecekti. Konya'dan Ankara'ya başka füzeler ve mühimmat da gönderilmiş. Birliğin komuta merkezinde ise Ankara haritası ve ele geçirilmek istenen yerlerin olduğu görüldü. Belgede 'Gizlilik derecesinin yüksek olduğu' ifade ediliyor. 11. Ordu Harekat plan subayının imzası var.

Polatlı'da konuyla ilgili çok yönlü soruşturma sürdürülüyor.

Bunun dışında 17 zırhlı araç da Polatlı Stadyumu'na çekildi.

Darbecilerin hedefi Meclis, Başbakanlık, Genelkurmay Başkanlığı, Kuvvet Komutanlıklarıydı. Ankara çevresindeki birliklerden o bölgeye takviye çağrılmıştı. Füze rampaları darbe girişiminde kullanılacaktı.

http://www.hurriyet.com.tr/ankarada-fuzeyle-vuracaklardi-40159146
ADALETİN OLMADIĞI YERDE NE SAYGI KALIR, NE DE DÜZEN! ADALETİN OLMADIĞI YER YIKILMAYA MAHKUMDUR! DÜRÜSTLÜK BENİM KARAKTERİMDİR! BEN ŞEREFİM İÇİN YAŞAR, ŞEREFİM İÇİN ÖLÜRÜM. MUHTAÇ OLDUĞUM KUDRET DAMARLARIMDAKİ ASİL KANDA MEVCUTTUR.
SKYWOLF...DefenceTurk.com

Çevrimdışı SKYWOLF

  • SKYWOLF
  • Genel Yetkili
  • DefenceTurk
  • *****
  • İleti: 44315
  • 615
Cumhurbaşkanı Erdoğan'dan Reuters'a flaş açıklamalar
« Yanıtla #81 : 22 Temmuz 2016, 08:54:17 »
Cumhurbaşkanı Erdoğan'dan Reuters'a flaş açıklamalar

Hürriyet Haber21 Temmuz 2016 - 23:03Son Güncelleme : 22 Temmuz 2016 - 07:26
Cumhurbaşkanı Erdoğan'dan Reuters'a flaş açıklamalar



Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Reuters'a önemli açıklamalarda bulundu. Erdoğan, "İstihbaratta önemli boşluklar ve eksiklikler olduğu açıktır. Bunu saklamaya veya reddetmeye çalışmaya gerek yok. Bunu MİT Müsteşarı'na da söyledim." diye konuştu.

Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın açıklamalarından satır başları;

'MİT MÜSTEŞARINA, GENELKURMAY BAŞKANI'NA ULAŞAMADIM'

Marmaris'te ailemle beraberdik. Saat 4-4.5 civarında eniştemden bir telefon aldım. Eniştem, "İstanbul’da bazı sıkıntılar var. Beylerbeyi Sarayı’nın orada askerler tarafından yollar kesiliyor, köprüye geçit verilmiyor." dedi.

Haberi alınca doğrusu inanmadım da. Hemen MİT Müsteşarı'nı aradım ulaşamadım, Genelkurmay Başkanı'nı aradım ulaşamadım. Çünkü telefonlara cevap veremiyorlardı. Başbakanımız'la iletişim kurma gayretine girdik. Sıkıntılı da olsa iletişim kurabildik.

Bu süreçte bu arada saat 8’e kadar bu süreç devam etti. 8’de bulunduğumuz yerde değerlendirme yaptık. İlk işimiz oradaki televizyon medya gruplarını olduğumuz yere davet ettik.

'HAKLIMI MEYDANLARA DAVET ETTİM'

TV'lerde yaptığım açıklamada halkın gücünü vurguladım. Milli iradenin iş başına getirmiş olduğu ne hükümete ne Cumhurbaşkanı'na yapılmış böyle bir darbenin başarıya ulaşamayacağını ifade ettim. Sonra halkımı meydanlara davet ettim.

Halkımın ülke genelindeki tepkisini izledim. İnsanlara meydanlara iniyor ve bunu görünce Marmaris’te durmanın gereksizliğini anladım. Süratle oradan ayrılmanın planlarını yaptık ve helikopterle Dalaman’a geçmenin uygun olduğunu düşündük. Hep beraber önce Dalaman’a ardından ortaya bir belirsizlik koyup nereye gideceğimizi açıklamadık.

'PİSTİN KARARTILDIĞINI ÖĞRENDİK'

Havaalanlarındaki kulelerin durumunu da soruyoruz. İstanbul’da kulenin işgal altında olduğunu öğrendik. Pistin karartıldığını öğrendik. Pilot üç dört saatlik yakıtım var dedi. Bu haliyle inerim ama sizi riske edemem dedi. Pistin üzerinde bir kaç tur at. Herhangi bir unsur var mı dedim. Bu arada İstanbul Emniyet Müdürlüğü ile irtibat halindeydik. Kısa sürede burayı boşaltacağız dedi. Fazla sürmeden kule boşaltıldı. Ardından pist aydınlatıldı

Darbeciler üzerimizden ses hızını aşarak geçtiler. Ne yazık ki darbecilerin uçakları, milletin uçaklarıydı bunlar, alçak uçuşlarla ses hızını aştılar ve camlar kırıldı, yaralananlar oldu. Gerek Valimiz gerek 1.Ordu Komutanımız, ondan sonrasını oradan yönettik. Öğlene kadar havalimanında kaldık. Normalleşme süreci olsun istedik. Bir taraftan uçak inişleri yasaktı. Onların önünü açtık. Buranın normalleşmesi başlasın dedik.

"PİST BOMBALANDI"

Akıncılar, önemli bir hareket merkezi haline gelmiş, rehin alınanların hepsi oraya götürülüyordu. Uçuşları engellemek için pist bombalandı, uçuşlar engellendi. İşin ilk etabı bitti. 12 saatte kontrol hemen hemen ele geçti.

Milletimiz meydanlara çıkması her şeyin üstündeydi.

"HER TÜRLÜ RİSKE HAZIRIZ"

Kadere imanımız var. Dolayısıyla inanıyoruz ki kader planımız içinde ne varsa o olacak. Pilotumuza şunu söyledim, biz her türlü riske hazırız. Sen inebilir misin, inemez misin yeter ki bunu söyle. O da inerim riski var dedi. Bu arada biz iniş için pistin aydınlatılmısını sağlamış olduk. Bütün hesapların üzerine bir hesap var. O da Allah’ın hesabıdır. Allah’ın hesabının üzerinde bir hesap yoktur. Bu hesap kader planımızın bu şekilde devamı olayını ortaya koymuştur.

"BUNU GİZLEMENİN ANLAMI YOK"

İstihbarat teşkilatları her şeye dört dörtlük sahip değildir. Bu olayda da istihbarat zayıflığının olduğu besbellidir. Bunu gizlemenin anlamı yok. Ben bunu MİT Müsteşarı'na da söyledim. Ben bunu eniştemden duyduğum an’a kadar ben bunu duymadım. Tabi bu bir sıkıntı mı değil mi sıkıntı. Kaldı ki ben buna artık kalkışma demiyorum. Bu bir silahlı darbe girişimidir. Bu 24 saatlik durum değildir. Bunu muhakkak gerisi vardır. Şimdi tabi bütün bunlardan ders alınarak atılacak adımların planlamasını yaptık.

"BU DARBE GİRİŞİMİ MİLLETE KARŞI"

Kimse 11 Eylül’ü Amerika yaptı diyor mu? Fransa’daki son olayı kalkıp da Hollande yönetimi yaptı diyor mu? Kimse böyle bir şey demiyor. Bu darbe girişimi millete karşıdır. Niye? Kuleler değil, TBMM bombalanıyor, milette karşıdır. Külliyemizi bombalıyorlar. Başbakanlığa saldırıyorlar. Demek ki milletin dinamik unsurları neresiyse oralara saldırdılar. Millet, işi ele alıyor ve sağolsun çağrıma verdiği cevap milletin benim için iftihar vesilesidir.

246 ŞEHİT, 2185 YARALI

Şu anda tablo, 246 şehit, 2185 yaralı, 10 bin 410 gözaltı var, 4 bin 60 tutuklu var; tutukluların 103’ü general, 80’i rütbeli emniyet mensubu. Yargıya bir kez daha teşekkür ediyorum. Yargıda gece gündüz demeden hukuk içerisinde çalışıyor. Anayasa’ya uygun adımlar atılması için uğraşıyorlar. OHAL yasası için MGK’yı topladık, ardından Bakanlar Kurulu’nu topladık. Bunlardan sonra OHAL için MGK, teklifini yaptı, Bakanlar Kurulu da kararını açıkladı. Ardından resmi gazete de yayınlandı. Bugün de parlamentomuz da oylanması yapıldı ve geçti Bu vesileyle bu gazi parlamentomuz bu kararı almak suretiyle yeni bir istiklal, istikbal mücadelesinin de adımı attı. Şimdi bundan sonra 3 ay sonra yoğun çalışmalar yapacağız. Kesinlikle endişeye kapılmasın halkımız. Bu OHAL tamamıyla demokratik kurumlarımız daha sağlıklı çalışmasını sağlamak içindir. Bu bölücü terör örgütleri üzerinde de ilgili kurumlarımız daha rahat çalışsın diye alınmış bir karardır.

Kararnamelerle hükümete ne lazımsa adımlar atılacak. OHAL için gerekirse bir 3 ay daha talep edilebilir.

YAŞ toplantısı bir hafta öne alınabilir. Yeni bir darbe girişimi olabilir ama kolay olmaz.

S&P'ye üye değiliz, bizi derecelendiremezler. Uluslararası bazı kuruluşlar, darbenin yanında yer aldı, halkın değil. Mali disiplinden taviz vermeden devam edeceğiz.

http://www.hurriyet.com.tr/cumhurbaskani-erdogandan-reutersa-flas-aciklamalar-40159494
ADALETİN OLMADIĞI YERDE NE SAYGI KALIR, NE DE DÜZEN! ADALETİN OLMADIĞI YER YIKILMAYA MAHKUMDUR! DÜRÜSTLÜK BENİM KARAKTERİMDİR! BEN ŞEREFİM İÇİN YAŞAR, ŞEREFİM İÇİN ÖLÜRÜM. MUHTAÇ OLDUĞUM KUDRET DAMARLARIMDAKİ ASİL KANDA MEVCUTTUR.
SKYWOLF...DefenceTurk.com

Çevrimdışı SKYWOLF

  • SKYWOLF
  • Genel Yetkili
  • DefenceTurk
  • *****
  • İleti: 44315
  • 615
Ynt: Türkiye'de Darbe Kalkışması Yapıldı
« Yanıtla #82 : 22 Temmuz 2016, 09:02:59 »
Askerler köprüyü trafiğe kapatıyorlar ve cumhurbaşkanı bunu eniştesinden öğreniyor. İstihbaratın başındaki kişi ise halen darbe bilgisini teyit etme derdinde! Cumhurbaşkanına haber vermiyor. Çok büyük hata!

Son dönemde zaten terörle mücadele, dış ülkelerde bize etkisi olan olaylarda da istihbarat konusunda çok büyük sorunlarla karşılaştık. Neyse ki cumhurbaşkanı durumun farkına varmış. Gerekli önlemleri alacağını düşünüyorum.

Süren soruşturmalar kapsamında kamuda pek çok personel gözaltına alındı, pek çoğu görevden alındı. Soruşturmalar sürdükçe bu durumun meclise, hatta hükümete kadar uzanabileceği olasılığı var. En güvenilir kurum olan TSK içerisinde bu şekilde yerleşebilen fetocuların, onlara kolaylık sağlayabilmesi için de ülkeyi yönetenlerin arasına sızmış olma ihtimallerinin göz ardı edileceğini sanmıyorum.
ADALETİN OLMADIĞI YERDE NE SAYGI KALIR, NE DE DÜZEN! ADALETİN OLMADIĞI YER YIKILMAYA MAHKUMDUR! DÜRÜSTLÜK BENİM KARAKTERİMDİR! BEN ŞEREFİM İÇİN YAŞAR, ŞEREFİM İÇİN ÖLÜRÜM. MUHTAÇ OLDUĞUM KUDRET DAMARLARIMDAKİ ASİL KANDA MEVCUTTUR.
SKYWOLF...DefenceTurk.com

Çevrimdışı SKYWOLF

  • SKYWOLF
  • Genel Yetkili
  • DefenceTurk
  • *****
  • İleti: 44315
  • 615
Marmaris baskıncısı yaralı yüzbaşıda şifreli dua!
« Yanıtla #83 : 22 Temmuz 2016, 11:01:00 »
Marmaris baskıncısı yaralı yüzbaşıda şifreli dua!

Hürriyet Haber22 Temmuz 2016 - 10:26Son Güncelleme : 22 Temmuz 2016 - 10:45
Marmaris baskıncısı yaralı yüzbaşıda şifreli dua!



MUĞLA’nın Marmaris İlçesi’nde, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın kaldığı oteli basan askerlerden olduğu belirtilen, olayda yaralandıktan sonra hastaneye kaldırılan ve üzerinden ’H.E. duaları’ (Hoca Efendi) yazılı bir de not çıkan Deniz Kurmay Yüzbaşı Haldun Gülmez’in tedavisi devam ediyor.

Bu arada, darbe girişiminin yaşandığı gece, Çiğli 2’nci Ana Jet Üs Komutanlığı çevresini saran Çevik Kuvvet Şube Müdürlüğü’nde görevli özel timlerle darbecilerin çatışmanın eşiğine geldiği, üs nizamiyesinde uçaksavar kurulu olduğu ortaya çıktı. Ayrıca soruşturma kapsamında tutuklanan, 2’nci Ana Jet Üs Kurmay Başkanı Kurmay Albay Ramazan Elmas’ın görevli polislere, "Elimde MAK timi var, içeriye girmeye çalışırsanız çatışırız" dediği, sonrasında da Marmaris’teki baskından dönen askerlerin kaçmasını kolaylaştırmak için polise teslim olup, üs çevresindeki güvenlik önlemlerinin kaldırılmasını istediği öne sürüldü.

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın kaldığı Marmaris’teki oteli geçen 15 Temmuz gecesi basan askerlerden olduğu belirtilen ve çıkan çatışmada yaralandıktan sonra askeri helikopterle Çiğli 2’nci Ana Jet Üs Komutanlığı’na getirilen Deniz Kurmay Yüzbaşı Haldun Gülmez’in İzmir Dr. Suat Seren Göğüs Hastalıkları ve Cerrahisi Eğitim ve Araştırma Hastanesi’ndeki tedavisi devam ediyor. O gece, Çiğli 2’nci Ana Jet Üs Komutanlığı’nda yaşananların ayrıntısı da ortaya çıktı. İstanbul ve Ankara’daki askeri hareketliliğin hemen ardından, İzmir Emniyet Müdürlüğü bünyesindeki tüm polislerin göreve çağırıldığı, kentteki kışlaların çevrelerinin sarıldığı, giriş ve çıkışlarla kentin ana arterlerinin ise belediye otobüsleriyle kapatılacak şekilde önlemler alındığı bildirildi.

’İÇERİYE GİRMEYE ÇALIŞIRSANIZ ÇATIŞIRIZ’

Marmaris’e giden özel eğitimli askerlere bu emri verdiği iddia edilen ve darbe girişiminin ardından başlatılan soruşturma kapsamında tutuklanan 2’nci Ana Jet Üs Kurmay Başkanı Kurmay Albay Ramazan Elmas’ın, üs çevresinde güvenlik önlemi alan polislere, "Elimde Hava Kuvvetleri Muharebe Arama Kurtarma (MAK) timlerim, mühimmat yüklü helikopterlerim var. Eğer içeriye girmeye çalışırsanız çatışma çıkar" dediği öne sürüldü. İddiaya göre daha sonra şu gelişmeler oldu:

NİZAMİYEYE UÇAKSAVAR KURULDU

Bunun üzerine üs çevresinde konuşlu Çevik Kuvvet Şube Müdürlüğü’ne bağlı özel timler, çatışma olasılığına karşı bölgede keşif yaptı ve üssün nizamiyesinde uçaksavar kurulu olduğunu gördü. Polisin çatışmadan kaçmayacağını anlayan Kurmay Albay Elmas, bu kez farklı bir plan yaparak Marmaris’teki çatışmadan dönen birliklerin üsten kaçmasını kolaylaştırmak amacıyla güvenlik önlemlerini kaldırtmak için teslim oldu, "Tamam artık teslim oldum, kapıları açın önlemleri kaldırın" dedi, ancak polisin buna yanaşmadı. Kurmay Albay Elmas’ın teslim olmasından kısa süre sonra üsse iki helikopterin iniş yaptığını fark eden polis, bunların Marmaris’te çatışmaya giren askerler olduğunu belirledi. Helikopterlerin inişinden 20 dakika sonra bir ambulansın çıkış yaptığını gören polis, çatışmayı önlemek için ambulansın birlikten çıkmasını bekledi, ardından da içindeki yaralı askeri fark edince hemen gözaltına aldı. Bu kişinin de Deniz Kurmay Yüzbaşı Haldun Gülmez olduğu anlaşıldı.

CEBİNDEN DUA ÇIKTI

İlk olarak Çiğli Bölge Eğitim Hastanesi’ne kaldırılan, ilk müdahalenin ardından da Dr. Suat Seren Göğüs Hastalıkları ve Cerrahisi Eğitim ve Araştırma Hastanesi’ne sevk edilen Deniz Kurmay Yüzbaşı Haldun Gülmez’in üzerinden ’H.E. duaları’ yazılı bir kağıt çıktığı belirtildi. Notta ’Sultana uy, zalimden korkma’, ’Cihad’, ’Korku Anında’ ve ’Hizbul hasin’ ara başlıklarının bulunduğu görüldü. Polis kontrolünde olan Yüzbaşı Gülmez’in tedavisinin ise sürdüğü belirtildi.

http://www.hurriyet.com.tr/o-askerin-uzerinden-sifreli-dua-cikti-40162056
ADALETİN OLMADIĞI YERDE NE SAYGI KALIR, NE DE DÜZEN! ADALETİN OLMADIĞI YER YIKILMAYA MAHKUMDUR! DÜRÜSTLÜK BENİM KARAKTERİMDİR! BEN ŞEREFİM İÇİN YAŞAR, ŞEREFİM İÇİN ÖLÜRÜM. MUHTAÇ OLDUĞUM KUDRET DAMARLARIMDAKİ ASİL KANDA MEVCUTTUR.
SKYWOLF...DefenceTurk.com

Çevrimdışı SKYWOLF

  • SKYWOLF
  • Genel Yetkili
  • DefenceTurk
  • *****
  • İleti: 44315
  • 615
Muhsin Yazıcıoğlu'nun helikopterinden alet söken askerler darbe girişiminde yakalandı

AA22 Temmuz 2016 - 09:57Son Güncelleme : 22 Temmuz 2016 - 10:27
Muhsin Yazıcıoğlu'nun helikopterinden alet söken askerler darbe girişiminde yakalandı



Marmaris'te Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın kaldığı otele saldıran darbeci askerler arasında bulunan 4 kişinin Muhsin Yazıcıoğlu'nun öldüğü helikopter kazasından sonra olay yerine giden kaza kırım ekibinden olduğu tespit edildi. Büyük Birlik Partisi Yüksek İstişare Kurulu Başkanı Hakkı Öznur "Dava dosyası her yönüyle yeniden açılmalıdır" dedi.

Darbeci askerlerden 4'ünün Büyük Birlik Partisi lideri Muhsin Yazıcıoğlu'nun öldüğü helikopter kazasından sonra olay yerine giden kaza kırım ekibinden olduğu tespit edildi.

NTV'nin haberine göre o isimlerden biri Marmaris baskınında görev yapan Aviyonik Teknisyeni Astsubay Üstçavuş Aydın Özsıcak. Uzman olarak olay yerine giden Aydın. Özsıcak., açılan davada helikopterin irtifa bilgilerinin yeraldığı radar altimetresini sökmekle suçlandı. Marmaris'e darbeci askerleri taşıyan helikopterde bulunan 3 pilot da Yazıcıoğlu'nun helikopterini arayan arama kurtarma ekibindendi.  Kazanın ardından 48 saat boyunca Yazıcıoğlu'nun helikopterine ulaşılamamış GSM sinyallerine rağmen helikopterin yanlış yerde arandığı ortaya çıkmıştı. Yazıcıoğlu ile birlikte 5 kişinin hayatını kaybettiği kazanın ardından 132 şüpheli hakkında, ‘ihmal, kasten öldürmek, suç delillerini yok etme ve değiştirme’ gibi suçlardan soruşturma başlatılmış. Ama sonunda Kahramanmaraş Cumhuriyet Başsavcılığı kovuşturmaya gerek görmeyerek takipsizlik kararı vermişti.

Muhsin Yazıcıoğlu'nun helikopterinden alet söken askerler darbe girişiminde yakalandı

 BBP: DOSYA TEKRAR AÇILMALI

Büyük Birlik Partisi (BBP) Yüksek İstişare Kurulu (YİK) Başkanı, araştırmacı-yazar Hakkı Öznur, helikopter kazasında hayatını kaybeden Muhsin Yazıcıoğlu'nun dava arkadaşı olduğunu, kaza sonrası Keş Dağları'nda  arama ve kurtarma çalışmalarında yer aldığını anımsattı. Yazıcıoğlu ve dava arkadaşlarının öldüğü olay sonrası haklarında soruşturma açılan ve daha sonra takipsizlik kararı verilen 132 kişi arasında darbe teşebbüsünde bulunan vatan haini iki askerin de bulunduğunu bildiren Öznur, "Helikopterin Global Positioning System (GPS) aletlerini söken kaza kırım ekibinde bulunan Astsubay Aydın Özsıcak ve Kurmay Yarbay Davut Uçum'un, darbe teşebbüsünde bulunan, demokrasi ve milli irade düşmanı dış odaklarla bağlantılı cuntanın elemanları olduğu ortaya çıkmıştır. Tornavidalı karartma operasyonu yapanlar cuntanın elemanı çıkmıştır" diye konuştu.

Öznur, bu kişilerin bir süre cezaevinde yattıktan sonra serbest bırakıldığını, yürütülen soruşturmada ise takipsizlik kararı verildiğini hatırlattı.

'ZEVK İÇİN, HATIRA OLSUN' DEMİŞLERDİ

"Helikopterin cihazını söken ve olay yerindeki delilleri karartan üniformalı teröristler, darbe girişimde bulunan illegal çetenin mensupları çıkmıştır" diyen Öznur, Aydın Özsıcak'ın, sorguda GPS cihazlarını neden söktüğü sorusuna "Zevk için, hatıra olsun" yanıtını verdiğini aktardı.

"Neocon destekli" kanlı darbe girişimini yapan askerler arasında bulunan Davut Uçum'un da Cumhurbaşkanı Erdoğan'a yönelik Marmaris baskınında yer aldığını belirten Öznur, "Darbeci çetenin mensupları arasında yine şehit liderimiz Yazıcıoğlu davasında ismi geçen, helikopterin cihazı sökülürken orada olan, askeri kaza kırım ekibinden o dönem yüzbaşı şimdi ise kurmay yarbay olan Davut Uçum da vardır. Elim olay olduğunda Malatya 2. Ordu’da görev yapan bu hain, kısa bir süre yattıktan sonra tahliye edilmiştir. Daha sonra görevine devam etmiş, en son İstanbul 4. Kara Havacılık Alayı’nda görev yapmıştır. Davut Uçum, asker elbisesi içerisine girmiş eli kanlı canilerden oluşan illegal çetenin mensuplarından biri olarak Marmaris baskınında karşımıza çıkmıştır" ifadelerini kullandı.

Öznur, "Darbe girişiminde bulunanlar içerisinde, bu davada ismi geçen diğer suçlular da var mı" diye araştırmaya devam ettiklerini belirtti.
Bu askerlere "GPS cihazlarını sök" emrini verenlerin ortaya çıkarılması ve süreçte ismi geçen askeri kurumlar ile kurumlardaki komutanların sorgulanması gerektiğini belirten Öznur, sözlerini şöyle sürdürdü: "Yazıcıoğlu'na ilişkin dava dosyası tekrar açılmalı, bütün şüphelilerle ilgili yeniden derin sorgulamalar yapılmalıdır. Bu dosya asla kapatılmamalıdır. Liderimizin ve dava arkadaşlarımızın şehit düştüğü olayda ismi geçen bazı şüphelilerle darbe teşebbüsü yapan ihanet şebekesi, Amerikan ve İsrail muhbiri cuntacılar arasında bir bağ olduğu ortaya çıkmıştır. Takipsizlik kararı veren mahkeme olayın tamamen 'pilotaj' hatasından kaynaklı olduğuna kanaat getirmiştir. Bunun ne kadar yanlış ve gayri ciddi olduğu açık ve nettir. Onlarca belge ve bilgiye rağmen davaya takipsizlik kararı veren mahkeme adalete gölge düşürmüştür. Açıkça bürokratik oligarşi ve işbirlikçileri mahkemeye müdahale etmiştir. Bu dava dosyası her yönüyle yeniden açılmalıdır ve asla kapatılmamalı, örtbas edilmemelidir."

BİLİRKİŞİ RAPORU GERÇEKLE ÖRTÜŞMÜYOR

"Enkaz" görüntülerini izleyen, irkilen, daha sonra "endişelerim var" diyen, bunu da kamuoyuyla paylaşan dönemin Cumhurbaşkanı Abdullah Gül'ün, meselenin üzerine daha sonra kararlılıkla gitmediğini savunan Öznur, şunları kaydetti. "Milletimizin devletin başı olarak kendisinden ve diğer devlet yetkililerden beklediği, Yazıcıoğlu soruşturmasının takibi, unutulmaması ve aydınlatılması idi. Ancak Sayın Gül de bir iki çıkışının dışında üzerine gitmedi. Milletimizin beklentisi, bu konunun aydınlatılmasıdır. Muhsin Yazıcıoğlu ve dava arkadaşlarının şehit düştüğü olayla ilgili inanılması zor önemli gerçeklere ulaşıldığını söyleyen Gül, o gerçekleri niye milletimizle, kamuoyuyla paylaşmıyor?"

Türk Silahlı Kuvvetlerinin (TSK) ortaya çıkan belgelere rağmen olayın çözülmesi konusunda gereken duyarlılığı göstermediğini iddia eden Öznur, askeri ve sivil kurumların olayla ilgili belgeleri ve bilgileri savcılara teslim etmediğini, davaya ilişkin bilirkişi raporunun maddi gerçeklerle örtüşmediğini söyledi.     

CESUR SAVCI VE HAKİMLERE İHTİYAÇ VAR

Sivil Havacılık Kurumunun üzerine gidilmesi ve o süreçte görev yapanların soruşturulması ve yeniden kaza kırım raporu yazılması gerektiğini söyleyen Öznur, şunları kaydetti: "Bu dosyayı ciddi bir şekilde ele alacak, yeniden bütün safhalarıyla, her şeyiyle gözden geçirecek, olayda kusuru, ihmali olan bütün suçluların üzerine gidecek, onları yargıya teslim edecek, hiçbir baskıdan çekinmeyecek cesur savcılara ve hakimlere ihtiyaç var. Kayseri Valiliği kaynaklı 'Kurtarıldı, geliyor' açıklamasıyla oluşan bilgi kirliğinin esas kaynağının tespitini istiyoruz. Bilgi kirliliğine sebep olan, köylülerin olay yerine varmasını engelleyen bu dezenformasyonu kim ya da kimler yaptırdı? Türk siyaseti ve demokrasisi açısından son derece önemli olan, yüzyılın en önemli olaylarından biri olan bu olayı aydınlatmak ve gerçekleri ortaya çıkarmak için her şeyi yapması gereken devlet kurumları hiçbir şey yapmadı. DDK raporunda olayla ilgili şüpheler, ihmal ve kusurlar ortaya kondu. Liderimizin ve dava arkadaşlarımızın ölümleri şüpheli bulundu." 

http://www.hurriyet.com.tr/muhsin-yazicioglunun-helikopterinden-alet-soken-askerler-darbe-girisiminde-yakalandi-40161911
ADALETİN OLMADIĞI YERDE NE SAYGI KALIR, NE DE DÜZEN! ADALETİN OLMADIĞI YER YIKILMAYA MAHKUMDUR! DÜRÜSTLÜK BENİM KARAKTERİMDİR! BEN ŞEREFİM İÇİN YAŞAR, ŞEREFİM İÇİN ÖLÜRÜM. MUHTAÇ OLDUĞUM KUDRET DAMARLARIMDAKİ ASİL KANDA MEVCUTTUR.
SKYWOLF...DefenceTurk.com

Çevrimdışı SKYWOLF

  • SKYWOLF
  • Genel Yetkili
  • DefenceTurk
  • *****
  • İleti: 44315
  • 615
Dakika dakika o gece: Seyri değiştiren tek kurşun
« Yanıtla #85 : 22 Temmuz 2016, 11:24:16 »
Dakika dakika o gece: Seyri değiştiren tek kurşun

Hürriyet Haber22 Temmuz 2016 - 09:16Son Güncelleme : 22 Temmuz 2016 - 09:21
Dakika dakika o gece: Seyri değiştiren tek kurşun



Güvenlik uzmanı Mete Yarar, 15 Temmuz'da yaşanan darbe girişiminin perde arkasındaki olayları anlattı: Özel Kuvvet Komutanı normalde düğüne gitmeyecek. Özel Kuvvet Komutanı'nı karargahtan arıyorlar. Deniyor ki, komutan özellikle sizin götürüp takmanızı rica etti. İçeri girdiği anda bir tuhaflık var, diyor. Aceleyle gidip hediyeyi takıyor, bir an önce gitmeye çalışıyor. Kapıdan çıkıp aşağı inerken iki arabanın kendisini takip ettiğini fark ediyor. Adamların yaklaşmasına müsaade ettikten sonra, "sizi almaya geldik" dedikleri an kapıyı açıyor, tekmeyi atıyor ve iki arabanın arasından kaçıyor. Genelkurmay'da, komuta kademesi çökertiliyor. Gölbaşı'nda Özel Kuvvetleri alsalardı, bu işi bitireceklerdi. Cuntacıların helikopteri karargahın önüne iniyor. Ağaçların arasından yavaşça çıkıyor o kahraman başçavuş Ömer Halisdemir, yirmi yıllık özel kuvvetçi. O 6 kişinin arasında Semih Terzi'yi öldürüyor. Yalnızca bir tabancası var, vuruyor ve orada şahadet şerbetini içiyor. Arkasından çatışmalar devam ediyor. Bu arada oraya gelen ekip bir darbe olduğunun farkına varıyor. Karargahın içine cuntacı gibi girip, cuntacıları öldürüyorlar.

Güvenlik Uzmanı Mete Yarar darbe girişimi ve sonrasında yaşananları Habertürk TV'de Akılda Kalan programında anlattı. Güvenlik Uzmanı Mete Yarar'ın konuşmasından satır başları şöyle:

İlk darbe girşimi TSK'ya yapıldı. Bu cunta girişiminin 12 Eylül'le ilgili en büyük farkı, 12 Eylül emir-komuta zinciri içinde yapıldığı için siyaset yapılmıştı öncelikle. Burada cumtacıların ilk hedefi, Silahlı kuvvetlerinin ele geçirilmesiydi. Yakın tarihimize bakıldığında bu bir ilk! O yüzden şu sorunun cevabını herkese verelim; "Neden bütün siyasetçiler toplanmadı?" cevabı aslında burada yatıyor. Çünkü orada tüm angajman siyasilerin üzerineydi. Ama burada (15 Temmuz'da) önce cuntacılar komuta kademesini ve birlikleri ele geçirmeye çalıştı. Bununla beraber tek siyasetçi hedefleri vardı; o da sayın Cumhurbaşkanı Erdoğan.

"BİR ASKER DARBENİN İHBARINI MİT'E YAPIYOR"

Saat 15.00'te bir asker darbenin ihbarını MİT'e yapıyor. Sorgu öncesi zaman kaybetmemek adına MİT, Genelkurmay'a faks çekiyor, 16.00'da, önemli bir istihbarat var diyor. Genelkurmay Karargahı'nda bu sırada Genelkurmay Başkanı'nın soru soracakları kim? Biraz sonra cuntacı olarak karşısına gelecek şahıslar.
Bir defa olay o kadar adrenalin içinde geçiyor, insanların yaşadığı bazı şeyleri görmek mümkün değil. Soruyorum, bu hangi saatte oldu? Bilmiyorum, diyor.

"MASUM ZANNETTİKLERİMİZ SUÇLU, SUÇLU ZANNETTİKLERİMİZ MASUM ÇIKABİLİR"

Masum zannettiklerimiz suçlu, suçlu zannettiklerimiz masum çıkabilir. Bu ülkenin geçmişte de yaşadığı bazı senaryolar var. Burada söylediğimiz bir kelime, insanları infaz etmeye kadar götürebilir. Karşımızda bir kriptolu örgüt var. Bu darbe kripto bir darbe. Hala kripto adamlar var. Bir ülkeyi bir günde topluca travma geçiren bir olaydı. Bu olayın içine kaç kişi karıştı? Binlerce insan karıştı. Belki yüz kişinin pozisyonu farklı olabilir, bunu ben bilemem.

"BAŞKA BİR KAHRAMAN DAHA VAR: MİT'TEN BİRİ; HER ŞEYİ DEĞİŞTİREN..."

Bu olayı düzelten birkaç tane adam var. Özel Kuvvet Komutanı'nı anlatayım, ama başka bir kahraman daha var. MİT'ten biri. Bütün her şeyi değiştiren.
18.30'da şu karar alınıyor; darbe girişimi olması muhtemel. Zırhlı birliklerdeki bütün faaliyetler durdurulsun. Ankara'da önemli faktörlerden biri de, Kara Havacılık Merkezi. Orada da diyor kalkmayacak hiçbir şey. Helikopter faaliyeti orada icra edilir, o faaliyetler durdurulsun diyorlar. Bu toplantının kararı çıktığı saat, 18.35! Yüzlerce darbe ihtimali geliyor ama doğru değerlendirmek için veri gerekiyor. Yüzde yüz değil ama risk olduğunu düşünüyorlar. 18.30'da hala masadalar ama birliklere fakslar çekilmeye başlanıyor. Bu faksları çektikleri yerler kimlerin kontrolünde? Bu araştırılacak. Hava Kuvvetleri'nin komuta kontrol merkezinin ele alınması için bütün kabloları kesiyorlar. Orada bütün irtibatı kesiyorlar, Eskişehir'deki diğer birliğe aktarıyorlar. Çektikleri yerlerdeki bütün herkes bir şekilde buna hazır.

"AKŞAM GÖRDÜĞÜNÜZ TÜM GÖRÜNTÜLERİ KAFANIZDAN SİLİN, BU PLANLANMIŞ DEĞİLDİ"

Bu olay sabah saat 03.00'te gerçekleştirilecek. O yüzden akşam gördüğünüz bütün görüntüleri kafanızdan silin, bu planlanmış değildi. Plan bu değil. Saat 18.30'da MİT'in adamı geldiği andan itibaren, bu faks cuntayı yapacak şahısların eline geçiyor. Darbeyi yapacaklar neyi görüyor, darbe yapılacağı ihbarını görüyor. Darbeyi saat 21.00'e alıyorlar. Komutanların evden alınacağı saat, normal plan gitmiş olsaydı 20.30... O yüzden zaman çizelgesine çok fazla takılma. Bu adamların aslında o güne nasıl geldiklerini sormak lazım. Bu ekip nasıl hazırlıkla geldiler 18.30'a? Onu konuşalım. Bu ayrıntıların bir kısmını vereceğim, çok önemli ayrıntılar.

"15 TEMMUZ'DA BİRLİKLERE O KADAR ANLAMSIZ ŞEKİLDE İNSANLAR GERİ DÖNÜYOR Kİ..."

O gece şöyle bir şey yaşanıyor, herkes ertesi gün görev yerlerinde olmasıyla ilgili bir karar alarak gidiyorlar. 15 Temmuz günündeyim. Birliklere o kadar anlamsız şekilde insanlar geri dönmeye başlıyor ki. Kontrolsüz bir atak yapmaya çalışıyorlar. Aslında plan TÜRKSAT'ı tahrip etmek.
Burada önemli iki kişi var, mesela biri ikinci başkanın emir subayı. Emir subayı o sırada bir kursta, ve geri dönüyor. Komutanı diyor ki burada ne işin var? Bugün kalıp yarın birliğime geri döneceğim komutanım, diyor. Darbeyi yapacak olanlar dışarı gitmiyorlar, onlar nerede kalıyorlar? Birliğin içinde.
Aynı şey Akıncı Üssü'nde de gerçekleşiyor. Diyorlar ki hava çok sıcak, uçuşlar olmayacak. Nöbetçi olmayanlar haricinde herkes evine gitsin.

"TSK NEDEN KARŞI DARBE YAPMADI?"

Herkesin aklına şu soru geldi, neden karşı darbe yapmadı TSK? İstanbul'da 3 tane tank çıktığında ordu neden buna müdahale etmedi diye? Çok anlamlı bir soruydu. Bu bütün subay astsubayı önce kışlaya sokacaksın. Önce kışlayı ele geçirmesi lazım adamların. Darbeciler kışlayı tutmuşlar. Karşı darbeyi yapacak adamlar dışarıda, diğerleri elinde ne kadar malzeme varsa birliğin içindeler. 1. Ordu Karargahı yalnızca karargah. Yerin altından zırhlı araçlar çıkıp saldırmıyor. Genelkurmay Karargahı'nda yalnızca Muhafız Birliği var. Herkes dışarıda, Özel Kuvvetler bunun istisnası. Ben şunu öğrendim, bir girişim var ama emir komuta zinciri içinde değil. Öğrendiğim andan itibaren yemin ediyorum sırtımdan bıçaklanmış gibi hissettim.

"BU LAF BENİ BİTİRDİ"

O akşam Ankara semalarında konuşma nasıl geçiyor biliyor musun? Havada uçak var, dost mu düşman mı sorusu. Öl daha iyi. Bana da ilk gelen telefon "ağabey kimin dost, kimin düşman olduğunu bilmiyoruz." Bu laf beni bitirdi.  Şunun açıklamasını yapayım, İncirlik'ten uçak kalkması için NATO'dan izin almak gerekiyor mu? Hayır. O Türk malı bir uçak. Oradan da kalkıyor uçaklar Akıncı Üssü'ne geliyor. Aslında faaliyet bu mesajlar çekildiğinde, bitmiş durumda. Giden faksların hepsi zaten aynı adamlara geliyor. Bazı gruplardaki adamlar, komutanları ele geçirmeye çalışmıyor. Direk öldürecekler. Örneğin, Özel Kuvvetler Komutanı Zekai Aksakallı. Jandarma Asayiş Komutanı. Bunlar bireysel operasyon yürütebilen adamlar.  Jandarma Asayiş Komutanı'nı Siirt'e çağırıyorlar. Gitmek üzereyken, uçmama yasağı çıkıyor. Makamına geri dönüyor. Ama Siirt'ten kalkan helikopter suikast için Van'a gidiyor.  Aslında sen emir verdiğinde, diğer birlikleri bastırıyorsun, öbürleri havaya kalkıyor.
Kara Kuvvetleri Komutanı da bu arada kendi karargahına gitti. Hava Kuvvetleri, Deniz Kuvvetleri komutanları İstanbul'da faaliyetlerini sürdürüyorlar.

GENELKURMAY'DA NE OLDU?

Bir kişi, Özel Kuvvetler'de öldürülen general, yanında bir ekip getiriyor. Bu ekipten 10 ila 20 arasında bir grup geliyor. Bunları içeriye komuta kademesinin emir subayları içeri alıyor. Biri içeri girecekse silahlı, emrini komuta kademesi vermesi gerekir. Özel durum var diye içeri alınıyor ve direk komuta katına götürülüyorlar. Hırsız içerdeyse, kilit tutmaz. Bunun o kadar güzel organizasyonunu yapmışlar ki. Bu kadar adam nasıl yerleşmiş, dedim. Hiç mi haberiniz olmadı, dedim. Çok ilginç bir hikaye anlattılar. Aslında bir şablon vardı, 17-25'ten sonra şablon çözdük mü? Hangi dairelerdelerdi? Bu şablonun aynısını al Genelkurmay'ın ortasına koy. Atama, personel, istihbarat.

Ben diyorum ki komutan olarak, bana emir subayı bul. Önüne seçenekler koyarsın. Alırsın 10 seçenek, fotoğraflar ve özgeçmişleri ile. 10 tanesi de onlardan. Albay Üçok neydi, Hava Kuvvetleri savcısıydı. Hava Kuvvetleri'nde paralel yapıyla mücadeleyi ilk başlatandı. Yapılan suçlamaları hatırlıyor musun? 420 küsur yılla yargılandı.

Spesifik birisini atadığında, o mevkiinin daha sonraki çizelgesini de hazırlıyorsun. Adam adama markaj. O dönemde bu olaylar yaşanırken, Balyoz ve diğer davalarda yakalananlar, "mesele biz değiliz, TSK" diyordu.  Biz bir üst akıldan bahsediyoruz, değil mi? Suriye'deki, Irak'taki gelişmelere bakıyorsun, bütün baktığımız çerçevenin içinde bütün devletlere uygulanan şablon gibi. Devleti önce zayıflatmak, sonra istediğin gibi kullanabilmek. Türkiye'ye dokunmayalım diyecek bir düzen mi var?  Cumhurbaşkanı'na bir şey olmadı, darbe başarısız oldu. Bunu iç savaşa götürüp götürmeyecek seçenek kimde? Bizde. Bugüne kadar bütün hamleleri onlar yaptılar, ilk defa hamle sırası bize geldi. Biz ne yapmalıyız ki bizi iç savaşa götürmeyecek senaryoda başarılı olalım?

GAZİ ORDUEVİ'NDEKİ DÜĞÜNDE YAŞANANLAR

Özel Kuvvet Komutanı normalde bu düğüne gitmeyecek. Gazi Orduevi'ni biliyorsunuz, tepede olan bir yerdir. Bütün bu resepsiyonların yapıldığı yer. Düğün organizasyonu bir şekilde amaç olarak kullanılmış. Özel Kuvvet Komutanı'nı karargahtan arıyorlar. Diyorlar ki normalde böyle geleneklerde para toplanır ve hediye olarak gönderilir. Deniyor ki, komutan özellikle sizin götürüp takmanızı rica etti. Özel Kuvvetler Komutanı diyor ki, işim var. Birkaç defa söylenince, düğüne gidiyorlar. Saatler 20.30. Özel Kuvvetçi olmanın bir özelliği vardır, insan davranışlarını tavırlarını bilirsin. İçeri girdiği anda bir tuhaflık var, diyor. Aceleyle gidip hediyeyi takıyor, bir an önce gitmeye çalışıyor. Kapıdan çıkıp aşağı inerken iki arabanın kendisini takip ettiğini fark ediyor.
Beştepe'nin önüne döndüğü anda önü kesiliyor. İçinden çok ilginç bir adam çıkıyor; kendisi karargahta olacak yeni tayin edilmiş bir adamın arabadan indiğini görüyor. O an anlıyor bir darbe olduğunu. Adamların yaklaşmasına müsaade ettikten sonra, "sizi almaya geldik" dedikleri an kapıyı açıyor, tekmeyi atıyor ve iki arabanın arasından kaçıyor. Şoför eğitimi aldığı için kurtuluyor. Şehrin içinde bir yere gidiyorlar. Ve darbeyi önlemek için operasyona başlıyorlar. Bütün oyunu bozan çok önemli bir adam, Zekai Aksakallı.

Semih Terzi ismindeki general o sırada Silopi'deki karargahta görevli. Çok özel bir mazeret sunarak, babam çok ağır hasta diyor. Silopi'den Ankara'ya gelecek, Cuma günü Ankara'da olabilmek için. Müsaade ediliyor, Ankara'ya geliyor.  21.00 sıralarında komutana operasyon yapılmak üzere, Hulusi Paşa'ya. Semih Terzi o sırada, Ankara'daki Hava Eğitim Merkezi Komutanlığı'ndan aldığı bir timle Özel Kuvvetler'in içine iniyor. Komutan o sırada karargahı arıyor, diyor ki bir durum var, bana ekip gönderin. Artık siz komutan değilsiniz, deniyor bütün birliklerde.

KOMUTA KADEMESİ ÇÖKERTİLİYOR

Genelkurmay'dan bütün fakslar birliklere çekiliyor, komuta kademesi çökertiliyor. Darbeci cunta da karargahta. İçeride çok güvendiği adamları arayıp diyor ki, çatışmaya başlayın karargahın içinde. Oradaki ekip çatışmaya başlıyor Özel Kuvvetler'in içinde. Komutana bir koruma ekibi gönderiyorlar. Zekai Paşa evine gidemiyor. Güvenli bir yere sığınıyor. Orada adamlarını bekliyor. Zekai Paşa'yı almaya gidecek koruma ekibine, bir helikopter füze atıyor. Zırhlı araç paramparça oluyor. Zekai Paşa güvendiği adamları arıyor. Albaylar buluşuyorlar, ama silah yok. Bunların hepsi Ankara'nın içinde oluyor.
Burada çok önemli bir adam devreye giriyor, MİT'teki bu adama ulaşılıyor. Diyor ki acil silah ihtiyacımız var. En güvendiğin adamlara güvenmek zorundasın. Aramıza nifak soktular.

TEK KURŞUNLA SEYRİ DEĞİŞTİRDİ

Dakika dakika o gece: Seyri değiştiren tek kurşun



Bir şekilde onlara silah ulaştırılıyor. Öbür taraftaki ekipte her şey var. Bir tane kobra helikopter Gölbaşı'nı koruyor. Kimse orayı almasın diye. Orayı alsalardı, bu işi bitireceklerdi. Silahlarını alıp Gölbaşı'nda gidiyorlar ve çatışmaya başlıyorlar. Karargahın orada çatşmalar yoğun. Ne yapmaya çalışıyor Zekai Paşa, karargahı düşürmemeye. Karşıda daha fazla ağır silah var, havada kobra var ama pes etmiyorlar direniyorlar.
O MİT'çi adam çok önemli bir adam, Ankara'da çok şey yaptı. Ankara'da ve İstanbul'da birçok şeyi değiştirdi. Helikopter karargahın önüne iniyor. Ağaçların arasından yavaşça çıkıyor o kahraman başçavuş Ömer Halisdemir, yirmi yıllık özel kuvvetçi. O 6 kişinin arasında Semih Terzi'yi öldürüyor. Yalnızca bir tabancası var, vuruyor ve orada şahadet şerbetini içiyor.

Arkasından çatışmalar devam ediyor. Bu arada oraya gelen ekip bir darbe olduğunun farkına varıyor. Karargahın içine cuntacı gibi girip, cuntacıları öldürüyorlar.  Sonuna kadar, karargahın geri alınması için yapmaları gereken her şeyi yapıyorlar.

O SIRADA GENELKURMAY BAŞKANI...

Genelkurmay Başkanı'na ne yapıyorlar o sırada? Genelkurmay Başkanı kabul etmiyor. Bu saat 21.30 gibi. Tam o sırada, Genelkurmay Karargahı'nda "bugün burada kalmam gerekiyor" diyen emir subayı, 2. başkanı dışarı çıkarmaya çalışıyor. Muhafız Tabur Komutanı yarbay da o sahneyi görüyor. Müdahale etmeye çalışırken, oradaki emir subayı, yarbayı kafasından vuruyor. O yarbay şu anda hayatta. Yanındaki üsteğmen de emir subayını vurup öldürüyor.

İçeri adamlar sokmuşlardı ya, hala karargahtalar. Cuntacı bir özel kuvvet ekibi de var içeride. Burada Kurmay Başkanı ve Kara Kuvvetleri Komutanı da binaya giriyor. Kronolojik sırada herkes farklı farklı şeyler söylüyor. Kurmay Başkanı'nın da yanında yakın korumaları var. Komuta katına girdiklerinde, onlara sizi teslim alacağız dendiğinde, ikisi karşılık vermeye çalışıyor. Bir koruma astsubayını iki bacağında vuruyorlar, diğerini de şehit ediyorlar.
Şu anda kimleri aldılar içeride? Genelkurmay Başkanı ve kendisine ait olmayan adamları. Arkasından iki helikopterle bunları Akıncılar Üssü'ne götürüyorlar. Genelkurmay Başkanı ile odasına girip tebligat yapanı aynı helikoptere bindiriyorlar. Kelepçeli.  Bu arada Genelkurmay Karargahı'nın içerisine dışarıdan adamlar alınmaya devam ediyor.

EN İYİ TANKLARI ÇIKARDILAR SAHAYA

Akın Öztürk de o güne kadar izinli ama o da Cuma günü dönüyor ve bu tarafa geçiyor. Burada tanklar geliyor, Genelkurmay'ın içine yerleşiyor. Etimesgut'taki birlikten geliyor. En iyi tankları çıkardılar sahaya. Boğaziçi Köprüsü'ne çıkanlar leopar tanklardı.  Jandarma Genel Komutanlığı'nın Beştepe'deki karargahını o arada ele geçiriyorlar. Hepsi aynı şekilde alınıyor.

Artık alçaktan uçaklar geçmeye başladı Ankara'da. Bir hareketlilik olduğu anlaşılınca komutan bir şekilde düğünden çıkmaya çalışıyor. Akın Öztürk de bu sırada, eski Hava Kuvvetleri Komutanı, aynı zamanda YAŞ üyesi. Normalde bu istihbarat ve Balyoz gibi olaylar yüzünden çok fazla orgeneral olmadığı için, bu açığı kapatabilmek için YAŞ üyesi seçtiler.  Bu darbeyi önleyen çok önemli kahramanlar var, birincisi Cumhurbaşkanı.

İlk Başbakan çıktı, "bir durum var, insanlara sakin olmasını tavsiye ediyorum" dedi. O önce ne olduğunu anlamaya çalıştı. Saat 00.20'de sokağa çıkın çağrısını Cumhurbaşkanı yaptı.  İkincisi, halk. Üçüncüsü, cuntacılara boyun eğmeyen TSK'nın şerefli üyeleridir. Dördüncüsü, bombalanmayı veya diğer şeyleri düşünerek çalışan basın mensupları var. Bir de hiç haklarını ödeyemeyeceğimiz, sabaha kadar çatışan emniyet var. Kahramanlığın sırası olmaz.
Bir uyarıyı yapalım, bu kadar çok çabaladık. Bu çaba boşa gitmesin. Bu şehitlerin anıtını biz nasıl dikebiliriz biliyor musunuz, demokrasimi kuvvetlendirerek. Ne yapacaksak, onurla yapacağız.

Akın Öztürk suçlu mu, suçsuz mu sorusunu bize de soruyorlar. Örgüt yapısı şu an ortaya çıkıyor. Belki kendini gizlemiş kriptolar bir gün sonra suçlu olacak. Temkinli olmakta yarar var. Bazıları gerçekten suç üstü yapılmış durumda. Ama muallak olan insanlar var, bu konuda bir şey söylemek istemiyorum.

İSTİHBARAT NEDEN İLETİLMEDİ?

Bilgi Cumhurbaşkanı'na neden iletilmedi? O kadar çok darbeyle ilgili bilgi geliyor ki, her gün Cumhurbaşkanı'na iletilemez dendi. Bu bilgiyi iletmekle kim sorumlu? Normalde bilgiyi MİT, Başbakan'a iletmeli. Darbeyi yapacak olan gruba, siz darbe yapacaksınız diyorsun, ama darbeye muhatap olacak isimlere bilgi vermiyorsun.
Mantık anlamında ben, siyaseten darbe yapılacak olan gruba da söylerim.
Ben darbeyi başka birisinden öğrendim demesi, sayın Cumhurbaşkanı'na yapılmış en ağır davranıştır bence. MİT Müsteşarı'ndan öğrenmesi gerekiyordu. Başbakan'a söylenecekti, Başbakan da telefon açacaktı bu durum konuşulacaktı.
Teknik anlamda bazı şeylerde hata yapmışlar dediğim yerler var. Bu ekip daha önce sızmış olsaydı, otelin olduğu bölgeye ne olacaktı? Adamların zamanlama hatası, erken deşifre olunca ekipleri toplamakta zorlanmışlar.
MİT'in Genelkurmay'a hızlı hareket etmiş olması, darbenin yüzde 50'sini başarısızlığa götürdü. Şunu da söyleyebilirdi, arkadaşlar her gün geliyor önemsemeyin diyebilirlerdi.

03.00'DE OLSAYDI DARBE BAŞARIYA ULAŞACAKTI

Belki bu darbe başarıya ulaşabilirdi, onların gözünde. Saat sabaha karşı 03.00'te olsaydı, kimse kanalları izlemeyecekti. Sayın Cumhurbaşkanı muhtemelen orada olacaktı ve arzu etmediğimiz tabloyla karşılaşmış olacaktık.
Bir grubun darbeden haberi yok, tecrit olayı yaşanmış ve onlara "Marmaris'te terörist lider var, onu öldürmeye gidiyoruz" demişler. Bu MİT'teki arkadaş aynı zamanda Cumhurbaşkanı Külliyesi'ne de gidiyor, polislere destek vermek için. Ekibiyle beraber gittiğinde bir bilgi geliyor, Marmaris'ten 4 helikopterin kalktığı ile ilgili. Herkes şu soruyu soruyor, Çiğli'den gelen helikopterler nereye gidiyor?
Soruyorlar, kim var orada? Sayın Cumhurbaşkanı. Ramazan Bey, Koruma Şube Müdürü, o sırada Beştepe'de. Ona soruyorlar diyorlar ki, Cumhurbaşkanı'nı uyarın. Bunu teyit etsinler.

Olaylar başladıktan sonra, o gruptan bir grup şu anda nerede? Dağlarda. Bunların aldıkları eğitim kaçma kurtulma eğitimi aynı zamanda. Bir kısmı yollarda yakalandı, bir kısmı teslim oldu.

Eğitim alırken, bu tür eğitimlerde birbirimizi kovalarız. Bir grup öbür grubu yakalamaya çalışır. Şu sahnelerin hiçbirini Allah bana göstermesin. Şu anda 60 kişilik bir tim, geçmişteki silah arkadaşlarını, cuntacıları arıyorlar. Allah bu ülkeye bunu göstermeseydi.

Bu cuntaya girenlerin çoğu önce askeriyeye girmedi, onlar asker olmak için yetiştirildiler. Ben asker olmak için yetiştirilmedim, ben asker oldum. Ben vücuduma giydim bu elbiseyi. Onlar hiçbir zaman emir komuta zinciri içinde olmadı.

"YA BİRLİK OLACAĞIZ, YA SURİYE OLACAĞIZ"

17-25 Aralık'ta ne oldu? Bir polis darbesi yaşadık. Arkasından 7 Haziran süreci geldi. 12 ay süren, anlamsız bir terör sarmalı var Türkiye'de. Ne oldu Türkiye'de, bir şey mi var bu kadar anormal bir tehditle bu kadar çok mücadele ediyoruz? Neden sorusunun yanıtını yavaş yavaş alıyoruz.
Gördüklerimi ancak devlet terbiyesi içinde anlatabiliyorum.

Bugün gördüğüm tabloda mevzu şu; çok fazla hainlik gördüm ben. 7 Haziran'dan bu yana darbeye zemin hazırlıyorlardı. Bütün bu bombalardan sonra çıkıp ne dedim? Amerika'da, Fransa'da üstleniyorsun da Türkiye'de neden bir tane IŞİD eylem üstlenmiyor dedim.
Türkiye, IŞİD'le mücadele edeceği noktada, aynı gün PKK devreye girdi. Bu kadar mı rastlantı? Darbeye zemin hazırlamaya çalıştılar. Bu oyunu bölge halkı, askerimiz ve polisimiz çözdü.

O gün geldiğinde insanlara "yeter, benim için güvenlik önemli" dedirtmeye çalıştılar Güneydoğu Anadolu Bölgesi'nde, o oyunu gerçek asker ve polis bozdu. İç savaşı çıkarmadılar.

Darbeden sonraki doz, iç savaşı çıkartacak hamleler. Suikastler, bombalar, belli mezheplerin özel yerleri... Son dönemde hatırla, her gün kahve taranıyordu. Kimsenin haberi olmadı. Mahalleliyi kızıştırmaya çalışıyorlar.

Mesaj yağıyor bana, şu mahalleye saldırılıyor, bu mahalleye saldırılıyor. Yok öyle bir saldırı. Dikkatli olun. Ya birlik olacağız, ya suriye olacağız. Asıl OHAL'i birlik anlamında kurmak zorundayız. Birliğe ihtiyacımız var, parti gözetmeden, din gözetmeden. Allah rızası için herkes kendine gelsin.
Bomba düştüğünde ne olur? Camlar falan kırılır. O etkinin aynısını ses hızına geçtiğinde uçak yapar. Alçaktan uçuşlar halkı sokaklardan uzak tutmak için yapıldı. O gün, Diyarbakır'da bulunan iki özel kuvvet taburu Ana Jet Üssü'nü kontrol altına aldı. Ve orada iki tane çok güvenilir pilot bulundu. Kaldırılarak Ankara'ya gönderildi, kontrolü sağlamak için.

"ÖZEL KUVVETLER BİR TRAVMA YAŞIYOR"

Özellikle bu darbeci cuntaların en çok kapatmak istediği kurum, Özel Kuvvetler'di. Özel Kuvvetler kendisini Osmanlı'daki Akıncılar'ın devamı olarak görür. Evlenmezler, çocuk sahibi olmazlar ve kefalet sistemiyle çalışırlar. Bütün sefahatı incelenir. Eğitimler sırasında öyle zorlarlar ki, kan kustururlar. İtaatini ölçerler. Ama aradan 100 kadar hain de çıktı. Ama siyah taş daha az çıktı.

Uzun zamandan beri Özel Kuvvetler bir travma yaşıyor. Özel Kuvvet Komutanı'nın tek yapamadığı şey o, komuta heyetini seçemiyor. İsimleri önüne koyuyorlar tek tek, al bunun içinden seç.

Yaklaşık birkaç önce, bazı adamlardan onlardan olduğunu öğreniyor, sezinliyor. İki adamı görevden aldırıyor. Eğer diyor ki o adamlar orada olsaydı, hepsi çıkacaktı. Sistemi geçirmek için zorluyorlar, direnebildiği kadar direniyor.

Çok önemli bir görevdeki adam, komutandan randevu alman için ast rütbedeysen, üstekini geçmen lazım, dedin ki emir komutayı bozayım, komutanla görüşeyim, kime haber veriyorsun? Özel kaleme, emir subayına. Bu adamı görüştürmüyorlar 1 yıldan beri. Bu yalnızca TSK'da olan bir mevzu değil, birçok yerde böyle. Türkiye'nin birçok yerinde işliyor bu sistem.

http://www.hurriyet.com.tr/dakika-dadika-o-gece-seyri-degistiren-tek-kursun-40161736
ADALETİN OLMADIĞI YERDE NE SAYGI KALIR, NE DE DÜZEN! ADALETİN OLMADIĞI YER YIKILMAYA MAHKUMDUR! DÜRÜSTLÜK BENİM KARAKTERİMDİR! BEN ŞEREFİM İÇİN YAŞAR, ŞEREFİM İÇİN ÖLÜRÜM. MUHTAÇ OLDUĞUM KUDRET DAMARLARIMDAKİ ASİL KANDA MEVCUTTUR.
SKYWOLF...DefenceTurk.com

Çevrimdışı SKYWOLF

  • SKYWOLF
  • Genel Yetkili
  • DefenceTurk
  • *****
  • İleti: 44315
  • 615
15 Temmuz darbe girişiminde Hakan Fidan muamması
« Yanıtla #86 : 22 Temmuz 2016, 11:28:15 »
15 Temmuz darbe girişiminde Hakan Fidan muamması

Hürriyet Haber22 Temmuz 2016 - 08:49Son Güncelleme : 22 Temmuz 2016 - 08:53
15 Temmuz darbe girişiminde Hakan Fidan muamması



Cumhurbaşkanı Erdoğan gibi Başbakan Binali Yıldırım'ın da darbe girişimi gecesi MİT Müsteşarı Hakan Fidan'a ulaşamadığı ortaya çıktı. Yıldırım'ın askeri hareketliliği Boğaziçi Köprüsü'nden geçerken kendi gözleriyle görüp 'hissettiği'ni söylediği öğrenildi.

15 Temmuz darbe girişimine ilişkin yeni detaylar ortaya çıkmaya devam ediyor. Önceki gün El Cezire’ye verdiği röportajda hain kalkışmayı eniştesinden haber aldığını belirten Cumhurbaşkanı Erdoğan dün de Reuters’a çarpıcı açıklamalarda bulundu.
“ARADIM AMA ULAŞAMADIM”

Erdoğan, 15 Temmuz darbe girişiminin yaşandığı gün Milli İstihbarat Teşkilatı Müsteşarı Hakan Fidan’ı aradığını ancak ulaşamadığını belirtti.
“İstihbarat servisleri her şeye dört dörtlük hakim değildir.” diyen Cumhurbaşkanı  “Burada ciddi bir istihbarat zaafı var. Bunu Müsteşarada söyledim. Ben eniştemden duyana kadar haberim olmadı. Haberi aldığımda MİT Müsteşarı'nı aradım ama ulaşamadım. Bu bir sıkıntıdır. Bu bir darbe girişimidir. Bunun muhakkak öncesi vardır. 24 saatte olmuş birşey değildir. Bütün bunlardan ders alarak atılacak adımların şuanda planlamasını, hesaplamalarını çok daha farklı bir şekilde yaptık. Değerlendirmesini de tabi ki yapacağız” dedi.

FİDAN’A BAŞBAKAN DA ULAŞAMAMIŞ

Erdoğan gibi Başbakan Binali Yıldırım’ın da darbe girişiminin olduğu gece Hakan Fidan’a ulaşamadığı ortaya çıktı. Yazarımız Abdülkadir Selvi’nin yazısına göre; Başbakan Binali Yıldırım darbe girişimini saat 21:00’dan önce Boğaziçi Köprüsü’nden geçerken ‘hissetmiş’ MİT müsteşarını aramış ancak ulaşamamış. Bu gelişme üzerine Cumhurbaşkanı Erdoğan’ı aradığını belirten Yıldırım “Kendisine ulaşan bazı bilgiler olduğunu söyledi, ‘Eve
gitme' dedi. O andan itibaren hareket halinde oldum” dedi.
TSK:16:00’DA HABERDAR ETTİ

Türk Silahlı Kuvvetleri ise darbe girişimi gecesine ilişkin yaptığı açıklamada, MİT’in kendilerini saat 16:00 sıralarında ‘uyardığını’, Hakan Fidan’ın da 16:30 sıralarında bizzat Genelkurmay’a gelerek ‘durum değerlendirmesi yaptığını’ açıklamıştı.

http://www.hurriyet.com.tr/15-temmuz-darbe-girisiminde-hakan-fidan-muammasi-40161639
ADALETİN OLMADIĞI YERDE NE SAYGI KALIR, NE DE DÜZEN! ADALETİN OLMADIĞI YER YIKILMAYA MAHKUMDUR! DÜRÜSTLÜK BENİM KARAKTERİMDİR! BEN ŞEREFİM İÇİN YAŞAR, ŞEREFİM İÇİN ÖLÜRÜM. MUHTAÇ OLDUĞUM KUDRET DAMARLARIMDAKİ ASİL KANDA MEVCUTTUR.
SKYWOLF...DefenceTurk.com

Çevrimdışı SKYWOLF

  • SKYWOLF
  • Genel Yetkili
  • DefenceTurk
  • *****
  • İleti: 44315
  • 615
Kumpas Mağdurlarına 'Acil Görev' Emri
« Yanıtla #87 : 22 Temmuz 2016, 12:21:03 »
Kumpas Mağdurlarına 'Acil Görev' Emri

Balyoz, Askeri Casusluk gibi davalar nedeniyle 3-4 yıl cezaevinde yatan kurmay subaylar, darbe girişiminin ardından "acil" koduyla göreve çağrılıp kritik ve önemli konumlara yerleştirildi.

15 Temmuz gecesi yaşanan askeri darbe girişimi sonrasında Kara, Hava ve Deniz kuvvetleri ile Jandarma Genel Komutanlığı'nda çok sayıda general, amiral ve subay tutuklanırken, boş kalan önemli görevlere, "kumpas davaları" olarak bilinen "Balyoz", "Askeri Casusluk" gibi çeşitli davalardan yargılanan ve beraat eden subaylar getirilmeye başlandı.

Deniz Kuvvetleri'nde hepsi de kurmay olan ve davalardan önce amiralliklerine kesin gözüyle bakılan albaylar, kritik ve önemli konumlara yerleştirildi. Bülent Olcay Sahil Güvenlik Komutanı, Önder Çelebi Amfibi Görev Kuvvet Komutanı, Aykar Tekin Güney Görev Grup Komutanı oldu. Kurmay albaylardan Cem Okyay ve Yankı Bağcıoğlu, Deniz Kuvvetleri Komutanlığı Harekat Başkanlığı emrinde kritik görevlere atandı. "Acil" koduyla göreve çağırılan kurmay albaylar, göreve başladı.

SAHİLLER ONA EMANET

Emekli Hava Korgeneral Erol Olcay'ın da oğlu olan Kurmay Albay Bülent Olcay, Balyoz davası öncesine kadar geleceği en parlak subaylardan biri olarak gösteriliyordu. Balyoz kapsamında tutuklanarak Maltepe Cezaevi'ne konulan Olcay, 18 yıl hapis cezasına çarptırıldı. Olcay, 4 yıl cezaevinde kaldıktan sonra Anayasa Mahkemesi'nin (AYM) "hak ihlali" kararının ardından 18 Haziran 2014'te tahliye oldu. Yeniden yapılan yargılamada beraat eden Olcay, Sahil Güvenlik Komutanlığı'nda atıl bir görevdeydi. Tümamiral Hakan Üstem'in askeri darbe girişimi nedeniyle görevden alınmasının ardından Sahil Güvenlik Komutanı oldu. Olcay, daha önce savaş filosu olan Muhrip Filotilla Komutanlığı da yapmıştı.



KOMANDO KOMUTANI

Deniz Kurmay Albay Önder Çelebi de Balyoz davası kapsamında 3 yıl cezaevinde yattı, 16 yıl hapis cezasına çarptırıldı. AYM'nin "hak ihlali" kararının ardından tahliye olan ve yeniden yargılama sonucu beraat eden Çelebi, Foça'da bulunan Amfibi Görev Grup Komutanlığı'na atandı. Darbeciler tarafından rehin alınan Tuğamiral Aydın Şirin'in yerine atanan Kurmay Albay Çelebi, denizden karaya çıkartma yapabilen eğitimli komandolardan sorumlu olacak.

AKSAZ'A ATANDI

Deniz Kurmay Albay Aykar Tekin, Balyoz'da 16 yıl hapis cezasına çarptırıldı. 3.5 yıl hapis yatan, tahliye olduktan sonra beraat eden Tekin, Haziran 2014'te Deniz Kuvvetleri Komutanlığı'nda göreve döndü. Atıl bir görevde bulunan Tekin, Aksaz'daki deniz üssünde Güney Görev Grup Komutanı olarak görevlendirildi. Tekin, Akdeniz ve Ege'de devriye gezen, tatbikatlara ve uluslararası görevlere katılacak firkateyn, hücumbot, korvet ve denizaltılardan sorumlu olacak.

GÖREVİ PLANLAMA

Donanma'nın en büyük savaş gemilerinden olan TCG Gaziantep'in komutanlığını yaptıktan sonra Harekat Plan Şube Müdürü iken Balyoz soruşturması kapsamında tutuklanan Kurmay Albay Cem Okyay, Maltepe Askeri Cezaevi'nde 3 yıl yattı. 16 yıl ceza alan Okyay, AYM'nin "hak ihlali" kararının ardından tahliye oldu. Yeniden yargılamada beraat etti ve Harp Akademileri'nde göreve başladı. Okyay, darbe girişiminin ardından Deniz Kuvvetleri Komutanlığı'nın en önemli savaşa hazırlık birimi olan Harekât Başkanlığı Plan ve Teşkilat Daire Başkanlığı'nın başına getirildi. Okyay, deniz harekatlarının planlanması ve gemilerin seçilmesinde önemli söz sahibi olacak.

HAREKAT BAŞKANI OLDU

Deniz Kurmay Albay Yankı Bağcıoğlu, İstanbul Askeri Casusluk davası kapsamında 3 yıl hapis yattıktan sonra tahliye oldu ve beraat etti. Stratejist ve planlama uzmanı olan Bağcıoğlu, darbe girişiminin ardından Deniz Kuvvetleri Komutanlığı'nda Harekat Başkanlığı'na atandı. Harekat ve savaşa hazırlık, gemilerin seçimi ve koordinesi, personelin yönlendirilmesi gibi önemli bir görevi üstlenen Bağcıoğlu görevine başladı. (Kaynak: Milliyet)

http://www.sondakika.com/haber/haber-kumpas-magdurlarina-acil-gorev-emri-8634840/
ADALETİN OLMADIĞI YERDE NE SAYGI KALIR, NE DE DÜZEN! ADALETİN OLMADIĞI YER YIKILMAYA MAHKUMDUR! DÜRÜSTLÜK BENİM KARAKTERİMDİR! BEN ŞEREFİM İÇİN YAŞAR, ŞEREFİM İÇİN ÖLÜRÜM. MUHTAÇ OLDUĞUM KUDRET DAMARLARIMDAKİ ASİL KANDA MEVCUTTUR.
SKYWOLF...DefenceTurk.com

Çevrimdışı SKYWOLF

  • SKYWOLF
  • Genel Yetkili
  • DefenceTurk
  • *****
  • İleti: 44315
  • 615
CHP telefon açan darbecilere bu yanıtı verdi
« Yanıtla #88 : 22 Temmuz 2016, 14:21:33 »
CHP telefon açan darbecilere bu yanıtı verdi

Hürriyet Haber22 Temmuz 2016 - 12:15Son Güncelleme : 22 Temmuz 2016 - 12:59
CHP telefon açan darbecilere bu yanıtı verdi



Darbe girişimi sırasında Genelkurmay Başkanı Orgeneral Hulusi Akar'ın yaveri Yarbay Levent Türkkan'ın MHP'yi arayıp kandırmaya çalıştığı ortaya çıkmıştı. Aynı gece CHP'ye de telefon açılmış, yanıltmaya çalışılmış. CHP lideri Kılıçdaroğlu, o gece darbeci askerlere verilen yanıtı açıkladı: "Biz hemen, 'kimden gelirse gelsin darbeye karşıyız' dedik. Böyle bir süreç yaşadık."

Genelkurmay Başkanı Orgeneral Hulusi Akar'ın Yaveri Levent Türkkan darbe girişiminde kilit rol oynadığı ortaya çıkmış,  itiraflarıyla Türkiye'yi sarsmıştı.

Yaver Türkkan'ın darbe girişiminin olduğu gece MHP'yi arayıp 'Şu an bir sorun yok' diye kandırmaya çalıştığı da ortaya çıkmıştı.

O gece CHP'ye de darbeci askerlerden telefon açılmış. Darbeciler, CHP'yi de kandırmak için, "Genelkurmay Başkanı darbenin başında" demiş. CHP'den ise "Biz kimden gelirse gelsin darbeye karşıyız" yanıtı verilmiş.

CHP LİDERİ KILIÇDAROĞLU O GECEYİ ANLATTI

CHP Genel Balkanı Kemal Kılıçdaroğlu 15 Temmuz darbe girişimine ilişkin NTV canlı yayınında şunları söyledi:

-Doğrudan bir iletişimimiz yoktu. Ne olup bittiğini biz de merak ediyorduk. Uçaktayken haber geldi. 21:50 uçağı ile biz dış politika ile ilgili strateji belgesini açıklamak üzere İstanbul’a gitmiştik.

-Daha uçak piste iner inmez cep telefonlarından biz olayı ve vahameti öğrendik.

-Darbe konusunda Sayın Genelkurmay Başkanı'nın darbenin başında olduğu bilgisi bize geldi Genelkurmay Özel Kaleminden.

"DARBEYE KARŞIYIZ" DEDİK

Biz hemen "Kimden gelirse gelsin darbeye karşıyız" dedik. Böyle bir süreç yaşadık.

BİZİ YANILTMAYA ÇALIŞAN ÇABA HİÇBİR ETKİ YAPMADI

Bizi yanıltmaya ya da bizi yönlendirmeye çalışan bir çaba bizim nezdimizde hiçbir etki yapmadı. Çünkü biz demokrasiyi savunuyoruz daha iyi bir demokrasiyi savunuyoruz.

Bu telefondan önce biz medyaya açıklama yapmıştık, “Türkiye darbelerden çok çekti” şeklinde.

Büyük bir ihtimalle bu açıklamalar üzerine bu tür bilgiler geldi bize.

İstihbarat zaafiyeti varsa bir yerde yönetimde zaaf var demektir. Siz devletin en temel kurumuna bir kişiyi getiriyorsunuz. Bu kurum bu kadar büyük bir darbe organizasyonunu zamanında haber alamıyorsa istihbarat zafiyetinin ötesinde bir yönetim zaafı var demektir.

Liyakat olabilseydi, işi ehline verebilseydik bu darbelerin çok öncesinden haberdar olur ve bunların belki de hiçbirisi olmazdı.

'YILLAR YILI SÖYLEDİK AMA ANLATAMADIK'

Dün Sayın Abdullah Gül’ün, meclis başkanının, adalet bakanının olduğu bir ortamda şunu söyledik: Biz yıllar yılı Fethullah Gülen’in ne kadar tehlikeli olduğunu söyledik ama anlatamadık sizlere.

Yargıtay’a 150 militan atıyorsunuz dediğimde eleştirilen ben oldum. Şimdi haklı çıktık. Devlete bütün bu atamaları kim yaptı. Ben mi yaptım. Bütün bunların yanlış olduğunu ben söyledim.

Ergenekon balyozun yanlış olduğunu söyledik. Ben suçlandım. Benim hakkımda fezleke düzenlendi. Bugün ben gidiyorum mahkemelere hesabını veriyorum.

Şimdi 17-25 Aralıkl'a ilgili olarak… Bu olayı kullanarak başka bir olayı aklamaya kimse çalışmasın. Her şey farklı.

Bakanlıkların cemaatler tarafından paylaşıldığını da biliyoruz. Ben kişilerin inancına saygı gösteririm ama benim inancım benim yükselmeme gerekçe olmamalı.

Yoksa ben cemaatin veya belli bir inancın arkasına saklanarak yükseliyorsam doğru karar veremem.
TSK bu tür yapılanmalara izin vermek istemedi. Ama 2002’den başlayarak, üzülerek söylemek istiyorum, belli yapılanmaları ordunun dışına çıkarmak istediler.

'MUHALEFET ŞERHLERİNİ BEN Mİ KOYDUM'

Ordular, cemaat etnik belli kimlik yapılanmaları değildirler. Orduların amacı devleti korumaktır. Ne yapıldı YAŞ’larda? Bu askerleri atamazsınız diye kararlara muhalefet şerhi konuldu. Bu muhalefet şerhlerini ben mi koydum? Bu darbeden hepimizin çıkaracağı dersler var. Bütün siyasi partilerin oturup özeleştiri yapması lazım.

Üç beş kişiyi görevden alarak değişmez bu zihniyetin değişmesi lazım.

TSK, MİLLİ SAVUNMA BAKANLIĞI’NA BAĞLANACAK MI?

MSB’ye bağlı olmasıyla Başbakanlığa bağlı olması arasında ne fark var? Asker dedi ki, “Bunlar Fethullah gülen cemaatindedir.” Dönemin cumhurbaşkanı başbakanı dedi ki “hayır bunların kalması lazım.” Başbakanlığa bu dönemde Genelkurmay bağlıydı. Sıcak siyaseti kurumların içinde sokmama lazım.

Bürokraside olduğum dönemlerde başbakanlık konutunda Sayın Özal ile, Sayın Çiller, Sayın Demirel ile tartışırdık. Bu yanlıştır derdik. Doğrusu budur derdik ama siyasi tercih size ait derdik. Ama benim görevim neyin yanlış olduğunu siyaset kurumuna anlatmaktır. Bürokrasi siyaset kurumuna ayrıntıları anlatacak.

CHP’YE SIZAN PARALEL YAPILANMA VAR MI?

Bizim bir istihbarat örgütümüz yok. Devletin istihbaratı bize gelip “şu kişi şöyledir bu kişi şöyledir” derse bakarız. Ülkenin çıkarları bağlamında yanlış yönlendiren varsa biz gereğini yaparız. Bize ulaşan her bilgiyi check etmeden biz kullanmayız. Bize ulaşan her bilgiyi check eder sonra kullanırız.

TAKSİM MİTİNGİ

Tabandan da miting talebi geldi. Arkadaşlar bize ilettiler ben de “tamam yapabiliriz” dedim. Cumhuriyete ve demokrasiye sahip çıkma anlamında miting yapacağız. Bizim geçmişi bir tarafa bırakıp toplumun sakinleşerek geleceği birlikte bakmamız lazım. Mustafa kemal ve arkadaşlarının kurduğu Türkiye demokrasinin tam anlamıyla taçlandırıldığı bir Türkiye olmalıdır. Yine mazlum ülkelere tüm İslam dünyasına örnek olabiliriz. Bu fırsatı kaçırmamalıyız.

“CUMHURBAŞKANI BENİ ARAYIP TEŞEKKÜR ETTİ”

Sayın cumhurbaşkanını ben aramadım sayın cumhurbaşkanı aradı. Darbe karşıtı söylem ve CHP’nin tutumu konusunda, TBMM’ye bomba yağarken CHP’liler oradaydı bu bağlamda teşekkür etti. Ben de telefonu dolayısı ile teşekkür ettim.


“GENELKURMAY BAŞKANI İLE GÖRÜŞTÜM”

Genelkurmay Başkanımızla bir görüşmem oldu. Genelkurmaydan alınıp Akıncılar üssüne nasıl götürüldüğüne dair bilgileri paylaştı. Ama bu bilgileri izin almadan burada aktarmam doğru olmaz.

http://www.hurriyet.com.tr/chp-yaniltmaya-calisan-darbecilere-bu-yaniti-verdi-40162532
ADALETİN OLMADIĞI YERDE NE SAYGI KALIR, NE DE DÜZEN! ADALETİN OLMADIĞI YER YIKILMAYA MAHKUMDUR! DÜRÜSTLÜK BENİM KARAKTERİMDİR! BEN ŞEREFİM İÇİN YAŞAR, ŞEREFİM İÇİN ÖLÜRÜM. MUHTAÇ OLDUĞUM KUDRET DAMARLARIMDAKİ ASİL KANDA MEVCUTTUR.
SKYWOLF...DefenceTurk.com

Çevrimdışı SKYWOLF

  • SKYWOLF
  • Genel Yetkili
  • DefenceTurk
  • *****
  • İleti: 44315
  • 615
Boşanma fetvası çıkarılmış, dolar almışlar
« Yanıtla #89 : 22 Temmuz 2016, 14:22:51 »
Boşanma fetvası çıkarılmış, dolar almışlar

Hürriyet Haber22 Temmuz 2016 - 13:17Son Güncelleme : 22 Temmuz 2016 - 14:03
Boşanma fetvası çıkarılmış, dolar almışlar...



15 Temmuz darbe girişiminin ardından birbirinden çarpıcı detaylar ortaya çıkmaya devam ediyor.

NTV’den Gökhan Gerçek’in verdiği bilgiye göre darbe girişiminin bertaraf edilmesinin ardından Genelkurmay karargahında yüklü miktarda döviz ele geçirildi.

Darbeci subayların, darbenin ardından dövizin artacağını ön görerek tüm  hesaplarını boşaltıp dövize çevirdiği iddia ediliyor. Genelkurmay karargahında ayrıca darbe sonrasında çalışılacak subaylara ilişkin liste ele geçirildi. TSK'da görev yapan subaylarla ilgili 'güvenilir, güvenilmez' diye notlar alınmış.Güvenilir listesine konan askerlerle ilgili notlar bulundu. Listede darbeden haberi olmayan subayların yanında güvenilir-güvenilmez şeklinde notlar düşüldüğü belirtildi.

'BOŞANMA FETVASI' ÇIKARILMIŞ

Bu arada darbenin başarısız olma ihtimali ve eşlerin zarar görmemesi için darbeden önce ‘boşanma fetvası’ verilmiş. Çok sayıda askerin darbeden bir ay önce boşandığı iddia ediliyor.

GÖRÜNTÜLER İMHA EDİLMİŞ

Genelkurmay'a baskın anı ve içeride yaşananlara ilişkin görüntülerin de darbeciler tarafından imha edildiği belirtiliyor. Harddisklerin üzerinden defalarca tanklarla geçildiği öğrenildi. Hasar görmüş hardiskler kurtarılmaya çalışılıyor.

http://www.hurriyet.com.tr/15-temmuz-darbe-girisimi-sonrasi-carpici-bilgiler-40162785
ADALETİN OLMADIĞI YERDE NE SAYGI KALIR, NE DE DÜZEN! ADALETİN OLMADIĞI YER YIKILMAYA MAHKUMDUR! DÜRÜSTLÜK BENİM KARAKTERİMDİR! BEN ŞEREFİM İÇİN YAŞAR, ŞEREFİM İÇİN ÖLÜRÜM. MUHTAÇ OLDUĞUM KUDRET DAMARLARIMDAKİ ASİL KANDA MEVCUTTUR.
SKYWOLF...DefenceTurk.com