İran Irak savaşı gösterdi ki,
Personel kaybı İran için mesele değildir.
Hassas vuruşlar da çok gerekli değildir.
Teröristin oldugu köye bomba atıverir iranlılar olur biter.
İnsan hakları, demokrasi, hak hukuk falan bunları en azından kısa vadede unut.
Bu fikri savunmuyorum. İnsani de bulmuyorum. Ama pragmatik İran'ın mantığını anlamaya çalışıyorum.
O zaman İran'a ne lazım?
Bir görüş gözlüğü,
Bir pilot,
Bir roket lanceri,
X 1000
Flare falan takarlar yahu! Bu çok zor iş değil biliyoruz.
Asıl konu motor gücüdür. Keşke çift motorlu yapsalardı.
Yalnız bu bizim Anadol ya da Devrim otomobilleri gibidir.
Başlar ve gaza gelirsin, gaza geldikçe de geliştirirsin.
Bizde bu böyle olmaz. Maalesef olamaz.
Başlarsın, sonra konsorsiyumlar gelir. Bize bırak der. Teknoloji de transfer edeceğiz der. (Ne demekse?)
Bırakırsın. İş uzar, uzaaaaaaaaar,
Uzaaaaaaaar, bitmez. Mükemmellik için güya prototip süner durur. Bu arada ihtiyaç kendini iyice dayatır. Hazır alım yapmak zorunda kalana kadar dayatır. Satan kimdir? Aynı konsorsiyumlar.
Kritik sistemleri nasıl aldığımıza bakın. Ne dediğim daha iyi anlaşılır.
Neden bizim mükemmel sistemlerimiz fuar panolarında kalır da, yüzlerle binlerle sahaya yansımaz?
Son olarak bir katkı daha:
Herkesin herkesten öğreneceği şeyler vardır. Geçmişte biz de ambargolardan çektik. LASSA, ASELSAN vb. hep bu ambargoların sayesinde büyüdü, gelişti.
Örneğin terörle mücadelede en çok ne lazım?
Silahlı helikopter, İnsansız hava ve kara aracları.
Bunların temin edilmesi kararı kaç yıllıktır? On? Onbeş?Alabildik mi? Yapabildik mi? Fuar panolarından bahsetmiyorum.Neden?
İran'a gelince...
Bu kendince bir tutumdur. Caydırıcılığı ve ulusal teknoloji gelişimi açısından başarıdır. Mukayese etmeyiz. Çünkü başında dediğimiz gibi asimetriktir.
Sonucu daha belli değildir. Zaman gösterecektir. Bize düşen, İranlı kardeşlerimizi tebrik etmek ve kendi projelerimizde sağlayabileceğimiz pozitif girdiler var mı ona bakmaktır.
Saygılar.