Gönderen Konu: Akdeniz'de Enerji Krizi  (Okunma sayısı 259769 defa)

0 Üye ve 1 Ziyaretçi konuyu incelemekte.

Çevrimdışı Tigerfish

  • DefenceTurk
  • *
  • İleti: 2179
  • 191
Ynt: Akdeniz'de Enerji Krizi
« Yanıtla #390 : 02 Haziran 2019, 14:15:16 »
Ege'de it dalasi bitti yeni hikaye bu beyler. Haklarini mi istiyorsun? Kapilari acip multecileri sal, bogazdan gecen her gemiyi "ihbar var" diye gunlerce ara. Daha yapici olur. Deniz kuvvetleri ve tersaneler kendilerine mesgale ariyor!

Hükümet Insallah bu yorumu okur.

Pratigi basit etkisi büyük  yöntem. Üstelik legal. Adamlari kovalamaktan daha masrafsiz.

Çevrimdışı SKYWOLF

  • SKYWOLF
  • Genel Yetkili
  • DefenceTurk
  • *****
  • İleti: 44295
  • 612
Ynt: Akdeniz'de Enerji Krizi
« Yanıtla #391 : 02 Haziran 2019, 20:02:17 »
Ege'de it dalasi bitti yeni hikaye bu beyler. Haklarini mi istiyorsun? Kapilari acip multecileri sal, bogazdan gecen her gemiyi "ihbar var" diye gunlerce ara. Daha yapici olur. Deniz kuvvetleri ve tersaneler kendilerine mesgale ariyor!

+1
Harika bir fikir.
ADALETİN OLMADIĞI YERDE NE SAYGI KALIR, NE DE DÜZEN! ADALETİN OLMADIĞI YER YIKILMAYA MAHKUMDUR! DÜRÜSTLÜK BENİM KARAKTERİMDİR! BEN ŞEREFİM İÇİN YAŞAR, ŞEREFİM İÇİN ÖLÜRÜM. MUHTAÇ OLDUĞUM KUDRET DAMARLARIMDAKİ ASİL KANDA MEVCUTTUR.
SKYWOLF...DefenceTurk.com

Çevrimdışı ACE

  • DefenceTurk
  • *
  • İleti: 746
  • 132
Ynt: Akdeniz'de Enerji Krizi
« Yanıtla #392 : 02 Haziran 2019, 23:14:00 »
Yazıda diyor ki
Alıntı
Doğu Akdeniz’deki enerji kaynaklarına yönelik arama çalışmalarının hızlandığı 2009’dan sonra, bölgedeki ittifak arayışları da hızlandı. 2011’de İsrail açıklarındaki Leviathan sahasının yakınında Afrodit isimli doğal gaz sahasının bulunması, GKRY ile İsrail arasında da resmi ortaklığın önünü açtı.

Peki biz o tarihlerde neler yapıyorduk?

Alıntı
İsrail, 27 Aralık 2008’de Gazze’ye yönelik Dökme Kurşun Harekâtı’nı başlattı. İki bine yakın sivilin öldüğü operasyon için Erdoğan, “İnsanlığa karşı işlenen suç, İsrail devlet terörü uyguladı” diyerek, Olmert’in ihanetine uğradığını söyledi. Bu olayın ardından İsrail ile ilişkiler hiçbir zaman eskisi gibi olmadı.

BİR AY SONRA ‘ONE MINUTE’ KRİZİ

29 Ocak 2009 tarihi Türk-İsrail ilişkilerinin siyasi kopuşunda çok kritik bir gün olarak tarih sayfalarına geçti. Davos’taki Dünya Ekonomik Forumu’nda “Gazze: Ortadoğu’da Barış Modeli” başlıklı panelde, İsrail Cumhurbaşkanı Peres, İsrail’in Gazze saldırısının haklı olduğunu iddia etti. Erdoğan ise “One minute” diyerek araya girerek, Peres’e, “Siz öldürmeyi çok iyi bilirsiniz” sözleriyle çıkıştı. Peres’e sinirlenen Erdoğan, “Daha da gelmem Davos’a” diyerek paneli terk etti. Bu olay hem iki ülke hem de dünya gündemine bomba gibi düştü. Bu olayın ardından Türkiye, Anadolu Kartalı tatbikatının İsrail’in de yer alacağı uluslararası bölümünü iptal etti.

BİR YIL SONRA ALÇAK KOLTUK KRİZİ

Bu olaydan yaklaşık bir yıl sonra 11 Ocak 2010’da İsrail Dışişleri Bakan Yardımcısı Danny Ayalon’un, Türkiye’de yayınlanan Kurtlar Vadisi dizisinde MOSSAD ajanlarının çocuk kaçakçısı olarak gösterilmesine tepki göstermek için Türkiye’nin Tel Aviv Büyükelçisi Oğuz Çelikkol’u görüşme sırasında alçak koltuğa oturtması yeni bir siyasi krize neden oldu. Alçak koltuk krizi ikili ilişkilere büyük bir darbe vurdu. Ayalon, diplomatik nezaket kurallarına uymayan davranışından dolayı Türkiye’den resmen özür dilese de, Türkiye, bu tarihten itibaren İsrail ile 16 güvenlik anlaşmasını dondurdu. Tank anlaşması da askıya alındı.

MAVİ MARMARA İLE TAMAMEN KOPUŞ

Takvimler 31 Mayıs 2010’u gösterdiğinde tüm dünyayı şoke eden bir gelişme yaşandı. İHH İnsani Yardım Vakfı ve Özgür Gazze Hareketi’nin organize ettiği Gazze’ye insani yardım taşıyan 6 gemiden oluşan konvoya İsrail, uluslararası sularda baskın düzenledi. Mavi Marmara gemisinde 9 Türk’ün öldürüldüğü olayın ardından Türkiye; İsrail’i “terörist devlet” ilan etti. Türkiye, bu gelişmenin hemen ardından BM Güvenlik Konseyi’ni olağanüstü toplantıya çağırarak İsrail’in Mavi Marmara gemisine düzenlediği saldırıyı kınattı ve Gazze’deki ablukanın kaldırılmasını içeren bir bildirgenin yayınlanmasını sağladı. Ankara’nın diğer adımı ise Tel Aviv Büyükelçisi Oğuz Çelikkol’u geri çekmek oldu. BM ise olayı araştırmak üzere Yeni Zelanda’nın eski Başbakanı Geoffrey Palmer başkanlığında bir komisyon oluşturdu. Komisyonun hazırladığı rapor, İsrail operasyonunu “kabul edilemez, ölçüsüz ve mantık dışı” diye nitelendirdi. Ancak aynı rapor, İsrail’in Gazze’den gelen tehditler karşısında kendini koruma hakkını tanıdı ve deniz ablukasını meşru bir güvenlik önlemi olarak kabul etti. Türkiye, bu raporu hemen reddetti. Bu rapor krizinin ardından, İsrail’in Ankara Büyükelçisi Gabby Levy de Türkiye’yi terk ederek ülkesine gitmek zorunda kaldı. Saldırıya ilişkin olarak dönemin İsrail Genelkurmay Başkanı ve komutanları hakkında İstanbul’da dava açıldı. İHH, Lahey’deki Uluslararası Ceza Mahkemesi’ne İsrail hakkında suç duyurusunda bulundu. Türkiye, bu büyük krizde İsrail’e, ilişkilerin düzelmesi için üç şart sundu: Özür, tazminat, Gazze ambargosunun kaldırılması.
İsrail, bu 3 şartı başta gerçekleştirmeyeceğini, olaydan üzüntü duyduklarını ancak meşru müdafaa yaptıklarını açıklayarak Türk kamuoyuna mesaj gönderdi. Ankara, üç şart konusundaki ısrarını yineledi.
https://www.haberturk.com/yazi-dizisi/haber/1262938-dunden-bugune-turkiye-israil-iliskileri (yazının kaynağı)
Hiç bir Arap ülkesinin değer vermediği Filistin için düşman olduk tamam eyvallah peki bununla da bitti mi? Hayır, gayet mantıksızca İsrailin düşmanına da saldırdık (Suriye) ve Lübnan da Suriye de İsrail için tehdit olmaktan çıktı

Ortadoğuda islami kökenli gruplara yatırım yaptık ama yanlış ata oynadığımız ortaya çıktı. Mısırda desteklediğimiz Müslüman Kardeşler Kıpti kiliselerini bile yakacak duruma gelince yolun sonu göründü; Suriyede desteklediğimiz islami sayko muhalif gruplar da eli kulağında kaçıp bize sığınacak 4 milyon Suriyeliyle birlikte...

Falan filan gidiyor böyle. Yani anlayacağınız millet enerjinin kokusunu almış etrafı kollamaya başlamış biz de birbiriyle dost düşman ayırt etmeden ne kadar ülke varsa dalaşmışız. Bir akıllı adam da çıkıp "yahu yarın burada sıkışabiliriz her duruma Eyyy! çekmesek" dememiş. Aslında her şey göz önünde olmuş gitmiş; Azerbaycan ve Türki Cumhuriyetler dışında bu ülkenin birileri için duygusal bağ kurup riske girmesi saçma ve lüks. Son 10 yıldır her kararımızı Araplar ve Sünni Müslümanlık ekseninde aldığımız için bu durumdayız açık ve net. Sonuç; elimizde 4 milyon Suriyeli var. her biri yılda 1 metreküp gaz çıkarsa 4 milyon metreküp ile doğu Akdenizde en doğal gaz zenginiyiz evet aferin bize. Araplardan da aramızın iyi olduğu bir tek Katar bu arada :/

Peki şimdi ne yapacağız? Ben bilmiyorum cidden ne yapacağımızı kestiremiyorum çünkü hep günü kurtaran, sorunu yarına öteleyen ve tribünlere oynayan bir tarafımız var. Ruslarla olan ilişkilerimiz ve S-400 kararı da böyleydi. Herkese atar yaptığımız bir coğrafyada bu enerji işini bize kolay kolay bırakmazlar. Adamlar  enerji şirketleriyle anlaşmaya başlamış ki bu konuda da geç kalmışız. Daha o şirketlerin bize dolaylı yaptırımları başladı mı bilmiyorum. Anlaştıkları şirketlerden biri de çok sevdiğimiz dostumuz KATAR'lıların şirketi Qatar Petroleum (Al buyur)

(Konuyu düşündükçe hep buraya gelip dayanıyor kusura bakmayın. Kötü kararlar; peki devam ediyor mu? Korkarım evet.) 

Çevrimdışı metin62

  • 2020 Yılın Üyesi
  • DefenceTurk
  • *****
  • İleti: 2338
  • 182
  • DefenceTurk.com
Ynt: Akdeniz'de Enerji Krizi
« Yanıtla #393 : 02 Haziran 2019, 23:56:43 »
Sn ACE;

Dogu Adeniz politikamizda malesef cok degerli zamani ve olasi ortakliklari pek bir real getirisi olmayan gereksiz gerginlikler sonucu kaybettigimiz konusunda hem fikiriz. Siz Israil konusuna degindiniz ,ama sonrasi yillarda da Misiri  benzer nedenler den dolayi kaybettik.  Israili ve Misiri esasinda biz elimizin tersi ile itip GKRY ve Yunanistanin kucagina attik.

Gec de olsa TC nin su anki Dogu akdeniz politikasi sahada dogru yolda ilerlemekte. Ancak Ulkemizin bu konudaki yalnizligina acilen cozum bulunmasi gerekiyor. Bunun yolu da  yuksek tondan gereksiz konusmalari bir tarafa birakip , Isin cozumu icin gorevde az sayida kalmis olan tecrubeli diplomatlarin diplomasi kanallarini kullanarak engelleri cozmesi icin  gerekli  karararin alinmasi lazim.

Çevrimdışı ムゲン

  • DefenceTurk
  • *
  • İleti: 211
  • -46
  • DefenceTurk.com
Ynt: Akdeniz'de Enerji Krizi
« Yanıtla #394 : 05 Haziran 2019, 06:58:11 »
Bazen Akdenizle ilgili yazılar okuyorum. Profesyonel kalemlerden çıkmadıgı o kadar belliki mesela "iman gücümüz yeter" lafını görünce tamam diyorum devamını okumuyorum.  Diğer konu bana göre savaşı askerler değil Komutanlar kazandırır. Komutanların strateji kabiliyetleri - öngörü sahibi olmaları savaşta fark yaratır. Biz ordusu olan bir millet değil , milleti olan bir orduyuz deriz hep. Hala ne kadar öyleyiz tartışılır. Ben mevcut komuta kademesinin büyük çapta bir savaş için yeterli niteliklerden uzak oldugu kanısındayım.Sırf o mevkiye atayacak rütbeli kalmadıgı için alakasız mevkilere rütbesi yetmeyen insanlar atandı bunu hepimiz biliyoruz. Bununda en büyük nedeni fetö tabiki. Fırat kalkanı - zeytindalı harekatı - pençe harekatı ülkelerarası savaşla kıyas kabul etmez. Bir tarafta terör örgütü var diğer tarafta belli başlı devletler. Bizim en büyük iki zaafımızdan biri komuta kademesinin büyük hasar almış olmasıdır. Diğer en büyük handikapımız ise resmen dünyaya "biz sivillere dokunmayız , sivil yaşam alanlara silah sıkmaz , bomba atmayız" diye bangıra bangıra bagırmamız. Burda sivilleri öldürelim demiyorum. Lakin bu kadar belli edersen 1 sivil için 10 askerini kaybetmeyi göze almış olacaksın -ki ben hem hendek olaylarında hemde Suriyedeki birçok kaybımızda bu saçma sivil zarar görmesin kafasından ne yiğitler kaybettiğimizi düşündükçe sinirlerim bozuluyor. Kaldıki hendek olaylarında ilk ateşi onlar etsin diye ne babayigitler toprak oldu düşündükçe kafayı duvara gömesim geliyor. Dünyaya şirin gözükecez , bakın sivillere dokunmuyoruz kafasına artık mehmetlerimin ölmesini istemiyorum. Gereksiz saçma şefkat birgün bir tarafa vurur. Bu saçma gereksiz şefkati taşıyanlarında bir an önce bu kafayı değiştirmelerini diliyorum. Biz Türk ordusuyuz yahu pembe güller dağıtan polyanna değil. Şu iman gücüyle savaş kazananlarıda beştepeye yollamak lazım demekki S400e , TF-Xe , Altaya gerek yokmuş imanları yetermiş arkadaşların. Rusların SATAN-2 (sarmat) füzesi var hiç gördünüz mü bilmiyorum. İnsana iman sorgulatır. Kısacası şu askeri - savaş konuları lütfen profesyoneller - bu işin içinden gelenler - olaylara romantik değil realist bakanlar birşeyler yazsın. Artık pohpohlamakla bu gemi yürümüyor. Bazı arkadaşlara mevzular o kadar basit geliyorki aklım almıyor. 35 yıldır yeri yurdu belli olan paçoz örgütü bitirememişiz. İngiltereyi - fransayı darma duman edeceğiz öyle mi ? 35 yıldır bu örgüt Irakta ve Irak başbakanı bu ülkede resmi törenle karşılanıyor. Demekki bazı şeyler için silahtan öte birşey lazım elin gavuru buna Soft power diyor. Yani elini kıpırdatmadan sözünü geçirebilme sanatı. O begenmediğimiz İngilizler , İsrailliler , Amerikalılar dünyaya böyle hükmediyor. Biz Irak başbakanını törenle karşılıyoruz ve pkk 35 yıldır ıraktan sızıp bu ülkeye zarar veriyor. Sonra diyoruzki 7 düveli akdenize gömecez bu mudur ? Sıkıldım artık şu saçma sapan kafalardan.
« Son Düzenleme: 05 Haziran 2019, 07:10:55 Gönderen: ムゲン »
ムゲン (mugen) - Japonca bir kelime olup ,  Türkçede "sonsuz" anlamına gelir.

Çevrimdışı metin62

  • 2020 Yılın Üyesi
  • DefenceTurk
  • *****
  • İleti: 2338
  • 182
  • DefenceTurk.com
Ynt: Akdeniz'de Enerji Krizi
« Yanıtla #395 : 05 Haziran 2019, 13:42:45 »
"Afrodit" yatağı konusunda anlaşmaya varıldı: 18 yılda 9 buçuk milyar dolar gelir bekleniyor;

Rum Yönetimi ile Noble-Shell-Delek'in "Afrodit" yatağına ilişkin görüşmelerinin, bir prensip anlaşmasına varılmasının ardından tamamlandığı bildirildi.

Politis gazetesi “Afrodit’in Çeyizi 9 Buçuk Milyar Dolar” başlığıyla manşetten yer verdiği haberinde, Enerji Bakanı Yorgos Lakkotripis’in Rum siyasi partilerin teknokratları, Afrodit yatağının değerlendirilmesinden elde edilecek gelirlerin orantılı paylaşımı konusunda, şirketler grubuyla Rum kesimi arasında varılan yeni sözleşmenin maddeleri konusunda bilgilendirildiğini yazdı.

Petrol fiyatlarının, 2020-2022 döneminde varil başına 70 dolar civarında dalgalanacağından, yılda yaklaşık 550 milyon dolar veya yatağın işletilmesinin süreceği 18 yıllık dönemde toplam 9 buçuk milyar dolar net gelir elde edileceğine vurgu yapan gazete, yeni anlaşmanın Rum Yönetimi açısından 850 milyon Euro’luk bir kayba sebep olacağını yazdı.

Gazete, bu kaybın büyük bir kısmının, yatırım için öngörülen 8 milyar dolarlık projelerden elde edilecek kazançlarla karşılanacağını ekledi.

"Afrodit’ten Yılda 520 Milyon Dolar- Partiler, Yeni Anlaşma Konusunda Bilgilendirildi” başlığıyla iç sayfadan geniş yer verilen haberde, Rum Enerji Bakanı Yorgos Lakkotripis’in dün siyasi parti teknokratlarını, Rum Yönetimi ile şirketler grubu arasındaki müzakerelerin tamamlanması ve taraflar arasında bir prensip anlaşmasına varılması konusunda bilgilendirdiğini yazdı.

Gazete, anlaşmayla şirket ve Rum Yönetimi’nin elde edeceği olası gelirlerle ilgili hesaplamaların, şirketlerin Mısır’daki Idku isimli doğal gaz sıvılaştırma terminalinin yöneticileriyle vardıkları prensip anlaşmasının ekonomik-teknik verilerine uyarlandığını da kaydetti.

Haberde, anlaşmanın, Afrodit yatağındaki konsorsiyumun yatağın geliştirilmesiyle ilgili araştırmaların ilerlediği ve yatırımla ilgili nihai kararların alındığı zaman kesinleşeceği de belirtildi.

Bu gelişmeler ışığında, nihai gelirlerle ilgili tahminlerin değişebileceği de ifade edildi.

“KAZANÇLAR VE KAYIPLAR”

Rum Yönetimi’nin yatağın geliştirilmesinden ötürü elde etmesi beklenen gelirlerin, brent petrolün fiyatının 2020-2022 döneminde varil başına 70 dolar olacağını öngören senaryoya dayandığını kaydeden gazete, şirketlerin ve devletin hesaplamalarına göre, Afrodit yatağının geliştirilmesi projesinin, brent petrolün varil başına fiyatının 60 doların altında olması halinde, sürdürülebilir olamayacağı kaydedildi.

Yatağın geliştirilmesi sırasında büyük dalgalanmalar yaşanması durumunda ise, iki taraf için yatırım getirisinde de benzer dalgalanmalar yaşanacağını kaydeden gazete, sözleşmede değişiklik yapılmasının dayandığı felsefenin, brent petrolün fiyatının yaklaşık 60-75 dolar arasında olduğu dönemlerde, şirketlerin mevcut sözleşmeyle kıyaslandığında, önemli ölçüde gelir artışına sahip olmalarını öngördüğünü iletti.

Brent petrolün fiyatının 75 dolar ve üzerine çıktığı dönemlerde, devletin gelirlerinin artacağını; petrol fiyatı 80 doların üzerine çıktığında is, Rum Yönetimi’nin gelirlerinin mevcut sözleşmedeki gelirleri aşacağını kaydeden gazete, bu senaryoya göre, devletin 18 yıllık programdan elde edeceği toplam net gelirin 9 buçuk milyar dolara ulaşacağını yineledi.

Bir diğer ifadeyle, bugünkü mevcut gelirlerin orantılı paylaşımı anlaşmasının geçerli olması durumunda, devletin 850 milyon dolar daha az (yılda yaklaşık 45 milyon dolar) gelir elde edeceğini belirten gazete, yeni anlaşmaya göre, devlete gidecek olan gelir yüzdesinin, yüzde 62’den yüzde 57’e düşürüldüğüne işaret etti.

Devletin, Afrodit yatağının ticari olarak değerlendirilmesinden elde edeceği ortalama yıllık gelirin 500-520 milyon dolar olacağının tahmin edildiğini de aktaran gazete, anlaşmanın, 4.1tcf (trilyon ayak küp) olarak hesaplanan Afrodit yatağının daha büyük olduğunun ortaya çıkması durumunda, devletin elde etmesi beklenen gelirlerin olası artışını ise açıkta bıraktığına dikkat çekti.

“8 MİLYAR DOLARLIK YATIRIM”

Gazete Rum siyasi parti teknokratlarının Enerji Bakanı Yorgos Lakkotripis’ten dün aldıkları bilgilendirmeye göre, Afrodit yatağının iki aşamalı olarak geliştirilmesiyle ilgili sermaye harcamaları ve işletme maliyetlerinin, şirketlere yaklaşık 8 milyar dolara mal olacağını belirtti.

Bu tutarın içerisinde, 12’nci parselden doğal gazı Mısır kıyılarına ve Idku isimli LNG terminaline götürecek boru hattının döşenmesi maliyetinin hesaplanmadığını kaydeden gazete, bu maliyetin 1,1 milyon olabileceğini ifade etti.

Yeni anlaşmanın, sözde MEB’de yatırımlar gerçekleştirilmesini güvenceye alma konusunda oldukça somut ve sert maddeler öngörmesinin devlet açısından kazanç olarak addedildiğini de yazan gazete, yataktaki yeni teyit sondajının somut bir zaman çerçevesi içerisinde gerçekleştirilmemesi durumunda, Noble-Shell-Delek’in sözleşmeyi kaybedeceğini belirtti. Haberde, Rum Yönetimi’nin de rezervin değerlendirilmesi konusunda başka şirketlerle işbirliği yapabileceğine işaret edildi.

Gazete, hükümetin amacının, zaman takviminin işleyebilmesi ve doğal gaz üretiminin 2024 veya 2025 yılında başlayabilmesinin mümkün olması için, bu yeni anlaşmanın Temmuz ayı içerisinde Bakanlar Kurulu’ndan geçmesi olduğunu ekledi.

Fileleftheros gazetesi de “Afrodit’ten 9 Buçuk Milyar Dolarlık Çeyiz” başlığıyla manşetten yayımladığı haberinde, Afrodit yatağından doğal gaz satışıyla ilgili anlaşmaya varıldığını ve bunun 2024 yılında başlamasının beklendiğini yazdı.

Afrodit yatağındaki doğal gazın 18 yıl boyunca Mısır’a ihraç edileceğini kaydeden gazete, önümüzdeki aya kadar yatağın geliştirilmesiyle ilgili planın hazır olacağını, 2020 yılının 2’nci yarısında ise Afrodit yatağındaki 3’üncü sondajın yapılacağını belirtti.

Gazete bunun hem teyit sondajı, hem de yatağın işletilmesi altyapısına sahip ilk sondaj olacağını ifade etti.

Haravgi ise “Afrodit’ten Daha Az Gelir, Sözleşmenin Uygulanması İçinse Daha Fazla Madde” başlığıyla yer verdiği haberinde, Rum hükümetinin, Afrodit yatağının geliştirilmesinden elde edilecek gelirlerin yeniden tahsis edilmesiyle ilgili olarak Noble-Shell-Delk şirketler grubuyla varılan anlaşmadan memnun göründüğünü yazdı.

http://www.kibrispostasi.com/c58-GUNEY_KIBRIS/n287258-afrodit-yatagi-konusunda-anlasmaya-varildi-18-yilda-9-bucuk

Çevrimdışı ムゲン

  • DefenceTurk
  • *
  • İleti: 211
  • -46
  • DefenceTurk.com
Ynt: Akdeniz'de Enerji Krizi
« Yanıtla #396 : 05 Haziran 2019, 21:52:56 »
Snuna kadar izlemenizi tavsiye ediyorum. Akdenizdeki durum nedir ? Kime güvenmeliyiz ? Kime güvenmemeliyiz ?Akdeniz  diye kendimizi yırttıgımız bugünlerde hatalar silsilesi nasıl başlamış , nasıl sorumsuzca devam etmiş çok güzel anlatılmış. Yunanistana peşkeş çekilen adalarımızda dahil hepsini anlatmış adam ve bugün o peşkeş çekilen adaların acısını nasıl çekiyoruz hepsi var. İzleyin lütfen.

https://www.youtube.com/watch?v=xMg3Oa7ccj0
ムゲン (mugen) - Japonca bir kelime olup ,  Türkçede "sonsuz" anlamına gelir.

Çevrimdışı UYVAR

  • YASAKLI
  • DefenceTurk
  • *
  • İleti: 2045
  • -111
Ynt: Akdeniz'de Enerji Krizi
« Yanıtla #397 : 05 Haziran 2019, 22:04:13 »
Cambaza bak videolarindan biri daha. Asıl gurultu karadenizde kopacak.

Bu ileti kisa zira palavraya yer yok.
''Başarının sırrı amaca sadakattir.''

Çevrimdışı metin62

  • 2020 Yılın Üyesi
  • DefenceTurk
  • *****
  • İleti: 2338
  • 182
  • DefenceTurk.com
Ynt: Akdeniz'de Enerji Krizi
« Yanıtla #398 : 06 Haziran 2019, 00:00:49 »
Sn Mugen;

Ozellikle Dogu Akdeniz ,Kita sahanligi, MEB uzerine foruma giris tarihimden beri islemekte olan biri olarak sunlari soyleyebilirim. Ne acidir ki Dogu Akdeniz konusu Turkiye acisindan stratejik bir konu oldugu halde ,sanki cogu arkadasimizin ilgisini pek cekmiyor ve suskunlar . Ya da cabucak konuyu konu disina tasimayi tercih etmekteler.

Bizler malesef toplum olarak okumayi arastirmayi pek seven bir millet degiliz. "Bunu ben soylemiyorum ortada okunan basilan kitap sayisi belli" . Okumus kesimimizin belirli bir kismi siyasi goruslerinin tutsaklari olmuslar .Guzel Konusmayi arastirmayi hatta konular uzerine kafa yormaktansa genellikle daha basit pek degeri olmayan soylemleri gorusleri aktarmayi tercih etmekteyiz.

Paylasmis oldugunuz video da belirtildigi gibi niye ilk hamleri yapan taraf olamadigimizi, niye karsi tarfin gozumuzun icine soka soka elimizden aldigi topraklari denizleri sorgulamaktan kacindigimizi , siyasilerimizin yapmakta oldugu alakasiz veya sacma aciklamalar kabullendigimizi , ABD AB Yunanistan Katar ...... vs bu planlari yaparken bizler niye uyudugumuzu bikmadan usanmadan yilmadan sorgulamaktan kacinmadigimiz zaman dunyanin yedi duveni de gelse hakkimizi koruyabiliriz aksi durumda bizler uyuruz onlar da bizleri yolmaya devam ederler.

Çevrimdışı metin62

  • 2020 Yılın Üyesi
  • DefenceTurk
  • *****
  • İleti: 2338
  • 182
  • DefenceTurk.com
Ynt: Akdeniz'de Enerji Krizi
« Yanıtla #399 : 07 Haziran 2019, 14:50:12 »
Erdoğan'dan net mesaj: Bu hakkı ilgisi alakası olmayanlara yedirmeyiz;

DOĞU AKDENİZ'DEKİ RUM YÖNETİMİNİN ANLAŞMASI...

Bizler şu anda münhasır ekonomik bölgelerde biz özellikle Kuzey Kıbrıslı kardeşlerimin, Türk soydaşlarımızın haklarını sonuna kadar korumakta kararlıyız. Onun için de şu anda yeni aldığımız sondaj gemileri olsun, arama noktasındaki gemilerimiz olsun bunlar da bölgeye intikal ediyorlar. Onların da çalışmaları var.

Onların korumaları noktasında bütün yine silahlı kuvvetlerimiz, hepsi bölgedeler. Ve bölgenin bir defa çıkacak olan tüm petrol noktasında olabilir, başka olabilir bunun hepsinden Güney Kıbrıs'ın nasıl hakkı varsa Kuzey Kıbrıs'taki Türk soydaşlarımızın hakkı var. Bu hakkı da biz ilgisi alakası olmayanlara yedirtmeyiz."

* Aciklama guzel ,not ettik izlemekteyiz.