Gönderen Konu: Akdeniz'de Enerji Krizi  (Okunma sayısı 262717 defa)

0 Üye ve 1 Ziyaretçi konuyu incelemekte.

Çevrimdışı metin62

  • 2020 Yılın Üyesi
  • DefenceTurk
  • *****
  • İleti: 2341
  • 182
  • DefenceTurk.com
Ynt: Akdeniz'de Enerji Krizi
« Yanıtla #1300 : 08 Eylül 2020, 16:59:47 »
Hava kuvvetleri soruyor:" Bölgede gemimiz var mı?"
Deniz kuvvetleri cevaplıyor:"Yok"

Bundan sonrası , pilotlara biz Türküz ateşi durdurun vs... olaylar , teknik imkansızlıklar vsss...vsss


Amiral Cem Gurdenizin paylasimi

KOMUTA KONTROL SORUNU
TCG Kocatepe’nin batışı ciddi bir komuta kontrol eksikliğinden kaynaklanmıştır. Üzücü bir olaydır. Rahmet ve minnetle andığımız 54 denizcimizle Kocatepe’nin kaybı, Kıbrıs haritasındaki sonucu değiştirmemiştir. Kıbrıs Barış Harekatı, güneyden kuşatılmışlığımıza son vermiştir. Aradan geçen yıllara rağmen Kocatepe hadisesi çoğu eksik bilgiye dayanan medya yorum ve yargılamalarıyla gündemde tutulmaktadır. Gerçeğe erişmek herkesin hakkıdır. Ancak resmi belgeler ve olayda yer alan tüm sorumluların beyan ya da ifadeleri olmadan, dedikodu ya da kulaktan dolma bilgilerle yorum yapmak veya hüküm vermek, geçmişte hayatlarını Kıbrıs uğruna feda etmeye gözü kapalı giden denizci ve havacılarımıza haksızlık doğurur.

https://www.ulusal.com.tr/gundem/cem-gurdeniz-yazdi-oramiral-kemal-kayacan-ve-kibris-zaferi-h207583.html

Kocatepe’yi her 20 Temmuzda gündeme getirerek kuvvetler arasında suni çekişmeler yaratmanın da zamanı -hele bugünlerde- hiç değildir. (Bu konuda yıllardır araştırma yapan TCG Kocatepe’nin gazi (SHM) Savaş Harekat Subayı Özhan Bakkalbaşıoğlu’nun “Kocatepe Nasıl Battı” kitabı sanırım tartışmalara son verecek tüm belge ve tanık beyanlarına sahip olacaktır.)

“Kocatepe Nasıl Battı”
TCG Kocatepe Muhribi’nin Savaş Harekât Merkezi Subayı emekli Deniz Kurmay Yarbay (o tarihte üsteğmen) Özhan Bakkalbaşıoğlu anlatıyor:

“21 Temmuz sabahı 06.15’te biz Kıbrıs’a yine geldik, bombardımana devam ediyoruz. Saat 09.45’te bir mesaj geldi. Mesajda diyor ki Baf’a doğru yaklaşan 60 mil mesafede bir Yunan konvoyu var, bu konvoyu önlemek için üç gemi ayrılarak Baf’a gidecek. Birlik komutanı da Adatepe, Mareşal Fevzi Çakmak ve bizim gemiyi görevlendirdi. Ve biz Baf’a müteveccihen hareket ettik. Fakat konvoyla ilgili berrak ve rahatlatıcı bilgiler bir türlü gelmiyor. Hakikaten konvoy mu, savaş gemisi mi böyle bir şey yok. Aslında bütün hadise, Muğla Jandarma gözetleme postasının ‘Rodos Adası’nda bir kıpırdanma var, 10-12 gemilik bir hareketlenme var, sahilde askeri reolar var, bir konvoy hazırlığı var’ raporuyla başlıyor. Bu tugaya geliyor, o da hemen Ankara’ya yolluyor. Ankara’da bir panik oluyor, Yunan konvoyu falan diye. Tabii bunun geçmişi de var. Biliyorsunuz, Kissinger’a soruyorlar ‘Konvoy var mı, yok mu?’ diye, o ‘Hayır, yok’ diyor. Fakat ABD Selanik Başkonsolosu’nun çektiği mesajlar var, bir konvoy hazırlığı diye. Ama Yunanistan ‘Hayır, yok’ diyor. Yani olabilme olgusu var. Burada yapılan en büyük hata, haberi alırsınız ama teyit etmeniz lazım.

***

Bu istihbaratlar için tabii ki faaliyetler yapıldı, deniz karakol uçakları uçtu. Biri haricindeki hiçbir deniz karakol uçağı ciddi bir şekilde konvoy teyidi vermedi. Tek deniz karakol uçağı dedi ki, ‘Bizim gemilerimize benzeyen muhripler.’ Olan mesaj bu. 2. Taktik Hava Kuvvetleri uçak kaldırdı, keşif uçağı, onlar da baktılar, hiçbir şey göremediler. Ticaret gemileri falan gördüler. Ama Ankara’nın bir konvoy algısı içerisinde kilitlendiğini görüyoruz. Bu da şuradan kaynaklanıyor Kara Kuvvetleri o konvoyu yok edin diye baskı yapıyor. Zor bir seçenekle karar verdi Genelkurmay Başkanı. 2. Taktik Hava Kuvvetleri Kıbrıs’ı bombalıyor, o zaman konvoyu 1. Taktik Hava Kuvvetleri’nin durdurması lazım. 1. Taktik Hava Kuvvetleri Eskişehir’de ve Yunanistan’a karşı konuşlandırılmış. Ani bir kararla bu kuvvetin belli filoları meçhul olan konvoyu imha için görevlendiriliyor. Burada çok çok önemli bir nokta var, harekâtın başından bu safhaya kadar parolalar hepimizin aynı. Biz o parolayla havadaki uçaklarla da konuşabiliyoruz. Çünkü 2. Taktik Hava Kuvvetleri’nin harekât sahası içerisinde hep aynı parolayı kullanıyoruz. Maalesef 1. Taktik Hava Kuvveti bu harekâta katılırken Ege’de de Yunanistan’a karşı yapılacak silahlı kuvvetler parolasıyla geldi. Dolayısıyla, asıl kritik nokta da parolanın uyuşmayışı...

***

12.30’da Arnavut Burnu’ndayız gemilerle... Ve Deniz Kuvvetleri bize mesaj çekiyor, bölgeye yaklaşmayınız. Biz burada kalıyoruz ama konvoy devamlı yaklaşıyor. Hava Kuvvetleri karargâhı Baf’a gelen konvoyun koordinatlarını hava üslerine veriyor, Baf’ın güneyi olarak. Hava Kuvvetleri bu mevkii iki türlü veriyor: Birisini koordinat olarak, enlem boylam olarak veriyor; diğerini de ise Baf’tan mesafe ve kerteriz olarak veriyor. O zaman iki tane farklı nokta çıkıyor. Yani iki tane konvoy noktası, iki tane Türk gemileri noktası. Ama her halükârda konvoy hep Baf’ın güneyinde. Dolayısıyla, hava harekât alanı Baf’ın güneyi, gemiler Baf’ın kuzeyinde. Yani biz bu bölgeye girmiyoruz. Biz 14.30’da Deniz Kuvvetleri’ne yerimizi söylüyoruz ve tekrar kuzeye yöneliyoruz gidip geliyoruz.

***

Saat tam 13.00 sıralarında üstümüzde uçaklar uçuyor, seyrediyoruz. Görüyoruz uçakları. Komutan dedi ki ‘Gemide bir uçak tanıtma cihazı var, kodları gönderin.’ Gönderdik, dost uçağı geldi, adamlar Kıbrıs’ı bombalamaya gidiyor. O gün Kıbrıs’ın her tarafını bombalama emri alınmıştı. 2.Taktik Hava Kuvvetleri uçakları geliyor, el sallıyoruz. Hatta komutan gemi fotoğrafçısına, ‘Yakalarsanız arkamızda dost uçak, çek’ dedi. Yani böyle gayet rahatız ve biz su üstü muharebesine hazırlanmışız. Gemimizin bütün mermileri su üstü muharebesine göre hazırlanmış durumda. Gemilerdeki mermilerde hava hedeflerinin başlıkları, tapaları ayrıdır. Biz su üstü muharebesine göre hazırlık yapıyoruz çünkü hava tehdidi yok. Ha Yunan uçakları gelebilir ama 5-6 dakika kalabiliyor, ondan sonra ya düşecek ya pilot atlayacak. Ama gelme ihtimalleri sıfır. Tam bu sırada sahilden iki üç tane Rum avcı botu çıktı, hemen yakaladık onları. Ya bize taarruz edeceklerdi ya da kaçıyorlardı, ateş altına tuttuk ve batırdık üçünü de. Biz bölgede belli bir hattı geçmemek kaydıyla devamlı kuzey-güney yönünde gidip geliyoruz. Deniz Kuvvetleri devamlı ‘Hava hücumları başlayacaktır, bitimi size bildirilecektir, bittikten sonra bölgeye yaklaşarak taarruzlara başlayabilirsiniz’ diye mesaj yolluyor. Hatta biz buraya gelirken Deniz Kuvvetleri bize Girne’den Baf’a kadar kara hedeflerinin koordinatlarını verdi. Yani dediler ki ‘Eğer konvoyu bulamazsanız ya da konvoy geri dönerse, Baf’a kadar gidin, buradaki tesislere kara bombardımanı yapa yapa dönün.’ O kadar açık ki benim harekât alanımın Baf’ın kuzeyi olduğu.

Bomba baş bacadan makine dairesine girdi

***

Saat 15.00’te bir durum raporu hazırlandı. Her saat başı hazırlanır. Durum raporu aynen şöyle: ‘Deniz Kuvvetleri’ne, Harp Filosu’na yollayacağız. Bölgede konvoy görülmemiştir, sadece biri İtalyan, diğeri Yugoslav iki gemi vardır. Onun haricinde başka gemi yoktur.’ Raporu çektik, 15.05’te de hava taarruzu başladı. Bir ya da iki tane uçak geçti birliğin üzerinden. Geçebilir, niye geçti falan tabii bunlar hep saniyeler, dakikalarla oluyor. Ben de köprü üstüne çıktım, o arada kulaklıklı telefonum var, her yerle muhabere yapıyorum, kablosunu uzatmıştım, istediğim yerde gidip gelebiliyorum. Tam geri dönerken patlama sesi oldu, hemen anons devresinden hava taarruzu diye alarm verildi. Bir sarsılmayla hadise başladı. Biz dönüşe geçmeden hattın son gemisiydik yani önde Mareşal Fevzi Çakmak, ortada Adatepe, arkada bizdik; dönüş yapınca nizam değişiyor, önde biz oluyoruz. Uçaklar da kuzeyden geldiği için birinci gemi biziz tabii. İlk bize taarruz. Savaş sahneleri filmlerde koltukta otururken falan güzel seyrediliyor da içinde yaşadığınız zaman pek o kadar tatlı değil. Ne kadar eğitimli de olsanız, tecrübeli de olsanız doğal olarak ani bir şaşkınlık oluyor. Şaşkınlık iki türlü oldu gemide: Birincisi, hava taarruzu beklemiyoruz, hava taarruzu oluyor, ikincisi de bombaların atılmasıyla savaşın verdiği atmosferle olan şaşkınlık. Tabii hemen radardan astsubaylar uçakların kerterizini, mevkiini topçu kulesine iletiyorlar. Komutan hemen tam yol ileri verdi sancak iskele dönmeye başladı. Zik hareketi diyoruz buna. Zik hareketi uçakların gemi hedefini vurmasındaki en zor seyir nizamı çünkü biz vurulduğumuz zaman nizam-1 dediğimiz peş peşe normal gidiyoruz.

***

Ben SHM’deyim, yukarıda patırtı, gürültü devam ediyor. Elektronik harp kamarası dediğimiz bir bölme var benim bulunduğum yerde. Orası çöktü, gökyüzünü görüyoruz. Oradaki astsubayım yaralandı, sonradan öğrendik, yukarıdaki bütün işaretçiler falan hepsi maalesef paramparça olmuş. Topçu subayı kule isabet aldı, ‘Topun başına geçeceğiz’ diye rapor etti. Bir süre sonra bir gürültü daha koptu, benim SHM’ye tam aksi taraftan, hava radarının olduğu yerden, bomba baş bacadan makine dairesine girdi, girerken de SHM’yi tahrip etti. Radarın başında bir askerim öldü, benim tam karşımda bulunan astsubayım yaralandı. Bu tarafımda bulunan askerim de öldü, Allah’ın hikmeti herhalde bize bir şey olmadı. Her taraf toz duman ve yangın çıktı, buna rağmen sistem hâlâ çalışıyor ama sağlıklı değil. Çünkü topçu kulesiyle irtibatımız kayboldu. Bu arada gemi başladı sürat düşmeye. Anons geldi, ‘Dümende arıza çıktı’ diye. Bir süre sonra gemi durdu, çöktü, elektrikler kesildi. Büyük kaos orası esasında. SHM’de yangın çıktı, komutan seyir kamarası yara aldı orada da yangın çıktı. Hasar ve elektrik kesildiği için yangın devrelerinden deniz suyunu basamadık. Makine dairesinde sitim akıyor, o sitim 200 derece, vurdu mu delip geçer. Nitekim öyle askerimiz var. Mermiler asansörle çıkar top evine, geminin en altındadır cephanelik. Elektrik kesilince asansör çalışmadı, o karanlıkta askerler önce el feneri veya el yordamıyla mermilere uçaklara karşı olan tapaları taktılar. Ondan sonra da merdivenden o mermileri tarete taşıdılar. Merminin bir tanesi 25 kilodan fazla. Topçu subayı topun başında devamlı baraj atışı yapıyor. Mermi havada bir yere geldikten sonra patlıyor dağılıyor, uçak onu bildiği için yaklaşamıyor. Nitekim diğer gemiler de öyle yaptılar.

***

Saat 16.00 civarında taarruzlar bir ara durdu. Komutan o zaman ‘Personel gemiyi terk yerlerine’ dedi, ardından personel gemiyi terk yerlerine geçti. Ama 9 numaralı salın altına adam gitti bekledi, baktı sal yok, parçalanmış çünkü, uçaklar tarama yapıyor. Salların büyük kısmı parçalandı, açıyorsunuz patlak. Oradaki personel başka sala transfer ediliyor. Dolayısıyla, denizde istiap haddinden daha fazla personel alan sallar var hatta salların etrafına tutunarak denizin içinde üç gün kalan personel oldu. O arada ben ne yaptım. Gemiyi dolaştım sancak tarafından başlayarak. Ancak film sahnelerinde görülebilecek bir sürü şey gördüm. Parçalanmış, kafaları kopmuş insanlar. Baktım bazı sallar eksik personelle açılıyor. Personeli yok, ölmüş ya da bir yerde kaybolmuş. Onlara bağırdım, ‘Açılmayın, hatta açılırsanız ateş ederim’ falan dedim. Komutan yukarıdan idare ediyor terki. Bu arada muhabere subayıyla konuşmaya başladık. Bana dedi ki ‘Ben telsizi alıyorum, harekât subayı haritayı, bir de jurnalı aldı, sen de bayrağı indir.’ Köprü üstünden işaret köprü üstüne çıkacağız. Seyir astsubayıyla birlikte çıktı; çok kötü manzaraydı, orada bütün gözcüler şehit olmuş delik deşikti. Sancağı indirmeye çalıştık, indiremedik. Komutan ‘Bırakın o zaman’ dedi. Aşağıya indim, gemiyi bir kez daha dolaştım. Tekrar yukarıya baktığımda komutan harekât subayı, muhabere subayı, seyir astsubayı iniyorlar aşağıya. Komutan en son terk etti gemiyi yani. O arada ben de denize atladım. Komutan benim denizde olduğumu bildiği için sala çıktıktan sonra bana doğru yaklaştılar, beni de aldılar. Salda dört subay, dört astsubay, dört er var. Topçu subayı bir tane sal bulmuş, son anda cephanelikten tabanca mermi makineli tüfek falan da almış, bir de isabet alan can sallarının torbalarını da almış. O torbalarda sigara, yiyecek hapları, konserve sular, ilaçlar var, balık oltası da var. Komutan şöyle bir hesap etti, ‘10 gün salda yaşarız, her şeyimiz var’ dedi. Tentemiz de açıldığı için şanslı saldık. Komutan saldayken, ‘Gemiden fazla uzaklaşmayalım, belki yardıma gelen olur, gemiye tekrar çıkabiliriz, bir yerde durmaya çalışalım’ dedi. Diğer sallarla irtibat kurduk, ‘Birbirinizi bağlayın’ dedik, bağlandılar.

***

Aşağı yukarı 16.30’dan 18.24’e kadar denizdeyiz. Gemi zaten yanıyordu, iyice artmaya başladı. Sonra baktık, ufuktan yüksek süratle bir gemi geliyor. Geminin komuta heyeti bizim salda: Harekât subayı, SHM subayı, Topçu subayı, seyir astsubayı ve komutan. Hatta komutan dedi ki ‘Kürek vardiyası yapacağız.’ Biz dedik ki ‘Siz botta da komutansınız, kürek çekemezsiniz.’ Hemen organize olduk ikişer kişi çekiyoruz. Gelen geminin Mareşal Fevzi Çakmak olduğunu anladık. Gemi tam süratini düşüreceği zaman bir hava taarruzu daha oldu. Bir tane bomba attılar, bomba geminin iskele baş omuzundan denize düştü. Çıkardığı su kütlesiyle Mareşal Fevzi Çakmak önce bir kalktı, sonra vurdu ve sancak alabandayla dönüp atışa başladı. O sırada uçaklar bizim gemiye tekrar taarruz etti. Sallar iplerini koparttılar, bize de taarruz edebilir diye. Ettiler mi etmediler mi bilmiyorum. Dolayısıyla, sallar dağıldı, Fevzi Çakmak da gitti. Akşam karanlığı bastı, kürek çekiyoruz, geminin kızıllığı artık görülmeye başladı. Komutan dedi ki ‘Artık geminin yanında durmanın bir âlemi yok, tam tersi uzaklaşalım.’ Saat 22.00’de gemi infilak etti. O anı anlatmak çok zor. Ağladık... Hayatınızı geçirdiğiniz bir gemi, harika birer personel var. Ve sizin gözünüzün önünde geminiz infilak ediyor, batıyor. Her şeyiniz, anılarınız gidiyor ve hak etmediğimiz bir batış. 10 dakika daha sonra bir infilak daha oldu, gitti gemi. O geceyi çok zor geçirdik.”

https://www.milliyet.com.tr/yazarlar/tunca-bengin/bomba-bas-bacadan-makine-dairesine-girdi-6264034

++ kaynak olarak kullanilan "Kocatepe Nasıl Battı" kitabinin okunmasinda yarar oldugu kanisindayim.

Çevrimdışı serkan1976

  • 2022 Yılın Üyesi
  • DefenceTurk
  • *****
  • İleti: 7754
  • 458
  • DefenceTurk.com
Ynt: Akdeniz'de Enerji Krizi
« Yanıtla #1301 : 08 Eylül 2020, 19:54:05 »
Bu alıntıda gemiye taarruz başlayınca uçaklara "ateş etmeyin biz Türküz " gibi bir mesaj yollandığı belirtilmiyor...

Çevrimdışı metin62

  • 2020 Yılın Üyesi
  • DefenceTurk
  • *****
  • İleti: 2341
  • 182
  • DefenceTurk.com
Ynt: Akdeniz'de Enerji Krizi
« Yanıtla #1302 : 08 Eylül 2020, 21:20:01 »
Bu alıntıda gemiye taarruz başlayınca uçaklara "ateş etmeyin biz Türküz " gibi bir mesaj yollandığı belirtilmiyor...

Kıbrıs Barış Harekatı sırasında özel görev kuvvetlerinin komutanı olan Emekli Koramiral Işık Biren, Kocatepe muhribinin talihsiz sonunu, başından sonuna yaşayan bir asker.

Bu kazanın nedeni ‘‘Bir Yunan konvoyu adaya takviye birliği götürüyor’’ raporuyla başladı. O tarihte Nejat Tümer Harp Filosu komutanı, ben de özel görev kuvvetinin kurmay başkanıyım.

AKDENİZ’DE YASAK BÖLGE

Bu raporu alınca silahlı keşif yapmaları için İrfan Tınaz komutasında Adatepe, Kocatepe ve MF Çakmak gemilerini Baf bölgesine gönderdik. Bakmışlar orada Yunan konvoyu filan yok, Akdeniz'in bir kısmı yasak bölge ilan ettiğimiz için Doğu Akdeniz'in bütün trafiği konvoy gibi görünüyor. Tınaz ve ekibi gemilerin daha da yakınlarına gidip bordo işaretlerini bile rapor etti. Fakat Ankara o kadar inanmıştı ki bu Yunan konvoyu işine. Bu arada Deniz Kuvvetleri'ne Baf'ın güneyinde gemimiz olup olmadığını soruyorlar, bizim muhripler Baf'ın kuzeyinde. Rahmetli Güven Erkaya'nın Kocatepe gemisiyle devamlı temas halindeyim, normal muhabere hatlarına ilaveten özel bir teleks hattı kurdurmuştum. Güven sırada NATO'ya tayin olmuş ama, bir türlü Brüksel'e gidemiyor.

İRTİBAT KESİLDİ

Bir ara Kocatepe'yle aramızdaki teleks irtibatı kesildi, Ada'nın arkasına kaydıklarını sandım. Biraz sonra ‘‘Taaruza uğradık’’ diye bir mesaj geldi İrfan Tınaz'dan. ‘‘Kocatepe, Adatepe, Çakmak yaralandı, kuzeye doğru seyrediyoruz’’ diye devam etti. Bunun duyar duymaz kıyı başındaki görevlerimizi yardımcılarımıza devredip, Nejat Tümer'le birlikte karargah gemisi Tınaztepe'yle olay yerine son hızla gitmeye başladık. Aramızda 140 mil mesafe var, nereden baksanız 4 saate yakın bir yol. Bu arada bizim radar ekranında da birden uçaklar belirdi. Sonradan öğrendik ki değişik sortilerde 86 uçak gönderilmiş. Bize verilmiş parolaları alıp geminin Savaş Harekat Merkezi'ne girip uçaklarla telsiz telefonu teması kurdum. Dedim ki ‘‘Çocuklar yanlış iş yapıyorsunuz, buradakilerin hepsi Türk gemisi, parolalar şu.’’ Pilotlar bir türlü bana inanmıyor, hepsine ‘‘Negatif’’ diyor. Çok sinirlendim; ‘‘Siz satıh kuvvetleriyle uğramayın, sahili defolup terk edin’’ diyerek galiz şeyler söyledim, bastım kalayı. Pilotların kendi aralarındaki konuşmalarını da dinliyorum, birisi; ‘‘Adam çok güzel küfrediyor, bu kadar aldatma olamaz’’ diyor. Onlar Yunan gemilerindekiler Türkçe konuşarak kendilerini aldattıklarını sanıyor. Baktım olmayacak gemiden hedef gözetmeyen baraj ateşi başlattım ve sonunda hepsi gitti. Gece saat tam 22.00'de Kocatepe'yi alevler içinde yanarken gördük, o anda personelin gemiyi terk edip etmediğini bilmiyoruz. Derken peş peşe iki büyük infilak oldu ve saat tam 22.05'de Kocatepe ikiyi bölünüp suda kayboldu. O kadar bekledik denizde yüzen herhangi bir şeyle karşılaşmadık.

+++++

TCG Tınaztepe tarafından magnetik banda kaydedilmiş telsiz konuşmalannın çözümleri '- Bu ikinciyanlışlık, gemilerimize taarruz 9 - Akın. Akın Irmak. Akın kontrol Irmak. Cevap verin. Bu kanaldaki bütün tayyareler. Konuşan Irmak. Dinlemede kalınız. Akın kontrol Irmak a cevap ver. lAnlaşümayan konuşmalar.) Birinci kanalda sinyal bitmiştir. Aşağıdaki bilgiler 21 temmuz günü Kıbns Adası'nda yapılan taarruzi hava harekâtında geçen UHF frekansındaki telsiz telefon konuşmalanndan çıkanlmış olup bilgilerin esası TCG TINAZTEPE tarafından magnetik banda alınmıştır. TEYBİN İKÎNCİ YÜZÜ KONUŞMALAR: - Anlaşıldı tamam. (Noktalı kısımlar anlaşılamamıştır.) - Gemiye taarruz edilmeyecek. Çağn yapacağım. Siz bu kanalda kalın. Sonra talimatım tamam. - Anlaşıldı anladıklannı bize söylemediler. Bizden parola istediler. - Parola - Mutabıkız. Verdim onlara parolayı. Anlaşıldı. Taarruz ....onlara doğru. Tamam. - Mutabıkız. - Taarruz eden uçaklan ikaz edin. Tamam. (Hava radar istasyonu) - Anlaşıldı ikaz ediliyor. - Mevki veriyorum. (?) - Bulundugunuz mevkii tam tespit edemiyorum. Mevki veriyorum. Arnavut burnu 10 mil açıklan tamam. Arnavut burnu 10 mil batısı bizim gemimiz var. Arnavut burnu batısı 10 mil civarinda bizim gemimiz var. (Hava radar) - talimat anlaşıldı mı? veriyoruz. - ben soruyorum - anlaşıldı. (Teyp çok bozuk. Anlaşılmıyor.) - Hazır mıyiz şimdi? - Bizim gemilerimizin üzerine göndereceğim. Tamam. (Zannedersem hava radan.) - mevki verir misiniz? - anlaşılmadı. (Hava radan) - Şu anda bulunduğumuz mevki? - Bulundugunuz mevki şu anda ...(bilfin) güney batısı (inemi) (Parantez içindeki yazılar duyulduğu gibi vazılmıştır. Harita üzerinde incelenmesi lazım.) - Anlaşıldı. - 0800 ismi? - Anlaşıldı - Anlaşıldı. (Teypte çok gürültü var. Anlaşümıyor.) - 1220 b...8.... - nasıldı? - Anlaşıldı. ...2 3 0 230 derece oldu. - gemilermi? (Tam anlaşılmadı.) - Mutabıkız. Saat 2 - anlaşıldı - bizim gemiler olma ihtimali de var - evet - 2 numara gard kontrolünden gemilere taarruz edilmemesi için çağn yapsın. Siz bu kanalda kalınız. Talimatımı dinleyiniz. Tamam. - Anlaşıldı. Çağrı (?) yapsınlar mı? Sizi.... yoksa anladıklannı bize söylemediler. Bizden parola istediler. - Yalnız parola Fehmi Galiptir. - Mutabıkız. Verdim onlara parolayı. - Anlaşıldı. Taarruz eden gemilere doğru sizi yöneltiyorum. Tamam. - O ikinci yanlışlık bugün, ikinci yanlışlık oluyor gemilenmize taarruz. Tamam. - Anlaşıldı. - Şu anda sol yönümüzde bir tek var. - 232 bizim gemilerin arasında veyahut arkasında Yunan gemileri olabilir. Yunan gemileri olabilir. 8 8 çizerseniz iyi olur tamam. - Anlaşıldı. - Mutabıkız. Muhribi geçtiniz. Muhribi geçtiniz. Türk muhribi. Mutabık mıyız? - Mutabıkız. Öyle olması lazım. - Anladım. Şimdi saat 12 nizde 10 milde, 10 milde gemilerimiz var. Tamam. - Sayısı? - Sayısı 3 3 tamam. - Mutabıkız - lyice alçalınız ve teşhis yapınız. Tamam. Teşhis yapınız. Tamam. - Anlaşıldı. - (günışıkı) saat 12'de. Mesafe şu anda 8. (Parantez içindeki yazı duyulduğu gibi vazılmıştır.) - Anlaşıldı. Saat 1 veya 1 l'inize almak ıçin baş değiştiriyorum. Saat 11 'e alacağım. Baş - 12başı... - Şu anda 210'da uçacağım. -Mutabıkız. 210. - 210 saat 11 "de olacağım. - Mutabıkız. Mutabıkız. - konuşan kontrol - Devam edin. - konuşan yine kontrol. Parola Fehmi Galip. Bir. bir karakol ile temas edin. Gemilere taarruz durduruldu. Tamam. (Bir karakol belki Deniz kontrol olabilir.) - Anlaşıldı ses değişikliği var. -




Çevrimdışı Afşar1

  • DefenceTurk
  • *
  • İleti: 450
  • 30
  • DefenceTurk.com
Ynt: Akdeniz'de Enerji Krizi
« Yanıtla #1303 : 09 Eylül 2020, 10:14:01 »
Kitabı buldum okumak isteyenler için bırakayım;

https://www.kitapyurdu.com/kitap/kibris-baris-harekati-tcg-kocatepe-nasil-batti/553456.html

ben bir sonraki ay alacağım.

Çevrimdışı metin62

  • 2020 Yılın Üyesi
  • DefenceTurk
  • *****
  • İleti: 2341
  • 182
  • DefenceTurk.com
Ynt: Akdeniz'de Enerji Krizi
« Yanıtla #1304 : 10 Eylül 2020, 11:25:06 »
Miçotakis Türkiye’ye süre verdi: Sağduyu olmazsa tek seçenek yaptırım;

Yunanistan Başbakanı Miçotakis, Doğu Akdeniz gerilimine ilişkin The Times gazetesine bir makale yazdı. Miçotakis, "Türkiye'nin zirveye kadar sağduyulu bir tutum benimsememesi halinde, Avrupalı liderlerin önünde yaptırımlar dışında başka bir seçenek yok" dedi.


MASAYA GERİ DÖNMELİ’ "Turkiye"

– Türkiye’nin yaptırımları engellemek, geri adım atmak ve bu krizden çıkış için bir yol belirlemek için hâlâ zamanı var. Türkiye’nin sınırlandırılan alanların dışında kalan sularda her türlü denizcilik ve bilimsel faaliyetlerden kaçınması ve saldırgan söylemini dizginlemesi gerekiyor.

Türkiye’nin sakinleşmesi, masaya geri dönmesi ve 2016 yılında çekildiği istikşafi görüşmelere bıraktığı yerden yeniden başlaması lazım. Tüm bunları yapmamıza rağmen bile hâlâ anlaşma sağlayamıyorsak o zaman çözümü Lahey’de aramalıyız.

KARŞI KOYACAK KAPASİTEMİZ VAR’

– Türkiye, geçmişte kalan bir üslup kullanıyor. Düşmanlardan, şehitlerden, mücadeleden ve bunun için her türlü bedeli ödemekten bahsediyor. Yalnızca Yunanistan ve Kıbrıs gibi iki AB üyesini değil, birliğin tamamını tehdit eden aday bir ülke böyle üslup ve tutum benimsiyor.

– Yunanistan’ın Türkiye’den gelecek her türlü saldırganlığa karşı koyacak askeri kapasitesi vardır. Ancak, iki ülke arasında herhangi bir askeri olayın yaşanmasının kimsenin çıkarına olmadığı da aşikardır.


https://www.sozcu.com.tr/2020/dunya/micotakis-turkiyeye-sure-verdi-sagduyu-olmazsa-tek-secenek-yaptirim-6031153/

***  AB nin simdiye kadar almis oldugu mueyide paketlerinin hangisi bir konuda geri atmamiza neden oldu.
Bu nedenle  AB nin takinacagi ekonomik cezalandirma sadece oncekiler gibi Tunanistan ve GKRY vs menun etmek uzere atilmis bir formalite. Burada  asil TTurkiye olarak atmamiz gereken adimlarin onemi bir daha ortaya cikmakta, yoksa sadece alinacak kararlar yok hukmundedir demekle bu is malesef olmuyor.


Çevrimdışı Tigerfish

  • DefenceTurk
  • *
  • İleti: 2228
  • 196
Ynt: Akdeniz'de Enerji Krizi
« Yanıtla #1305 : 10 Eylül 2020, 11:42:14 »
Neymis o kapasite?

Tatbikaatlarda bir bir arizalan Eli ve Hydra sinifi firkateynler mi, agir torpidolardan yoksun olan denizaltilari mi yoksa senelerce el degmemis gece ucuslardan yoksun F-16´lar mi?

Çevrimdışı Gökbörü

  • DefenceTurk
  • *
  • İleti: 1479
  • 135
  • DefenceTurk.com
Ynt: Akdeniz'de Enerji Krizi
« Yanıtla #1306 : 10 Eylül 2020, 11:56:09 »
Neymis o kapasite?

Tatbikaatlarda bir bir arizalan Eli ve Hydra sinifi firkateynler mi, agir torpidolardan yoksun olan denizaltilari mi yoksa senelerce el degmemis gece ucuslardan yoksun F-16´lar mi?

Kapasiteyi yazayim..

AB+ABD+Rusya+Misir+Israil+BAE+Suriye+Ermenistan+PKK-PYD..

Yunanistan, hicbir zaman Yunanistan degildir..
« Son Düzenleme: 10 Eylül 2020, 11:56:43 Gönderen: Gökbörü »
What is steel compared to the hand that wields it?

Çevrimdışı SKYWOLF

  • SKYWOLF
  • Genel Yetkili
  • DefenceTurk
  • *****
  • İleti: 44315
  • 615
ADALETİN OLMADIĞI YERDE NE SAYGI KALIR, NE DE DÜZEN! ADALETİN OLMADIĞI YER YIKILMAYA MAHKUMDUR! DÜRÜSTLÜK BENİM KARAKTERİMDİR! BEN ŞEREFİM İÇİN YAŞAR, ŞEREFİM İÇİN ÖLÜRÜM. MUHTAÇ OLDUĞUM KUDRET DAMARLARIMDAKİ ASİL KANDA MEVCUTTUR.
SKYWOLF...DefenceTurk.com

Çevrimdışı serkan1976

  • 2022 Yılın Üyesi
  • DefenceTurk
  • *****
  • İleti: 7754
  • 458
  • DefenceTurk.com
Ynt: Akdeniz'de Enerji Krizi
« Yanıtla #1308 : 10 Eylül 2020, 14:54:33 »
Neymis o kapasite?

Tatbikaatlarda bir bir arizalan Eli ve Hydra sinifi firkateynler mi, agir torpidolardan yoksun olan denizaltilari mi yoksa senelerce el degmemis gece ucuslardan yoksun F-16´lar mi?

Kapasiteyi yazayim..

AB+ABD+Rusya+Misir+Israil+BAE+Suriye+Ermenistan+PKK-PYD..

Yunanistan, hicbir zaman Yunanistan degildir..

Yeni birşey yazmamışsınız ki bunlar her olayda karşımızda zaten

Çevrimdışı KRAL14

  • DefenceTurk
  • *
  • İleti: 108
  • 2
  • DefenceTurk.com
Ynt: Akdeniz'de Enerji Krizi
« Yanıtla #1309 : 10 Eylül 2020, 16:44:17 »
Ege denizinde gökten Yunan F16 ları yağarken Mısırın Fransanın İsrailin askeri olarak karşımıza çıkacağını pek sanmıyorum.