Gönderen Konu: "SOVYETLER BİRLİĞİ KAHRAMANI" NİŞANIYLA ÖDÜLLENDİRİLEN ÜÇ KESKİN NİŞANCI  (Okunma sayısı 4565 defa)

0 Üye ve 1 Ziyaretçi konuyu incelemekte.

Çevrimdışı RekarnO

  • DefenceTurk
  • DefenceTurk
  • *
  • İleti: 2181
  • 2
"Sovyetler Birliği Kahramanı" Nişanıyla Ödüllendirilen Üç Keskin Nişancı




Fyodor Maveyevich Ohlopkov




Sovyet uzak doğusunun karla kaplı bölgelerinde, bazı adamlar keskin nişancılık yetenekleri yüzünden oldukça meşhurdular. Bu adamlardan biri de Yakut Sovyeti'nden Fyodor Ohlopkov idi. 1908 yılında Yakut bölgesinde doğmuştu. Kardeşi Vasily ile kolektif çiftlikten ayrılmış ve bir haftalık bir yolculuktan sonra en yakın tren istasyonuna varmışlardı. Eylül 1941'de orduya yazıldılar ve 243. Piyade Alayı'na verildiler. Moskova'ya varır varmaz, cepheye yollandılar.

İki kardeş, cepheye geldikten birkaç gün sonra, Fyodor'un kardeşi bir keskin nişancı mermisinin hedefi oldu ve kardeşinin kollarında öldü. İntikam duygusuyla bilenen ve zaten savaştan önce de iyi bir avcı olan Fyodor, hiçbir eğitime ihtiyaç duymadan, kendisine verilen keskin nişancı silahıyla harekete geçti. Mart ayına gelindiğinde 147 Alman öldürmüştü.

Ohlopkov, çoğu zaman Alman keskin nişancılarını ortadan kaldırmak için çağırılıyordu. Bu; sabır, hızlı refleksler ve çelik gibi sinirler gerektiren bir satranç oyunu gibiydi. Bu oyunu kaybeden kişinin ödülü, bir mermi ve ani bir ölüm oluyordu. Yakutlu keskin nişancı her seferinde bu oyundan sağ çıkmasını bildi. Ekim 1943'de 27 Alman öldürmüştü. 13 Ocak 1944'de öldürdüğü toplam Alman sayısı 309 idi. Başarıları ve öldürdüğü Alman sayısı artmaya devam ettikçe, gazetelerde de Çavuş Ohlopkov ile ilgili haberler çıkıyordu.

Avcılık içgüdüsüyle, genç keskin nişancılarının eğitiminde de büyük rol oynuyordu. Genelde göreve giderken onlardan birini de, uzaktan öldürme sanatını öğretmek üzere yanına alıyordu. Onlara, başkalarını taklit etmek yerine kendi tekniklerini geliştirmelerini, kamuflajda ustalaşmalarını, tam olarak bilmedikleri ve bir çıkış planı yapmadıkları araziye girmemeyi öğütlüyordu.



23 Haziran 1944'de Çavuş Ohlopkov, Vitebsk üzerine düzenlenen taarruza katılmıştı. Göğsünden vurulmuş ve ölüm tehlikesi geçirmişti. Bu onun savaş boyunca aldığı 12. ciddi yaralanmaydı ve kariyerini sona erdirmişti. Aylarca hastanede yattı ve savaş sonunda da terhis edildi.

Çavuş Fyodor Ohlopkov'un resmi savaş zamanı biyografisi onun tek başına öldürdüğü toplam düşman askeri sayısını 429 olarak vermektedir. Ama o aynı zamanda otomatik silahlarla da çok başarılıydı. Tek başına, makineli tüfekle, düşman taarruzlarını püskürtmekle görevlendirildiği oluyordu. Bu Yakutlu, makineli tüfekle düşmanı, bir çiftçinin tırpanla ot biçtiği gibi biçiyordu. Ohlopkov'un, 1000'in üzerinde düşman askeri öldürdüğünü söylemek doğru olur.

Kızıl Ordu'nun en başarılı keskin nişancılarından biri olmasına rağmen, en yüksek şeref olan "Sovyetler Birliği Kahramanı" nişanına uzun süre ulaşamadı. Ancak 6 Mayıs 1965'de kayıtlardaki gerekli düzeltmeler yapılmış ve Ohlopkov bu nişanla ödüllendirilmişti. Ohlopkov, 28 Mayıs 1968'de öldü.


« Son Düzenleme: 24 Nisan 2009, 20:40:57 Gönderen: Subutay »

Çevrimdışı RekarnO

  • DefenceTurk
  • DefenceTurk
  • *
  • İleti: 2181
  • 2

Ivan Mikhailovich Sidorenko




Sovyetler Birliği'nin bu en başarılı keskin nişancısı 12 Eylül 1919'da Smolensk bölgesindeki Chantsovo köyünde, çiftçi bir ailenin çocuğu olarak dünyaya geldi. Lise eğitiminin ardından Penza Sanat Koleji'ne başladı. Ama 1939'da okuldan ayrıldı ve orduya alındı. 1941'de Kırım'daki Simferopol Piyade Okulu'na girdi ancak savaş başladığında doğruca Moskova'ya hareket etti.

Kendisi bir havan bölüğüne verilmişse de, genelde etraftaki düşmanları bulup öldürme görevini üstleniyordu. Bu kendi kendine öğrenen keskin nişancı o kadar çok düşman öldürmüştü ki, komutanları onu başkalarını eğitmesi için görevlendirdiler. Göz keskinlikleri, fiziksel dayanıklılık ve silah bilgilerine göre, değişik tümenlerden adamlar seçildi. Sidorenko onlara işin teorik yanını öğretiyor, sonra da onları savaş alanında ufak alıştırmalar yapmaya götürüyordu.

Bu keskin nişancıların eğitimi tamamlanınca, yanlarına birer kişi daha verilip Velizh çevresindeki savunma mevzilerinde görevlendiriliyorlardı. Almanlar bu tehdidi çabuk algıladılar ve hemen bölgeye kendi keskin nişancılarını getirdiler.

1122. Piyade Alayı'nın yardımcı karargah komutanı olan Sidorenko, 1. Batlık Cephesi'nde savaşmış ve bölgedeki keskin nişancılık faaliyetlerini düzenlemiştir. 1941'den, 1944'e kadar 500 düşman askeri öldürmüş ve 250 yeni keskin nişancı yetiştirmiştir.

Eğitmen olarak kalmaktan hoşlanmayan Sidorenko, genelde yanına aldığı bir öğrencisiyle göreve giderdi. Yangın mermisi kullanarak bir yankı ve 3 traktörü yaktığı iddia edilir. Üç kez yaralanmıştır. 1944'de Estonya'da aldığı üçüncü yarası ciddidir. İyileşmeye çalışırken 4 Haziran 1944'de "Sovyetler Birliği Kahramanı" nişanıyla ödüllendirilmiştir.

Onun bir eğitmen olarak değerini gören üstleri, onun cepheye dönmesini yasaklamışlardır. 1944 sonlarında üstleri ona harp akademisine gitmesini emretmişlerdir. Ancak Yüzbaşı Sidorenko'nun yaraları tam iyileşmemiş ve savaş sonuna kadar hastanede kalmıştır. Her şey bittikten sonra Sidorenko, binbaşı rütbesiyle emekli olmuş ve Urallar bölgesindeki Cheliabinsk'e yerleşmiştir. Burada bir kömür madeninin yetkilisi olarak çalışmıştır. 1974 yılında Dağıstan'a yerleşmiştir.


Çevrimdışı RekarnO

  • DefenceTurk
  • DefenceTurk
  • *
  • İleti: 2181
  • 2
Vasily Grigoryevich Zaitsev




Şüphesiz, 2. Dünya Savaşı'nın en tanınmış Sovyet keskin nişancısı Vasily Zaitsev'dir. Chelyabinsk bölgesinin Elino Köyü'nde, Mart 1915'de bir çiftçinin oğlu olarak dünyaya gelmiştir. Gençliğinde yazları çobanlık yamış ve bu sırada usta bir atıcı olmuştur. Zaitsev, Sovyetlerin en başarılı keskin nişancısı olmasa da, ismi "Kapıdaki Düşman" isimli Hollywood yapımıyla tüm dünyaya duyulmuştur. Zaitsev 1936'da Sovyet Pasifik Filosu'na katılmıştı. İlk savaş deneyimini ise 1942'de 1047. Piyade Alayı mensubu olarak, Stalingrad'da yaşadı. Normal bir piyade olarak 30 düşman askerini öldürünce, üstleri onun atıcılık kabiliyetini dikkate aldılar. Kendisine verilen keskin nişancı tüfeğiyle 3 aylık bir zamanda yüksek sayıda düşman askeri öldürmüştü. Moralleri yüksek tutmak için, başarıları devamlı basına taşınıyordu.

İyi bir keskin nişancı, bir bölgede çok fazla sorun yaratırsa, düşman da ona karşı kendi keskin nişancısını yollar. Sonuçta keskin nişancılar düşman keskin nişancısı ile kişisel düellolar yaşarlar ve bu bir kedi-fare oyununa döner. Bu düellolar oldukça sık yaşanmışsa da, Zaitsev'in bir Alman keskin nişancısıyla yaşadığı öne sürülen düello hayal ürünüdür.

Hikayeye göre, Almanlar Zaitsev'in başarıları karşısında ona rakip olarak en iyi keskin nişancılarını (Almanya'daki keskin nişancı okulunun komutanı SS Albayı Heinz Thorwald veya Binbaşı König olduğu söylenir), cepheye çağırmışlardır. Hikayenin sonunda Zaitsev, rakibini öldürmüştür. Ama yapılan derin araştırmalara rağmen böyle bir rakibin varlığına rastlanmamıştır.

Asteğmen Vasily Zaitsev 10 Ekim ile 17 Aralık 1942 tarihleri arasında Stalingrad'da 225 düşman askeri öldürmüştür. Kurbanları arasında 11 tane de Alman keskin nişancısı vardır. Ocak 1943'de, nişan aldığı gözünden ciddi şekilde yaralanır. Yetenekli bir cerrah tarafından gözü kurtarılır ama artık göreve dönmesine izin verilmez. Kendisi keskin nişancı eğitmeni olarak görevlendirilmiş ve 28 keskin nişancı yetiştirmiştir. Ayrıca keskin nişancılık üzerine iki adet eğitim kitabı yazmıştır. Bu kitaplar günümüzde halen Rus askeri okullarında okutulmaktadır. 22 Şubat 1943'de "Sovyetler Birliği Kahramanı" nişanı ile ödüllendirilmiştir.

Savaş bittikten sonra Yüzbaşı Zaitsev terhis olmuş ve Kiev'de bir tekstil fabrikasında çalışmaya başlamıştır. 15 Aralık 1991'de ölmüş ve Kiev'deki Lukyanivski Askeri Mezarlığı'na gömülmüştür.



http://koltukgenerali.blogspot.com/2006/08/sovyetler-birlii-kahraman-nianyla.html