Gönderen Konu: Türkiye - ABD İlişkileri  (Okunma sayısı 220341 defa)

0 Üye ve 1 Ziyaretçi konuyu incelemekte.

Çevrimdışı Partikül

  • 2017 Yılın Üyesi
  • DefenceTurk
  • *****
  • İleti: 1555
  • 197
  • DefenceTurk.com
Ynt: Türkiye - ABD İlişkileri
« Yanıtla #360 : 13 Mart 2019, 17:58:31 »
Kısa vadede NATO' dan çıkmanın zararları olabileceği düşüncesine katılırım. Fakat bu kaçınılmaz bir gündem maddesi olarak karşımıza gelecektir. Ne yazık ki bu memlekette Amerika' dan çok Amerikancı, NATO' dan çok NATO' cu var... Ve herkesimden! Bölücüler Amerika' yı kurtarıcı olarak görüyordu. BİJİ OBAMA söylemlerini unutmadık.

İçimizde ki Amerikancı, NATO' cu veyahut Amerikan Gladyosundan kurtulamadığımız sürece bağımsız politikalar izleyebileceğimizi düşünemiyorum. Adamlar her partinin içinde... her tarikatın, her cemaatin içine nüfus etmişler. Bir şekilde Amerikan politikalarını uygulayacaklardır. Peki gücü nereden alıyor dersek; Türkiye' nin bağımlılıklarından! Bağımlı olduğumuz için Gladyo' dan paçayı bir türlü kurtaramıyoruz. Uygun zamanda NATO' dan çıkalım; Gladyo' nun kökü kazınır.

Size bir şey söyleyim mi? te Tansu Çiller zamanında ''Özel Eğitim Kurumlarına'' izin verilmişti. Tehlikenin varlığını ta o zamanla fark etmiştim. En temel devrim kanunlarından ''Tevhid-i Tedrisat Kanunu'' deliniyordu. O okullardan terörist yetiştirileceğini taaaaa o zamanlar görmüştüm. Buradan hareketle, NATO içinde kalarak sağlıklı nesiller yetiştirebileceğimizi düşünebilir misiniz?  Adamlar devlete sızmış, bilinçli olarak eğitim kalitesini düşürüyorlar. Bu vaziyet içinde, Türkiye' nin güzel bir geleceği olabilir mi? Yahu benim kapımın ödünde, bir tarikatın eğitim kurumu var. Buralardan mühendis, doktor, avukat veyahut bilgisayar mühendisi çıkabilir mi? Çıksa bile kime hizmet eder; Türk milletine mi yoksa Amerika' ya mı? İşte kime hizmet ettiklerini gördük! Resmen kendi devletini gammazlayacak ajan yetiştirmişiz. 

Çevrimdışı SKYWOLF

  • SKYWOLF
  • Genel Yetkili
  • DefenceTurk
  • *****
  • İleti: 44308
  • 614
Ynt: Türkiye - ABD İlişkileri
« Yanıtla #361 : 13 Mart 2019, 17:59:38 »
Niyetleri Türkiye'yi Irak ve Suriye gibi parçalamak değil de sadece her zamanki gibi kontrol altında tutabilmek olabilir mi? Sadece Türkiye'nin daha fazla güçlenmesini istemiyor olabilir mi? Bölgedeki ABD çıkarlarına taş koyabilecek bölgesel bir güç yerine, ABD'nin sözünden çıkmayan bir devlet olmasını istiyor olabilirler mi?

Ülkemizi uzun yıllardır tek başına yöneten bir iktidar partisi var ve yapılan darbe girişimi bile bunu değiştiremedi. Darbe girişimi öncesine kadar neredeyse ABD ile her konuda aynı çizgide hareket ederken, bugün gittikçe açılan bir ara söz konusu. Bu ayrım, mevcut iktidar için geri dönülemez bir noktaya varmak üzere. Bu noktadan sonra geri adım atarsa, bugüne kadarki en büyük geri dönüşünü yapmış olur ve bu durum varlığının temellerini ciddi seviyede sarsar. Geri adım atmazsa da, ülkemizin karşılaşacağı zorlukların baş sorumlusu olarak gösterileceği için yine zor durumda kalacak!

Diğer yandan ABD tarafından bakarsak, mesela F-35'lerin teslim edilmemesi, bu konuda ciddi beklentisi olan Türkiye'yi başka ortalıklara yönlendirecektir. Buna mecbur bırakacaktır. Bu noktadan sonra ABD, Türkiye'yi tamamen kaybedebilir. Sadece güçlü bir müttefiki ve büyük bir pazarı kaybetmek değil, bu belki de ABD'nin bu bölgedeki tüm çıkarlarının sonu bile olabilir! Ayrıca kendisini toparlayan Rusya ve yükselen Çin bu fırsatı değerlendirmeye can atacak kadar zeki insanlar tarafından yönetiliyorlar.
ADALETİN OLMADIĞI YERDE NE SAYGI KALIR, NE DE DÜZEN! ADALETİN OLMADIĞI YER YIKILMAYA MAHKUMDUR! DÜRÜSTLÜK BENİM KARAKTERİMDİR! BEN ŞEREFİM İÇİN YAŞAR, ŞEREFİM İÇİN ÖLÜRÜM. MUHTAÇ OLDUĞUM KUDRET DAMARLARIMDAKİ ASİL KANDA MEVCUTTUR.
SKYWOLF...DefenceTurk.com

Çevrimdışı Partikül

  • 2017 Yılın Üyesi
  • DefenceTurk
  • *****
  • İleti: 1555
  • 197
  • DefenceTurk.com
Ynt: Türkiye - ABD İlişkileri
« Yanıtla #362 : 13 Mart 2019, 18:23:04 »
Niyetleri Türkiye'yi Irak ve Suriye gibi parçalamak değil de sadece her zamanki gibi kontrol altında tutabilmek olabilir mi? Sadece Türkiye'nin daha fazla güçlenmesini istemiyor olabilir mi? Bölgedeki ABD çıkarlarına taş koyabilecek bölgesel bir güç yerine, ABD'nin sözünden çıkmayan bir devlet olmasını istiyor olabilirler mi?

Olamaz, çünkü eylemleri ortada. Yirmi sene öncesinde harita yayınlamışlar, bunları deklare etmişler... Efenim, Askeri ataşelerin veyahut görevli subayların gözüne sokarcasına; NATO karargahlarında bu haritaları göstermişler, protesto edilince de ''kusura bakmayın bi' yanlışlık oldu!'' demişler. İtiraz eden paşaları tutuklatmışlar.... Suriye' deki rejimi değiştirmek için bastırmışlar, değiştiremeyince Suriye' yi parçalamak için bir diğer müttefiki kullanmışlar. Yok Şii Hilali' ydi yok Esad şöyleydi diyerek de milleti kandırmışlar! Benim saftrik vatandaşım da '' Yeni Osmanlıcılık Siyasetine'' alet olmuş ve gitmiş Suriye devletine karşı savaşmış... En nihayetinde devletin son dakika refleksiyle Türkiye Cumhuriyeti harakiri yapmaktan kurtarılmış. Vaziyet bu şekilde cereyan etmişken... Amerika Türkiye' yi kontrol etmek istemiş olsa bile BÖLEREK KONTROL ETMEK İSTİYORDU.

Soru şu:

Amerikan menfaatleri açısından; Türkiye' yi bir bütün halinde kontrol etmek mi daha iyidir yoksa bölerek kontrol etmek mi?

Bölerek kontrol etmenin daha hayırlı olacağı kanaatine varmışlar. Türkiye' yi küçülterek kontrol etmek istiyorlardı. Zaten Türkiye' den kopartacağı diğer parça avucunun içindeydi. Yani kendi devleti olacaktı. Peşmerge kılıklı adamların devlet yönetebileceğine ihtimal verebilir misin? Anca mayın eşeği olmaya yararlar.

 
« Son Düzenleme: 13 Mart 2019, 18:24:13 Gönderen: Partikül »

Çevrimdışı Partikül

  • 2017 Yılın Üyesi
  • DefenceTurk
  • *****
  • İleti: 1555
  • 197
  • DefenceTurk.com
Ynt: Türkiye - ABD İlişkileri
« Yanıtla #363 : 13 Mart 2019, 18:37:57 »
Sonra bağımsız karar alıyorsun diyorsun gidiyorsun Rusların kucağına oturup S-400 alıyorsun ve bununla bağımsız siyaset izliyoruz diyorsun.

Amiral Soner POLAT' ın bu konu hakkında güzel bir köşe yazısı çıktı. Şu makaleyi okumanı rica ederim. Kısaca diyor ki, S-400 doğru ve siyasi bir tercihtir. Türkiye bir gün savaşmak zorunda kalırsa; emin olun ki o devlet Batı Asya devleti olmayacaktır. Yani, asıl tehdit kendi müttefiklerinden geliyor -diyor.  Yazıyı okuduktan sonra analizini merak ediyorum.

https://www.aydinlik.com.tr/s-400-sadece-bir-fuze-midir-soner-polat-kose-yazilari-mart-2019

Çevrimdışı metin62

  • 2020 Yılın Üyesi
  • DefenceTurk
  • *****
  • İleti: 2340
  • 182
  • DefenceTurk.com
Ynt: Türkiye - ABD İlişkileri
« Yanıtla #364 : 13 Mart 2019, 18:55:58 »
Soru şu:
Amerikan menfaatleri açısından; Türkiye' yi bir bütün halinde kontrol etmek mi daha iyidir yoksa bölerek kontrol etmek mi?
Bölerek kontrol etmenin daha hayırlı olacağı kanaatine varmışlar. Türkiye' yi küçülterek kontrol etmek istiyorlardı. Zaten Türkiye' den kopartacağı diğer parça avucunun içindeydi. Yani kendi devleti olacaktı. Peşmerge kılıklı adamların devlet yönetebileceğine ihtimal verebilir misin? Anca mayın eşeği olmaya yararlar.

Güzel olduğu kadar doğru bir analiz .

Şunu bir de tersten okusak . ''ABD bizi  önce böldürüp sonra da kalan + bölünmüşün sahibi oluyor '' Bu plan istenildiği gibi sonuçlanmamış olsa da ABD yine kaybetmiş sayılmıyor .Çünkü neticede ABD bizlerin bölünme olasılığı olan bölgeye tüm kaynaklarımızı ayırmamızdan dolayı  kontrol altında tutmuş olmuyormu?

Çevrimdışı serkan1976

  • 2022 Yılın Üyesi
  • DefenceTurk
  • *****
  • İleti: 7726
  • 457
  • DefenceTurk.com
Ynt: Türkiye - ABD İlişkileri
« Yanıtla #365 : 13 Mart 2019, 19:54:59 »
ABD neden YPG'yi destekliyor? Kürtleri sevdikleri için mi? Ben Suriye iç savaşı çıkınca da aynı şeyi söyledim... Bir cinayet davasında dedektifler önce bu cinayetten kim kazanç-fayda sağlar diye düşünür...

Suriye'nin bölünmesi en çok kime yarar sağladı? Sunni terör örgütü  IŞİD'in  İran'nın hemen yanında palazlanması en çok kime yarar sağladı? İran'a komşu olacak ve ona saldırmak için bir sıçrama tahtası olacak deniz ile bağlantılı ABD destekli bir kürt devleti   en çok kime yarar sağlar?

Tek cevap : İSRAİL....   

Bütün bu ortadoğuyu dizayn etme çabasının tek nedeni; İsrail'in dolayısıyla ABD'nin güveniği .... Biz de hala  Suriye yıkılırsa sünniler zafer kazanacak  zanneden , mezhepçilik anlayışı peşindeyiz...

Çevrimdışı Partikül

  • 2017 Yılın Üyesi
  • DefenceTurk
  • *****
  • İleti: 1555
  • 197
  • DefenceTurk.com
Ynt: Türkiye - ABD İlişkileri
« Yanıtla #366 : 13 Mart 2019, 20:05:49 »
...Çünkü neticede ABD bizlerin bölünme olasılığı olan bölgeye tüm kaynaklarımızı ayırmamızdan dolayı  kontrol altında tutmuş olmuyor mu?

Orası öyle... Hocam öyle bir tezgah kurmuşlar ki! içeriden dışarıdan, sağdan soldan, yukarıdan aşağıdan... tam anlamıyla cenderenin içine almışlar. Öyle ki, sağcıyım diyen de Amerikan planlarına hizmet ediyor, solcuyum diyende. Amerikancılığı yukarıdan aşağıya, yani tepeden inme siyasetlerle uygulayabildikleri gibi; aşağıdan yukarıya, yani halk hareketi şeklinde veyahut sivil toplum örgütleri marifetiyle de dikte ettirebiliyorlardı. Öyle bir kumpasın içine düşürmüşler ki; sıradan vatandaşlara, din-iman edebiyatı üzerinden Amerikancılık yaptırabiliyorlar.

Bakınız ne yapmışlar; hem Türkiye' nin başına bölücü terörü bela etmişler, hem de devlet içinde yuvalanarak bölücü terörün kangrene dönüşmesine ön ayak olmuşlar. Mücadele ediyorsun ediyorsun; sonuç yok! Bir rivayete göre 500 Milyar dolar, bir rivayete göre 1 Trilyon dolar kaynak aktarmışız. Bu kaynağı 40 yıl içerisinde sanayi ve eğitim alt yapısına yatırsaydık acaba Türkiye olarak bugün hangi seviyede olurduk?

Adamlar senin eğitim politikanı, sanayi politikanı, dış siyaset politikanı, ekonomi politikanı, savunma politikanı... velhasıl bütün politikalarını yönetmiş veyahut kontrol etmiş. Doğal olarak en gelişmiş ülkeler sıralamasında,  17' nci ekonomiden 1 tık yukarıya çıkmamızın imkan ve ihtimal yok. Peki bunu nasıl başarmışlar? Hani diyorlar ya '' İÇİMİZDE Kİ İRLANDALILAR'' sayesinde yani İçimizdeki Amerikancılar sayesinde başarmışlar. yahu adamcağız ruhunu ve bedenini Amerikan nam ve hesabına kiraya vermiş. Ölürüm de Amerikanın sözünden çıkmam diyor! Bu şekilde Türkiye' nin gelişip güçlenebilmesi mümkün müdür? 

Çevrimdışı metin62

  • 2020 Yılın Üyesi
  • DefenceTurk
  • *****
  • İleti: 2340
  • 182
  • DefenceTurk.com
Ynt: Türkiye - ABD İlişkileri
« Yanıtla #367 : 13 Mart 2019, 22:06:35 »
İçine bulunduğumuz sorununların sorumluları bizler olduğumuza göre muhatabı da biz olmalıyız. Başkalarından veya yeni bir kurtarıcının gelip bizleri kurtarmasını bekleyerek değerli zamanımızı boşuna harcamayalım. ''Zaten kurtarıcı hakkımızı daha önce de kullanmıştık''

Sanırım ilk yapmamız gerekenleri şöyle sıralayabiliriz.
kendi aramazdaki didişmeye son verme.
Sadece kişisel getirisi olan politikalara son verme.
Gerçekci ilimin yol göstermiş olduğu eğitim sayesinde vatandaşlarımızın daha iyi eğitim almasını sağlamak.
kaliteli öngörülü siyasiler yetiştirmek .....

''Neticede herşeyin kökeninde eğitim yatmakta''
« Son Düzenleme: 13 Mart 2019, 22:29:13 Gönderen: metin62 »

Çevrimdışı Archangel99

  • DefenceTurk
  • *
  • İleti: 1335
  • 186
  • DefenceTurk.com
Ynt: Türkiye - ABD İlişkileri
« Yanıtla #368 : 13 Mart 2019, 22:23:43 »
Mesele F-35'ten çok öncesine dayanıyor aslında. Özellikle 2016'ya kadar Suriye politikamız ABD ile paraleldi. Tüm bunlara rağmen ABD, DAEŞ'i yenmesi için PKK/PYD'ye ciddi miktarda silah desteği sağlamaya başladı. Son söylenen rakamlar 10 binlerce TIR'ı aşkın silah, mühimmat ve hatta zırhlı araç desteği verildi.

Türkiye defalarca bunu yapmaması gerektiğini söylese de ABD, Kürt teröristleri etkisi altına almıştı. Bu süreçte bizim güney sınırlarımızdaki şehirlerimize çeşitli top atışları dahi yaptılar.

Türkiye'nin Fırat Kalkanı ve Zeytin Dalı harekatları ABD'nin ciddi anlamda zoruna gitti. Defalarca bu operasyonu durdurmamız gerektiğini ifade ettiler. Bu sürecin neticesinde işler bugüne kadar geldi.

Hatırlayın: Sayın Cumhurbaşkanı, 2017 Mayıs ayında yaptığı ABD ziyaretinde Trump'a sipariş edilen bazı silah sistemlerinin hala teslim edilmediğini, bunu hızlandırması gerektiğini söylemişti. Yani F-35'e kalana kadar pek çok silahı, sistemi örtülü olarak ABD bize vermedi.

Aslında bunun tek açıklaması var. Türkiye'nin inisiyatif alıp Suriye'de kendi başına politika belirlemesi ABD'nin işine gelmiyor. Bu süreçte PKK'ya ciddi miktarda silah ve politik destek verdi/veriyor. İlişkiler eskisine göre çok daha gergin durumda. Bunun sonu nereye varacak cidden merak ediyorum

Çevrimdışı metin62

  • 2020 Yılın Üyesi
  • DefenceTurk
  • *****
  • İleti: 2340
  • 182
  • DefenceTurk.com
Ynt: Türkiye - ABD İlişkileri
« Yanıtla #369 : 13 Mart 2019, 22:41:13 »
Sn Archangegel99 ; Deylim ki haklısınız ve sorun 2016 yılından başlamış olsun.''Yanlış anlamayın haksızsınız demiyorum'' 
ABD nin Türkiye üzerine tezgahlamaya başladığı politikalar bence çok daha eskilere daymakta , yakın zamanda olanlar sadece plandaki modifikasyonlar . '' metaforik olarak yazıyorum ABD bir terzi . Terzi müsterrisini hiç bir yere kaptırmak istemez günün modasına göre de müşterisine sürekli  takım ,pantalon, gömlek biçer''