Gönderen Konu: Türkiye - ABD İlişkileri  (Okunma sayısı 220149 defa)

0 Üye ve 1 Ziyaretçi konuyu incelemekte.

Çevrimdışı Mermi

  • DefenceTurk
  • *
  • İleti: 1069
  • 28
  • DefenceTurk.com
Ynt: Türkiye - ABD İlişkileri
« Yanıtla #310 : 07 Mart 2019, 11:38:29 »
Abd ile bizim bu halimizle boy ölçüşmemiz mümkün değil. Biz onu anlatmaya çalışıyoruz. Ne kadar gerilim yüksekse  o kadar kaybediyoruz. Bak Rahip bronsan meselesinde Abd ne tür bir yaptırım uyguladı ? Tek yaptığı Twitter'dan twit atmak ondan başka ne yaptı ? Dolar oldu 7 TL daha oyun başlamadan bu hale geldik. Abd söylemlerini artırsaydı, ciddi yaptırımlar uygulasaydı ne hale gelirdik bir düşünsene ? Mecbur kaldık Rahibi serbest bırakmak zorunda kaldık. Şuan ki ekonomik halimizle tamamen batı sistemine bağlıyız. Ekonomimiz alarm veriyor. Işsizlik son verilerle %13 seviyelerine geldi bu halde nasıl Abd'ye karşı dik durma mücadelesi verebiliyoruz ? Daha oyun başlamadan bir twit ile dolar 7 TL oluyor bu halde nasıl mücadele etmeyi amaçliyorsun. CAATSA ile Abd TAI'yi hedef alsa ingilizler bizle çalişır mı ? Al iste MMU'da yatti :) bu halde neyin mucadelesi bu onu anlayamiyorum ben. Ha 10 sene sonra TF-X üretilir, ekonomik veriler düzelir, cari açık son bulur merkez bankası rezervleri minimim 300, 500 milyar dolar olur o zaman düşünebiliriz. Ama hal böyleyken Abd ile gerilimi yükseltmek bizim için inanılmaz derece zararlı oluyor. Abd içinse hiç hissedilmiyor bile. Hal boyle oluncada düşmanlarımız seviniyor. Başka birşey olduğu yok.

Çevrimdışı Mermi

  • DefenceTurk
  • *
  • İleti: 1069
  • 28
  • DefenceTurk.com
Ynt: Türkiye - ABD İlişkileri
« Yanıtla #311 : 07 Mart 2019, 11:40:56 »
En baştan bizim S400 işine girmememiz lazımdı. Haddimizi bilmemiz lazımdı. Madem girdik şimdi ne yapıp ne edip bu işi çozmemiz lazim. Aksi düşünülemez. Abd isterse yaptırım uygulasın, isterse F-35 vermesin söylemleri düşünülmemeli. Böyle senaryoda çok büyük kayıplara uğrarız.
« Son Düzenleme: 07 Mart 2019, 11:41:34 Gönderen: Mermi »

Çevrimdışı Master

  • YASAKLI
  • DefenceTurk
  • *
  • İleti: 75
  • -53
  • DefenceTurk.com
Ynt: Türkiye - ABD İlişkileri
« Yanıtla #312 : 07 Mart 2019, 12:05:24 »

Şunu kabul etmemiz gerekiyor.Sahip olduğumuz 3-5 askeri teknoloji ile bütün dünyanın yarısına ürettiği teknoloji ile ihraç üsleri olan bir güce karşı koyamazsınız.Bu adamlar şu an bütün Avrupayı Ruslara karşı koruyorlar.Bunun dışında Güney Koreyi -Kuzey Kore'ye karşı Hindistanı- Çin'e karşı İsrail'i ortadoğu ve Türkiye'ye karşı koruyorlar.

Bu kadar geniş bir güc'e karşı hiç bir şey yapılamaz.Ha yapan küresel güçler olur (Çin,Rusya) gibi ama onlarında problemleri başlarından aşkın ve en az 100 sene sonra Amerika gibi bir teknoloji katmanına ulaşmaları öngörülüyor.

Dolayısı ile Kürecik kapansa Amerika zaten Afganistan üzerinden İran'ı kontrol edebilir.Rusya kontrol altında tutulmak isteniyorsa zaten Polonya,Bulgaristan,Ukrayna bu iş için gayet ideal yerler.Ha Ortadoğuyu kontrol etmek istiyorlarsa Mısır,İsrail,Suudi Arabistan,Katar,Irak ta tonla üsleri mevcut durumda.

Yani Soğuk savaşta önemli idi İncirlik şu an hiç bir kıymeti mevcut değil.O dönem bu saydığım ülkeler Sovyet egemenliği altında olduğundan biz kıymetli idik ama şu an hemen hemen hepsi Amerika tarafından egemenliğine bağlanmış durumda.

Rusya'nın Akdenizdeki son kalesi Suriye o yüzden hemen çöreklendiler.Konu Esad'a yardım veya DEAŞ zaten değil Akdenizdei son kalesini kaybetmek demek Rusyanın Akdenizde söz sahibi olmaması demektir.

O yüzden bizim bu restleşmede kazanacaklarımız %0.000000 olarak kayda geçirilmekte.Amerikanın kaybı ise teşaron ordu ve devlet olur ki Türkiye'nin yerine geçmek isteyen bir Yunanistan var iken zararlı çıkacağını hiç sanmıyorum.

Sn Master yorumunuzu okudum içerisinde çözüm önerinizin ne olduğu hakkında bir bilgi göremiyorum ?
ABD  tehditleri fiiliyata geçtiği zaman elbette etki  olacağı gibi karşı tepki doğurmasıda normaldir. Bu bağlamda elimizdeki kartların bir kısmını oynamak zorunda kalınacağı da aşikar .''Neticede eeeee yapacak bir şey yokmuş diyip köşemize çakilecek halimiz olduğunu herhalde düşünmüyorsunuz''

Güçlü bir devletin/kendine yeten bir devletin öncelikle güçlü bir ekonomik programa sahip olması gerekiyor.Bu program orta ve dar gelirliyi zengin alana olabildiğince yaklaştırmalıdır.

Güçlü bir ekonomik program (yerli üretim,sağlık sistemi,vergilerin azaltılması,ar-ge teşviki ve çalışanların sosyal güvencelerinin sağlanması gibi 240 tane kalemi içermekte)

Güçlü ekonomiyi oluşturduktan sonra sıra geldi gelen kaynağı değerlendirmeye.

Öncelikle Eğitim sistemini yap-boz şeklinden küresel eğitim sistemi baz alınarak oluşturulacak bir Türk eğitim sistemine çevirmek.Bilimsel araştırmalar,akademik eğitim,uzay teknolojileri gibi bir çok alanda öğrenciler ve akademisyenleri desteklemeli.Zırt pırt Cumhurbaşkanının kişisel keyfi ile atamalar değil belirli akademik başarılara göre Üniversite yönetimlerini oluşturmalı.

Ondan sonra eğitim kısmı tamamlandıktan sonra bu eğitimden çıkan bireylerin üretim ekonomisine katılmasını sağlamak ve geleceğin üretim ve faliyet sahalarını araştırmak.Bunları geliştirmek Endüstri 4.0 temelinde daha etkin daha yüksek teknolojiyi üretmek ve ihraç etmek.

Bu da bitti sıra geldi askeri alana;

Askeri alanda yapısal ve yönetimsel reformlar yapılmalı.Askeri teknolojileri heyyt huuy ile değil diplomasinin ince kısımları ve kazan-kazan noktasında teknolojisi olan ülkeler ile ortak üretilmeli.Siyasal yapıda değil devlet menfaati güdülmeli.

Ama tabi bunların olması imkansız bu düzende.O yüzden boşverin sahi tanzimde domates 3.5 lira alalım güzel bir menemen yapayım size....
« Son Düzenleme: 07 Mart 2019, 12:08:47 Gönderen: Master »

Çevrimdışı Tigerfish

  • DefenceTurk
  • *
  • İleti: 2214
  • 195
Ynt: Türkiye - ABD İlişkileri
« Yanıtla #313 : 07 Mart 2019, 12:33:19 »
En baştan bizim S400 işine girmememiz lazımdı. Haddimizi bilmemiz lazımdı. Madem girdik şimdi ne yapıp ne edip bu işi çozmemiz lazim. Aksi düşünülemez. Abd isterse yaptırım uygulasın, isterse F-35 vermesin söylemleri düşünülmemeli. Böyle senaryoda çok büyük kayıplara uğrarız.

Aslında bende baştan S-400 sistemlerine karşıydım. Tot olmadan bu sistemleri ancak sınırlı kullanabilirsiniz. Kesin kısmi teknoloji transfer vardır. Yoksa kendi sistemimize entegre etmessek menzilli ufuğun sınırı kadar 90 km’de kalır.

Amerika’nın derdi aslına bakarsan tamamen başka. Türkiye artık fiffi ünvanın büyük kısmını üzerindekini atıyor bugünlerde. Bunu Avrupa da hele Almanya kabullenmekte zorlanıyorlar. Birde bunun üstüne Rusya ile her alanda sevişmemize kıskanc karı gibi Amerika tırmalıyor yüzümüzü gözümüzü. Aklıyla tehdit ve şantajla Türkleri kendi çizgisine oturtacak. Bundanda milletin karnı artık tok.

Çevrimdışı Tigerfish

  • DefenceTurk
  • *
  • İleti: 2214
  • 195
Ynt: Türkiye - ABD İlişkileri
« Yanıtla #314 : 07 Mart 2019, 12:40:42 »

Şunu kabul etmemiz gerekiyor.Sahip olduğumuz 3-5 askeri teknoloji ile bütün dünyanın yarısına ürettiği teknoloji ile ihraç üsleri olan bir güce karşı koyamazsınız.Bu adamlar şu an bütün Avrupayı Ruslara karşı koruyorlar.Bunun dışında Güney Koreyi -Kuzey Kore'ye karşı Hindistanı- Çin'e karşı İsrail'i ortadoğu ve Türkiye'ye karşı koruyorlar.

Bu kadar geniş bir güc'e karşı hiç bir şey yapılamaz.Ha yapan küresel güçler olur (Çin,Rusya) gibi ama onlarında problemleri başlarından aşkın ve en az 100 sene sonra Amerika gibi bir teknoloji katmanına ulaşmaları öngörülüyor.

Dolayısı ile Kürecik kapansa Amerika zaten Afganistan üzerinden İran'ı kontrol edebilir.Rusya kontrol altında tutulmak isteniyorsa zaten Polonya,Bulgaristan,Ukrayna bu iş için gayet ideal yerler.Ha Ortadoğuyu kontrol etmek istiyorlarsa Mısır,İsrail,Suudi Arabistan,Katar,Irak ta tonla üsleri mevcut durumda.

Yani Soğuk savaşta önemli idi İncirlik şu an hiç bir kıymeti mevcut değil.O dönem bu saydığım ülkeler Sovyet egemenliği altında olduğundan biz kıymetli idik ama şu an hemen hemen hepsi Amerika tarafından egemenliğine bağlanmış durumda.

Rusya'nın Akdenizdeki son kalesi Suriye o yüzden hemen çöreklendiler.Konu Esad'a yardım veya DEAŞ zaten değil Akdenizdei son kalesini kaybetmek demek Rusyanın Akdenizde söz sahibi olmaması demektir.

O yüzden bizim bu restleşmede kazanacaklarımız %0.000000 olarak kayda geçirilmekte.Amerikanın kaybı ise teşaron ordu ve devlet olur ki Türkiye'nin yerine geçmek isteyen bir Yunanistan var iken zararlı çıkacağını hiç sanmıyorum.

Sn Master yorumunuzu okudum içerisinde çözüm önerinizin ne olduğu hakkında bir bilgi göremiyorum ?
ABD  tehditleri fiiliyata geçtiği zaman elbette etki  olacağı gibi karşı tepki doğurmasıda normaldir. Bu bağlamda elimizdeki kartların bir kısmını oynamak zorunda kalınacağı da aşikar .''Neticede eeeee yapacak bir şey yokmuş diyip köşemize çakilecek halimiz olduğunu herhalde düşünmüyorsunuz''

Güçlü bir devletin/kendine yeten bir devletin öncelikle güçlü bir ekonomik programa sahip olması gerekiyor.Bu program orta ve dar gelirliyi zengin alana olabildiğince yaklaştırmalıdır.

Güçlü bir ekonomik program (yerli üretim,sağlık sistemi,vergilerin azaltılması,ar-ge teşviki ve çalışanların sosyal güvencelerinin sağlanması gibi 240 tane kalemi içermekte)

Güçlü ekonomiyi oluşturduktan sonra sıra geldi gelen kaynağı değerlendirmeye.

Öncelikle Eğitim sistemini yap-boz şeklinden küresel eğitim sistemi baz alınarak oluşturulacak bir Türk eğitim sistemine çevirmek.Bilimsel araştırmalar,akademik eğitim,uzay teknolojileri gibi bir çok alanda öğrenciler ve akademisyenleri desteklemeli.Zırt pırt Cumhurbaşkanının kişisel keyfi ile atamalar değil belirli akademik başarılara göre Üniversite yönetimlerini oluşturmalı.

Ondan sonra eğitim kısmı tamamlandıktan sonra bu eğitimden çıkan bireylerin üretim ekonomisine katılmasını sağlamak ve geleceğin üretim ve faliyet sahalarını araştırmak.Bunları geliştirmek Endüstri 4.0 temelinde daha etkin daha yüksek teknolojiyi üretmek ve ihraç etmek.

Bu da bitti sıra geldi askeri alana;

Askeri alanda yapısal ve yönetimsel reformlar yapılmalı.Askeri teknolojileri heyyt huuy ile değil diplomasinin ince kısımları ve kazan-kazan noktasında teknolojisi olan ülkeler ile ortak üretilmeli.Siyasal yapıda değil devlet menfaati güdülmeli.

Ama tabi bunların olması imkansız bu düzende.O yüzden boşverin sahi tanzimde domates 3.5 lira alalım güzel bir menemen yapayım size....

 Yazdıklarınızın hepsi doğru  yapılması ve uygulanması gereken bahsettiğiniz gibi  eğitim sistemi uygulanmalı.

Bende size soruyorum eğitim sistemi  ve onu takip eden reformlar uygulanmasaydı bu günlere gelebilirmiydik?

Çevrimdışı Mermi

  • DefenceTurk
  • *
  • İleti: 1069
  • 28
  • DefenceTurk.com
Ynt: Türkiye - ABD İlişkileri
« Yanıtla #315 : 07 Mart 2019, 12:42:18 »
En baştan bizim S400 işine girmememiz lazımdı. Haddimizi bilmemiz lazımdı. Madem girdik şimdi ne yapıp ne edip bu işi çozmemiz lazim. Aksi düşünülemez. Abd isterse yaptırım uygulasın, isterse F-35 vermesin söylemleri düşünülmemeli. Böyle senaryoda çok büyük kayıplara uğrarız.

Aslında bende baştan S-400 sistemlerine karşıydım. Tot olmadan bu sistemleri ancak sınırlı kullanabilirsiniz. Kesin kısmi teknoloji transfer vardır. Yoksa kendi sistemimize entegre etmessek menzilli ufuğun sınırı kadar 90 km’de kalır.

Amerika’nın derdi aslına bakarsan tamamen başka. Türkiye artık fiffi ünvanın büyük kısmını üzerindekini atıyor bugünlerde. Bunu Avrupa da hele Almanya kabullenmekte zorlanıyorlar. Birde bunun üstüne Rusya ile her alanda sevişmemize kıskanc karı gibi Amerika tırmalıyor yüzümüzü gözümüzü. Aklıyla tehdit ve şantajla Türkleri kendi çizgisine oturtacak. Bundanda milletin karnı artık tok.
Umarım dediğiniz gibi olur. Bu konuda gerçekten yanılmak istiyorum.

Çevrimdışı metin62

  • 2020 Yılın Üyesi
  • DefenceTurk
  • *****
  • İleti: 2340
  • 182
  • DefenceTurk.com
Ynt: Türkiye - ABD İlişkileri
« Yanıtla #316 : 07 Mart 2019, 12:50:44 »
Sn Master, son yorumunuzda bahsetmekte olduğunuz yapısal iç düzenlemelerin gerekliliği konusunda fikirlerimiz yakın. Ancak konu başlığımız olan ve  Sizin de bildiğiniz gibi ABD ile mutabık kalmadığımız birden çok sorun mevcut PKK/YDP,Suriye,S400,F35... Bu konuların birikiminden dolayı taraflar arasında oluşmuş olan genel bir güvensizlik olduğu da aşikar ancak şu anda tartışmakta olduğumuz  konu S400 ve F35 odaklı olduğundan bunlara yönelik çözüm önerinizi paylaşabilirmisiniz lütfen?

« Son Düzenleme: 07 Mart 2019, 13:33:31 Gönderen: metin62 »

Çevrimdışı fırtına06

  • Site Yetkilisi
  • DefenceTurk
  • *****
  • İleti: 5014
  • 231
  • DefenceTurk.com
Ynt: Türkiye - ABD İlişkileri
« Yanıtla #317 : 07 Mart 2019, 13:21:17 »
Sn Master'e bakarsan S-400'leri iptal edelim verdiğimiz 2,5 milyar dolar yansın. Rusya ile bu sefer geri dönülemez  bir küslük yaşayalım, Suriye'deki etkimiz tamamen kaybolsun. Sam amca her höööyt!!!! dediğinde "peki amca" deyip sessizce bir kenarda dünyada olup biteni izleyelim..Ha bu arada 5 milyon Rus turisti unutmayalım. Turizmde çöktü, Sam amca bize 5 milyon turist gönderir (yersen).

Çevrimdışı metin62

  • 2020 Yılın Üyesi
  • DefenceTurk
  • *****
  • İleti: 2340
  • 182
  • DefenceTurk.com
Ynt: Türkiye - ABD İlişkileri
« Yanıtla #318 : 07 Mart 2019, 13:37:29 »
Sn Fırtına06 haklı olabilirsiniz ama yine de Sn Master'in görüşünü de görmek daha doğru olur. '' bu konuda amma ısrar etmişim'' :)

Çevrimdışı th3

  • DefenceTurk
  • *
  • İleti: 57
  • 5
  • DefenceTurk.com
Ynt: Türkiye - ABD İlişkileri
« Yanıtla #319 : 07 Mart 2019, 13:58:49 »
S400 alımı iptal edilince durum normalleşecek mi ? Suriye'de, Irak'da, Doğu Akdeniz'de yine taviz istenirse ne olacak. Asıl sorunları sürtüşmeden kaçınmak adına görmezden gelince F-35 ne işe yarayacak, ABD destekli terör örgütlerine f-35 ile hava desteği mi verilecek ?

F-35 gelmezse ülke işgale uğrayacak değil ancak f-35 uğruna verilecek tavizler yıkıcı sonuçlar doğurabilir. Üzerine çalışılması gereken kısım en kötü senaryoda ambargonun f-35 ile sınırlı kalmasını sağlamak olmalı diye düşünüyorum. İki ülke de pragmatik, realist bir dış politika izlemiyor. Sorunun abd için sonuçlarını hatırlatacak, nato'dan ayrılma, su-57/j-21 alımı temalı söylentiler abd kamuoyu aracılığıyla bir baskı yaratabilir. Cumhuriyetçilerin her yaptığı, Demokratların her söylediği yanlış olarak değerlendirilen bir dönemde tartışılacak ciddi bir malzeme olur.