Gönderen Konu: Türkiye - ABD İlişkileri  (Okunma sayısı 222044 defa)

0 Üye ve 3 Ziyaretçi konuyu incelemekte.

Çevrimdışı assslan

  • DefenceTurk
  • *
  • İleti: 65
  • 9
  • Ne Mutlu Türküm Diyene...
Ynt: Türkiye - ABD İlişkileri
« Yanıtla #940 : 18 Aralık 2020, 16:58:54 »
Heo eleştiriyorsunuz ya çözüm diyenler...

Çözüm için ilk önce hata yapana hatalisin diyebilmeliyizki hata yapan hata yaptığını anlasin ve kabul etsin. Burda 1 kişi çıksın desinki sen bir çözüm sun bizi yonetenler hemen kabul edecek... Buna inanan biri var mı burda?  Bırak amerikayi suriyeyi uzağa gitmeye gerek yok. Kanal Istanbul hatadır diyoruz "Abdulhamidin 100 yıllık ruyasi" diye bir yalan atılıyor tabi kimsede Abdulhamidin kankasi degilki "öyle bir rüyası yoktu" desin. Cahil kitle inanıyor... Karşı çıksan hain ilan ediliyorsun. Bu insanlara ne cozumu sunacaksiniz... Cemaatler tarikatlar yüzünden 15 temmuz yaşamış bir siyasi parti ders alıp bu yapılara karşı önlem alması gerekirken feto bitti merhaba menzil diyorsa kusura bakmayın bu kitleye çözüm sunamazsınız... bırakın çözümü halk için bile katkı sunamazsınız... Halk icin yaptığınız bağış bile devlet içinde devlet olarak görülür.  Gokcegin devletin bir tarafına soktuğu 700 milyon dolarlık göze batmaz ama muhalefetten biri kanal istanbul karşıtı bir bilboard yatırsa devlet parası boşa harcandı diye soruşturma açanlara ne çözüm sunacaksınız...  Ya siz farklı bir ülkede yaşıyorsunuz yada biz

Bütün bunlar boş laf kalabalığından başka bir şey değil. Siyasi saplantılarınız yüzünden bozuk plak gibi aynı şeyleri konuşup tartışmaları konunu içeriğinden uzaklaştırıyorsunuz. Yıllardır bu kadar boş konuşanların ilerledikleri tek bir milimetre bile mesafe yok. Çünkü çözümleri yok. Sadece şikayetleri var! O öyle yapmış, bu böyle yapmış... Ortada bir cenaze var, kimse nasıl kaldırılacağını bilmiyor. Sadece cenaze neden ölmüş, biri mi öldürmüş vs vs... Laf olsun, ego rahatlasın diye ortaya dökülen boş sözler...

Nedense bu kısır döngü içerisinde olduklarının bile farkında değiller.


Yani İsrail ile barışmak 1. şart...

Muhtemelen de öyle olacak... baksanıza Anadolu Ajansı şimdiden altyapıyı hazırlamaya başlamış.

https://twitter.com/anadoluajansi/status/1339687593634512896

Ülkemizin çıkarları için bizimle işbirliği yapmak isteyen herkesle çalışmamız lazım. İşbirliği yapmayanların kapısında yatmaya gerek yok!
+1

Çevrimdışı Barbatos

  • DefenceTurk
  • *
  • İleti: 287
  • 14
  • DefenceTurk.com
Ynt: Türkiye - ABD İlişkileri
« Yanıtla #941 : 18 Aralık 2020, 16:59:43 »
Skywolf hocam sürekli bize ; sorunu tekrar edip durmayın , hataları tekrar tekrar söylemeyin , çözüm getirin  diyorsunuz .
Ama biz hep sorunu söylüyoruz. Çünkü sorun , zaten sorunun birebir kendisi...

Çünkü sorunu yaratanlar çözüme yanaşacak kafaya , dünya görüşüne , vizyona sahip değil ki...

Çözüme karar verecek ve kararları alacak adamlar 5 yaşından  beri "Kudüs bizim , Ayasofya ibadete açılsın , Kahrolsun Siyonizm , Abdülhamit  , Siyonistlerin para ile Filistin'i satın alma teklifini kabul etmemiş vb. ideolojisiyle büyümüş , okumuş ama hep bu kafa yapısındaki kitapları okumuş adamlar...

Bunlara ne çözüm önereceksin ki...
+1

Çevrimdışı Partikül

  • 2017 Yılın Üyesi
  • DefenceTurk
  • *****
  • İleti: 1555
  • 197
  • DefenceTurk.com
Ynt: Türkiye - ABD İlişkileri
« Yanıtla #942 : 18 Aralık 2020, 17:17:22 »
Hazır ol cenge eğer ister isen sulh-ü salâh

İşte çözüm bu...

Bir işgale karşı hazırlık yapmak zorundayız. Türkiye' yi işgal edebilecek dünyada tek bir devlet var; AMERİKA! Amerika' yla eninde sonunda sıcak çatışmaya gireceğimizi öngörüyorum. Amerika' yla çatışma durumu 1990 yılında başladı. Ve süreç tırmanarak devam ediyor.

Amerika, postal bastığı yerden bir daha çıkmıyor. Bakınız Irak' ı işgal edeli yaklaşık 30 sene olmuş! Irak' ın tarihini, zenginliklerini, her şeyini yağmaladılar. Bir de Türkiye' yi işgal ettiğini düşünün..! İşgal edecek kıvama gelindiği vakit ilk önce eniğini gönderecektir. Bir Türk-Yunan Savaşından sonra Amerikan güçlerinin Türkiye' ye işgal harekatı başlatacağını düşünüyorum. Çünkü;

TÜRKİYE' NİN HÜR, BAĞIMSIZ, MÜSTAKİL, KENDİNE YETER BİR DEVLET OLMASI İSTENMİYOR.

Dünyanın en stratejik noktasında güçlü bir devlet demek; bütün emperyalist oyunların bozulması anlamına gelir. O nedenle bir Amerikan işgaline karşı gerekli tedbirlerin alınması gerekiyor.


Çevrimdışı assslan

  • DefenceTurk
  • *
  • İleti: 65
  • 9
  • Ne Mutlu Türküm Diyene...
Ynt: Türkiye - ABD İlişkileri
« Yanıtla #943 : 18 Aralık 2020, 18:35:22 »
Hazır ol cenge eğer ister isen sulh-ü salâh

İşte çözüm bu...

Bir işgale karşı hazırlık yapmak zorundayız. Türkiye' yi işgal edebilecek dünyada tek bir devlet var; AMERİKA! Amerika' yla eninde sonunda sıcak çatışmaya gireceğimizi öngörüyorum. Amerika' yla çatışma durumu 1990 yılında başladı. Ve süreç tırmanarak devam ediyor.

Amerika, postal bastığı yerden bir daha çıkmıyor. Bakınız Irak' ı işgal edeli yaklaşık 30 sene olmuş! Irak' ın tarihini, zenginliklerini, her şeyini yağmaladılar. Bir de Türkiye' yi işgal ettiğini düşünün..! İşgal edecek kıvama gelindiği vakit ilk önce eniğini gönderecektir. Bir Türk-Yunan Savaşından sonra Amerikan güçlerinin Türkiye' ye işgal harekatı başlatacağını düşünüyorum. Çünkü;

TÜRKİYE' NİN HÜR, BAĞIMSIZ, MÜSTAKİL, KENDİNE YETER BİR DEVLET OLMASI İSTENMİYOR.

Dünyanın en stratejik noktasında güçlü bir devlet demek; bütün emperyalist oyunların bozulması anlamına gelir. O nedenle bir Amerikan işgaline karşı gerekli tedbirlerin alınması gerekiyor.



Yalnız Amerika genellikle ülkelerin başına bir kukla getirerek o ülkeyi işgal eder. Bu seçimle veya bir darbe ile olur. Ülkemizde her iki yöntemi de bolca kullandı ve 2016 yılına kadar  hep istediğini aldı.  Saddam ve Kaddafi diktatör oldukları için seçim yoluyla devrilme gibi bir ihtimalleri yoktu. Ayrıca ülke içi istihbaratları da kuvvetli olduğundan diğer yollara başvuramadı.

Türkiye' yi savaşmadan eline geçirmek isteyeceklerdir. Ama üzerimize köpekleri hep birlikte salacaklardır da... Sindirmeye çalışacaklar. O yüzden savaşa hazır olmak fikrinize katılıyorum. Zaten ülke de bu yönde hareket ediyor.

Ankhises

  • Ziyaretçi
Ynt: Türkiye - ABD İlişkileri
« Yanıtla #944 : 18 Aralık 2020, 18:57:52 »
Sayin skywolf hadi döngüyü tekrarlamamak adına bir çözüm onerin dinleyelim. Yıllardır aman siyasete girmeyelim diye sorunun problemin kaynağını konusturmuyorsunuz şimdi cikip cozum diyorsunuz. Twitterda unlu bir.ekonomi profesörü var. Adam hem twitterdan hemde youtube üzerinden Türkiye hangi koşulları yerine getirirse düzelir diye bir video yapmış. Akıt gazetesi ise adamı ekonomik felaket tellalı olarak hedef göstermiş.  Hadi al bu senin çözüm dediğin şeyi yapan birisi. Bugün Necip Hablemitoglunun ölüm yıldönümü... Onunda bir çözümü vardı ülke hakkında fethullah gülen ve feto yapılanmasını deşifre etme acısından... ne oldu ? Silahlı saldırıda hayatını kaybetti. 2009 yılında kamer gencin mecliste bir çözümü vardı yine feto ile ilgili uyarılarda bulundu. Ne oldu? Dövmeye kalkmışlardı adamı... Ne cozumu istiyorsunuz cok merak ediyorum. bir problem varsa problemi yaratan konuşulur eleştirilir   forumdaki iki tane aktrol zirlayacak diye yıllardır eleştiri yaptırmadın. Problemi yaratandan başka her halti konuştuk.  Suriyeyi , iragi , amerikayi konuşuyoruz ama tüm.bunlarda birinci karar verici kişiyi konuşamıyoruz... sonra çözüm onerin.. Sen bir rahat bırak bu insanları problem nedir nasıl ortaya çıkmış konuşalım sonra çözüm iste... Hem yasaklarla insanları konusturmayacaksiniz hemde O insanlardan öneri bekleyeceksiniz harikaymis

Çevrimdışı metin62

  • 2020 Yılın Üyesi
  • DefenceTurk
  • *****
  • İleti: 2342
  • 183
  • DefenceTurk.com
Ynt: Türkiye - ABD İlişkileri
« Yanıtla #945 : 18 Aralık 2020, 20:06:45 »
Bir cogunuzun yorumundan Türkiye - ABD İlişkileri konusunda oldukca karamsar gorunuyor !
Ben kisisel olarak karamsar olmanin herhangi bir problemin cozumune yardimci olmadigina inanlardanim. Bu her konuya olumlu bakiyorum anlamina gelmez bir bardagin dolu kismi kadar,cogu kisinin bos gordugu alaninda aslinda bos olmadagina inanlardanim.  TC guclu bir devlettir bazilarimizin yorumlarinda belirtilen ne Irak, ne Suriye ne de baska bir devlete benzemez .Bizlere  bu devleti emanet edenlerin beklentisi ulkemizi onlarin birakmis oldugu konumdan daha ilerilere yuceltmekti " Yeni ne ulkemizi batirmak ,ne da bir Manda altina girmesini saglamak ,ne de karamsar bir millet  olmamiz istendi" Her sorunun bir cozumu oyle veya boyle mevcuttur. Olum haric.

Bu nedenle ben ABD nin ulkemizi isgale yeltenecegine olasilik pek vermiyorum  Boyle bir durumda kendilerine bunun nelere mal olabilecegini de asagi yukari takip edebilecek kadar tarih bilgileri yaninda akillarinin da halen mevcut oldugunu dusunuyorum.

Bazilarimiz Iktidarca yapilmis ve yapilmakta olan  hatalar zincirini once kabullenmesi yaninda bu iktidarin cozum getiremeyecegine inanmakta. Bu bir olasilik ama once gecmisten gunumuze kadar gelen hatalar zencirini benligimizin bir koseseine ucmayacak sekilde yerlestirip iktidara bir sans daha tanimaliyiz diye dusunuyorum . Sayet cikan sonuc yine beklentilerimizi karsilamiyorsa o zaman bir sonraki secimde butun bu olaylari  degerlendirerek oy kullanmaliyiz .  Ancak su anda yapilmasi gereken oncelikle mevcut iktidara cozum icin sans verirken beklentilerimizin ne oldugu mesajini da onlara net olarak vermeliyiz.

ABD ile mevcut problemler yumagini hepsini bir anda veya tek hamle ile cozme imkanimiz malesef yok . Cozumun yolu diplomasidir ,diplomasi derken hamaset degil tatli dille onlarin anlayacagi dilde dogru mesaji verip sonrasinda da verilen mesaja istinaden gerekli adimlarin atilmasi olmali. Aksi durmda ne verilen mesajin kiymeti kalir ne de inandiriciligimizin. Butun bu sorunlar yumagi  rasyonel bir surec icerisinde bazen tek bazen paketler halinde  cozumlenebilir.  Gunu birlik politikalarin yurumedigini artik sanirim ogrenmis bulunuyoruz.
« Son Düzenleme: 18 Aralık 2020, 20:14:47 Gönderen: metin62 »

Çevrimdışı Partikül

  • 2017 Yılın Üyesi
  • DefenceTurk
  • *****
  • İleti: 1555
  • 197
  • DefenceTurk.com
Ynt: Türkiye - ABD İlişkileri
« Yanıtla #946 : 18 Aralık 2020, 20:17:34 »
...Suriyeyi , iragi , amerikayi konuşuyoruz ama tüm.bunlarda birinci karar verici kişiyi konuşamıyoruz... sonra çözüm onerin...

Her zaman her şey konuşulmaz. Bi' de eline ne geçecek yani? Kervan bir şekilde yürüyor. Konuşmak istiyorsan devranın dönmesini bekleyeceksin. O devran da kolay kolay dönmeyecek.

Geçen gün 2021 Meclis bütçe görüşmelerinde ilginç bir diyalog yaşandı. İyi Parti millet vekillerinden Ahmet Erozan;

-''Bütçeyi iktisatlı kullanın, yılın ikinci yarısı devralacağız''

deyicerince, Mevlüt Çavuşoğlu;

-"Hayrola, ne oluyor? Siz de mi Biden'dan umut bekliyorsunuz yoksa? Ülkede seçim yok. Seçim olsa da iktidarın size verilmeyeceğini biliyorsunuz. Yoksa darbe beklentiniz mi var nereden devralacaksınız, kimden devralacaksınız?"

sözleriyle karşılık vermişti. Şuraya dikkat!

''Seçim olsa da iktidarın size verilmeyeceğini biliyorsunuz!'' diyor.

O nedenle gerek yok yani! Sonuç üretmeyecek, bir yere varmayacak tartışmalara girmenin hiç gereği yok demek istiyorum.





Çevrimdışı SKYWOLF

  • SKYWOLF
  • Genel Yetkili
  • DefenceTurk
  • *****
  • İleti: 44317
  • 615
Ynt: Türkiye - ABD İlişkileri
« Yanıtla #947 : 19 Aralık 2020, 01:31:03 »
Sayin skywolf hadi döngüyü tekrarlamamak adına bir çözüm onerin dinleyelim. Yıllardır aman siyasete girmeyelim diye sorunun problemin kaynağını konusturmuyorsunuz şimdi cikip cozum diyorsunuz. Twitterda unlu bir.ekonomi profesörü var. Adam hem twitterdan hemde youtube üzerinden Türkiye hangi koşulları yerine getirirse düzelir diye bir video yapmış. Akıt gazetesi ise adamı ekonomik felaket tellalı olarak hedef göstermiş.  Hadi al bu senin çözüm dediğin şeyi yapan birisi. Bugün Necip Hablemitoglunun ölüm yıldönümü... Onunda bir çözümü vardı ülke hakkında fethullah gülen ve feto yapılanmasını deşifre etme acısından... ne oldu ? Silahlı saldırıda hayatını kaybetti. 2009 yılında kamer gencin mecliste bir çözümü vardı yine feto ile ilgili uyarılarda bulundu. Ne oldu? Dövmeye kalkmışlardı adamı... Ne cozumu istiyorsunuz cok merak ediyorum. bir problem varsa problemi yaratan konuşulur eleştirilir   forumdaki iki tane aktrol zirlayacak diye yıllardır eleştiri yaptırmadın. Problemi yaratandan başka her halti konuştuk.  Suriyeyi , iragi , amerikayi konuşuyoruz ama tüm.bunlarda birinci karar verici kişiyi konuşamıyoruz... sonra çözüm onerin.. Sen bir rahat bırak bu insanları problem nedir nasıl ortaya çıkmış konuşalım sonra çözüm iste... Hem yasaklarla insanları konusturmayacaksiniz hemde O insanlardan öneri bekleyeceksiniz harikaymis




Yani İsrail ile barışmak 1. şart...


Muhtemelen de öyle olacak... baksanıza Anadolu Ajansı şimdiden altyapıyı hazırlamaya başlamış.

https://twitter.com/anadoluajansi/status/1339687593634512896


Ülkemizin çıkarları için bizimle işbirliği yapmak isteyen herkesle çalışmamız lazım. İşbirliği yapmayanların kapısında yatmaya gerek yok!

+1



Yabgu,
Papağan gibi sürekli aynı şikayetleri tekrar edip sızlanmak yerine, siyasi takıntılarını bir kenara bırakarak okursan benim ve benim gibi düşünen pek çok arkadaşımızın farklı konularda çözüm önerileri ortaya koyduğunu görebilirsin. Yıllardır forum içeriğine göre tartıştığımız konularda ortaya koyduğumuzu pek çok çözüm önerisinin gerçeğe dönüştüğünü gördük. Demek ki işe yarayan bir şeyler var.

Evet forumda siyasi tartışmalardan uzak durulmasını istiyoruz. Acaba neden bunu istiyoruz? Haydi biraz kafamızı çalıştıralım. Biraz hafızalarımızı zorlayalım. Bu kadar siyasi fanatik içerisinde mantıklı bir tartışma ne zaman yapılabimişki! Kısa sürede sataşmalar başlıyor, hakaretler havada uçuşuyor.  Şunlar bunu yaptı, bunlar şunu yaptı kısır döngüsü sürüp gidiyor. Müdahale edilmese bir derbi maçında birbirlerine küfürler eden rakip taraftarların bulunduğu tirübinlere dönüşüyor ortam. Bunu bilmeyen var mı halen bu forumda? Bunun kimseye zerre faydası yok!

Mesela bu ülkede ilkokuldan, hatta öncesinden başlayarak insanlara, ülkenin kurucusu Mustaf Kemal Atatürk öğretilir. Öğretilmelidir de!
Çoğunluk Atasını çok sever. Onu örnek almamız istenir. Çünkü O, düşman tarafından işgal edilmiş, orduları dağıtılmış, yetişmiş insan gücünü kaybedilen savaşlarda yitirmiş, neredeyse hiç bir şeyi kalmamış yaralı bir milleti ayağa kaldırarak bu ülkeyi kurdu. Bunu nasıl başardı? Bütün gün oturduğu yerde "padişah İmparatorluğu düşmana hediye etti, halk sefalet içerisinde yaşarken kendisi saraylarda sefa sürüyor" vs gibi söylemlerde bulunup şikayet mi etti? Hiç bir şey yapmamanın yarattığı suçluluk duygusunu sürekli başkalarını kötüleyerek bastırmaya mı çalıştı? Yoksa sürekli çalışıp, araştırıp, sorunlara çözüm arayıp sürekli uygulama halinde olarak mı?

Peki ülkede kaç kişi gerçekten Atasını tanıyor ve gerçekten örnek alıyor?

Sorunun kaynağını görmek isteyen aynaya baksın!

Şuraya dikkat!

''Seçim olsa da iktidarın size verilmeyeceğini biliyorsunuz!'' diyor.

O nedenle gerek yok yani! Sonuç üretmeyecek, bir yere varmayacak tartışmalara girmenin hiç gereği yok demek istiyorum.



Haksız da sayılmaz. İktidarı seçimle millet veriyor. Bugün bir seçim olsa bir öncekine göre biraz farklı oy dağılımı olsa da sonuç, yani iktidar değişmez. Çünkü yukarıda açıklamaya çalıştığım şekilde muhalefet partilerinin çözüm yerine şikayet etmeleri, sorunlarına çözüm bekleyen millette kendilerine güven oluşturmuyor. Ortaya koydukları net çözümler, projeler vs yok. Diğerleri ise yapmadıkları icraatleri bile çok güzel pazarlayabiliyorlar.

Mevcut iktidara hiç oy vermedim, bundan sonra da vermeyi düşünmüyorum. Beğenmediğim çok özellikleri bulunuyor çünkü. Ancak muhalefet onlardan beter durumda. Hiç birine güvenemiyorum. Mesela yıllar önce yerel seçim öncesi ana muhalefet partisi lideri oturduğum şehre geldi. Kent meydanında güzel bir seçim konuşması yaptı. Konuşmanın sonunda " seçimi kazandıkları takdirde, konuşmayı yaptığı meydanın altına bir otopark yapacaklarını" söyledi ve bir çuval inciri berbat etti. Çünkü yıllardır o meydanın altında bir otopark bulunuyor. Bunun gibi bir yığın örnek var ve malesef yapıcı muhalefet olması gereken muhalefet partileri gerçeklerden uzak. Konuştukları, vaad ettikleri konular hakkında bile yeterli bilgileri yok. Sadece birilerini kötülemeyi muhalif olmak sanıyorlar. Hiç bir çalışmaları yok malesef. Bugün kazara iktidara gelseler ne yapacaklarını bile bilemezler. Ne yazık ki bu kişilerle, mevcut iktidarın son derece zarar verdiği dış ilişkileri düzeltmek bence hayalden de öte!

Karamsar olduğumu düşünenleriniz olacaktır. Ancak gerçekler bunlar. Bu nedenle siyaseti sevmiyorum. Sorunlara çözüm üretmek yerine insanları birbirine düşürüyor. Bugün beğenmediğiniz bir durumu eleştirdiğinizde, tepki gösterdiğinizde, olmaması gerektini dile getirdiğinizde, gerçekte yapılması gerekeni söylediğinizde trol olarak etiketleniyorsunuz. Hemen karşı taraf olarak kabul ediliyorsunuz. Oysa ben bu ortamda hiç bir tarafta değilim. Tüm siyasi yapının gerçek amacına uygun şekilde baştan aşağı değişmesi gerektiğini düşünüyorum. İşte bu son cümle de bir çözüm önerisi. Üzerindeki uzun açıklamaya istinaden...
« Son Düzenleme: 19 Aralık 2020, 01:33:51 Gönderen: SKYWOLF »
ADALETİN OLMADIĞI YERDE NE SAYGI KALIR, NE DE DÜZEN! ADALETİN OLMADIĞI YER YIKILMAYA MAHKUMDUR! DÜRÜSTLÜK BENİM KARAKTERİMDİR! BEN ŞEREFİM İÇİN YAŞAR, ŞEREFİM İÇİN ÖLÜRÜM. MUHTAÇ OLDUĞUM KUDRET DAMARLARIMDAKİ ASİL KANDA MEVCUTTUR.
SKYWOLF...DefenceTurk.com

Çevrimdışı Partikül

  • 2017 Yılın Üyesi
  • DefenceTurk
  • *****
  • İleti: 1555
  • 197
  • DefenceTurk.com
Ynt: Türkiye - ABD İlişkileri
« Yanıtla #948 : 19 Aralık 2020, 02:58:59 »
Şuraya dikkat!

''Seçim olsa da iktidarın size verilmeyeceğini biliyorsunuz!'' diyor.

O nedenle gerek yok yani! Sonuç üretmeyecek, bir yere varmayacak tartışmalara girmenin hiç gereği yok demek istiyorum.


...Haksız da sayılmaz. İktidarı seçimle millet veriyor. Bugün bir seçim olsa bir öncekine göre biraz farklı oy dağılımı olsa da sonuç, yani iktidar değişmez...

Yalnız ''seçim olsa da iktidar size verilmeyecek!'' cümlesi o şekilde algılanmadı. '' Seçimi kazanmış olsanız bile iktidar size verilmeyecek'' şeklinde algılandı ki bende öyle anladım -ki haklılık payı var.

En son yerel seçimlerde, 8-10 bin farkla İstanbul Belediyesini İmamoğlu kazanınca; ''Hiç birşey olmamış olsa bile kesinlikle bir şey oldu!'' söyleminden hareketle İstanbul seçimlerini iptal etmişlerdi. Bu karara içerleyen İstanbul' lu 800 Bin oy farkla İmamoğlu' nu tekraren seçmiştir.

Diğer örnek;

Bir önceki yerel seçimlerde Ankara Büyükşehir Başkanlığını Mansur Yavaş' ın kazandığı açıklanacakken; artık ne dolaplar çevirdilerse son anda Büyükşehir Belediye Başkanlığını Melih Gökçek' e hediye ettiler. Ankaralı olduğum için biliyorum; Ankara' nın Seyran bağları semti CHP seçmeninin yoğun olduğu bir bölgedir. Düğüm orada çözülecekti... Mansur Başkan bir at boyu öndeyken; elektrikler kesildi, trafoya kedi girdi... Seyranbağları Seçim Kurulunun olduğu bölgeye silahlı adamlar geldi, sayımların yapılmasını engellenmeye çalıştılar; durumdan haberdar olan halk galeyana geldi -O sırada ben de Ankara' daydım- halk oylarına sahip çıkmak için Seyranbağları Lisesine akın etti ama ne fayda! Atı alan Üsküdar' ı geçmişti. Seçimleri Melih Gökçek' in kazandığı açıklandı. Mansur Başkan sonuçlara itiraz etti, kabul etmedi, seçimleri ben kazandım hakkımı yediler dedi, işi mahkemeye götürdü ama bi' kere ok yaydan çıkmıştı. Hiçbir sonuç alamadı. Çok teessüf ki, Ankaralı hemşerim Melih Gökçek belasından kendini kurtaramadı. Melih Gökçek o kadar nefret edilecek bir insan ki... anlatılacak şey değildir. Şükürler olsun RTE görevinden azletti de Ankaralı hemşerilerim gerçek bir belediye başkanı gördü. Yoksa bu adamdan kurtulmak mümkün değildi. Allah iki yakasını bir araya getirmesin demek istiyorum. Bu da benim bedduamdır.

Bir diğer örnek 2005 seçimleri... AKP seçimi kazanamayınca, koalisyon görüşmeleri başladı. İSTİKŞAFİ GÖRÜŞMELER adı altında yapılan görüşmeler o kadar uzatıldı ki, AKP liderliğinde yapılan koalisyon görüşmelerinden hiçbir sonuç alınamadı. Oysaki sonuç alınamadığı taktirde hükümet kurma görevi CHP' ye verilmesi gerekiyordu... Bu şekilde işi sürüncemeye bırakarak seçimlerin yenilenmesi yoluna gittiler. Yalnız bu seçimlerin bir faydası oldu; sonuçlardan ders çıkaran AKP hükümeti Açılım Sürecinin kendisine zarar verdiğini gördüğünden tekraren terörle mücadele dönemini başlattı.

Özetle örnekler çoğaltılabilir... Benim görüşüme göre,

SİYASİ PARTİLER TASVİYE EDİLMELİDİR.

Suçu olan, suça iştirak eden, bir başka ülkenin nam ve hesabına çalışan, girift ilişkileri olan, bu ilişkilerden menfaat devşiren, haksız şekilde zengin olan ve siyaseti güç elde etmenin bir aracı olarak gören, kirli ilişkileri bilinen, bu ilişkileri sağlam delillerle tespit edilmiş olan, bölücülük yapan, bölücü siyasete alet olan, din işlerini devlet işlerine karıştıran, Laiklik ilkesine alenen muhalefet eden, Türk Ordusuna kumpas kuran, Şanlı Türk Ordusunun belini kıran, vatansever askerleri hapse tıkan, memleketin mahrem bilgilerini diğer ülkelere peşkeş çeken, ajan provakatörlük yapan; alenen devlet, millet, asker, vatan düşmanlığı yapan, bu çabaları bilinen ispat edilen... ne kadar siyasetçi varsa -Azerbaycanlı kardeşlerimizin tabiriyle- HAMISININ TUTUKLANIP KODESE TIKILMASI GEREKMEKTEDİR.

Millet daha fazla bu yükü taşıyamaz. Öyle inanıyorum ki, bu dediğim yapılacak olsa; istisnalar hariç memlekette bir tane siyasetçi kalmaz. Ondan sonraki süreçte yeniden yapılanma sürecine girilir, TEKNOKRATLAR HÜKÜMETİ kurulur. Ve öyle zannediyorum ki, bu dediklerimin hepsi olacak. Aksi taktirde bu cendereden çıkmanın imkanı ihtimali yoktur. Böyle siyasetçilerle bu memleket kurtulmaz. vatandaş olarak ahlaklı, ilkeli, gözü kara, işinin ehli, tutarlı, aklı başında, ilim irfan yolunda memlekete hizmet edecek; kurucu değerleri özümsemiş, yurtsever, vatansever, yürekli temiz insanlara ihtiyacımız var. Artık çevremizde kirlenmiş insanları görmek istemiyoruz. Son zamanlarda biraz biraz Mansur Yavaş yüreğime sıcak gelmeye başlamakla birlikte, neredeyse mevcut siyasetçilerin hiç birinden umudum yoktur.




Ankhises

  • Ziyaretçi
Ynt: Türkiye - ABD İlişkileri
« Yanıtla #949 : 19 Aralık 2020, 04:14:40 »
Ya papağan gibi aynı şeyleri konuşuyor diyorsun. Devamlı aynı hataları yapanlara ağzını açamayan sizler konuşan insanları yargılamaya hakkınız yok. Mevcut iktidara oy atmadım diyorsun ben herhangi bir partiye oy dahi atmıyorum. Yanı ben burda akpyi eleştirip chp iyi parti mhp falan propagandası yapmıyorum.  Ben ülkesinin içinde bulunduğu durumdan hoşnut olmayan bir insanım ve bunu ifade edince sana ve size göre siyasi hırs yapmış oluyorum...Ben herhangi bir partiye oy veren biri değilim en son oy verdiğim parti mhpdir onada pismanim... Ben siyasi bir muhalif degilim. Vatandasim...ülkemin içinde bulunduğu durum konusunda siyasi iktidarı konusmayacamda şoförler odasını mı konuşacağım. Diyorsunki bizde siyasi tartışma olmuyor tabiki olmaz , at gözlüğü takmış kokan nefesiyle ideolojisine yakın tarafı ölümüne savunan aktrolleri susturdugun gün bu forumda çokta güzel siyaset konuşulur. Ama sen onların yalanlarını yalakaliklarini susturmak yerine bunca insanı asıl konudan uzaklastiriyorsun. Bir isletme kar etmiyorsa müdüre hesap sorulur , gidip reyondaki mayonez konuşulmaz... papagan gibi aynı konular demeden önce bu insanların söylenecek birseyi var , belliki onu ifade etmek istiyorlar demiyorsun... Hayir yasak. Bu forumda ülkenin her seyine karar verenlerin konuşulması yasak... Ulkemde suriye kaçkını bir arap kendini patlatır,  bunu kim neden ülkeye aldı diye konuşamazsın. Devlet bir amerikalı ajanı yakalar trump tehdit edince serbest kalır neden diye soramazsın... Ben ateistim bu forumda ateizm din kisaca tanri bile sorgulandı konuşuldu ama siyaset konuşamazsınız. Bizi yönetenleri sorgulayamazsınız... Olmayan uzaylıyı konuştuk ama hergun ülkenin bir tarafına ayı girmesine sebep olanlari konuşamadık. Aç insan devamlı ekmek der kimsede papağan gibi aynı lafi tekrar etme demez nedenini sorar olmadı ekmek verir. Bu uzun zamandır bende sıkıntı yaratan bir konuydu kendimi tekrarlayıp durmuş olabilirim ha hayır kardeş bizde böyle diyorsanız yapacak birseyimde yok forum senin...Ben burda muhalefet yapınca cebime trilyon girmiyor..Konuşulması gereken konu varki konuşuluyor..  Ama lütfen beni banlayacaksan yapma hesabimi direk sil... En az senin kadar bende sikildim artik bazi şeylerden..iyi geceler
« Son Düzenleme: 19 Aralık 2020, 04:26:14 Gönderen: Tong Yabgu »