Gönderen Konu: Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti  (Okunma sayısı 16564 defa)

0 Üye ve 1 Ziyaretçi konuyu incelemekte.

Çevrimdışı metin62

  • 2020 Yılın Üyesi
  • DefenceTurk
  • *****
  • İleti: 2338
  • 182
  • DefenceTurk.com
Ynt: Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti
« Yanıtla #20 : 26 Nisan 2021, 15:00:44 »
Bir yerde okumuştum, ama bana biraz saçma geldi; AB'den ve tanınmaktan ümidini kesen KKTC'nin Türkiye ile birleşmesine engel olmak için tanınmasından bahsediliyordu.

Acikcasi benim aklima da pek yatmadi Birlesik kiralligin boyle bir adim atma dusuncesi niyeti. Hele hele TC CB Iletisim baskanin, KKTC Anayasa mahkemesi kararini yanlis yorumlamasi sonrasinda KKTC  Anayasa mahkemesini hedef almasi ve Laiklikle ilgili ders verilmeye calisilmasi,bunun yaninda TRT1 de yayinlanmakta olan "Bir zamanlar Kibris " dizisi gibi sacma sapan bir tarih algisi yaratma oldugu surece uzulerek soylemek gerekirse "birlesik kirallik veya bir baskasinin endise etmesine gerek kalmaz "

Çevrimdışı metin62

  • 2020 Yılın Üyesi
  • DefenceTurk
  • *****
  • İleti: 2338
  • 182
  • DefenceTurk.com
Ynt: Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti
« Yanıtla #21 : 22 Temmuz 2021, 10:19:38 »
iyisi kotusu ile birlikte  bir 20 Temmuz daha kutlandi.

1974 baris harekatindan bugunumuze tam dile kolay 47 yil gecmis.Halbuki ben olayi dunmus gibi benligime kazimisim.

kibris Turku olarak onca yil, her turlu baski, zorluk,katliamlara karsin direndik.Nihayetinde sesimizi ve hakli davamizi Anavatanimiz Turiye Cumhuriyetine duyurabildik.

Kibris Turkunun ve Mucahidinin kararli direnci ve mucadelesi sonrasinda Anavatan Turkiye 47 yil once Kibrisa mudahale imkanina kavusabilmistir. Anavatan Turkiyenin mudahalesi olmasaydi bizlerin bugunleri gorebilme imkanimiz olmayabilirdi. Bunca bedel ve goz yasi sonrasinda bu gunlere gelinebildi. Ancak 47 yil sonunda bir turlu istenilen yere gelmekte zorlaniyoruz.

Elbette bu basarisizligin bir cok nedeni vardir. Basarisizligin nedenini sadece Kibrisli Turklerin veya Anavatanin hissesine yazmamizin da mumkunati olamaz.

O zaman basarisiz olmamizin ana nedenleri nelerdir bir onlara bakalim. Oncelikle Kibris Turku  baris harekati sonrasi elde etmis oldugu yeni kaynaklari kullanmakta, yonetmekte, isletebilmekte yeterince tecrube sahibi degildi. Yani Rumlardan kalmis fabrikalari ,turizim isletmelerini vs duzgun calistiramadik.Bu kuruluslarin duzgun calistirilabilmesi icin yeterince gerekli siyasi girisimlerde bulunulmadi.

Turkiye Cumhuriyeti, yavru vatanin dis dunyanin ambargolar nedeni uygalamakta oldugu kisitlamalar nedeni ile Kibris Turkunun yegane ihrac kapisi olabilecek Turkiye bu urunlerin pazarina girebilmesi icin gerekli olanagi saglamadi. Netice itibari ile Kibris Turkunun ciliz olarak tabir edebilecegimiz ekonomisi coktu. Kibris Turkunun ic pazari tamami ile Turkiyeli sirketlerinin ve Turk urunlerine boguldu.

Turizimde Rumlardan kalmis olan mevcut otellerin mulkiyetlerinin hepsi Turkiyedeki buyuk Turizim sirketlerin eline gecti. Endustriyel mamullerin ihraci imkansizlasmis, ithalat patlamisligin yaninda ambargolar nedeni ile olusan yuksek maliyetler distan gelen yabanci turist sayisi minimuma dusmesine sebep oldu.

Turkiyeye gelmekte olan yabanci turistlerin 1% dahi ulkemize getirmek. sureti ile Kibris Turk turizimine katki saglayamadik. Kibris Turk turizimi sadece Turkiyeden gelen turistlere mahkum edildi. Gelen Turkiye turistlerin ana cogunlugu Turkiyeli Turizim sirketlerinin isletmekte oldugu isletmelerde konaklamaktalar. Boyle bir durumda da Kibrisin Turizimden kaynaklanan gelir de hortumlanmis oldu.

Kibristaki Tariminin belini susuzluk yaninda tarimda kullanilan malzemelerin ithal olmasi yaninda pahali iscilik  maliyetlerin artmasina sebep oldu. Devlet tarim ve hayvancilikle ugrasan vatandaslari icin de gerekli  susbansiyonlar ve reformlari yapmadigi icin yerel tarim  tabiri caiz ise coktu. Hayvancilik ve hayvan urunlerinin yeri yine ayni sekilde Turkiye pazarindan gelen mallar tarafindan dolduruldu.  Boylelikle kibris Turk  tarimi ve hayvanciligi da nasiplerini almis oldular.

Ekonomi,Tarim, Hayvancilik, Turizimin cokmesi ile Kibris Turk toplumu tamami ile disa bagimli hale getirildi.
Bu durum adada bulunan  siyasi yapiyi da etkile. Saymis oldugum sektorlerde calismakta olan magdur halk  anavatan Turkiyenin kendilerinin canlarini kurtardigini ancak eknomik olarak  gun asiri kendilerini somurulduklerine gun gectikce sayilari artarak inanmaktalar.

Kibris Turkunun siyasi yelpazesindeki SOL tabir edilen gorusun tabani SAG partilere gore daha kucuk olamsina karsin SAG partilere gore seslerini daha genis bir kitleye ulastirabilecek sekilde organizeler. Kibrista bulunan SOL partilerin, ana siyasi goruslerini benimsemis olan uyelerinin haricinde  belirtmis oldugum magdurlarin da katilimi ile guclerini artirmislardir. " Yani muhalefet denilen"  Su anda Muhalif diye adada tanimlanmakta olan Sol  partilerin ana cekirdek kadrolari federasyon yanlisidir ve federasyon seklindeki bir cozumun sadece kendi siyasal emellerinin cozumu haricinde bircok problemin de anahtari olduguna inaniyorlar.  SOL partilerin cekirdek kadrosunun etrafinda kenetlenmis olan MAGDURLAR kitlesinin tumunun ana siyasi gorusu federasyon olmasa da mevcut durumdan kurtuluslarinin yolunu oyle gormekteler.

Kibristaki SAG partileri son 47 yil icerisinde iktidarda daha faza bulunmuslardir. Mevcut bir cok icraatin ana aktorleri SAG partilerdir. Adada bulunan SAG partilerin iktidarda uzun yillar kalmalari neticesinde daha fazla yozlasmis  ve yipranmislardir. Kibristaki SAG partilerin ana tabanlari genelde memur,is adamlari ve sonradan  KKTC vatandasi olan kisilerden olusmaktadir. Kibristaki SAG siyasi prtilerin ana gorusu Anavatan Turkiye devleti ile paralellik gostermektedir.

47 yilini gecen gun kutlamis oldugumuz  20 temmuz ve Baris ve Ozgurluk bayrami nedeni ile adamizi ziyaret eden Sn Turkiye CB  ve erkaninin bunca gecmis yil goz onune alindigi zaman Kibris Turkunu gercekte ne kadar tanidiklarini veya anlamak istediklerinden acikcasi pek emin degilim. Siyasi ve politik yaklasimlarimiz degisik olabilir. Ancak kibris politikamizin basarili olabilmesinin temel kaidesi Kibris Turk halkinin yasam bicimine ,dusunce yapisina kulturune  saygidan gecer. Kibris turk halkininin kalbini kazanilmadan, kibris Turku ve anavatan arasinda bir kenetlenme olamaz boyle bir durumda da  bizler ne icte ne de dista basarili olamayiz.

#####################

Erdoğan’ın KKTC ziyaretinde üç temel stratejik hata işlenmiştir:

1) Türkiye’de hükümetler Kıbrıs konusunda hep TBMM’yi arkalarına alarak iktidar-muhalefet tüm partilerin desteği ile hareket etmişlerdir: İnönü, Demirel, Ecevit bu politikadan hiç ayrılmayarak başarı sağladılar.

AKP (ve Erdoğan) ise TBMM ve muhalefeti adeta yok sayarak hareket etti: Kıbrıs konusunda bölünmüş bir Türkiye resmi sergiledi.

2) Siyasal İslamcı ideolojiyi Kıbrıs’ta da sürdürme yolunu seçti: Suriye ve Mısır’daki yanlışı tekrarladı. Oysa Kıbrıs Türk toplumu bu konuda olağanüstü bir duyarlılığa sahiptir: iş ters tepecektir.

3) Kıbrıs Türk toplumu içinde, “bölünme ve kutuplaşmaya yol açtı”. Zaten federasyon ve Türk toplumu ve devleti zıtlaşması içindeki Kıbrıs’ta, sorunu çözeceğine daha da derinleştirdi.

Bu üç büyük hata Türkiye’nin ulusal çıkarları ve Kıbrıs Türk toplumunun (ve devletinin) geleceği bakımından çok zararlı tohumlar ekmiştir.

https://www.cumhuriyet.com.tr/haber/erdoganin-kibristaki-stratejik-hatasi-1854360
 

 

Çevrimdışı serkan1976

  • 2022 Yılın Üyesi
  • DefenceTurk
  • *****
  • İleti: 7659
  • 454
  • DefenceTurk.com
Ynt: Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti
« Yanıtla #22 : 22 Temmuz 2021, 10:50:53 »
Bu sayılanlardan ziyade sanki Kıbrıs bizim bir ilimiz gibi davranıldı. " Sizin binalar eski size şöyle yeni binalar yapalım vs...vs" bir algı oluştu...

Yapacak birşey yok.  Her yiğidin bir yoğurt yiyişi vardır.
Bunlar böyle iş yapıyor.  Kaç kere uyardılar,eleştirdiler ama maalesef bunların tarzı bu...
İç veya dış siyasette durum pek değişmiyor...
Daha ilginci de çoğu kesim bu tarzı beğeniyor...

Demokrasi bu...

Çevrimdışı ACE

  • DefenceTurk
  • *
  • İleti: 746
  • 132
Ynt: Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti
« Yanıtla #23 : 22 Temmuz 2021, 10:55:16 »
Bu sayılanlardan ziyade sanki Kıbrıs bizim bir ilimiz gibi davranıldı. " Sizin binalar eski size şöyle yeni binalar yapalım vs...vs" bir algı oluştu...

Yapacak birşey yok.  Her yiğidin bir yoğurt yiyişi vardır.
Bunlar böyle iş yapıyor.  Kaç kere uyardılar,eleştirdiler ama maalesef bunların tarzı bu...
İç veya dış siyasette durum pek değişmiyor...
Daha ilginci de çoğu kesim bu tarzı beğeniyor...

Demokrasi bu...

Dış politikamızda kar zarar hesabımız aynen bu sığlıkta.

- Suriyede karışıklık var ne yapalım sizce?
+ Hımm araştırın bir bakalım kaç bina yapabiliriz.

Çevrimdışı metin62

  • 2020 Yılın Üyesi
  • DefenceTurk
  • *****
  • İleti: 2338
  • 182
  • DefenceTurk.com
Ynt: Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti
« Yanıtla #24 : 22 Temmuz 2021, 11:25:07 »
Elbette her yigidin bir yogurt yiyisi vardir.  Ancak ben buna tamami ile katilmiyorum . Katilmama nedenim ise dis politika yigidin kendisin yogurt yigisine gore sekillenmemeli . Icte ve dista ortak gorus carcevesinde olamali aksi halde simdi oldugu gibi her iki tarafta da yalpalamaya neden olur.

Kibrisin Turkiyenin bir ili olarak gorunmesi yeni bir politika degil, ancak  kibris Turk halkinin iradesinin uzerindeki sekillenme yenidir. Daha onceleri en azindan kibris Turkunun iradesine kultur ve yasasiy sekline saygi vardi.  Mutahitlik konusuna gelince  bu da Turkiyedeki Ikdidarin bakis acisi  yani yeni bir olusum.


Çevrimdışı korsan

  • DefenceTurk
  • *
  • İleti: 360
  • 15
  • DefenceTurk.com
Ynt: Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti
« Yanıtla #25 : 22 Temmuz 2021, 11:43:30 »
"kaidesi Kibris Turk halkinin yasam bicimine ,dusunce yapisina kulturune  saygidan gecer. Kibris "

ben saygı duyulacak bir yaşam biçimi göremiyorum.
bazen Kıbrıs tvlerini izliyorum,  özellikle belli bir kesimin dili çok sivri.
onlara göre  halkın menfaati ne pahasına olursa olsun birleşmeden geçiyor.
Türkiye'ye karşı  çok dik konuşuyorlar;  ama başka her konuda her türlü tavizi verecek kadar mülaimler gibi bir izlenim yaratıyorlar.
sürekli bir "Türkiye'den gelenler ve Türkiye iç işlerimize karışıyor"  dırdırı var.
gezegenin her yerinde parayı veren düdüğü çalar,  orada da parayı veren Türkiye ise düdüğü de Türkiye çalacak tabi.
Türkiye'den gelenler konusuysa tam iki yüzlülük, bakarsan hepsinin bir ayağı İstanbul'da,  çoğunun İstanbul'da malı mülkü var.

bizim de hatalarımız var tabi,  en başta Annan planına destek verilmesi hataydı;  hatta son 19 yıldaki dış politika hata zinciri ilk bu şekilde başladı.
bence daha büyük bir hatamız da var,  benim  düşünceme göre bizim oradaki topluluktan bağımsız haklarımız var.
bu hakları  oradaki topluluğun menfaati için pazarlık konusu yapmak zorunda olmamalıyız.
bu durum artık açıkça hissettirilmeli bence.
orada tek bir Türk olmasa bile bizim garantörlük haklarımız var,  sadece bizim de değil,  mesela İngiltere'nin de bu hakkı var ve hiç de pazarlık konusu yapmıyorlar bu hakları.
KKTC kendi haklarından istediği tavizi versin birleşmek için;  ama bu  bizim  haklarımızın pazarlık konusu yapılmasını gerektirmez bence.
madem KKTC ayrı biz ayrı,  madem  onların iç işine karışmamamızı ve saygı duymamızı istiyorlar,  kusura bakmasınlar.  KKTC  hakları ayrı,  Türkiye'nin hakları ayrı.

tabi  dili sivri ve Türkiye'ye karşı dik duran bu kesim bu konuda da hiç tutarlı değil,  birleşmek için bizim garantörlük haklarımızı da pazarlık konusu yapmamayı,  bu konunun  Türkiye'nin iç işi olduğunu akıllarından bile  geçirmiyorlar.
bu kesim  çıkıp "Türkiye'ye gitmeyin,  Türkiye'den mal mülk almayın"  çağırısı  yapmıyorlar mesela.
söylesinler,  İstanbul'da evi olan herkes evleri satsın ve kimse Türkiye'den  mülk almasın  diye açıkça söylesinler.
su Türkiye'den,  uçak gemi Türkiye'den,  insan Türkiye'den,  ünüversite Türkiye'den,  maaş Türkiye'den...
almayınız efendim,  almayınız.

sanki Kıbrıs toplumu çok tutarlı ve çok  potansiyeli olan bir  toplum da biz buna zarar vermişiz.
sanki barış harekatından önce oradaki toplum  Dünya finansını yönetiyordu,  sanki Dünya  turizminde birinciydi,  sanki kendi ayaklarının üstünde duruyordu da,  bunu  biz bozmuşuz.

KKTC Türkiye'yi çok mu anlıyor sanki.
onların haberi yok;  ama Türkiye'de artık hiçbir konuya  30 yıl önceki gibi bakmayan yeni bir nesil yetişiyor,  mesela ben,  yukarıdaki düşüncem asla değişmeyecek.
biz Kıbrıs'taki haklarımızı kimsenin menfaati için  pazarlık konusu yapmak zorunda değiliz işte.
sürekli onları dinlemek veya anlamaya çalışmak zorunda hiç değiliz,  zira  hemen hemen hiçbir konuda tutarlı  değiller.

Çevrimdışı serkan1976

  • 2022 Yılın Üyesi
  • DefenceTurk
  • *****
  • İleti: 7659
  • 454
  • DefenceTurk.com
Ynt: Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti
« Yanıtla #26 : 22 Temmuz 2021, 11:45:47 »
Elbette her yigidin bir yogurt yiyisi vardir.  Ancak ben buna tamami ile katilmiyorum . Katilmama nedenim ise dis politika yigidin kendisin yogurt yigisine gore sekillenmemeli . Icte ve dista ortak gorus carcevesinde olamali aksi halde simdi oldugu gibi her iki tarafta da yalpalamaya neden olur.

Kibrisin Turkiyenin bir ili olarak gorunmesi yeni bir politika degil, ancak  kibris Turk halkinin iradesinin uzerindeki sekillenme yenidir. Daha onceleri en azindan kibris Turkunun iradesine kultur ve yasasiy sekline saygi vardi.  Mutahitlik konusuna gelince  bu da Turkiyedeki Ikdidarin bakis acisi  yani yeni bir olusum.
Ben de onu diyorum ya işte.. Ne dersek diyelim bu tarzdan vazgeçmiyorlar...

Yiğit: " Ben böyle yerim yoğurdu , işinize  gelirse" diyor...

Çevrimdışı metin62

  • 2020 Yılın Üyesi
  • DefenceTurk
  • *****
  • İleti: 2338
  • 182
  • DefenceTurk.com
Ynt: Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti
« Yanıtla #27 : 22 Temmuz 2021, 12:42:27 »
"kaidesi Kibris Turk halkinin yasam bicimine ,dusunce yapisina kulturune  saygidan gecer. Kibris "

ben saygı duyulacak bir yaşam biçimi göremiyorum.
bazen Kıbrıs tvlerini izliyorum,  özellikle belli bir kesimin dili çok sivri.
onlara göre  halkın menfaati ne pahasına olursa olsun birleşmeden geçiyor.
Türkiye'ye karşı  çok dik konuşuyorlar;  ama başka her konuda her türlü tavizi verecek kadar mülaimler gibi bir izlenim yaratıyorlar.
sürekli bir "Türkiye'den gelenler ve Türkiye iç işlerimize karışıyor"  dırdırı var.
gezegenin her yerinde parayı veren düdüğü çalar,  orada da parayı veren Türkiye ise düdüğü de Türkiye çalacak tabi.
Türkiye'den gelenler konusuysa tam iki yüzlülük, bakarsan hepsinin bir ayağı İstanbul'da,  çoğunun İstanbul'da malı mülkü var.

Sn Korsan bizlerin yasam bicimimize saygi duyup duymama sizin kendinizle alakali.

Bir kac defa kibris Tv sini izlemekle bir kac gazete yorumuna  bakmakle  birakin kibrisi anlamayi kendi ulkenizdeki mevcut durumun ne oldugunu dahi anlayamazsiniz.  Biliyorum anlamakta zorluk cekebilek olan bir baska konu ise  nasil olur da boyle haber gorus de yayinlanabilir. Kibristaki  bir cok sey  bulundugunuz ulkedekinden farkli  cok radikal elestirilebilinecek seyler dahi syleyene yazana yayinlayana  ceza uygulanmadan veya sokakta bayirda kahvede konusulabilir. Bu radikal gorus sahipleri daha sonra siyasi goruslerini bir yere birakip pek rahat yiyip icip gezebiliyorlar kimse kimseye  onlar bizler demiyor tartismalar karakollarda savciliklarda son bulmuyor.

Ulkemizde  kimse kimsenin dinin inancini sorgulamiyor, dileyen  camisine , dileyen cem evine dileyen dergahina veya kilsesine rahatlikla gidip gelebiliyor . Yakin gecmise kadar kimseye zorunlu din dersi de vermiyorduk .Yokmu ya aramizda ateistler de var. Yani herkesin kendi inanci ve inancsizligi kendine ait.

Gelelim parayi veririz istedigimizi de yapariz " veya parayi veren dudugu calmasina " evet  bir dereceye kadar parayi veren dudugu calar. Ancak para ile kimsenin ruhunu dusuncesine yasayis tarzina pranga vuramazsiniz.

Kibrislilarin  Turkiyede mulk sahibi olmalari konusuna gelince  evet dogrudur bircok kibrisli Turk Anavatanimiz olarak kabul etmekte oldugumuz ulkenizde misafiriz . Bundan daha dogal ne olabilir anavatanimiz  ve bir cogumuzun atalarinin geldigi diyar. Mulk edinme konusuna gelince  Turkiye cumhuriyetinin ulkesinde bulunan bircok yabanci  tabbaya saglamis olanak cercevesinde bizler de parasini ve vergisini vereke mal sahibi olma hakkina sahibiz.

Gelelim Turkiye kokenlilerin kibrista hor gorunmeme tezine . Malesef boyle bir sey yok diyemem. Ancak bu durumun olusup gelismesinin de bir takim nedenleri vardir. Konuyu ele alirken onalarin da goz onune alinip konunun oyle irdelenmesi daha dogru bir sonuca ulasilmasina yarar. Yine konu ile alakali olarak evet bu Turkiyeli  sevmeme  karsiti olamayan kitlenin buyuklugu nedir bir arastirdinizmi gercekten ? sayet arastirmadiysaniz ben soyliyeyim kategorik hoslanmayanlar oldukca az sayida bir kitle ancak bu kucuk kitlenin  yaptiklari da aynen  kucuk bir sinegin dahi mide bulandirmasi gibidir. Hele hele bu belli medya guruplari tarafindan da abartilacak tek yanli sekilde yansitiliyorsa.

Ne ise tartismamizin bir faydasi yok ancak kibrislilar ve kibris hakkinda derin bir bilginiz olmadigini dusunuyorum. Halbuki ben Anavatanimi oldukca iyi taniyan, ulkenizi nerede ise yerlisinden fazla karis karis dolasmis calismis bir kisiyim. Son olarak sunu soyleyerek konuyu kapatiyorum  bir ulkeyi ve insanlarini yakinan taniyabilmek icin  okumak ,izlemek yeterli degil o ulkede yasamak halki ile kaynasmak gerekir.
 

Çevrimdışı korsan

  • DefenceTurk
  • *
  • İleti: 360
  • 15
  • DefenceTurk.com
Ynt: Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti
« Yanıtla #28 : 22 Temmuz 2021, 13:27:35 »

"bir cok sey  bulundugunuz ulkedekinden farkli  cok radikal elestirilebilinecek seyler dahi syleyene yazana yayinlayana  ceza uygulanmadan veya sokakta bayirda kahvede konusulabilir. Bu radikal gorus sahipleri daha sonra siyasi goruslerini bir yere birakip pek rahat yiyip icip gezebiliyorlar kimse kimseye  onlar bizler demiyor tartismalar karakollarda savciliklarda son bulmuyor."

demek KKTC'den bile böyle görünüyor memleketimiz,  acı.


sizce yaşayış tarzınıza pranga vuran uygulamalar hangileri?
Kıbrıs tvsini izlerken birisi "iftar çadırları"  konusundan bahsediyordu.
önceden iftar çadırı yokmuş orada.
başka neler var?
tartışmak için değil de,  anlatın kendinizi,  başkasından yalan yanlış duymayalım.
ama şu uyku izni konusuna kesinlikle hak vermem,  baştan söyleyeyim.

Kıbrıs halkı hangi derin bilgiye dayanarak Annan planını kabul etti?
bu ciddi bir soru,  bunu özellikle  uzun uzun anlatırsanız sevinirim.
hiçbir zaman anlamadım bu işi,  okumadığınız,  içinde ne yazdığını bilmediğiniz  dosyalar dolusu bir plan  halkınızın hangi menfaatine  uygundu da  herkes kabul oyu verdi?



Çevrimdışı Gökbörü

  • DefenceTurk
  • *
  • İleti: 1464
  • 135
  • DefenceTurk.com
Ynt: Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti
« Yanıtla #29 : 22 Temmuz 2021, 13:48:38 »
Kibris'ta yasayan kardeslerimizin dusunceleri, yasam tarzlari, ideolojileri hakkinda bir bilgim yok, onun icin o tarz tarstismalardan uzak duracagim.

Eger olaya genel cerceveden bakarsak, Turkiye ve KKTC, farkliliklar ne olursa olsun anlasmak zorunda diye dusunuyorum.

Madde madde siralarsak.

1. Turkiye, Kibris adasinin Yunan/Rum hukumdarligina girmesine izin vermez. Su ankinden cok daha zayif oldugu zamanda bile buna izin vermedi. Adanin Stratejik onemi herseyden ustun cikacaktir.

2. KKTC Turkiye;nin destegi  olmadan varligini surduremez.

3. KKTC halki "tek Kibris" istiyorsa, bilmelidirki bunun tek yolu Rumlara kulliyen teslim olmaktir. Adim gibi eminimki "Rumlasma" disinda secenekleri kalmayacaktir. Allah korusun Uygularin konumuna bile dusbilirler. Biz bu filmi gormustuk..ayni seyleri tekrarlayip degisik bir sonuc beklemeyelim. "AB uyesi bir pasaport ile istedigin yere gider yasarim" diye bir dusunceleri varsa, onu bile size vermemek icin bir yol bulurlar derim. En nihayetinde karar onlarin.

4. KKTC'nin bagimsizligini kimse tanimayacaktir ya da Taniyan 3-4 "etkisiz" devlet olacaktir. KKTC'nin izolasyonunu kaldirmaya yetmeyecektir.

5. Gelinen noktada, Turkiye'de ve KKTC'de iktidar kim olursa olsun, aklin tek yolu birlesmektir.  Gordion dugumu gibi bir cirpida bir cok sorunu ortadan kaldiracagina inaniyorum. Denmis ya yeni bir dunya duzeni kurulur bizde icinde yerimizi buluruz diye. 50 senedir konusuluyor, bir adim yol alinamiyor cunku karsi taraf pazarlik etmek degil, bizi teslim almak istiyor.



« Son Düzenleme: 22 Temmuz 2021, 13:52:39 Gönderen: Gökbörü »
What is steel compared to the hand that wields it?