Bu güç silaha doymak bilmiyor30 Eylül 2011
Sarı Çin Denizi, gelişmekte olan ülkeler arasındaki askeri rekabete en çok tanık olan bölgelerden biri. ABD, Çin’i karşısına alma pahasına bölgedeki müttefikleriyle askeri anlaşmalar imzalarken, dış politikası üzerinde büyük bir nüfuz kuran savunma sanayisi dünyadaki askeri dengelerini değiştirebilecek ayrı bir güç haline gelmek üzere.
Penghu Adası'nda düzenlediği tatbikatla, Pasifik’te Çin’e karşı güç gösterisinde bulunan en son ABD müttefiki Tayvan oldu. Bu yıl askeri bütçesine 15 milyar dolar ayıran Tayvan, 22 savaş gemisi ve dört destroyer içeren donanmasına 50 adet kendi üretimi gemi eklemeyi amaçlarken, hava kuvvetini ABD’nin desteğiyle kuvvetlendirmeyi amaçlıyor.
Hava gücünde 837 uçak bulunduran Taipei, 146 adet F-16’sını modernize etmek için geçen hafta ABD’yle anlaşmaya vardı. 5.3 milyar dolarındaki anlaşma Çin’in sabrını taşırdı ve ABD’nin Pekin Büyükelçisi Gary Locke Dışişleri Bakanlığı’na çağrılarak “ikili ilişkilerin her alanda bozulabileceği yönünde uyarı” aldı. Tayvan ise defalarca uyarı aldığı Çin’e bir kez daha rest çekerek anlaşmayı sevinçle karşıladı.
“BİR TEK MODERNİZASYON YETMEZ”
Sarı Çin Denizi’nde yeniden hareketlenen silah ticareti trafiği, Washington Technology dergisinin Haziran 2011’de yayımladığı sıralamaya göre ABD’nin en büyük savunma şirketi olan Lockheed Martin’in (LM) iştahını kabarttı. Toplam geliri 2011’de 46.37 milyar dolar olan LM, 5.3 milyar dolarlık anlaşmanın ardından ABD’li milletvekilleriyle bir araya gelerek Tayvan’a yeni F-16’lar satılması için kollarını sıvadı.
LM, ABD Başkanı Barack Obama’nın Mart 2009’da yaptığı açıklamayla harcamalarını kısmak istediği savunma şirketlerinin başında geliyordu. Obama, Washington Independent gazetesinde yer alan ifadesinde “ABD halkını korumak için gereken anlaşmalarla, silah şirketlerini zengin etmeye yarayan anlaşmaların farklı olduğunu” belirtmişti. Obama karşısında beliren lobinin direncini kıramazken, bugün gelinen nokta savunma şirketleriyle politikacılar arasındaki bağın etkin bir şekilde devam ettiği gösterdi.
Tayvan’ın F-16’larının modernize edilmesini öngören anlaşmanın imzalanmasından bir gün sonra, 23 Eylül’de LM Kongre üyelerine mektup göndererek, Taipei’nin altı yıldır talep ettiği ve tahmini değeri 8.3 milyar dolar olan 66 adet yeni F-16 satışının da hayata geçirilmesi gerektiğini savundu.
ÇİN İZLEMEKLE YETİNMİYOR
Tayvanlı bir asker Perry sınıfı firkateynde torpido ateşleyicisinin başında.
Bu yıl içinde askeri bütçesine 100 milyar dolar ayıran (Batılı kaynaklar bu rakamın çok daha yüksek olduğunu savunuyor) Çin’in, ABD Kongresi Kütüphanesi ve CIA verilerine göre aktif askeri sayısı 2 milyon 285 bin. Ancak dev bir kara kuvveti olan Çin, son bir yılda yaptığı atılımlarla sadece kendi ana karasında oturan bir güç olmanın çok ötesine çıktı.
ABD, Aralık 2010’da Çin’in Pasifik’teki tüm askeri hedeflerini vurabilecek kapasiteye sahip Dongfeng 21-D füzesinin işlevsel kapasiteye ulaştığını açıkladı. Ocak 2011’de ise hava kuvvetlerinde 4 bin 92 hava aracı bulunduran Çin, kendi üretimi olan hayalet uçak J-20’yi tanıttı.
Daha da önemlisi, Pekin 58 tanesi firkateyn olmak üzere 562 gemiye sahip donanmasına Haziran 2011’de ilk uçak gemisi Şi Lang’ı ekledi. Çin’in savaş uçaklarını Pasifik’te taşıyacak bir uçak gemisine sahip olması, ABD’yi endişelendiren en son gelişme oldu.
Pekin, ABD ile olan askeri anlaşmaları Washington ile Taiperi arasında Ocak 2010’da yapılan silah ticaretinden sonra sonlandırdı. ABD, 6.4 milyarlık anlaşma kapsamında 114 adet Patriot füzesi, 60 Kara Şahin helikopteri, Tayvan’ın mevcut F-16 filosu için iletişim ekipmanı ve iki Osprey mayın tarama gemisini satmayı kabul etmişti.
“SİLAH ÜRETELİM, İSTİHDAM ARTSIN”
ABD, askeri anlaşmalar ile Pasifik’te Çin’e karşı bir blok oluşturan Güney Doğu Asya ülkelerini desteklemeye çalışıyor. Ancak, Pentagon'un bir numaralı tedarikçisi LM’in başını çektiği savunma sanayisi gelişmekte olan ülkeler arasındaki rekabeti belirsiz noktalara sürükleyebilecek bir hırs sergiliyor.
Reuters’ın ele geçirdiği mektuba göre, LM, Kongre üyelerine F-16 projesinin onaylanması halinde 16 bin kişiye istihdam sağlanabileceğini belirtti.
Savunma şirketlerinin iki yıl önce yaptığı lobi çalışması sonucunda, 44 Senatör ve 191 Temsilciler Meclisi üyesi Başkan Obama’ya mektup göndermiş ve “silah projelerinin kısılması halinde 25 bin kişinin işini kaybedebileceğini” belirtmişti.
Mayıs 2011’den bu yana ise 47 Senatör ve 181 Temsilciler Meclisi üyesi, Tayvan’ın istediği 66 adet F-16’nın satış kararını çıkarması için Obama’ya mektup yolladı.
Aradan geçen iki yılın ardından savunma sanayisi Obama üzerindeki gücünü hiç yitirmediği gibi, bugün dünyanın en sıcak sularına sahip Sarı Çin Denizi’ndeki güç dengelerini de değiştirebilecek bir güce erişmiş olabilirler.
mygokmen@hurriyet.com.tr http://www.hurriyet.com.tr/planet/18861267.asp
