Anket

Sizce Türkiye Suriye'ye yapılacak bir askeri müdahaleye katılmalı mı?

Katılmamalı. Bizi hiç iligilendirmez.
18 (18%)
Kesinlikle katılmalı. Çünkü müdahale sonrası Suriye'de söz sahibi olmamız için şart.
53 (53%)
Engel olmalı. Çünkü Suriye'den sonra sıra İran'a, ondan sonra da sıra bize gelecek.
24 (24%)
Başka bir düşüncem var. Aşağıda paylaşıyorum.
5 (5%)

Toplam Oy Verenler: 100

Gönderen Konu: Suriye Krizi  (Okunma sayısı 504522 defa)

0 Üye ve 1 Ziyaretçi konuyu incelemekte.

Çevrimdışı SKYWOLF

  • SKYWOLF
  • Genel Yetkili
  • DefenceTurk
  • *****
  • İleti: 44315
  • 615
Ynt: Suriye Krizi
« Yanıtla #2950 : 27 Eylül 2020, 12:45:47 »
@SKYWOLF, o dönem mücadele etmemiz gerekiyordu ama hangi orduyla ? neyle mücadele edeceksiniz ? Muhtemelen 2015'li yıllardan bahsediyorsun. O dönem burada neler konuşuldu bilmiyorum ben 2018 yılında üye oldum. Ama 2015 yıllarında çözüm süreci bitti ve Güney doğuda bütün şehirlerde terörle mücadele başladı. Neredeyse hergün şehit haberleri geliyor. Şehirler harabeye dönmüş. Cizre, Nusaybin gibi şehirlerde sözde öz yönetimler ilan ediliyor. Cumhuriyet tarihinin belki en büyük terör ayaklanmasıyla karşı karşıya kaldık. 10 bin silahlı terörist şehirlerde öz yönetim olan etmişti. Deaş konsolosluk çalışanlarını rehin almış. Kriz üzerine krizler. O sene istanbul , Ankara büyük şehirlerde neredeyse her ay bombalar patlıyordu. Böyle bir durumdaydı. Ve silahlı kuvvetlerde Siha gibi terörle mücadelede çarpan yoktu. Deaş gücünün en zirve dönemindeydi. Bağdat'a kadar dayanmış. Bütün Suriye ve Irak 'ta çok büyük çoğrafya'ya hakimdi. Savaşsaydık binlere yakın kayıp olurdu. Çünkü zırhlı birliklerle bu savaşı yapacaktık FK harekâtında olduğu gibi. Ve deaş'ı en zirve olduğu dönemdi. Ve orduda Fetö hain şebekesi temizlememişti. Kısacası Bu zırhlı birlikle Siha olmadan, ordunun en seçkin birlikleri güneydoğuda iken ve Fetö varken çok büyük hezimet alınabilirdi.

Savaş sadece sihalara olmuyor. Elimizde 240 F-16 ve bir miktar da F-4 vardı o dönem. Orduda her aman silah var ve onlar süs olsun diye bulundurulmuyor. Bütün dünya Işide karşı asker müdahalelerde bulunurken bizim oturduğumuz yerden seyretmemiz vahim hata ve buna boşu boşuna kulp uydurmaya çalışmayın!
ADALETİN OLMADIĞI YERDE NE SAYGI KALIR, NE DE DÜZEN! ADALETİN OLMADIĞI YER YIKILMAYA MAHKUMDUR! DÜRÜSTLÜK BENİM KARAKTERİMDİR! BEN ŞEREFİM İÇİN YAŞAR, ŞEREFİM İÇİN ÖLÜRÜM. MUHTAÇ OLDUĞUM KUDRET DAMARLARIMDAKİ ASİL KANDA MEVCUTTUR.
SKYWOLF...DefenceTurk.com

Çevrimdışı Mermi

  • DefenceTurk
  • *
  • İleti: 1069
  • 28
  • DefenceTurk.com
Ynt: Suriye Krizi
« Yanıtla #2951 : 27 Eylül 2020, 13:12:28 »
@SKYWOLF, o dönem mücadele etmemiz gerekiyordu ama hangi orduyla ? neyle mücadele edeceksiniz ? Muhtemelen 2015'li yıllardan bahsediyorsun. O dönem burada neler konuşuldu bilmiyorum ben 2018 yılında üye oldum. Ama 2015 yıllarında çözüm süreci bitti ve Güney doğuda bütün şehirlerde terörle mücadele başladı. Neredeyse hergün şehit haberleri geliyor. Şehirler harabeye dönmüş. Cizre, Nusaybin gibi şehirlerde sözde öz yönetimler ilan ediliyor. Cumhuriyet tarihinin belki en büyük terör ayaklanmasıyla karşı karşıya kaldık. 10 bin silahlı terörist şehirlerde öz yönetim olan etmişti. Deaş konsolosluk çalışanlarını rehin almış. Kriz üzerine krizler. O sene istanbul , Ankara büyük şehirlerde neredeyse her ay bombalar patlıyordu. Böyle bir durumdaydı. Ve silahlı kuvvetlerde Siha gibi terörle mücadelede çarpan yoktu. Deaş gücünün en zirve dönemindeydi. Bağdat'a kadar dayanmış. Bütün Suriye ve Irak 'ta çok büyük çoğrafya'ya hakimdi. Savaşsaydık binlere yakın kayıp olurdu. Çünkü zırhlı birliklerle bu savaşı yapacaktık FK harekâtında olduğu gibi. Ve deaş'ı en zirve olduğu dönemdi. Ve orduda Fetö hain şebekesi temizlememişti. Kısacası Bu zırhlı birlikle Siha olmadan, ordunun en seçkin birlikleri güneydoğuda iken ve Fetö varken çok büyük hezimet alınabilirdi.

Savaş sadece sihalara olmuyor. Elimizde 240 F-16 ve bir miktar da F-4 vardı o dönem. Orduda her aman silah var ve onlar süs olsun diye bulundurulmuyor. Bütün dünya Işide karşı asker müdahalelerde bulunurken bizim oturduğumuz yerden seyretmemiz vahim hata ve buna boşu boşuna kulp uydurmaya çalışmayın!
F-16 ile vurması kolayda karadan nasıl ilerleyeceksiniz ben onu diyorum. Fırat kalkanı harekâtı tam 6 ay sürdü. 72 şehit verildi. Küçüküc bir alandan bahsediyoruz. 20 tank ile toplam 50 civarı zırhlı araç vuruldu. Irak'tan Suriyeye kocaman bir alandan bahsediyoruz. Işid önüne çıkan herkesi ezip geçiyordu. Bagdat'a dayanmış, Musul'u almış, konsolosluğu kuşatmış rehin almış. Harekâtın yapılması konusunda haklısınız ama hangi orduyla neyle. Üstelik Fetö bütün silahlı kuvvetleri ele geçirmişken. 320 generalin 150'si Fetö çıktı. Hendek olayları sırasında bilerek fazla şehit gelmesi için yapılması gereken şeyleri bile yapmıyorlarmış. Boyle bir durumdaki ordu ile bırakın savaşa ekmek alınmaya bile gidilmez. Güvenemezsiniz üstelik hükümet o dönem Fetö nün ordunun içine bu denli nüfuz ettiğini biliyordu. Ama hamle yapmadılar biraz korktular bence. Hep ertelendi silahlı kuvvetlerde ki Fetö yapılanması. En son düğmeye bastılar askeri şura toplantısında çoğunu emekli edeceklerdi darbe oldu.

Çevrimdışı SKYWOLF

  • SKYWOLF
  • Genel Yetkili
  • DefenceTurk
  • *****
  • İleti: 44315
  • 615
Ynt: Suriye Krizi
« Yanıtla #2952 : 27 Eylül 2020, 13:24:17 »
@SKYWOLF, o dönem mücadele etmemiz gerekiyordu ama hangi orduyla ? neyle mücadele edeceksiniz ? Muhtemelen 2015'li yıllardan bahsediyorsun. O dönem burada neler konuşuldu bilmiyorum ben 2018 yılında üye oldum. Ama 2015 yıllarında çözüm süreci bitti ve Güney doğuda bütün şehirlerde terörle mücadele başladı. Neredeyse hergün şehit haberleri geliyor. Şehirler harabeye dönmüş. Cizre, Nusaybin gibi şehirlerde sözde öz yönetimler ilan ediliyor. Cumhuriyet tarihinin belki en büyük terör ayaklanmasıyla karşı karşıya kaldık. 10 bin silahlı terörist şehirlerde öz yönetim olan etmişti. Deaş konsolosluk çalışanlarını rehin almış. Kriz üzerine krizler. O sene istanbul , Ankara büyük şehirlerde neredeyse her ay bombalar patlıyordu. Böyle bir durumdaydı. Ve silahlı kuvvetlerde Siha gibi terörle mücadelede çarpan yoktu. Deaş gücünün en zirve dönemindeydi. Bağdat'a kadar dayanmış. Bütün Suriye ve Irak 'ta çok büyük çoğrafya'ya hakimdi. Savaşsaydık binlere yakın kayıp olurdu. Çünkü zırhlı birliklerle bu savaşı yapacaktık FK harekâtında olduğu gibi. Ve deaş'ı en zirve olduğu dönemdi. Ve orduda Fetö hain şebekesi temizlememişti. Kısacası Bu zırhlı birlikle Siha olmadan, ordunun en seçkin birlikleri güneydoğuda iken ve Fetö varken çok büyük hezimet alınabilirdi.

Savaş sadece sihalara olmuyor. Elimizde 240 F-16 ve bir miktar da F-4 vardı o dönem. Orduda her aman silah var ve onlar süs olsun diye bulundurulmuyor. Bütün dünya Işide karşı asker müdahalelerde bulunurken bizim oturduğumuz yerden seyretmemiz vahim hata ve buna boşu boşuna kulp uydurmaya çalışmayın!
F-16 ile vurması kolayda karadan nasıl ilerleyeceksiniz ben onu diyorum. Fırat kalkanı harekâtı tam 6 ay sürdü. 72 şehit verildi. Küçüküc bir alandan bahsediyoruz. 20 tank ile toplam 50 civarı zırhlı araç vuruldu. Irak'tan Suriyeye kocaman bir alandan bahsediyoruz. Işid önüne çıkan herkesi ezip geçiyordu. Bagdat'a dayanmış, Musul'u almış, konsolosluğu kuşatmış rehin almış. Harekâtın yapılması konusunda haklısınız ama hangi orduyla neyle. Üstelik Fetö bütün silahlı kuvvetleri ele geçirmişken. 320 generalin 150'si Fetö çıktı. Hendek olayları sırasında bilerek fazla şehit gelmesi için yapılması gereken şeyleri bile yapmıyorlarmış. Boyle bir durumdaki ordu ile bırakın savaşa ekmek alınmaya bile gidilmez. Güvenemezsiniz üstelik hükümet o dönem Fetö nün ordunun içine bu denli nüfuz ettiğini biliyordu. Ama hamle yapmadılar biraz korktular bence. Hep ertelendi silahlı kuvvetlerde ki Fetö yapılanması. En son düğmeye bastılar askeri şura toplantısında çoğunu emekli edeceklerdi darbe oldu.

Fetö vs bunların hepsi bahane. Şu kadar general fetöcü vs ... O kadar yapılanmadan kimsenin haberdar olmaması mantıklı mı? Orduya harekat emrini fetö vermiyor hatırlatırım. Hiçbirşey yapamazsan Işide karşı oluşturulan kolalisyona katılılrsın. Havadan sürekli bombalarsın. Hatta müttefik ülkelere üslerini açarsın. Sınırlarının dibinde o kadar Türkmen katledilirken seyretmezsin.

Arkadaş şu fetö de olmasa ne bahane uyduruacaksınız bilemiyorum. Boş işler bunlar. Sadece ve sadece yönetim zaafiyeti var. Çok açık ve net.
ADALETİN OLMADIĞI YERDE NE SAYGI KALIR, NE DE DÜZEN! ADALETİN OLMADIĞI YER YIKILMAYA MAHKUMDUR! DÜRÜSTLÜK BENİM KARAKTERİMDİR! BEN ŞEREFİM İÇİN YAŞAR, ŞEREFİM İÇİN ÖLÜRÜM. MUHTAÇ OLDUĞUM KUDRET DAMARLARIMDAKİ ASİL KANDA MEVCUTTUR.
SKYWOLF...DefenceTurk.com

Çevrimdışı Partikül

  • 2017 Yılın Üyesi
  • DefenceTurk
  • *****
  • İleti: 1555
  • 197
  • DefenceTurk.com
Ynt: Suriye Krizi
« Yanıtla #2953 : 27 Eylül 2020, 13:33:19 »
Şimdi de küslerin nasıl barıştırılacağı konusunda ki önerile mi sunmak istiyorum. Tarihten misal vereceğim... Türk milleti bir yeri fethetmeden önce O yöreye gazilerini gönderirdi. Bu gazi dediklerimiz, ellerinde tahta kılıçlarla gider ve gönülleri fethederdi. Mesela Balkanlardaki Gül Baba, Sarı Saltuk etkisi günümüzde dahî devam etmektedir. Gönülleri öyle fethetmişlerdir ki halen etkisini devam edebiliyor.

Bi' de günümüzden negatif örnek verelim... Irak' ı bitiren örgütün; Keşnizani, Türkiye' yi bitirme noktasına getiren örgütünse FETÖ olduğu ortaya çıkmıştır. Bunlar hep tarikat görünümlü istihbarat teşkilatlarıdır.

Bizler Suriye' de pozitif birşeyler yapmak istiyoruz öyle değil mi? Demek ki o zaman yeni Gül Babalara, Sarı Saltuklara ihtiyacımız var. Yalnız bu babalar, dedeler Bektaşiydi... Suriyeli muhalifleri Bektaşilikle yola getiremezsin. Demek ki onların Sünni meşrepli Mevlevilik  tarzında bir tarikata ihtiyaç var.

Gelelim sadede...

Suriye devletiyle anlaşılır. Suriye devletiyle ortak iki yeni tarikat kurulur. Bir tanesi Alevi-Nusayri kitlenin gönlünü yumuşatması beklenirken, Suriyeli Sünniler için de Mevlevi, Rufai, Kadirî... artık hangi anlayış Suriyelinin meşrebine uyuyorsa ona uygun yumuşak bir tarikat vücuda getirilir. Zaten O coğrafyada bunların kökleri vardır. Bu tarikatlar çiçekler, böcekler, kuşlar, kelebekler ayağından Suriye halkına nüfus etmeye çalışır. Komşuluk ilişkilerinin öneminden girer, küslerin barışmasında ki faziletlerden çıkar. 10,20,30 senelik periyotta gönülleri yumuşatmayı hedefler.

Efendime söyleyeyim...

30 sene sonra yeni jenerasyonlar gelir, eskinin hatıraları eskide kalır. Yeni jenerasyon Suriyeliler, aynı tabaktan yemek yer aynı okullara gider... aradaki küslükler azalır, keskin renkler flulaşır, köşeler törpülenir, huzur ve sükunet içinde yeni bir toplum yapısı meydana getirilir.

Bunların hepsi Suriye Devletiyle ortak yapılır.

Suriye toplumunun içine sızmaya çalışan ve büyük ölçüde sızmış olan Selefi ve Şii damarın etkisi kırılmaya çalışılır. Çünkü bu iki damar, son derece radikal damarlar olup; asıl itibariyle çatışmadan beslenmektedir. Bu şekilde Suriye' deki İran ve Suudi Arabistan etkisi kırılmış olur.

30 sene sonra bir de bakmışsın ki, Suriyelilerin Türk' ten farkı kalmamış. Suriye zaten Türkiye' nin arka bahçesidir ve öyle olmak zorundadır. Türkiye' nin himaye ve garantörlüğünde yeni bir Suriye inşa edilir. Stratejik faydaları ise anlatmakla bitmez.

 


Çevrimdışı serkan1976

  • 2022 Yılın Üyesi
  • DefenceTurk
  • *****
  • İleti: 7760
  • 458
  • DefenceTurk.com
Ynt: Suriye Krizi
« Yanıtla #2954 : 27 Eylül 2020, 13:46:59 »
Biz Suriye ile sınırız tıpkı Ermenistan , Yunanistan gibi. Bunlarla komşuysak bunlarla asgari düzeyde anlaşmak zorundayız...

Savaşmak istedikten sonra bırak Yunanistan'ı Suriye'yi , Bulgarlarla bile savaşırsın.

Zor olan barış içinde yaşayıp , araya nifak sokanların gazına gelmemektir...

Çevrimdışı Partikül

  • 2017 Yılın Üyesi
  • DefenceTurk
  • *****
  • İleti: 1555
  • 197
  • DefenceTurk.com
Ynt: Suriye Krizi
« Yanıtla #2955 : 27 Eylül 2020, 14:43:03 »
Biz Suriye ile sınırız tıpkı Ermenistan , Yunanistan gibi. Bunlarla komşuysak bunlarla asgari düzeyde anlaşmak zorundayız...

Savaşmak istedikten sonra bırak Yunanistan'ı Suriye'yi , Bulgarlarla bile savaşırsın.

Zor olan barış içinde yaşayıp , araya nifak sokanların gazına gelmemektir...

Hocam O söylediğiniz iş, Yunanistan ve Ermenistan' la pek mümkün değildir. Bakınız niye öyle olduğunu matematikten örnek vererek açıklayacağım. Bakalım hoşuna gidecek mi? :)

Hocam sende iyi bilirsin ki, matematikte rasyonel ve irrassonel sayılar kümesi vardır. Rasyonel sayılar; sayma sayıları, tam sayılar, doğal sayılar dediğimiz; 3,5,7,10....50,100,1000...) gibi sayılarken, İrrasyonel sayılar ondalıklı sayılar olup virgülden sonrasının ucu bucağı bilinmez. En bilineni Pi sayısı olup; 3.14159265358979323846... diyerek sonsuza kadar gider.

İşte hocam, devletler de böyledir. Bi' Rasyonel devletler vardır bi' de İrrasyonel devletler vardır. Bölgemizde Rasyonel devletlere örnek verecek olursak; Türkiye, Rusya, İran, Irak, Suriye gibi devletler Rasyonel devletlerken; Yunanistan ve Ermenistan ayarında ki devletler İrrasyonel devletlerdir.

Rasyonel devletlerle bi' ortak noktada buluşabilirken, İrrasyonel devletlerle ortak noktaları bulmanın imkanı ihtimali yoktur. Niye yoktur hocam? Çünkü virgülden sonrasının ucu bucağı yoktur. Sonsuzluğun içinde, hangi ortak noktada buluşacaksın! Adam başına 3 koymuş, ondan sonrasını saydırıyor.

Mora Yarımadası benim dedikten sonra; Taselya benim, Batı Trakya benim, Egenin batısı benim, doğusu benim, adalar benim, Ege denizinin tamamı benim, Doğu Akdeniz benim, Kıbrıs benim, Batı Anadolu benim, İstanbul benim, tee Trabzon' a kadar benim diyor yahu! İrrasyonelliği görebiliyor musun?

Aynı şekilde Ermenistan...! Ora benim, bura benim; Karabağ benim, Van, Muş, Kars, Ağrı dağı benim... yetmedi bi' de bana tazminat ödeyeceksin. 1.5 milyon Ermeni'yi katlettin diyor.

Şimdi bu irrasyonel adamalarla neyi konuşacak, hangi noktalarda uzlaşacaksın. Adamların isteklerinin sonu yok, virgülden sonrasının haddi hesabı yok! Ama rasyonel devletler öyle mi? 3' se 3; 5 ise 5 hocam.  Bitti...

Bu örneği insan hayatına da uyarlayabilirsin.

Mülayim bir adamın, sabahta akşama kadar car car öten bir karısı olduğunu düşün. En sonunda mülayim adam ne yapar hocam? Sabahtan akşama kadar vik, vik, vik,vik... Yetti ulan gayrı dedikten sonra ağzının payını verir değil mi hocam? Ondan sonra; kocacığım sana limonlu bir ıhlamur pişireyim mi? dediğine şahit olursunuz.

Bu örnek biraz abes kaçmış olabilir ama; Ermenistan ile Yunanistan' ın ağzının tam ortasına iki tane çakmak gerekiyor.

Çevrimdışı SKYWOLF

  • SKYWOLF
  • Genel Yetkili
  • DefenceTurk
  • *****
  • İleti: 44315
  • 615
Ynt: Suriye Krizi
« Yanıtla #2956 : 27 Eylül 2020, 19:50:13 »

Bu örnek biraz abes kaçmış olabilir ama; Ermenistan ile Yunanistan' ın ağzının tam ortasına iki tane çakmak gerekiyor.

+1
Ama kesmez...
Eşek sudan gelinceye kadar...
ADALETİN OLMADIĞI YERDE NE SAYGI KALIR, NE DE DÜZEN! ADALETİN OLMADIĞI YER YIKILMAYA MAHKUMDUR! DÜRÜSTLÜK BENİM KARAKTERİMDİR! BEN ŞEREFİM İÇİN YAŞAR, ŞEREFİM İÇİN ÖLÜRÜM. MUHTAÇ OLDUĞUM KUDRET DAMARLARIMDAKİ ASİL KANDA MEVCUTTUR.
SKYWOLF...DefenceTurk.com

Çevrimdışı SKYWOLF

  • SKYWOLF
  • Genel Yetkili
  • DefenceTurk
  • *****
  • İleti: 44315
  • 615
TSK’dan İdlib’e büyük sevkiyat
« Yanıtla #2957 : 16 Ekim 2020, 09:54:03 »
TSK’dan İdlib’e büyük sevkiyat

İdlib’de, Rusya destekli Suriye rejimi ile muhalifler arasında tansiyon son dönemde yükselirken, Türk Silahlı Kuvvetleri kentin güneyinde yeni bir üs inşa etmeye başladı ve bölgeye büyük bir askeri sevkiyat gerçekleştirdi.

SEYFETTİN ERSÖZ Ankara
Sahadaki kaynaklar hem muhaliflerin hem de rejim güçlerinin olası büyük çatışmalar için İdlib güneyindeki cephe hatlarına bir süredir yığınak yaptığını aktarırken, önceki gün de Cisr eş-Şuğur yakınlarındaki Mare, Rejime ait savaş uçaklarınca bombalandı. Bombardımanda 2 kişi hayatını kaybetti, 13 kişi de yaralandı.

Rejim güçlerinin İdlib’in güneyindeki köyleri bombalamasına misilleme olarak muhalif gruplar da, Cebel Zaviye’nin güneyindeki rejim hedeflerini füze ve topçu atışları ile vurdu. Gelişmeleri yakından takip eden TSK ise bölgeye büyük bir askeri sevkiyat gerçekleştirdi.

Zırhlı araçlar, tanklar, toplar ve mühimmat taşıyan yaklaşık 70 araçtan oluşan konvoy Kafr Lossin bölgesinden geçerek önceki gün İdlib’e giriş yaptı. Askeri konvoy, özellikle İdlib’in güneyindeki TSK gözlem noktalarına takviye edildi. Öte yandan TSK, İdlib güneyindeki Kufuhin tepesinde yeni bir üs inşasına başladı.

https://www.milliyet.com.tr/gundem/tskdan-idlibe-buyuk-sevkiyat-6331289
ADALETİN OLMADIĞI YERDE NE SAYGI KALIR, NE DE DÜZEN! ADALETİN OLMADIĞI YER YIKILMAYA MAHKUMDUR! DÜRÜSTLÜK BENİM KARAKTERİMDİR! BEN ŞEREFİM İÇİN YAŞAR, ŞEREFİM İÇİN ÖLÜRÜM. MUHTAÇ OLDUĞUM KUDRET DAMARLARIMDAKİ ASİL KANDA MEVCUTTUR.
SKYWOLF...DefenceTurk.com

Çevrimdışı SKYWOLF

  • SKYWOLF
  • Genel Yetkili
  • DefenceTurk
  • *****
  • İleti: 44315
  • 615
‘Suriye ve Rusya savaş suçu işledi’
« Yanıtla #2958 : 16 Ekim 2020, 09:54:51 »
‘Suriye ve Rusya savaş suçu işledi’

İnsan Hakları İzleme örgütü (HRW), Suriye ve Rusya’nın İdlib’de sivil yerleşim birimlerini bombaladığını, bunun “İnsanlığa karşı savaş suçu” kapsamına alınabileceğini açıkladı. Örgüt, Türkiye’ye sivilleri koruma çağrısı yaptı.

NAMIK DURUKAN Ankara
 
İdlib ve çevresinde Nisan 2019 ile Mart 2020 tarihleri arasında sivil hedeflere yönelik hava ve kara operasyonlarını inceleyen HRW, 167 sayfalık bir rapor yayınlayarak bölgedeki duruma dikkat çekti. Operasyonlarda okul ve hastanelerin dahi sistematik olarak hedef alındığı ifade edilen raporun “İdlib’de Hayatı Hedef Almak” başlıklı bölümünde, 46 bombalı saldırı incelendi.

‘Kasten vuruyorlar’

Yüzlerce fotoğraf, uydu görüntüsü ve ayrıca uçuş kayıtlarına yer verilen raporda saldırıların “açıkça savaş suçu olduğu, insanlığa karşı suç anlamına geldiği” kaydedildi.

Örgütün Genel Direktörü Kenneth Roth, Reuters TV’ye yaptığı açıklamada, “Hastaneleri, okulları, çarşıları, yerleşim yerlerini vuruyorlar. Yanlışlıkla ya da güya teröristleri hedef almak isterken de değil, kasten” diye konuştu. Moskova ve Şam yönetimi, bölgede sivilleri ayrım gözetmeden bombaladıkları iddiasını reddederken, HRW aralarında Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin ile Suriye rejimi Başkanı Beşar Esad’ın aralarında bulunduğu 10 üst düzey Rus ve Suriyeli sivil ve askeri yetkilinin isimlerini yayınlayarak, saldırılardan sorumlu tutulması gerektiğini belirtti.

https://www.milliyet.com.tr/dunya/suriye-ve-rusya-savas-sucu-isledi-6331288
ADALETİN OLMADIĞI YERDE NE SAYGI KALIR, NE DE DÜZEN! ADALETİN OLMADIĞI YER YIKILMAYA MAHKUMDUR! DÜRÜSTLÜK BENİM KARAKTERİMDİR! BEN ŞEREFİM İÇİN YAŞAR, ŞEREFİM İÇİN ÖLÜRÜM. MUHTAÇ OLDUĞUM KUDRET DAMARLARIMDAKİ ASİL KANDA MEVCUTTUR.
SKYWOLF...DefenceTurk.com

Çevrimdışı metin62

  • 2020 Yılın Üyesi
  • DefenceTurk
  • *****
  • İleti: 2341
  • 183
  • DefenceTurk.com
Ynt: Suriye Krizi
« Yanıtla #2959 : 19 Ekim 2020, 20:26:54 »
Suriyenin idlip bolgesinde, Hama kuzeyindeki Murek gozlem noktamizi sesizce bosaltiyoruz. Hatirlandigi gibi bu usun bulundugu bolge rejim bolgesi icerisinde kalip islevseligini yitirmisti . "  Sn CB o gunlerde ,biz rejim guclerini gozlem noktalarimizin gerisine itecegiz demis olsada"  Neticede us islevini kaybetmis oldugu icin kuzeye cekilmesi gec de olsa dogru karar.