Anket

Sizce Türkiye Suriye'ye yapılacak bir askeri müdahaleye katılmalı mı?

Katılmamalı. Bizi hiç iligilendirmez.
18 (18%)
Kesinlikle katılmalı. Çünkü müdahale sonrası Suriye'de söz sahibi olmamız için şart.
53 (53%)
Engel olmalı. Çünkü Suriye'den sonra sıra İran'a, ondan sonra da sıra bize gelecek.
24 (24%)
Başka bir düşüncem var. Aşağıda paylaşıyorum.
5 (5%)

Toplam Oy Verenler: 100

Gönderen Konu: Suriye Krizi  (Okunma sayısı 504825 defa)

0 Üye ve 1 Ziyaretçi konuyu incelemekte.

Çevrimdışı metin62

  • 2020 Yılın Üyesi
  • DefenceTurk
  • *****
  • İleti: 2341
  • 183
  • DefenceTurk.com
Ynt: Suriye Krizi
« Yanıtla #2060 : 06 Eylül 2019, 11:41:53 »
Vakti olan arkadaslar Suriye ic savasinin perde arkasi ile ilgili degerlendirmeleri Basbug pasanin agzindan dinlesin.

https://www.youtube.com/watch?v=f1lrv_ik1Lc

Ankhises

  • Ziyaretçi
Ynt: Suriye Krizi
« Yanıtla #2061 : 06 Eylül 2019, 12:16:26 »
Vakti olan arkadaslar Suriye ic savasinin perde arkasi ile ilgili degerlendirmeleri Basbug pasanin agzindan dinlesin.

https://www.youtube.com/watch?v=f1lrv_ik1Lc
Suriyede perde mi kalmışda arkası konuşulsun. Milyonlarca mülteci , ne yaptıgı belli olmayan bir TSK. Yine ne yapacagı şaşırmış bir yönetim. Suriye mi kalmış Allah aşkına. Ayrıca Başbuğ önce bu ülkenin vatansever komutanları ergenekonda- balyozda içeri atılırken izlemesinin perde arkasını anlatsın. Yok öyle ucuz yırtmak. Mensubu oldugu kurum fetöcü dolmuş , cemaatler cirit atmış farkedemeyen herif çıkmış Suriye hakkında derin analiz yapmış. Aman.
« Son Düzenleme: 06 Eylül 2019, 12:18:01 Gönderen: DonnieBrasco »

Çevrimdışı OKÇULAR

  • Site Yetkilisi
  • DefenceTurk
  • *****
  • İleti: 737
  • 84
Ynt: Suriye Krizi
« Yanıtla #2062 : 06 Eylül 2019, 14:34:47 »
Paylaşım için teşekkürler. İlker paşanın Ulu önder Mustafa kemalin daha kurmay binbaşı iken öngörülerinden alıp günümüze kadar gelişmeleri sakin ağzıyla irdelemiş. S-400 konusunda artık sistemin envantere girdiğini ve kullanılacağını söylüyor. Sağ tarafda oturan zat da "Belki sistemin paketten çıkmayacağını" ifade ediyor. Sanki Türkiyenin elinde yüksek hava savunma sistemi var.

Başbuğ önce bu ülkenin vatansever komutanları ergenekonda- balyozda içeri atılırken izlemesinin perde arkasını anlatsın. Yok öyle ucuz yırtmak. Mensubu oldugu kurum fetöcü dolmuş , cemaatler cirit atmış farkedemeyen herif çıkmış Suriye hakkında derin analiz yapmış.

 Fetö'ün nasıl organize olduğunu, nasıl yapılandığı ve devletin kurumlarına nasıl sızdığını bırakın anlatmayı doktora tezleri hazırlansa yine ne anlatabiliriz ne de çözebiliriz. Tabi hatalarda var. Rahmetli Özden Örnek paşa en mahrem ve gizli konuştuğu toplantılar bile youtube a düşüyor. Sen ulu orta darbe veya müdahale planları yaparsan Fetöde bu fırsatı kaçırmaz. Bilgileri hemen hükumete servis eder. Mevcut yönetim yada devletin akil kafaları işin nereye gittiğini öngöremez. Balyoz ve Egenekon ile kıymetli insanlar elimizde patlar.

Fetö öyle dün çıkmış bir yapı değil. 60 yıllık bir süreç ve işleyiş var. Suçu tekil şahıslarda aramamak lazım.
DÜNYADA BÜTÜN GERCEKLER 3 MERHALEDEN GECER.
1. iLK BAŞLARDA HAFİFE ALINIR ÖNEMSENMEZ
2. ARKASINDAN ŞİDDETLİ BİR DİRENİŞ VE BASKIYA UĞRAR.
3. EN SON TAM BİR DOĞRU OLARAK KABUL EDİLİR..

Çevrimdışı Partikül

  • 2017 Yılın Üyesi
  • DefenceTurk
  • *****
  • İleti: 1555
  • 197
  • DefenceTurk.com
Ynt: Suriye Krizi
« Yanıtla #2063 : 06 Eylül 2019, 20:20:34 »
FETÖ dediğimiz örgüt, Amerikan casusluk örgütü... Türkiye' nin bütün mahrem bilgilerinin götürüp Amerika' ya teslime etmişler. Mandacılık, Amerikancılık; en nihayetinde insanı vatan hainliğine kadar götürebiliyor. Yüzyıl öncesindeyse başımızda ''İngilizciler'' belası vardı. Düşünün, Padişahlar bile İngilizciydi..! Adamlar, İngiliz Muhipleri (sevenleri) Cemiyetine üyeydi; Padişah Vahidettin, Damat Ferit, Ali Kemal, Sait Molla...! Peki sonuçta ne oldu; Atatürk' ün hışmından İngiliz gemisine binerek kurtuldular.
 
Şu memleket ne çektiyse; İngizlicilerden, Arapçılardan, Amerikancılardan, AB' cilerden çekmiştir. Bu adamlar her şey oldular da bir tek Türkçü olamadılar! Peki bir insan niye; İngilizci, Amerikancı veyahut Arapçı olmayı tercih eder? Yoksa aşağılık kompleksleri falan mı var! Adam kendi milletini inkar ediyor gidip; İngiliz'in, Amerikalının, Arap' ın uşaklığını yapıyor! Bunun hikmeti nedir?
« Son Düzenleme: 06 Eylül 2019, 20:22:46 Gönderen: Partikül »

Ankhises

  • Ziyaretçi
Ynt: Suriye Krizi
« Yanıtla #2064 : 06 Eylül 2019, 21:18:04 »
Güvenli alan konusunda MSB Hulusi Akar sürmekte olan hava devriyelerine ek olarak kara devriyelerininde başlayacagını söylüyor. Ülkenin basındaki CB ise Amerikalılar ile bizim güvenli bölge anlayışımız aynı değil , eylül sonu gibi adım atacagız diyor. Yahu daha birkaç hafta önce anlaştık demediniz mi ? İngilizce mi bilmiyorsunuz ,  birbirinizden mi haberiniz yok benim aklım almıyor. Aynı değilse , anlaşmazlık varsa Hulusi Akar neyin devriyesini atıyor. Anlaşma tamam devriyeler düzenli şekilde atılıyorsa aynı olmayan anlayış nedir. Hulusi Akarın demeçlerini okuyunca herşey yolunda , CBnin konuşmalarını dinleyince hiçbirşey yolunda değil. Hanginize kulak verelim şaşırdık.

Çevrimdışı SKYWOLF

  • SKYWOLF
  • Genel Yetkili
  • DefenceTurk
  • *****
  • İleti: 44315
  • 615
Esad, Suriye'de genel af kararına imza attı
« Yanıtla #2065 : 16 Eylül 2019, 09:30:09 »
Esad, Suriye'de genel af kararına imza attı



Belli koşulları olan karara göre asker kaçakları, teslim olması halinde aftan yararlanabilecek.

Yarın Ankara'da Rusya, Türkiye ve İran liderleri arasında zirve gerçekleştirilecek.

Zirvenin en önemli gündem maddesi, Suriye meselesi olacak.

Bu zirve öncesi Beşar Esad'dan, dikkat çeken bir hamle geldi.

Esad, 14 Eylül 2019'dan önce işlenen suçlar için af öngören yasama kararını onayladı.

Sana'da yer alan habere göre, belirli şartlar ve koşullar kapsamında 14 Eylül tarihinden önce işlenen suçların affedilmesini öngören yasama kararı, Resmi Gazete'de yayınlanmasıyla geçerli olacak.


Af kararına ilişkin koşullar şöyle sıralandı:

İdam cezası, ağır hapis cezasına çevrilecek;

Müebbet hapis cezası 20 yıl hapis cezasına çevrilecek;

Üç ay içinde teslim olan ülke içindeki asker kaçakları aftan yararlanabilecek;

Ülke dışındaki asker kaçakları altı ay içinde teslim olursa af kapsamında tutulacak.

DEVLETE KARŞI SİLAHLANANLAR KAPSAM DIŞI
Af kararında kapsam dışı tutulan suçlar ise şöyle sıralandı:

Devlete karşı silahlanmak,

Suriye’ye karşı yabancı devletlerle iş birliği yapmak,

Silahlı gruplara üye olmak,

Uyuşturucu veya silah kaçakçılığından hüküm giymiş olmak.

https://www.ensonhaber.com/esad-suriyede-genel-af-kararina-imza-atti.html
ADALETİN OLMADIĞI YERDE NE SAYGI KALIR, NE DE DÜZEN! ADALETİN OLMADIĞI YER YIKILMAYA MAHKUMDUR! DÜRÜSTLÜK BENİM KARAKTERİMDİR! BEN ŞEREFİM İÇİN YAŞAR, ŞEREFİM İÇİN ÖLÜRÜM. MUHTAÇ OLDUĞUM KUDRET DAMARLARIMDAKİ ASİL KANDA MEVCUTTUR.
SKYWOLF...DefenceTurk.com

Çevrimdışı SKYWOLF

  • SKYWOLF
  • Genel Yetkili
  • DefenceTurk
  • *****
  • İleti: 44315
  • 615
Yedi başlıkta ankara zirvesinin dökümü
« Yanıtla #2066 : 17 Eylül 2019, 08:44:01 »
Yedi başlıkta ankara zirvesinin dökümü


Sedat Ergin
sergin1@hurriyet.com.tr

Ankara’da dün Türkiye, Rusya ve İran Cumhurbaşkanları’nın bir araya gelmeleriyle gerçekleştirilen Astana süreci çerçevesindeki Beşinci Zirve’nin sonuçlarını ana başlıklar halinde özetle şöyle değerlendirebiliriz:

1) ANAYASA KOMİTESİ İÇİN FİNALE DOĞRU:

Yayımlanan ortak bildiride “Anayasa komitesinin oluşumuna dair çalışmaların başarıyla tamamlandığı”nın açıklanmış olması zirvenin en somut, elle tutulur sonuçlarından biri olarak görülebilir. Bu açıklama gerçekten hayata geçirilebilirse, Ankara zirvesi, Suriye’de dokuz yıldır süren iç savaşın ardından siyasi çözüm arayışının başlamasına kapıyı aralayan bir toplantı olarak kayıtlara geçebilir. Liderlerin açıklamalarında komiteye katılacak delegelerin isim listesi konusundaki pürüzlerin tümüyle çözüme kavuştuğu belirtilmiştir. Bu, kuşkusuz başlı başına önemli bir gelişmedir. Bununla birlikte, anayasa komitesi toplandığında kararların ne şekilde alınacağı, örneğin oylamalarda karar yeterlik sayısının ne olacağı gibi usul konularında kat edilmesi gereken biraz daha mesafe olduğu anlaşılıyor.

2) İDLİB’DE TSK GÖZLEM NOKTALARINA DEVAM

Zirve İdlib’de yüzbinlerce insanın yerinden olduğu ciddi bir göç dalgasının hemen ertesinde gerçekleştiği için Hatay’ın doğusundaki bu bölgeyle ilgili nasıl bir anlayış birliğinin ortaya çıkacağı en önemli soruyu oluşturuyordu. Bildiride geçen yıl tam bugün Türkiye ile Rusya arasında imzalanan Soçi Mutabakatı’nın tüm unsurlarıyla hayata geçirileceğinin belirtilmiş olması, uygulamada karşılaşılan bütün güçlüklere rağmen tarafların bu mutabakattan vazgeçemediklerini gösteriyor. Bu arada, metinde Türkiye’nin İdlib’deki askeri gözlem noktalarının güvenliği konusunda alınacak somut önlemlerden söz edilmesi, Rusya’nın Türkiye’nin buradaki askeri varlığına herhangi bir zarar gelmeyeceği hususunda verdiği kuvvetli bir güvence olarak görülebilir.

3) ANCAK RUSYA KISITLI HAREKATTA ISRARLI

Ancak konu Soçi Mutabakatı’nın bundan sonrasında nasıl uygulanacağına gelince farklı vurgular karşımıza çıkıyor. Bir kere “insani durumun daha da kötüleşmesi riskinden duyulan endişe”nin ifade edilmesi, tarafların yeni bir göç dalgası ihtimalinden rahatsız olduklarını gösteriyor. Bu çerçevede “sahada sükunetin sağlanması gerekliliği” de vurgulanıyor. Gelgelelim, aynı zamanda BM’nin ‘terörist’ olarak tanımladığı Heyet Tahrir üş Şam’ın “tamamen ortadan kaldırılması” için atılacak adımlardan da söz ediliyor. Buradaki en dikkat çekici açıklama, Rusya lideri Vladimir Putin’in “Terör tehdidini yok etmek için Suriye ordusuna kısıtlı harekatlarda destek vereceğiz. Çünkü mutabakatlarımız terör örgütlerini kapsamamaktadır” şeklindeki sözleridir. Putin’in bu sözleri, Esad ordusunun topyekun olmasa da kısıtlı bir çerçevedeki askeri operasyonlarının Rusya desteğinde süreceğini gösteriyor. Buna karşılık Rusya lideri, “Sivil halkın zarar görmemesi için her türlü adımı atmaya hazırız” şeklinde bir güvence de veriyor. Yakın zamandaki tecrübelerin ışığında hem askeri operasyonların sürdürülmesi hem de insani durumun kötüleşmemesi hedeflerinin nasıl bir arada gözetileceği sorusu önümüzdeki günlere dönük ciddi bir belirsizlik yaratıyor. 

4) FIRAT’IN DOĞUSUNDA ABD’YE TAVIR

Bir başka önemli konu, tarafların Fırat’ın doğusuna bakışlarıyla ilgilidir. Üç lider, bildiride aralarındaki önemli bir ortak payda olarak “gayrimeşru özyönetim teşebbüsleri dahil olmak üzere, terörle mücadele kisvesi altında sahada yeni gerçeklikler yaratılması girişimlerini reddederek, Suriye’nin toprak bütünlüğünü zayıflatmayı amaçlayan ve komşu ülkelerin güvenliğini tehdit eden ayrılıkçı gündemlere karşı durma kararlılıklarını” vurgulamıştır. Burada mesaj çok açık bir şekilde ABD’ye ve onun sahadaki müttefiki olan PKK’nın Suriye’deki uzantısı PYD/YPG’ye gidiyor. Üç ülke, böylelikle PYD/YPG kontrolündeki özerk yönetime karşı açık bir tavır alıyor.

5) RUSYA FIRAT’IN DOĞUSUNDA ESAD’I GÖRMEK İSTİYOR

Buna karşılık liderlerin açıklamaları, DEAŞ (IŞİD) tehdidi konusunda farklı bakışların bulunduğuna işaret ediyor. Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, “(Suriye’de) DEAŞ tehdidi ortadan kalkmıştır. En büyük tehdit kaynağı PKK ve onun uzantısı YPG’dir” derken, Putin “Kuzeydoğu bölgesindeki durum bizi endişelendiriyor. Çünkü IŞİD (DEAŞ) hücreleri aktif hale geliyor” diyerek farklı bir tutum sergiliyor. Putin’in “İstikrarın sağlanması bölgenin kontrolünün Suriye hükümetine geçmesiyle mümkün olacaktır” şeklindeki sözleri, Esad rejiminin bir an önce Fırat’ın doğusunda egemenliğini tesis etmesini istediğini gösteriyor.

6) İRAN ANKARA İLE ŞAM ARASINDA NORMALLEŞME BEKLENTİSİNDE

Bu arada, İran Cumhurbaşkanı Hasan Ruhani’nin Suriye ile Türkiye arasında 1998 yılında imzalanan Adana Mutabakatı’nın yeniden hayata geçirilmesinin “iki tarafın endişelerini giderecek bir başlangıç için uygun olacağı” yolundaki sözleri de Tahran’ın Ankara ile Esad rejimi arasındaki normalleşme beklentisini yansıtıyor. Bu noktada Putin de Ruhani ile aynı dalga boyundadır.

7) ERDOĞAN’DAN FIRAT’IN GÜNEYİNE DOĞRU BARIŞ KORİDORU

Erdoğan, Fırat’ın doğusunda sınır boyunca oluşturulacak ‘güvenli bölge’ye yerleştirilmesi tasarlanan Suriyeli mülteci sayısını daha önce bir milyon şeklinde telaffuz ederken, dün bu hedefi iki milyona çıkartması dikkat çekicidir. Erdoğan, mültecilerin aktarılacağı yerleşimlerin aynı zamanda Fırat’ın güney doğu aksında Rakka ve Deyrezor’a doğru indirilebileceğini, böylelikle Suriye’ye dönüş yapacak mülteci sayısının üç milyona çıkabileceğini de söylemiştir. Dönüş yapacak mülteci sayısının mümkün olduğunca yukarı çekilmesinin Erdoğan için önemli bir siyasi hedef haline gelmekte olduğunu söyleyebiliriz.

http://www.hurriyet.com.tr/yazarlar/sedat-ergin/yedi-baslikta-ankara-zirvesinin-dokumu-41331746
ADALETİN OLMADIĞI YERDE NE SAYGI KALIR, NE DE DÜZEN! ADALETİN OLMADIĞI YER YIKILMAYA MAHKUMDUR! DÜRÜSTLÜK BENİM KARAKTERİMDİR! BEN ŞEREFİM İÇİN YAŞAR, ŞEREFİM İÇİN ÖLÜRÜM. MUHTAÇ OLDUĞUM KUDRET DAMARLARIMDAKİ ASİL KANDA MEVCUTTUR.
SKYWOLF...DefenceTurk.com

Çevrimdışı SKYWOLF

  • SKYWOLF
  • Genel Yetkili
  • DefenceTurk
  • *****
  • İleti: 44315
  • 615
Esad, YPG'yi BM'ye terör örgütü ifadesiyle şikayet etti
« Yanıtla #2067 : 17 Eylül 2019, 10:02:04 »
Esad, YPG'yi BM'ye terör örgütü ifadesiyle şikayet etti



Suriye'de Beşar Esad rejimi, iç savaşın başlamasından beri çatışmaya girmediği ve pek çok alanda iş birliği yaptığı YPG/PKK'yı, 'ayrılıkçı terör örgütü' olarak nitelendirdi.

Esad rejiminin ajansı SANA'nın haberine göre, rejimin dışişleri bakanlığı, Suriye'de SDG adını kullanan terör örgütü YPG/PKK'yı, Birleşmiş Milletler Genel Sekreteri'ne gönderdiği mektupta şikayet etti.



"AYRILIKÇI TERÖR ÖRGÜTÜ" DEDİ
Terör örgütü YPG/PKK ile defalarca müzakere masasına oturan ve çok alanda iş birliği yapan Esad rejimi, mektupta, SDG için (YPG/PKK) "ayrılıkçı terör örgütü" ifadesini kullandı.

Mektupta, SDG'nin "Suriye halkına karşı Batılı ülkelerle ortak hareket ettiği" belirtilirken, örgütün Suriye halkına yönelik insan hakları ihlallerini sürdürdüğü kaydedildi.

YPG'YE "ÖZERKLİK" VADEDİLMİŞTİ
Rejimin Dışişleri Bakanı Velid Muallim, Eylül 2017'de örgüt ile özerklik konusunu müzakere etmeye hazır olduklarını söylemişti. Daha sonrasında da rejim ve örgüt arasında, Şam ve Haseke illerinde iş birliği konusunda defalarca müzakereler yapılmıştı.

YPG, REJİMLER BİRLİKTE PETROL ÇIKARIYOR
Suriye'nin üçte birini elinde bulunduran terör örgütü YPG/PKK, işgal ettiği bölgelerde rejimle petrol çıkarıyor.

PKK'yı terör örgütü olarak kabul eden ABD, örgütle iş birliğine kılıf bulma amacıyla SDG ismini vermişti. ABD Özel Kuvvetler Komutanı Orgeneral Raymond Thomas, 22 Temmuz 2017'de, YPG'nin adını kendilerinin tavsiyesiyle "Suriye Demokratik Güçleri" (SDG) olarak değiştirdiğini itiraf etmişti.

https://www.ensonhaber.com/esad-ypgyi-bmye-teror-orgutu-ifadesiyle-sikayet-etti.html
ADALETİN OLMADIĞI YERDE NE SAYGI KALIR, NE DE DÜZEN! ADALETİN OLMADIĞI YER YIKILMAYA MAHKUMDUR! DÜRÜSTLÜK BENİM KARAKTERİMDİR! BEN ŞEREFİM İÇİN YAŞAR, ŞEREFİM İÇİN ÖLÜRÜM. MUHTAÇ OLDUĞUM KUDRET DAMARLARIMDAKİ ASİL KANDA MEVCUTTUR.
SKYWOLF...DefenceTurk.com

Çevrimdışı SKYWOLF

  • SKYWOLF
  • Genel Yetkili
  • DefenceTurk
  • *****
  • İleti: 44315
  • 615
Üçlü Suriye Zirvesi
« Yanıtla #2068 : 17 Eylül 2019, 10:04:22 »
Üçlü Suriye Zirvesi



Putin ve Ruhani ile Suriye meselesine dair kritik meseleleri ele alan Cumhurbaşkanı Erdoğan, "Artık sığınmacıların dönüşüne odaklanmamız gerekiyor." dedi.

Ankara'da Üçlü Suriye Zirvesi düzenleyen Rusya, İran ve Türkiye liderleri toplantı sonunda önemli açıklamalarda bulundu.

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, ev sahibi olarak ilk açıklamayı yaptı.

Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın açıklamalarından satır başları şöyle:

"Suriye'nin toprak bütünlüğü ve siyasi çözümde mutabık kaldık. Bölgede hayırlı gelişmelerin yaşanacağını ümit ediyoruz.

Suriye'nin toprak bütünlüğü ve siyasi çözümde mutabık kaldık. Bölgede hayırlı gelişmelerin yaşanacağını ümit ediyoruz.


Ortak çabalarımızla Suriye Anayasa Komitesi'nin oluşumuna ilişkin pürüzler giderilmiştir.

ARTIK EN BÜYÜK TEHDİT PYD/PKK
Geldiğimiz nokta itibariyle Suriye'de DEAŞ tehdidi ortadan kalkmıştır. En büyük tehdit kaynağı PKK ve onun uzantısı PYD'dir. Sınırlarımız boyunca terör oluşumuna müsaade etmeyeceğimizi 2 dostuma da belirttim.

ABD İLE ANLAŞAMAZSAK KENDİ PLANIMIZ VAR
2-3 hafta içinde ABD ile mutabakata varamazsak kendi harekat planımızı uygulayacağımızı Ruhani ve Putin’e anlattım.

BÜYÜK FEDAKARLIKLARDA BULUNDUK
Suriye'deki çatışmadan kaçan 3,6 milyon insana ev sahipliği yapan bir ülkeyiz. Bu konuda gerçekten büyük fedakarlıklarda bulunduk, halen de bulunuyoruz.

ARTIK SURİYELİLERİN DÖNÜŞÜNE YOĞUNLAŞMALIYIZ
Türkiye'nin sığınmacı yükünü tek başına taşıyamayacağı ortadır. Ülkemizin bir göç akınını daha kaldırması da mümkün değildir. Artık Suriyelilerin ülkelerine güvenli ve gönüllü bir şekilde dönmeleri konusuna yoğunlaşmamız gerekiyor.

GERİ DÖNECEK SIĞINMACI SAYISI 3 MİLYONA YÜKSELEBİLİR
Fırat'ın doğusundaki Barış Koridoru mülteciler için de korunaklı bir liman olacaktır. Ülkemize sığınan en az 2 milyon Suriyeli kardeşimizin bu bölgeye yerleştirilebileceğini düşünüyoruz. Hatta bu hattı Deyrizor, Rakka taraflarına kadar indirebilirsek geri dönecek sığınmacı sayısı 3 milyonu aşabilir."

Ruhani'nin açıklamalarından satır başları şöyle:

"Neredeyse tüm konularda görüş birliği var.

ABD Suriye'yi bölmeye çalışıyor.

ABD Suriye'de teröristleri destekledi, Suriye'yi bölmeye çalıştı. Bu kabul edilebilir değil.

Suriye halkı 9 senedir eziyet çekiyor.

İdlib'te teröristlerin varlığı daha güçlü hale geldi.

İdlib'teki teröristlerle mücadele etmeliyiz.

Fırat'ın doğusu ABD'nin hakimiyetinde ve burada da teröristler bulunmaktadır.

İdlib'te teröristleri kimler destekliyor biliyoruz.

ABD Suriye'yi bölmek dahil tehlikeli planlar içinde.

Anayasa bir anda önce düzenlenmeli."

Putin'in açıklamalarından satır başları şöyle:

"Bildiride kalıcı barış için maddeler var.

Anayasa Komitesi hızla çalışmaya başlamalı.
Suriye'nin toprak bütünlüğünü sağlayacak 3 ülkeyiz.

Üç ülke de Suriye'nin toprak bütünlüğünü destekliyor.

İdlib'te gerginliğin azalması için için ilave adımlar atacağız.

İdlib mutabakatı terör örgütlerini kapsamamaktadır."

https://www.ensonhaber.com/uclu-suriye-zirvesi-sona-erdi.html
ADALETİN OLMADIĞI YERDE NE SAYGI KALIR, NE DE DÜZEN! ADALETİN OLMADIĞI YER YIKILMAYA MAHKUMDUR! DÜRÜSTLÜK BENİM KARAKTERİMDİR! BEN ŞEREFİM İÇİN YAŞAR, ŞEREFİM İÇİN ÖLÜRÜM. MUHTAÇ OLDUĞUM KUDRET DAMARLARIMDAKİ ASİL KANDA MEVCUTTUR.
SKYWOLF...DefenceTurk.com

Çevrimdışı SKYWOLF

  • SKYWOLF
  • Genel Yetkili
  • DefenceTurk
  • *****
  • İleti: 44315
  • 615
Putin ayet okuyarak barış çağrısı yaptı
« Yanıtla #2069 : 17 Eylül 2019, 10:09:29 »
Putin ayet okuyarak barış çağrısı yaptı



Ankara'daki Üçlü Suriye Zirvesi'nde Rus liderin, Kur'an-ı Kerim'den ayet ile mesaj vermesi dikkat çekti.

Ankara'da Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Rusya lideri Vladimir Putin ve İran lideri Hasan Ruhani, Suriye meselesini görüşmek üzere bir araya geldi.

Zirvenin ardından liderler basına açıklamalarda bulundu ve soruları yanıtladı.

Cumhurbaşkanı Erdoğan ve Ruhani'nin ardından konuşan Putin, konuşmasında bir araya geldiği ülkelerin ve liderlerinin Müslüman olmasına dikkat çekerek, Kur'an-ı Kerim'den ayet okudu.

AYETLE BARIŞ ÇAĞRISI
Putin, Ali İmran suresinin 103. ayetinde yer alan, "Hani siz birbirinize düşman idiniz. Allah gönüllerinizi birleştirmiş ve O’nun nimeti sayesinde kardeşler olmuştunuz." ifadelerini okuyarak barış çağrısı yaptı.

https://www.ensonhaber.com/putin-ayet-okuyarak-baris-cagrisi-yapti.html
ADALETİN OLMADIĞI YERDE NE SAYGI KALIR, NE DE DÜZEN! ADALETİN OLMADIĞI YER YIKILMAYA MAHKUMDUR! DÜRÜSTLÜK BENİM KARAKTERİMDİR! BEN ŞEREFİM İÇİN YAŞAR, ŞEREFİM İÇİN ÖLÜRÜM. MUHTAÇ OLDUĞUM KUDRET DAMARLARIMDAKİ ASİL KANDA MEVCUTTUR.
SKYWOLF...DefenceTurk.com