Gönderen Konu: Sohbet...  (Okunma sayısı 299670 defa)

0 Üye ve 1 Ziyaretçi konuyu incelemekte.

Çevrimdışı SKYWOLF

  • SKYWOLF
  • Genel Yetkili
  • DefenceTurk
  • *****
  • İleti: 44317
  • 615
Ynt: Sohbet...
« Yanıtla #1390 : 07 Şubat 2023, 12:04:48 »
Sosyal medyada o kadar çok görüntü var ki. Halen hiç bir yardımın ulaşmadığı enkazlar var. Artık bakamıyorum. Dayanamıyorum.
ADALETİN OLMADIĞI YERDE NE SAYGI KALIR, NE DE DÜZEN! ADALETİN OLMADIĞI YER YIKILMAYA MAHKUMDUR! DÜRÜSTLÜK BENİM KARAKTERİMDİR! BEN ŞEREFİM İÇİN YAŞAR, ŞEREFİM İÇİN ÖLÜRÜM. MUHTAÇ OLDUĞUM KUDRET DAMARLARIMDAKİ ASİL KANDA MEVCUTTUR.
SKYWOLF...DefenceTurk.com

Çevrimdışı DelKu

  • DefenceTurk
  • *
  • İleti: 458
  • 48
Ynt: Sohbet...
« Yanıtla #1391 : 07 Şubat 2023, 12:28:44 »
25 senede bir arpa boyu yol almaz mı bir ülke ?

Bir çok merakla , hevesle beklediğimiz projeye de veda edeceğiz gibi duruyor ,en azından  benim kuşak bunları görmeyecek.


Çevrimdışı SKYWOLF

  • SKYWOLF
  • Genel Yetkili
  • DefenceTurk
  • *****
  • İleti: 44317
  • 615
Ynt: Sohbet...
« Yanıtla #1392 : 07 Şubat 2023, 12:33:04 »
Düşünce özgürlüğünü kullanarak aslında ne kadar iğrenç varlıklar olduklarını kanıtlayanlar... >>> https://www.hurriyet.com.tr/dunya/charlie-hebdodan-yeni-skandal-turkiyedeki-depremle-dalga-gectiler-42216249
ADALETİN OLMADIĞI YERDE NE SAYGI KALIR, NE DE DÜZEN! ADALETİN OLMADIĞI YER YIKILMAYA MAHKUMDUR! DÜRÜSTLÜK BENİM KARAKTERİMDİR! BEN ŞEREFİM İÇİN YAŞAR, ŞEREFİM İÇİN ÖLÜRÜM. MUHTAÇ OLDUĞUM KUDRET DAMARLARIMDAKİ ASİL KANDA MEVCUTTUR.
SKYWOLF...DefenceTurk.com

Çevrimdışı serkan1976

  • 2022 Yılın Üyesi
  • DefenceTurk
  • *****
  • İleti: 7778
  • 458
  • DefenceTurk.com
Ynt: Sohbet...
« Yanıtla #1393 : 07 Şubat 2023, 12:38:39 »


Taaa 1990'larda üniversite sınavına girerken beynimize kazıdık bu şemayı , ülkeyi idare edenler kavrayamadı ister sağcı ister solcu olsun... Şimdi bir deprem uzmanı diyor ki:" 2000 sonrası yapılan evlerde rahat oturabilirsiniz denetim yönetmeliği vs değişti diyordum herkese " ama yeni yapılan binalarda yıkılmış demek ki ya mühendislik (sanmıyorum) ya da denetim eksikliği var... Çok korkunç"dedi adamcağız...
Adam denetim firmasında çalışıyor , bize beton fabrikalarından yeni alınmış beton örnekleri veriyorlar denetim öncesi diyor...

Arkadaş bir şey yazmaya da korkar olduk forumlarda yada sosyal medyada ,biraz eleştiri yapınca carlayıveriyorlar "eskiden de böyleydi" diye...
Tüm sağcı solcu hükümetler diyeyim de bana da sallamasınlar...
« Son Düzenleme: 07 Şubat 2023, 12:47:49 Gönderen: serkan1976 »

Çevrimdışı Merzifonlu

  • 2021 Yılın Üyesi
  • DefenceTurk
  • *****
  • İleti: 2775
  • 263
  • DefenceTurk.com
Ynt: Sohbet...
« Yanıtla #1394 : 07 Şubat 2023, 13:21:22 »
Aslında bu harita bir bakıma hatalı. Uzun süre deprem olmayacak bölgeler ile 20 yıl içinde deprem beklenen bölgeler, aynı şekilde kırmızı gösterilmiş.

Herneyse, inşaat tekniğimizi ve denetim mekanizmalarını değiştirmemiz gerekiyor. Binalarımız betonarme binalar, yani ağır binalar. İvmelenmeyi fazlasıyla hissediyorlar. En azından duvarları fabrikasyon ve hafif üretelim. Kolonları da fabrikasyon üretelim ve içlerinde de izolatörler olsun. Uzun vadede inşaat maliyetlerimiz de bu yöntemle düşecektir, pahalıya çıkmasını geç.

Bundan başka, önceden de dedim: Binaları güçlendirecek ucuz ve pratik bir yöntemi, Roketsan ve TOKİ birlikte geliştirmelidir. İvedilikle de başta İstanbul olmak üzere, deprem beklenen illerde uygulanması lazım. Karakolları Kalekol yapabildiysek, bunu da yapabiliriz.

@serkan1976;

Dere yataklarından sakınılabilir ancak Türkiye'de kullanılabilir arazi az. Fay hatlarından, ormanlardan ve tarım arazilerinden sakınarak, ulaşımı kolay olan binalar inşa etmek pek mümkün değil.
« Son Düzenleme: 07 Şubat 2023, 14:25:40 Gönderen: Merzifonlu »

Çevrimdışı SKYWOLF

  • SKYWOLF
  • Genel Yetkili
  • DefenceTurk
  • *****
  • İleti: 44317
  • 615
Ynt: Sohbet...
« Yanıtla #1395 : 07 Şubat 2023, 13:35:24 »
Aslında bu harita bir bakıma hatalı. Uzun süre deprem olmayacak bölgeler ile 20 yıl içinde deprem beklenen bölgeler, aynı şekilde kırmızı gösterilmiş.

Herneyse, inşaat tekniğimizi ve denetim mekanizmalarını değiştirmemiz gerekiyor. Binalarımız betonarme binalar, yani ağır binalar. İvmelenmeyi fazlasıyla hissediyorlar. En azından duvarları fabrikasyon ve hafif üretelim.

Bundan başka, önceden de dedim: Binaları güçlendirecek ucuz ve pratik bir yöntemi, Roketsan ve TOKİ birlikte geliştirmelidir. İvedilikle de başta İstanbul olmak üzere, deprem beklenen illerde uygulanması lazım. Karakolları Kalekol yapabildiysek, bunu da yapabiliriz.

Geçen söylediğinde haklı çıktın Merzifonlu.  :'(

Ülkemizde nüfus fazla. Bazı mantıksız siyasetçilerin aksine 3 çocuk- 5 çocuk vs sahibi olmak ekonomik olarak olumlu değil! Fazla olan nüfusa bir de milyonlarca sığınmacı eklendi. Bu kadar insana yetecek kadar bina inşa etmek maliyetli. Zaten talep fazla olduğu için şu anki klasik yöntemlerle yapılmış binalar bile çok pahalı. Binaları güçlendirecek pratik yöntemin daha ucuz olmasını herkes ister ama olabilir mi?
ADALETİN OLMADIĞI YERDE NE SAYGI KALIR, NE DE DÜZEN! ADALETİN OLMADIĞI YER YIKILMAYA MAHKUMDUR! DÜRÜSTLÜK BENİM KARAKTERİMDİR! BEN ŞEREFİM İÇİN YAŞAR, ŞEREFİM İÇİN ÖLÜRÜM. MUHTAÇ OLDUĞUM KUDRET DAMARLARIMDAKİ ASİL KANDA MEVCUTTUR.
SKYWOLF...DefenceTurk.com

Çevrimdışı Merzifonlu

  • 2021 Yılın Üyesi
  • DefenceTurk
  • *****
  • İleti: 2775
  • 263
  • DefenceTurk.com
Ynt: Sohbet...
« Yanıtla #1396 : 07 Şubat 2023, 13:44:10 »

Geçen söylediğinde haklı çıktın Merzifonlu.  :'(

Ülkemizde nüfus fazla. Bazı mantıksız siyasetçilerin aksine 3 çocuk- 5 çocuk vs sahibi olmak ekonomik olarak olumlu değil! Fazla olan nüfusa bir de milyonlarca sığınmacı eklendi. Bu kadar insana yetecek kadar bina inşa etmek maliyetli. Zaten talep fazla olduğu için şu anki klasik yöntemlerle yapılmış binalar bile çok pahalı. Binaları güçlendirecek pratik yöntemin daha ucuz olmasını herkes ister ama olabilir mi

Bence mümkün. Binaları tıpkı izolasyon malzemesi gibi saracak, kafes örgü tarzı bir şey düşünüyorum. Gereken tek şey delme makinesi. Kafes köklerini yerleştireceğimiz derin delikleri delmek için. Bina ağır hasar alsın ama derhal çökmesin, depremde içindekilerin tahliyesi için zaman olsun. Sadece bunu sağlasak dahi, işini yapmış olur bu kafes.

Diğer taraftan; binaların ana parçalarını fabrikasyon üretmenin ilk yatırım maliyeti bir tık fazla olsa da 2-3 yıl içinde kendini amorti eder bu yatırım. ABD'de sadece temel için beton kullanılır çoğu binada. Keza Çin'de gökdelenler bile lego parçalar ile imal edilir. Niyet olduktan sonra yol bulunur.

Bazı azgın muhalifler yollarda oluşan çatlaklar için yolları inşa edenlere giydirmiş. Amaç RTE'ye çakmak elbette.  Ama be insaf yahu, ülke yekpare 4 metre kaydı. O yollarda nasıl çatlaklar oluşmayacak?

NOT: RTE sempatizanı değilim. RTE ile fikren 2007'de evleri ayırdım. Baktım, RTE'de hal ve gidişat kesat ve fesat, 2009'da ise tamamen boşadım onu. :)
« Son Düzenleme: 07 Şubat 2023, 14:07:25 Gönderen: Merzifonlu »

Çevrimdışı Tigerfish

  • DefenceTurk
  • *
  • İleti: 2231
  • 196
Ynt: Sohbet...
« Yanıtla #1397 : 07 Şubat 2023, 14:51:24 »
Tekrar hatırlatayım depremin şiddeti 7.8.

Eee? Japonlar bu mazerete gülerler. Orada 9'luk depremler olabiliyor. Her rakamsal artış 10 kat enerji artışına denk, ölçek logaritmiktir, lineer değildir. Bunu unutmayın.



Dokuzluk depremin ne gülen Japonlar atlatan atlatmıştır atlatmayan öbür dünyada saz çalıyorlardır. Kobe depreminde depremin büyüklüğü 7.altıydı ve tüm sağlam yapılara rağmen 6000’den fazla insan hayatlarını kaybettiler. Dokuz şiddetinde olan deprem okyanusun ortasındaydı taa yüzlerce kilometre Tokyo’dan uzak.

Çevrimdışı buraktunahan

  • DefenceTurk
  • *
  • İleti: 282
  • 72
  • DefenceTurk.com
Ynt: Sohbet...
« Yanıtla #1398 : 07 Şubat 2023, 14:56:03 »
Sektörün tam kalbinden bir mühendis olarak bazı konulara açıklık getirmek istiyorum:

Deprem izolatörleri: Deprem izolatörleri veya sismik izolatörler, belirli bir servis ömürleri olan, hiç deprem görmese bile malzeme özelliğini kaybeden, bakım gerektiren, dünyadaki uygulamaları ancak on binlerle ifade edilebilecek sınırlı sayıda olan yapı elemanlarıdır. Oldukça pahalıdırlar. Servis ömürleri dolduğunda, binanın krikolarla kaldırılarak yenisiyle değiştirilmesi gereklidir. Farklı tipleri mevcuttur. Belirli bir kat sınırlamasına kadar kullanımları ekonomiktir. Çok değerli ve önemli binalarda (hastane, okul, devlet yönetim binaları, tarihi binaların güçlendirilmesi vb.) kullanılırlar.

Ülkemizdeki apartmanlarda asansörlerinin bakımlarının bile yapılamadığı, aidatların, yakıt parasının bile zor toplandığı göz önüne alındığında, her binanın altına sismik izolatör konulması pek mümkün değildir.

Deprem yönetmeliğine uygun bina: İş, binayı yönetmeliğe uygun hale getirmekle bitiyorsa, ben size her binayı yönetmeliğe uygun olarak hesaplayabilirim, projelendirebilirim ve akademisyenler dahil hiç kimse statik projenin ve binanın yönetmeliğe aykırı olduğunu söyleyemez. Taa ki deprem söyleyene kadar.

Ne demek istediğimi biraz daha açayım.

Binaların projelendirilmesinde fizik kanunlarından kaynaklanan çok basit kurallar vardır. Bu kuralların sayısı, toplasanız iki elin parmaklarını geçmez. Bu kurallar bir binadaki asli kusurları tanımlar. (Örneğin yumuşak kat, kısa kolon, L, T, U, H vb. tarzda asimetrik kat planı, rijit diyaframı bozan büyük döşeme boşlukları, asmolen veya kirişsiz plaklar, simetrik ve dengeli deprem perdesi yapılmaması vb.)

Bu tür asli kusurları taşıyan bir bina doğuştan ölü doğmuştur ve hangi yönetmeliğe uygun yaparsanız yapın o binayı depremin elinden kurtaramazsınız. Bu nedenle depreme dayanıklı bir binanın tasarımı mimari projeden başlar.

Deprem kabini: Aslında denemeye değer, fena bir fikir değil, ama bazı şartlarla. Diyelim ki depremde bu kabine kadar koşmayı başardınız (gerçi bence bu pek mümkün olamaz, çünkü büyük depremlerde değil koşmak ben ayakta bile duramadım, tecrübeyle sabittir), bu kabinde aynen arabalardaki emniyet kemeri gibi kendinizi koltuğa bağlamalı, sabitlemelisiniz. Çünkü bina yıkılırken yuvarlanan / takla atan / yukarıdan aşağı düşen kabin içinde başınızı vurabilir, boynunuzu kırabilir, ölebilirsiniz. Hadi kendinizi emniyet kemeriyle bağladınız ve yıkıntının altında sağ kaldınız diyelim, size en az 24 saat yetecek kadar oksijene ihtiyacınız olacaktır. Bu nedenle kabinin temiz hava sağlayan bir makine tesisatı olmalıdır. Yoksa bu defa da kabinin içinde havasızlıktan ölürsünüz.

Binayı saran kafes: Bu yöntem taşıyıcı olmayan duvarları güçlendirmek olarak da bilinir. Yığma binalar aşağı yukarı bu yöntemle güçlendirilir. Duvar yüzeyine hasır çelik + püskürtme beton uygulanır. Hızlı ve pratik bir yöntemdir.




Çevrimdışı Tigerfish

  • DefenceTurk
  • *
  • İleti: 2231
  • 196
Ynt: Sohbet...
« Yanıtla #1399 : 07 Şubat 2023, 15:01:30 »
Sektörün tam kalbinden bir mühendis olarak bazı konulara açıklık getirmek istiyorum:

Deprem izolatörleri: Deprem izolatörleri veya sismik izolatörler, belirli bir servis ömürleri olan, hiç deprem görmese bile malzeme özelliğini kaybeden, bakım gerektiren, dünyadaki uygulamaları ancak on binlerle ifade edilebilecek sınırlı sayıda olan yapı elemanlarıdır. Oldukça pahalıdırlar. Servis ömürleri dolduğunda, binanın krikolarla kaldırılarak yenisiyle değiştirilmesi gereklidir. Farklı tipleri mevcuttur. Belirli bir kat sınırlamasına kadar kullanımları ekonomiktir. Çok değerli ve önemli binalarda (hastane, okul, devlet yönetim binaları, tarihi binaların güçlendirilmesi vb.) kullanılırlar.

Ülkemizdeki apartmanlarda asansörlerinin bakımlarının bile yapılamadığı, aidatların, yakıt parasının bile zor toplandığı göz önüne alındığında, her binanın altına sismik izolatör konulması pek mümkün değildir.

Deprem yönetmeliğine uygun bina: İş, binayı yönetmeliğe uygun hale getirmekle bitiyorsa, ben size her binayı yönetmeliğe uygun olarak hesaplayabilirim, projelendirebilirim ve akademisyenler dahil hiç kimse statik projenin ve binanın yönetmeliğe aykırı olduğunu söyleyemez. Taa ki deprem söyleyene kadar.

Ne demek istediğimi biraz daha açayım.

Binaların projelendirilmesinde fizik kanunlarından kaynaklanan çok basit kurallar vardır. Bu kuralların sayısı, toplasanız iki elin parmaklarını geçmez. Bu kurallar bir binadaki asli kusurları tanımlar. (Örneğin yumuşak kat, kısa kolon, L, T, U, H vb. tarzda asimetrik kat planı, rijit diyaframı bozan büyük döşeme boşlukları, asmolen veya kirişsiz plaklar, simetrik ve dengeli deprem perdesi yapılmaması vb.)

Bu tür asli kusurları taşıyan bir bina doğuştan ölü doğmuştur ve hangi yönetmeliğe uygun yaparsanız yapın o binayı depremin elinden kurtaramazsınız. Bu nedenle depreme dayanıklı bir binanın tasarımı mimari projeden başlar.

Deprem kabini: Aslında denemeye değer, fena bir fikir değil, ama bazı şartlarla. Diyelim ki depremde bu kabine kadar koşmayı başardınız (gerçi bence bu pek mümkün olamaz, çünkü büyük depremlerde değil koşmak ben ayakta bile duramadım, tecrübeyle sabittir), bu kabinde aynen arabalardaki emniyet kemeri gibi kendinizi koltuğa bağlamalı, sabitlemelisiniz. Çünkü bina yıkılırken yuvarlanan / takla atan / yukarıdan aşağı düşen kabin içinde başınızı vurabilir, boynunuzu kırabilir, ölebilirsiniz. Hadi kendinizi emniyet kemeriyle bağladınız ve yıkıntının altında sağ kaldınız diyelim, size en az 24 saat yetecek kadar oksijene ihtiyacınız olacaktır. Bu nedenle kabinin temiz hava sağlayan bir makine tesisatı olmalıdır. Yoksa bu defa da kabinin içinde havasızlıktan ölürsünüz.

Binayı saran kafes: Bu yöntem taşıyıcı olmayan duvarları güçlendirmek olarak da bilinir. Yığma binalar aşağı yukarı bu yöntemle güçlendirilir. Duvar yüzeyine hasır çelik + püskürtme beton uygulanır. Hızlı ve pratik bir yöntemdir.





Üzerinde vakıf olduğunuz konu hakkında güzel bilgiler paylaştığınız. Herkes bazı faktörleri detaylı bilmiyor.

Teşekkürler.