ULUSLARARASI SAVUNMA SANAYİ VE STRATEJİK DEĞERLENDİRMELER > Genel Askeri Konular Ve Stratejik Değerlendirmeler

İSTANBUL KANALI

(1/40) > >>

Subutay:
Projenin adı Kanalİstanbul; İstanbul'un Avrupa yakasına açılacak ve Karadeniz ile Marmara Denizi'ni bağlayacak bir suyolu.

Kanal İstanbul Projesi'nin, ulusal güvenliğimiz için büyük bir tehlike içerdiğini düşünüyorum. Bu tehdit, kanalın Montrö Boğazlar Sözleşmesi ile ilgisinden kaynaklanmaktadır.

Montrö, İstanbul ve Çanakkale Boğazları'nın ve dolaylı olarak Karadeniz'in güvenliğini güvence altına alan bir sözleşmedir. Türkiye Cumhuriyeti'nin üzerinde inşa edildiği en temel anlaşmalardandır.

Bu sözleşme, boğazlardan askeri ve sivil gemilerin geçişlerini ve boğazların güvenliğini düzenler.

Montrö'ye göre, Karadeniz'e kıyısı olan ve olmayan gemilerin askeri gemilerinin geçişleri belli koşullara bağlanmıştır.

Karadeniz'e kıyısı olmayan bir ülkenin harp gemisi, Boğazlar'dan, önceden izin almak kaydıyla geçebilir ancak Karadeniz'de 21 günden fazla kalamaz.

Karadeniz, Avrupa ve Asya'yı hem kuzey-güney hem de doğu - batı istikametlerinde kontrol eden ayrıca Hazar Havzası ve Kafkaslar'ın geçidi konumunda, son derece stratejik bir denizdir.

Karadeniz'e hakim olan güç, Avrasya'nın giriş kapısının anahtarını elinde bulundurur; Hazar ve Kafkaslar coğrafyalarını doğrudan kontrol edebilir.

Montrö ile Türkiye, hem Soğuk Savaş döneminde SSCB'ye, hem de Soğuk Savaş sonrası dönemde ABD ve Rusya'ya karşı son derece güçlü bir hale gelmiştir. Öte yandan SSCB'den sonra Karadeniz Donanması'nın çürümesi ile birlikte Karadeniz'in tek hakim gücü haline gelmiştir.

Avrasya coğrafyasının. özellikle Kafkas ve Hazar bölgelerinin stratejik öneminin artması ile, ABD'nin bölgede hakimiyet kurma çabaları artmıştır. Renkli devrimler, eski Doğu bloku ülkelerinin NATO üyelikleri ve enerji nakil hatları vasıtası ile bölgeye giriş yapmıştır. Romanya, Bulgaristan, kısmen Ukrayna ve Gürcistan kendi saflarına çekilmiştir.

Ancak Montrö'den dolayı ABD, bölgede kalıcı bir askeri varlık bulunduramamaktadır. Zira denizler yüzyıllardır kuvvet aktarımının (force projection) esas ortamı olmuştur.

ABD ve küresel enerji devleri yıllardır Türkiye'ye, Montrö'nün hükümlerinin bükülmesi veya değiştirilmesi yönünde çok yoğun baskılar uygulamaktadır. Türkiye bu baskılara şimdiye kadar çok başarı ile direnmiştir.

Hatta Türkiye, karşı hamle olarak önce Karadeniz Ekonomik İşbirliği Teşkilatı inisiyatifini, ardından da BlackSeaFor görev gücünü kurmuş, tüm dünyaya, özellikle NATO ve ABD'ye "Karadeniz'in güvenlik ve istikrarını biz sağlıyoruz, yabancı bir güce ihtiyaç yok" mesajı vermiştir.

BlackSeaFor NATO içinde kısmen takdir edilirken, sürpriz olmayan bir şekilde ABD ve Gürcistan'ın tepkisi ile karşılaşmıştır.

Türkiye'nin, BlackSeaFor'u kuran stratejik zekası çeşitli operasyonlar ile derdest edilmiş, bu stratejik vizyonu kuran ve Montrö'nün en ön saftaki savunucusu olan Türk Deniz Kuvvetleri, komuta kademesinin büyük kısmının alaşağı edilmesi ile pasifize edilmiştir.

Kanalİstanbul hayata geçtiğinde, bu kanaldan yapılacak deniz trafiğinin hukukî düzenlemesi için Montrö'nün tartışılması ve masaya yatırılması gündeme gelecektir. Türkiye, üretime dayalı olmayan ekonomisi ve kaynak bakımından bağımsız olmayan askeri gücü ile ulusal çıkarlarını sonuna kadar ABD, NATO ve küresel enerji devlerine karşı savunabilecek konumda değildir.

Montrö'nün masaya yatırılması demek, doğrudan Montrö'nün, ABD, NATO ve küresel enerji devlerinin istekleri doğrultusunda değişmesi anlamına gelecektir.

Bu ise, Karadeniz'deki Türk hakimiyetinin sona ermesi, bölgedeki ülkelere yerleşmesi önünde bir engel kalmayacak ABD donanması ile karşı karşıya gelinmesi riski, Karadeniz, Kafkaslar ve Hazar'ın jeopolitik denklemindeki ağırlığın kaybedilerek ulusal güvenliğin son derece vahim bir tehdit ile karşılaşması sonuçlarını doğurabilecektir.

Kanal İstanbul Projesi, Türk Devleti'nin ulusal güvenliği için son derece ağır bir tehdittir.

Arda Mevlütoğlu
Kaynak.Asker haber


İleti sahibinin düşüncesi......Altına İmzamı atıyorum.

Ice:
Seçim propagandası kokan gereksiz bir proje.Seçimden sonra yalan olur.

enes38:

--- Alıntı yapılan: Ice - 12 Mayıs 2011, 19:31:17 ---Seçim propagandası kokan gereksiz bir proje.Seçimden sonra yalan olur.

--- Alıntı sonu ---
projenin maliyeti 20 milyar doları bulacak diyorlar  , böyle ballı bir  proje  kesinlikle iptal olmaz , bu proje sayesinde bazı şirketler (iktidar yandaşı olan harfiyat ve inşaat şirketleri)   türkiye  devleri arasına  girer  yani  proje  kesinlikle  iptal olmaz
yukarıda anlatılan yazıya  yani  ulusal güvenlik  konusundaki endişere kesinlikle katılmıyorum   
bu kanalın  boğazlardan ayrı tutulmasının imkanı yok!  ayrıca  kanal  boğazlardan ayrı  tutulsa  bile  karadenizi  marmaraya bağlıyor  yani karadenizi direk ege denizine bağlamıyor  yani  ulusal  güvenlik  teorisi  bu şekilde  çürüyor
dediğim gibi bu kanala karşıyım  , bu kanal  ormanlarımıza zarar verirken  zenginleri dahada zengin  yapacak , bu projenin götürüsü getireceği  kãrı  aşacak  , bence halkın parasını  çarçur  etmekten başka birşey değil  bu projenin  oylara hiçbir  etkisi olmayacaktır  ama  seçimden  sonra  birilerine  büyük  paralar  kazandıracağına  eminim.

kanas:
Ayrıca İstanbul boğazından bedava geçmek varken, kim para verip kanaldan geçer Allah aşkınıza :)

SKYWOLF:
Beleş E-5 varken parayla TEM'den gitmeyi tercih edenlerin denizci versiyonları olabilir mi dersin? :D

Navigasyon

[0] Mesajlar

[#] Sonraki Sayfa

Tam sürüme git