Gönderen Konu: 31 Mart İsyanı  (Okunma sayısı 7885 defa)

0 Üye ve 1 Ziyaretçi konuyu incelemekte.

Çevrimdışı ist_eternal

  • DefenceTurk
  • DefenceTurk
  • *
  • İleti: 558
  • 0
31 Mart İsyanı
« : 31 Mart 2011, 15:41:22 »
31 Mart İsyanı (31 Mart Vakası ya da 31 Mart Ayaklanması) II. Meşrutiyet'in ilanından sonra İstanbul'da yönetime karşı yapılmış büyük bir ayaklanmadır. Rumî Takvim'e göre 31 Mart 1325'te (13 Nisan 1909) başladığı için bu adla anılmıştır.
Meşrutiyetçi hareketin en güçlü kanadı olan İttihat ve Terakki Cemiyeti'nin iktidarı tam olarak ele geçiremeyerek dolaylı bir denetim kurması, ve İngilizlerin İttihat ve Terakkicilere söz geçiremeyeceğini fark etmesi, politik istikrarsızlığa yol açmış, halk arasında da yaygın çalkantılar doğurmuştu. Bu koşullar bazı muhalefet gruplarının kısa sürede İttihat ve Terakki'ye karşı İngilizlerin de desteğiyle birleşmelerine zemin hazırladı. Politik istikrarsızlık ve çatışmalar, İttihat ve Terakki'ye muhalefet eden tanınmış gazetecilerin ajanlar tarafından öldürülmesiyle daha da şiddetlendi.
Derviş Vahdeti'nin yayımladığı İngilizler tarafından finanse ve himaye edilen ve yer yer Prens Sabaheddin'in ademimerkeziyetçi görüşlerine de yer veren Volkan Gazetesi, İttihad-ı Muhammedi Cemiyeti'nin yayın organı durumuna geldikten sonra özellikle din adamları ve İttihat ve Terakki'nin uygulamalarından zarar gören alaylı subaylar üzerinde etkili oldu.


İsyanın başladığı Taksim Kışlası
12 Nisan'ı 13 Nisan'a bağlayan gece, Taksim Kışlası'ndaki Avcı Taburu'na bağlı askerler subaylarına karşı ayaklanarak kendilerine önderlik eden din adamlarının peşinde Heyet-i Mebusan'ın önünde toplandılar ve ülkenin şeriata göre yönetilmesini istediler. Hüseyin Hilmi Paşa hükümeti ayaklanmacılarla uzlaşma yolunu seçti ve hükümet üyeleri tek tek istifa etti. İsyancıların kurduğu yeni hükümet İngizler tarafından desteklendi.
Adliye Nâziri Nâzım Paşa İttihatçı Ahmet Rıza Bey sanılarak isyancılar tarafından linç edildi. Aynı şekilde Lazkiye mebusu Arslan Bey de gazeteci Hüseyin Cahid sanılıp öldürüldü. Tahsilsiz ve alaylı olan askerlere halk arasından cahil ayak takımından hamallar ve bazı dindar kimseler de din elden gidiyor propagadalarının etkisiyle katılmıştı.
Ayaklanma Heyet-i Mebusan üzerinde de etkili oldu. O gün İttihat ve Terakki üyesi mebuslar, can güvenlikleri olmadığı için meclise gitmediler. Bazıları İstanbul'dan uzaklaşırken, bazıları da kent içinde gizlendi. Bu arada ayaklanmacılar İttihatçı subaylarla mebusları buldukları yerde öldürüyorlardı. Hükümetin ve meclisin etkisiz kalmasıyla, II. Abdülhamid yeniden duruma egemen oldu. Ayaklanmayı başlatan muhalefet ise, herhangi bir programdan yoksun olduğundan önderliği elde edemedi.
İstanbul'da denetimi elinden kaçıran İttihat ve Terakki asıl güç merkezi olan Selanik'teki 3. Ordu'yu harekete geçirdi. Böylece ayaklanmayı bastırmak üzere Hareket Ordusu kuruldu. Ayaklanmacılar 23 Nisan'ı 24 Nisan'a bağlayan gece İstanbul'a girmeye başlayan Hareket Ordusu'na başarısız bir direniş çabasından sonra teslim oldular. Heyet-i Mebusan ve Heyet-i Ayan da bir gece önce Yeşilköy'de toplanarak Hareket Ordusu'nun girişiminin meşruluğunu onaylamışlardı.
Ayaklanmanın bastırılmasından sonra sıkıyönetim ilan edildi ve ayaklanmacıların önderleri Divan-ı Harp'te yargılanarak ölüm cezasına çarptırıldılar. Muhalefet hareketi önemli kayıplara uğradı. Ama en önemli gelişme, Meclis-i Umumi Milli adı altında birlikte toplanan Heyet-i Mebusan ve Heyet-i Ayan'ın 27 Nisan'da II. Abdülhamid'in tahttan indirilmesini, yerine V. Mehmet Reşat'ın geçirilmesini kararlaştırmasıydı. Ayrıca II. Abdülhamid'in İstanbul'da kalması da sakıncalı bulunarak Selanik'te oturması uygun görüldü. Divanıharp II. Abdülhamid'i yargılamak istediyse de, yeni kurulan Hüseyin Hilmi Paşa hükümeti bunu kabul etmedi.
1912'ye kadar Selanik'te ikamet eden Abdülhamit Selanik'in Bulgaristan'a 12 Kasım 1912 de savaşmaksızın teslimi sonrasında Beylerbeyi Sarayı'na getirilecek ve 1918'deki ölümüne kadar burada hayatını sürdürecekti.


Hareket Ordusu'nun liderlerinden Resneli Niyazi Bey
Manastır Askeri İdadisi Makedonya'nın Manastır şehrinde bulunmaktadır ve günümüzde müze olarak kullanılmaktadır. Burada eğitim görenlerden biride Mustafa Kemal'dir(1896-1898). Binanin ikinci katında Mustafa Kemal için ayrılmış bir bölüm vardır. Aynı zamanda İttihat ve Terakki’nin önde gelen isimlerinden Hürriyet Kahramanı Resneli Niyazi Bey de burada okumuştur. Resneli Niyazi Bey II. Abdülhamit’e Meşrutiyet’i ilan ettiren ayaklanmanın liderlerinden ve ayrıca İstanbul’da patlak veren 31 Mart İsyanı'nı bastıran Hareket Ordusunda yer alan II. Mesrutiyet’in önemli liderlerinden birisiydi.

Çevrimdışı RekarnO

  • DefenceTurk
  • DefenceTurk
  • *
  • İleti: 2181
  • 2
31 Mart İsyanı
« Yanıtla #1 : 31 Mart 2011, 15:50:31 »
Kendin mi yazdın bunu? bir kaynağı var mı?


Çevrimdışı enes38

  • DefenceTurk
  • *
  • İleti: 1421
  • 1
31 Mart İsyanı
« Yanıtla #3 : 31 Mart 2011, 16:41:19 »
o kadar doluyumki  2. meşrutiyete  hizmet  verenlerin  vatan haini ilan edilmesi  yıllarca  hapis edilmelerini hatta  birçok subayımızın ve destekcilerinin  asılmasını  çok çabuk unuttuk...
 nedense  mason kaynaklarındada bu adamların kahramanlıkları hiç anlatılmaz  aksine  dine karşı yapılabildiği kadar karalama yapılıp halkın  önüne sürülür.  biz o günleri hiç unutmadık  ama başkalarına  hep yalnış anlatıldı    bu adamlar için  söylenecek en güzel sözü  üsdat  söylemiş ''zalimler için yaşasın cehennem''

Çevrimdışı ist_eternal

  • DefenceTurk
  • DefenceTurk
  • *
  • İleti: 558
  • 0
31 Mart İsyanı
« Yanıtla #4 : 31 Mart 2011, 17:48:07 »
Bugün 31 mart bir tek erde haberini göremezsiniz,memleketin doğusu halk meclisleriyle yönetilmeye başlandı birtek yerde göremezsiniz bugündür takip ediyorum arda turan o hareketi kime yaptı bu tartışılıyor türkiyede istanbul düşerken papazlar melekler dişimiydi erkekmiydi onu tartışırlarmış bizimkilerde arda turanı tartışıyor aynı kafa heryerde, misyonerliğe karşı kitap yazan din adamlarının evide basılmaya başlanmışsa geçmiş olsun derim ben bu millete geçmiş olsun.