Dün yayınlanan yunan gazetesinin biride gizli ambargodan bahseyetmişti. Konuyla alaklı diye ekliyorum. Amborgalar işimize yarar güçlü bir savunma sanayi için üretim yapmamız şart.
MEİS ADASI YOK
Yayın Organı : Pontiki
Yayın Tarihi : 13 Ocak 2011 Perşembe
Kayıt Tarihi : 14 Ocak 2011 Cuma
Ülke : Yunanistan
Çeviri Yeri : Atina
Çeviri Şekli : Tam Metin
Çeviri Dili : Yunanca
“Meis Adası yok”. Bu cümle Başbakan Yorgos Papandreu’nun geçen haftaki “görkemli” Erzurum ziyaretinin neticesini kısaca tarif ediyor. Orada, “Türk ihlallerine” ve “Kıbrıs’ta Türk işgaline” dair açıklamaların ardında Başbakan, Erdoğan’la görüşmelerinde Meis Adası ve Doğu Akdeniz bölgesinde Yunan Münhasır Ekonomik Bölgesini (MEB) çizme hakkını rafa kaldırdı!
Geçen haftadan beri size verdiğimiz bilgilere göre hükûmet, Türk-Yunan yakınlaşma sürecinde şu taktik üzerinde çalıştı:
- Ege’de kıta sahanlığının çizilmesine ilişkin görüşmeleri ilerletecek, silahlanmaların kısıtlanacağına dair iletişim açısından olumlu bir ortam şekillendirecek, ekonomik iş birliğini ve ortak yararlanmayı ilerletecek.
- Konuyla kimsenin uğraşmadığına inanarak Meis Adası kıta sahanlığı konusunu daha sonraya bırakıyor.
Bu taktiği değerlendiren deneyimli diplomatlar şunların altını çiziyor:
1. Ege’deki kıta sahanlığına ilişkin görüşmeler Yunan çıkarları açısından olumsuz bir ortamda ve Ankara’nın kabul ettirdiği çerçevede gerçekleşiyor. Başka bir ifadeyle, Yunanistan’ın kara sularını 12 deniz miline genişletmesi durumunda savaş tehdidi ve gri bölgelerin varlığı ortamında yapılıyor. Daha basit sözlerle, Yunanistan kara sularını genişletme hakkını bertaraf ettikten ve Türkiye’nin iddia ettiği; Ege’de egemenlikleri belirtilmemiş adacık, kayalık ve nüfuslu adaların var olduğunu kabul ettikten sonra pazarlığa başlıyor.
2. Oyunun tam gelişmekte olduğu bu dönemde Yunanistan’ın Güneydoğu Akdeniz’de MEB’nin çizilmesi konusundan vazgeçmiş olması, Türkiye’ye zaman içinde Meis Adası'nın Türk kıta sahanlığı üzerinde olduğu tezini yasallaştırma yeteneği sağlıyor.
Ayrıca Dışişleri Bakanlığı siyasi ve idari işler düzeyindeki liderliğinin geçen yazdan beri enerji alanında birçok vaatlerde bulunan Güneydoğu Akdeniz bölgesinde hükûmetin Yunan MEB’sinin çizilmesi konusunu bir kenara bırakma (başka bir ifadeyle bundan vazgeçme) kararına bahane sağlamak amacıyla bir argümanlar çerçevesi şekillendirmeye çalıştığının altı çizilmeli. Bu yöndeki çabanın bir örneği Dışişleri Bakanlığı liderliğinin AP.F.104174 sayılı belgeyle yetkili uzmana sunduğu sorular oluşturuyor. Söz konusu belgeyle Bakanlık dolaylı bir şekilde hükûmetin Meis Adası'nın Türk-Yunan müzakeresinden ayrı tutulmasını öneriyordu. Yetkili uzmanın Yunan diplomasisi liderliğinin isteklerine uyum sağlamadığı, bu tür bir seçeneğin Yunan çıkarları için felaket oluşturacağını raporuyla kanıtladığı vurgulanmaya değer bir olay. O günden bu güne Dışişleri Bakanlığının söz konusu memuru “buzdolabına” kaldırıldı.
--“Dostlar” Tepeden Tırnağa Silahlı--
Yorgos Papandreu’nun Erzurum ziyareti ülke içi siyasi oyunda kendisine birçok puan kazandırmış olabilir fakat ulusal düzeyde durum kırmızı alarmda.
Papandreu, ihlaller ve adalar üzerinden uçuşlar hakkında çok iyi konuştu, ancak Türkiye konuşmalarla fikir değiştirmez. Bunu artık anlamalıyız. Bunu kanıtını, Papandreu’nun konuşmasından üç saat sonra Türkiye’nin operasyon açısından değerlendirmek amacıyla bütün filosunu Ege’ye çıkarması oluşturuyor.
Papandreu’nun söylemediği ve kapalı kapılar ardında “dost Tayyip’e” açıp açmadığını bilmediğimiz konu,
Türkiye’nin devasa silahlanma programı! Gelişmekte olan silahlanma programları ve planlanmakta olan diğerleri o kadar büyük ki ABD bile kaygılanmaya başladı! Washington’da senatörler “Ankara’ya güvenmediklerini” söyleyerek Türkiye’ye F-35 savaş uçaklarının satılmamasını istediler. Diğer taraftan Türkiye, ABD’nin gayri resmî ambargosuyla karşı karşıya gelmiş olmaktan şikâyet ediyor; bir Türk diplomat Hürriyet gazetesine yaptığı açıklamada “Bu doğrudur çünkü yıllardır talep ettiğimiz insansız uçakları bize vermiyorlar.” dedi.Yunanistan’da gerçekten önemli olan ve Ege’de güç dengelerini tamamen altüst eden bu konuya ilgisizlik gösteriliyor. Yedek parça almadığımız için yere çakılıp kalan uçaklarımız var! Uçaklarımızın hazırlıklılık oranlarını yazarsak tüyleriniz ürperecek! Zırhlı araçlar için mühimmatımız, denizaltılar için torpillerimiz, akaryakıtımız dahi yok ve aleyhimizdeki ihlaller konusundan Erdoğan’ın önünde söz ettik diye bayram ediyoruz.
Abarttığımızı sanmayasınız diye komşumuz ülkenin delicesine harcadığı meblağları vurgulayan Hürriyet gazetesinde tarif edilen Türk silahlanma programını aktarıyoruz. Türkiye silahlanmalar için 2011 yılında 4,5 milyar dolar önümüzdeki on yılda da 15,5 milyar dolar harcayacak!
Türkiye on yıldan az bir dönemde şunlara sahip olacak:
- Maliyeti 15 milyar dolar olacak ve ödemesi on yıldan fazla sürecek 100 F-35 Joint Strike Fighter Lightening II savaş uçağı.
- Türk Hava Kuvvetleri mayıs ayından itibaren Yunanistan’ın 2005 yılında sipariş ettiği ve teslim aldığı 30 F-16 savaş uçağına karşı “denge” kuran 30 F-16 Block 50 savaş uçağını teslim almaya başlayacak. Türkiye daha eski F-16’larını modernize etme yönünde de ilerleyecek.
- 3 milyar maliyetli altı yeni U-291 denizaltı.
- Maliyeti 7 milyar olması beklenen saldırı helikopterleri.
- Satın alınacak uçaksavar-füzesavar savunma sistemlerinin maliyeti ve tamamen Türk olacak bir zırhlı aracın üretim maliyeti hâlâ belli değil.
Geçen aralıkta TBMM 11,3 milyar dolarlık bir “savunma” bütçe tasarısını onayladı; 2010 yılında 10,5 milyar dolardı. Söz konusu meblağ Türk bütçe tasarısının yüzde 5,4’ünü oluşturuyor.
Bu hesaplamada Jandarma (3 milyar) ve Sahil Koruma (210 milyon dolar) harcamaları yer almıyor.
Ege’ye sadece 100 F-35’lerin girişi dahi koşulları ve güç dengelerini tamamen değiştirecek. En azından üç yıldan bu yana Hava Kuvvetleri yetkilileri Savunma Bakanlığının iki farklı liderliğine vurgu yapıyor. Gerek Meymarakis gerekse Venizelos, hava orgenerallerine “sorunu anlamış olduklarını” söyledi. Buna rağmen hem YDP hem de PASOK, Ege’de gittikçe açılan havadaki “mesafe” dışında her şeyle uğraştı.
Hava Kuvvetleri yetkililerine göre 2011 yılında kararların alınması gerekiyor: Ya yeni bir savaş uçağının seçilmesi ya da var olan uçakların modernizasyonu gerekecek. Hava Kuvvetleri yetkilileri “Bir karar almamız gerekir.” diyor. Maliyet konusu ortaya konulduğunda “Önemli olan ülkenin savunmasına ayrılan ödeneklerin doğru paylaşılması ve doğru harcanmasıdır” diyorlar, aynı zamanda da hükûmetin Fransızlardan elimizdeki firkateynlerin (3.200 ton) hacminin iki misli olan 6.400 tonluk (!!!) firkateynleri satın alma yönündeki ısrarı nedeniyle öfkelerini dile getiriyorlar.Havadaki “delikleri” kapatmaya çalışan havacılar söz konusu firkateynler için “Deniz üssüne hatta Ege’ye sığamazlar.” diyorlar.
--Güçlü Oyuncular İçin Oyun--
Başbakanın Yunanistan çapında bir canlı yayınla ülkenin IMF’nin ellerine teslim edildiğini açıkladığı Meis Adası'nın bugün Yunan egemenliğinin rafa kaldırıldığı bir toprak parçası oluşturması acaba “kaderin” bir ironisi mi?
Rusların geçen yıl Yunan hükûmetine bu toprak parçasında petrol ve doğal gaz yataklarının var olduğuna dair ciddi belirtilerden söz etmesi tesadüf mü?
Washington’un talebi üzerin geçen yazdan itibaren Yunan-İsrail ittifakının hızla ilerlemesi bu olayla bağlantılı mı?
Yukarıdaki sorulara verilebilecek cevap bir yana bölgede güçlü oyuncular için bir oyunun gelişmekte olduğu kesindir. Güneydoğu Akdeniz’deki enerji kaynaklarının paylaşımı ABD, Türkiye ve İsrail gibi geleneksel dostlar arasında sürtüşmelere neden oluyor.
Washington yerel süper güç trolünü sağlayacak özerk bir politika çizme yönündeki Türk amaçlarını seziyor. Amerikan çıkarlarıyla sıkı bağlantılı nükleer güç İsrail, Ankara’nın etkisinin aleyhinde artmasına izin verme niyetinde değil.
Yerel rekabetlerin sallanan gergin ipine çıkmış olan iflas etmiş Yunanistan’ın hükûmeti de düşmekten kurtulmaya çalışıyor.
Başka durumda hükûmetin tamamen zorunlu olan adımı atmış olacağı, kendi MEB’sinin sınırını çizerek ülke çıkarlarını güvence altına alacağı kesin olacaktı. Ancak bunu yapmıyor. Bu da tesadüf sayılamaz.
Kaynak:
http://www.byegm.gov.tr/yayinicerikarsiv.aspx?Id=2&Haftalik=0#11